ANASININ KUZU SÜRÜSÜ
Sevgili günlük,
Anne olmak, çocuk doğurmak mıdır? Hani hep tartışılır ya. Doğuran mı, bakan mı, büyüten mi diye. Yüreğinde annelik duygusu olmayan, doğursa ne olur ki? Anne mi olur?
O zaman, minicik bebesini, buz gibi kış gecesinde, sokağa bırakan, anne midir? Sebebi her ne olursa olsun, bunu yapabilen kadın, her şeyden önce insan mıdır? Ya da yavrusunu başkaları büyütürken, kendisi evinde huzurla yayılan biri, anneliği hak ediyor mu? Daha da önemlisi, evladının aç olduğunu bilen bir anne, keyifle öğün yiyebilir mi? Hal böyleyse, o da anneyim diye iddia edebilir mi? Eder ya neyse.
Bu gün sana bir kadından söz etmek istiyorum günlükçüm. Tuttuğunu koparan, asıldığını yerle bir eden, sağlam, güçlü, becerikli, elinden bir uçanla, bir kaçan kurtulur, derler ya, öyle. Yaşı küçük, yüreği büyük bir kadın. Sen de tanırsın kendisini. Benim sonradan olma kız kardeşim.
Henüz bir çocuğu yok. Toplumun kabul ettiği anlamda bir anne değil yani. Ama, bana sorsan, bir çoklarından daha annedir. Çocuklarımızın en güzel ve en kötü günlerinde, hep en önde olandır o. Çocuklarla ilgili alengirli ne kadar iş varsa, hepsinde yardım istenen kadın.
O bir anne değil ama, çocuklar karne aldığında, ilk o meraklanır. O bir anne değil ama, derslerine çalış diye, en fazla o uyarır. O bir anne değil ama, OKS açıklandığında, ne yapmış bizim Camış diye, ilk o arayıp sorar. O bir anne değil ama, ameliyat olan yavrumun başucunda olan, anne şefkatiyle saçlarını okşayan, üşümüş diye üzerini örten de odur.
Çocuğunla ilgili sıkıştığında, güvendiğin tüm dağlara kar yağdığında, önce beyaz diyenler, sonra siyah dediğinde, seni alır bu hatun, çıkarır o zor durumdan. ( Unutacağımı sanıyorsan, çok yanılıyorsun. Öldüğüm gün aklımdan çıkar belki. )
He cadıdır. Car car konuşur. Asarım keserim, yıkarım dökerim diye atar tutar. Ama aslında öyle bir pamuk kalbi vardır ki. Aslında öyle kırılgan ve naiftir ki. Güzel, yeşil gözleri, bir anne gibi, her an ağlamaya hazırdır. Öyle de duygusaldır bu cadı.
İşte onun yüreği ana yüreğidir. Kendi belki bilmez, fark edemez. Analık böyle bir şeydir. Anlayabilemez. Ama, onun yüreği anadır. Elbet bir gün kendi bebelerine de analık yapacak. Ben eminim ki, çok güzel bir anne olacak.
İyi güzel hoş ta, bunlar, karı koca biraz asortikler. Yavruların, yeme saatiydi, alt açma saatiydi, yellenme saatiydi, hepsini planlarlar kanımca. Yavru, pisliğinin içinde kokar da, “haayıııır, daha saati diil” şekli yapıp, pişik ederler tosunumun totişini.
He bir de sevgi verme saati olur diye düşünüyorum. Mesela, ben gitmişim, yeğenimi sevecem. Bu ikisi konuşuyor: “ Abla, daha üç dakika, yirmi iki saniye var. Ecük bekleyiver pliiz” Saat geldi, seviyoruz yavruyu. “ Ay ablacım, başını sekiz kereden fazla okşamazsan sevinirim. Heh şimdi iki tam bir yarım şaplak atıver poposuna.”
Hayır, bunlara kalsa, beşiz yapacaklar zaten. Zavallı yavrucakları, kendi icatları olan yemleme makinesiyle besleyip, seri alt değiştirme sistemini uygulayacaklar. Nasıl oluyor dersen, kocası bir yandan bebeleri masaya atacak, bu hatun da, seri bir şekilde temizleyip yan tarafa bırakacak.
Emzirme olayını da kurayla halledeceklermiş. Kurada çıkan şanslı bebe!!! anne sütü alacak, diğerlerine Milupa Aptamil. Mamanın markası bile belli. Gece ağladıklarında, ikisi birden kalkıp, ağlayan bebelerle ilgileneceklermiş. Beşi birden ağlarsa ne yapacaklar bilemiyoruz. Onun için de kura çekerler herhalde.
Şimdi bunların beşizi olursa, ikisine kendileri bakar. Birini N. Sultan alır. Birini E. Sultan alır. Kız olanı da ben alırım. Böylece bakım işini organize etmiş oluruz. Büyüyünce de toplarlar civcivlerini etraflarına. Ne edicen. Yoksa telef edecekler yavrucakları.
Günlükçüm ben bu Gmemuzin kişisini çok seviyorum. Kocası olacak Bigbrother’ı da çok seviyorum. Onların bebeğini veya bebelerini de çok ama çok seveceğimi biliyorum. Tabii sevme saatinde.
Hadi bay bay canım.
Anne olmak, çocuk doğurmak mıdır? Hani hep tartışılır ya. Doğuran mı, bakan mı, büyüten mi diye. Yüreğinde annelik duygusu olmayan, doğursa ne olur ki? Anne mi olur?
O zaman, minicik bebesini, buz gibi kış gecesinde, sokağa bırakan, anne midir? Sebebi her ne olursa olsun, bunu yapabilen kadın, her şeyden önce insan mıdır? Ya da yavrusunu başkaları büyütürken, kendisi evinde huzurla yayılan biri, anneliği hak ediyor mu? Daha da önemlisi, evladının aç olduğunu bilen bir anne, keyifle öğün yiyebilir mi? Hal böyleyse, o da anneyim diye iddia edebilir mi? Eder ya neyse.
Bu gün sana bir kadından söz etmek istiyorum günlükçüm. Tuttuğunu koparan, asıldığını yerle bir eden, sağlam, güçlü, becerikli, elinden bir uçanla, bir kaçan kurtulur, derler ya, öyle. Yaşı küçük, yüreği büyük bir kadın. Sen de tanırsın kendisini. Benim sonradan olma kız kardeşim.
Henüz bir çocuğu yok. Toplumun kabul ettiği anlamda bir anne değil yani. Ama, bana sorsan, bir çoklarından daha annedir. Çocuklarımızın en güzel ve en kötü günlerinde, hep en önde olandır o. Çocuklarla ilgili alengirli ne kadar iş varsa, hepsinde yardım istenen kadın.
O bir anne değil ama, çocuklar karne aldığında, ilk o meraklanır. O bir anne değil ama, derslerine çalış diye, en fazla o uyarır. O bir anne değil ama, OKS açıklandığında, ne yapmış bizim Camış diye, ilk o arayıp sorar. