SEKSENLER SÖZLÜKÜ





Sevgili günlük,

Hayatının bir döneminde yolu 80’lerden geçmiş olanların, duyduğunda “ahhh bee” diyecekleri bazı sözcükler vardır. Efsane 80’lerde çocukluktan ilk gençliğe adım atmış ve gençliğinin baharını yaşamış bir 80 gazisi olarak, bunları, bilenlerin yüzünde tebessüm, bilmeyenlere de bir aşinalık yaratma babında, hem kendim kendime de bi nostalji olsun diye, şöyle bir sözlük şeyettiydim. Okumak isteyen buyursun.

Şalvar pantolon: Üst kısmı sanki pislemişsin de dolmuş torba şeklinde olup aşağıya doğru inanılması zor bi şekilde darlaşan giyim eşyası.

Vatka:Senelerce vücut çalışsan genişletemeyeceğin kadar geniş ve alımlı! omuzların olmasını sağlayan süngerimsi varlık.

Strech kot: Kızların giymeye bayıldıkları, erkeklerin de kızların giymesine bayıldığı baldır bacak ne varsa sarıp sarmalayan giysi.

Aerobik. Pirimiz, önderimiz Jane Fonda sayesinde meşhur olmuş. Daracık siyah parlak taytlar giyip popişi bi sağa bi sola sallayıp, bacakları mümkün olduğunca yukarıya kaldırmak suretiynen yapılan bir tür spor dalı.

Beyaz çorap: Saflığın ve temizliğin simgesi..ahanda benim annem çorabın altında bile leke bırakmadan yıkayabilirin kanıtı, her tür giysiyle giyilebilen bir çorap türü. Özellikle takım elbise altında süper durur.

Havlu çorap: Yaz sıcağında bile giyilebilen, teri çekmek yerine terden ayaklarda dayanılması imkansız kokular bırakarak hayatımızın bir dönemine damga vuran bir başka çorap çeşidi.

Converse : Son iki yıldır yine moda olsa da, altın çağını aslında o dönemde yaşamış olan, alamayanın toplumdan dışlandığı, fakirsin sen fakirsin diye hor görüldüğü, popüler olabilmek için olmazsa olmazlardan, giyilesi hatta öpülesi, ayakkabı yerine efsane ismini hak eden bir tür spor ayakkabısı.

Konch: Rengarenk, cıvıl cıvıl. Genelde taytla birlikte kullanılan, ne işe yaradığı pek te anlaşılamayan ayak kısmı kesik bir tür çorap.

Pac-man:Teknolojinin bu boyutlarda ilerleyeceğini kimse tahmin edemezken, 3 boyutlusu, zırtı vırtı derken bi dünya oyunun icat edilmesi bile düşünülemezken, kendi halinde, bişeyler yiyerek kendine yol açıp açıp ilerleyen bir tür bilgisayar oyunu kahramanı

Şahap Lorenz: Reklamlarıyla gönlümüze taht kurmuş.. şahsiyetli yayınların şahsiyetli televizyonu.

Necefli Maşrapa: Canımız, tek kanalımız TRT 1 imizin, teknik nedenlerle yayını kesildiği zaman dakikalarca seyredip, her kıvrımını, her desenini ezberlediğimiz nadide sanat eseri.

Voltran: Bi sürü rengarenk robotun birleşerek oluşturdukları, kötülerle savaşan bir tür kocaman kahraman robot.

Şeker Kız Kendy: Rahmetli Antony’si vefat ettikten sonra uzunca bi süre hayata küsen, sonrasında Terry ile tanışıp yeniden beyaz güller yetiştirmeye başlayan bir tür sevgi pıtırcığı.

Ceyar: Bu gün bi kanalda tekrar seyrederken, Allahım aslında ne kadar da masum şeyler yapmış, biz yıllarca kötü adam diye bunun günahını almışız diye hayıflandığımız, şimdikilerin yanında melaike gibi kalan entrikatör dizi kahramanı.

Kara Şimşek:Kimimizin hadi len konuşan araba mı olurmuş diye dalga geçerek ya da kimimizin ulen bee vay be hayret nidalarıyla ,olabilir mi diye gıptayla seyreylediği teknoloji harikası zannettiğimiz bir arabanın, başrol oynadığı dizi.

Serpil Çakmaklı:Kelebekli tokasıynan kıvır kıvır saçlarını sıkıca tepesinde toplayarak, yüzüne gerilmiş ifadesi verebilen, belki de botox olayının ilk temellerini atan şuh bakışlı, esmer sinema sanatkarı.

Nuri Alço:Filmlerde kızları uyuşturucuya alıştıran ya da gazozuna ilaç katıp sürekli iğfal eden kötü adam. Ceyar gibi onun da çok günahını almışız çok. Zaten sonra hatamızı anlayıp fan club bile kurduk ya…

Duran Duran: Simon Le Bon ve John Taylor gibi iki süper yakışıklıyı bünyesinde barındıran, The Wild Boys yani daha ne diyim. Annemden az fırça yemedim. Yapıştırdığım posterler duvarın boyasını kaldırdı diye.

Şimdilik bu kadar günlükçüm. 80'li yıllar iyi kötü izler bırakarak geçti gitti. O günlerden bu günlere çok şeyler değişti. Gözümüze kalem soka soka icraatlarını anlatan adam bile aramızdan ayrıldı. Teknoloji çok ilerledi çok. Bkz. resimler. Her ne kadar bazen o tek kanallı yarı renkli dönemi özlesek te, artık 9999 tane TV kanalımız var. Seyredecek bir şey bulamasak bile var. Artık gençlerin eğlence toplantılarına çay denmiyor günlük, beyaz çorap giyene kıro deniyor. Çok şey değişti çok.

80’ler, bence mutlu geçen bir çocukluk, asi ve tüm kötülüklere meydan okumaya çalışan bir gençlik, bir sürü anı ve ilklerin yaşandığı bir dönemdi. Sanırım o dönem, bir çoğumuz için efsaneydi ve hep öyle kalacak.

Haydi kal sağlıcakla.






Yorumlar

bembi dedi ki…
aah çok güzel bir yazı olmuş! :)) ama ben 80leri sevmiyorum, üzgünüm :/ 90lara ve 70lere taparım.. ama elimde olsa 80leri ortadan kaldırıdım :))
gazel vakti dedi ki…
Yaş 30 bende ahanda hepsini ayan beyan hatırlıyom. Hatta bi kitabı dönüp dönüp okurum. "Bi maniniz yoksa annemler size gelecek" kitabın adı.Her evde olması gereken muhteşem bi kitaptır. Okudukça aaaa evet buda vardı dersiniz. Geçmişi tebbessüm ederek hatırlarsınız.
CeRkeS KıZı dedi ki…
nuri alçoo adamımmmmmmm :) ya inadına böyle güzel şeyler yazıp ders çalışmamı engelliyon dimiiiii :P dönecem ben dönecemmmm az kaldı :)
cenebaz dedi ki…
Fikrişim, ben tam ara dönemdeyim. Benim gençliğim 70-80 ortalarına dek geliyor. Mesela Nuri Alço'dan önce bizim kötü adamımız Önder Somer'di. Converse'ten önce espadriller vardı. Ben de 70'leri 80'lee tercih ederim.
ciceklibahce dedi ki…
O kelebekli tokayı takıyorlardı birde alınlarına bantta takıyorlardı. Serpil Çakmaklı, Hülya Avşar....
Deniz dedi ki…
ortaokul yıllarıma şöööööyle bir gittim geldim. bir de saç bandı vardı amma velakin, şimdiki gibi alından başlayıp, kulak arkalarından ensede bağlanan ve saçların örttüğü değil... tam aksine, saçların üzerinden geçirilerek (anlatamıyorum, yaşamak gerek) tamamı görünecek şekilde kullanınan bir tutturma şekliyle...

ayrıca fosforlu yünlerden kazaklar, espadriller -ki yeşil ve turuncu modası olduğunda bir ayağıma birini, diğerine diğer rengi takardım- ve kayahan'ın tıfıl hallerini de anmadan geçemeyeceğim... özellikle 2000li yılları anlatan, bilimkurgu çocuk dizisini... güya hepimiz alimünyum folyodan elbise giyecekmişiz... ne uzak gelirdi o zaman 2000ler... bu gidişle sonunu da göreceğiz :/
bembişim, yazık kız dokanma gençliğime.:))) bana sorsan ben de 60'lar hayranıyım. Kıyafetleri, filmleri, şarkıları her şeyiyle..:)

gazelim, o kitabı okumadım. iş çıkışı alıp, haftasonu okuyim ben onu. hatırlamak istiyorum gerçekten. seviyorum ben o yılları ya.. bi de 30 u geçince insan gençliğini mi özlüyor ne?:)(bu arada biz de seni özledik.:)

çerkes kızım, gazozuna ilaç mı koydular gı..:))) kayboldun ortalıktan. özledik seni, dön artık.:)

çenebazım, her dönemin de bir ayrı güzelliği var. ben o 70 lerin ispanyol paçalarıyla ne dalga geçmiştim zamanında, sonra da kendimiz giydik paşa paşa. espadrili biliyom ben de canım. turanjını giydiydim. turanj ayaktan geçme tayt ve turanj kelebekli t-shirtle beraber.:)

çiçeklibahçem, o kelebekli tokadan ben de takmıştım biliyon mu.. beyazdı. lacivert beyaz bi denizci elbisem vardı, onunla kullanırdım.:) Bandı ayrı takardım valla, tokayla beraber değil.:)))

dnzim, yorma bacım kendini, anladık biz onu.:)) yaşamıştık ta o bakımdan. Kayahan'ın tıfıl hallerini, Güccük Emrah'ın gerçekten güçümen olduğu zamanı, Ceylan'ın hortlağa dönmemiş halini de biz yaşadık. Heyyt gidi beeee.:))) Ay o diziyi biliyorum. Dur ben folyoma sarınayım.:)Bir de HİBSUB ile BİLUSBİL var idi hatırlar mısın bilmem. :)))
Ocean dedi ki…
Fikrimin ince gülü Bende yetiştim o döneme en azından ablam ve teyzemi izliyordum parlak rujları vardı onlarında:) bide tunik gömlekler dik yakalı bide kıyafetin olmazsa olmazı dana kadar kemerler:)) birde hülya avşarın kahküllerine uyguladığı gül modelini hatırlıyormusunuz dolma da derdi bazıları:))) bide bide diye uzar bu anlatım en iyisi gazel vaktinin tavsiye ettiği kitabı okumak:))
kurunane dedi ki…
gümüş künyeleri ve yakalara takılan yuvarlak zımbırtıları unuttunuzmu kızlar yoksa? montumuzun üzerine bissürü takardık o zımbırtılardan adını bilemiyorum da... omuzda taşınan mini müzik setleri... bilmiyorum hatırlayanınız var mı genelde kıbrıstan getirilirdi, yeşil renkli rujlar ama dudağa sürünce kırmızı oluyordu :)))))

ama bende 80leri hiç sevmiyorum çünkü gençliğimi anmak bile istemiyorum ama 70 lere hastayım yani çocukluğumun geçtiği yıllara.
oceancım, dolma modelini hatırlamaz mıyız hiç, düzgün sarıcaz diye kaç saat uğraşırdık eheehe.:) bi de uzun tuniklerin üzerine kısa ceket veya mont giyilirdi önü açık bırakılırdı ki kemerler rahat görünsün.:)

kurunanecim, sen diyince hatırladım. o zımbırtılara arma derdik biz.:) ben, beyaz çorabımın üstten kıvırdığım yerine takardım bir de onu, buna inanabiliyor musun?:))) müzik seti omuzda sokaklarda break dans ve elektrik bugi yapılırdı.:) walk man vardı bi de.:)
Gulos dedi ki…
Ahh yıllar :P .
Aslında 80 lerin başında doğmuş biri olarak bir çoğunu hatırlıyorum.Özellikle maykıl nayta bayılırdım hastaydım. Birde vilyım tel vardı :) .Şimdi 80 li yıllar taklit ediliyor.Ceyyar amcayı bende seyrediyorum bazen o kanalda.hala devam ediyor mu bilmiyorum.sarp lorenz markasıda yeniden atağa kalktı burarada.Bende bir tvsine talibim şu sıralar.
Neyse bu liste uzar gider.Seviyordum o yılları.Gençliğimin ilk baharı :) .
mayonez dedi ki…
alttan geçmeli taytları unutmuşsunuz hahah:)) yaa ben 1981 liyim ama benim zamanımda da sürüyordu bu akım. dev kemerler kelebek tokalar, ince topuklar. vay bee eskilere götürdün beni FİG cim canım benim. annemin dev güneş gözlükleri, vaktalı ceketleri,iri kemerleri,tivtik sapsarı saçları canlandı gözümde...
uykucu dedi ki…
sözlüğüne bayıldım sanki o yıllara geri döndüm. unuttukların arasında tunik gömlekler, yarasa kollu kazaklar,golf pantolon,penye pantolonlu tulumlarda çok modaydı bir dönem, artis resimlerinin olduğu çanta ve yakaya takılan arma tarzı broşlar(adı tam neydi unuttum)benimde konçlarım vardı tabiki conversim (hala durur hatıra) aldırmak için canım çıkmıştı,duran durana aşıktım odam duvar kağıdı gibi posterleriyle doluydu,saç bantım vardı renk renk kızılderili gibi gezerdik,lisede saçları dolma yapardık, geçen yine yaptım çok komik oldu nasıl beğenirdik onları ahhh ne günlerdi .ben 5 yıl önce okumuştum o kitabı muhteşem tavsiye ederim unuttuğumuz daha neler çıkıcak karşına..
Annelog Atölye dedi ki…
Bir de aslan başı saç vardı galiba:)Adile Naşit de masal anlatırdı:)
güloşcum, maykıl nayt hala yakışıklı, cem yılmaz reklamlarıyla bir daha saygıyla anıyoruz kendisini.:) rahmetli ceyar'a en son geçen aydı galiba rastladım retroda, hala devam ediyor mu bilmiyorum valla.:)heyy yıllar.:)))

mayonezcim, unutulabilir mi hiç o taytlar( bkz. çenebaza yazdığım cvp.).:) anneciğin o günlerin modasına uygun, şık ve de modern bir hanımefendiymiş.:) 81 he.. bebeymişin be gülüm sen daha.:))

figencim, yarasa kollar geri döndü (fredinin kabusu).:) İtiraf ediyorum, giydim. Hepsini tek tek yerine getirdim, 80 ler klasiklerinin.:)))Simon Le Bon, Jasmin'le evlendi diye 2 gün yasa girmiştim. Sanki onunla evlenmese benimle evlenecekti. gençlik işte.:)))

annelogcum, o saçı çok yakıştırırdım kendime. Bir de afro modeli vardı. Düşünmüştüm bi ara ama Allahtan hep düşünce olarak kaldı.:)))
hey hatunlar ihtiyarladığımı hatırlatmayın bana. :))
ben 80 diyince ihtilal bilirim,
evlenip çoluk çocuğa karıştığımı bilirim.:(

Birde o kitaba bayılmış ve sinir olmuştum,"bu kitabı ben yazmalıydım" diye.:)
yazsam öyle yazardım yaniii.:)
Canikom bugün aksilik geç kalktım,yazımı koyup kayınvalideme geçtim.Cuman ve kandilin mübarek olsun canım benim.
Kursum bilgisayar da "auta cad"teknik çizim programı.:)
bu konuda makara bir yazı yazacağım zaten.:)
ben pc de 3 boyutlu resimler yapabileyim diye gidiyorum oraya. bedava kurs bulmuşum.:)
hani belediyelerin meslek edindirme kursları var ya. Bu da kocaelinin komek diye.işte böööyle.:)
parkeolog dedi ki…
:) Ablamın dergileri geldi birden gözümün önüne :) Gizlice okuduğum dergileri buldum bu güzel yazında fikriminincegülü.. Çok güzel olmuş.. :)
Hayırlı kandiller bu arada..
uykucu dedi ki…
bu kadar olur bende simon le bon hayranıydım evlendiği zaman nerdeyse ağlamaktan ,kederden verem olup ölücektim(ben ciddi ciddi türkiyeye gelirse bana aşık olacağına inanıyordum valla ciddiyim) hatta onların klübüne bile üye olmuştum duran duran clup diye bide tişört göndermişlerdi annem kim kız bu duran sevdiğin mi diye soruyordu?yaş aynı olunca demekki zekada aynı oluyormuş o çağlarda (ikimizin yaşı).geçen yıllarda bir belgeselde yine gördüm simonu yaşlanmış çökmüş hayallerim yıkıldı..
yağmurum damlam, öncelikle kursun hayırlı olsun.:) çok iyi yapmışsın bacım. İhtilale gelince biz de biliriz de çocuktuk o zamanlar. (kızma bee sen daha 18 liksin sultanım.) gözümün önünde okulun bahçesinde bakkalın oğlunu vurdular daha 7-8 yaşlarındaydım. hiç unutamam. ama onları da es geçtik işte. şu kitabı çok merak ettim. hemen alıp okumak istiyorum.

parkeologum biluncum, Hey Girl, Blue Jean. off offf. Çıksın diye sabırsızlıkla beklerdik.:) Küçüğü, büyüğü herkes bir ucundan bulaşmış demek bu döneme.:)

figenciim, evet ya sen biraz daha abartmışın ama, hehe.:) Bak ben kaçırmışım o belgeseli. Benim de George Michael'in homo olduğunu öğrendiğimde hayallerim yıkılmıştı bacım valla.:) Güzel ve tatlı anılar kaldı hepimizin elinde sonuçta.:)

Bu arada bütün arkadaşlarımın Mübarek Mevlid kandilini kutlar, hayırlara vesile olmasını dilerim.
hayırlı kandiller...
yine çok hoş bir yazıydı :)) benim bebeklik dönemime denk geliyor anlattığın dönem ancak ben filmlerden ve son kısımlarına yetişmiş olmaktan tanıyorum :)) yalnız keşke hepsinin fotoğraflarını bulabilseydin tam süper olacaktı ( bu tam süper lafını aslında sevmiyorum ama yazdım işte ) bir de duran duran kim onu tanıyamadım :)
gökhancım, hayırlı kandiller olsun sana da ve herkese inşallah.:)
Sen de bebelerdensin tabiii.:) Lakin hepimiz bi ucundan değmişiz sanki o yıllara. Resimlerin daha bir sürüsünü attım arşive. ara ara yayınlarım.:)
yanlışlıkla oldu be. uuuu bişey değil.:))))))))))))) ay güldüm kendime çok.:)silmiyom ben onu. prensip meselesi. comment silmiyorum.:)
:)))) fikriminince gülü seni seviyorum yahu:)) 35 yaşında olduğun içinde seviyorum:))) en çok da havlu çoraba sırıttım:))) okullarda yasak tı ya hani. kolej öğrencileri giderdi de gıptayla bakardık. saklı saklı giyip okulun bahçesine giderdik. bizi eve gönderirlerdi. saçlar iki örgü. ahh ahh tamda kendimizi beğendirme çabasında olduğumuz zamanlarda ne çektirdiler bize be. şimdilerde lise talebelerine bakıyorum da özeniyorum:))) flört bile yoktu bizim okulda. koskoca okulda 2 tane çift vardı!!!!

nimet
nimetcim, sağol canım. hislerimiz karşılıklı biliyorsun.:) Evet ya değil mi. Şimdikiler full makyaj gidiyorlar. Saçlar salınmış bellere kadar. ne güzeller.:) Hele bir gün, dudaklarım çatlamış azıcık bi ruj sürdüydüm, kanatana kadar sildirmişti bizim radar hoca.:( herşeye rağmen hayatımızın hiç unutamadığımız yıllarıydı ama, güzeldi be.:)))
Gamzeli dedi ki…
merhaba,

çok güzel bir yazı okudum ama okurkende gülmekten kendimi alamadım...

İyi hafta sonları...
PERİLİ KÖŞK dedi ki…
ahhh,beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın..denizin orasında bak yelkensiz bıraktın,80ler çok önemli benim için,darman duman oldum...
sevgili gamzeli, merhabalar.
Teşekkür ederim. Gülümsemene sevindim.:)

perilim, yazarken ben de darman duman oldum valla.:) nerelere gittim, geldim, neler hissettim.. anladın sen onu.:)))
Mesleğe atıldığım, evlendiğim yıllar, güzel geçen yıllar..

Yine de seksenli yıllara damgasını vuran ihtilaldi..

Ne güzel yazmışsın, kutlarım seni incegülüm..
kraliçem, evet ille de ihtilal, damgasını vurdu o döneme malesef.:(( ama, yine de güzel ve komik yönleriyle hatırlayalım istedim.:) beğenmene sevindim, teşekkür ederim.:)))

Bu blogdaki popüler yayınlar

SİGARASI YALDIZLI GELİYOR NAZLI NAZLI

BİR ÇİFT KUŞ KANADIDIR MUTLULUK

DUAYLA MUHABBETLE SEVGİYLE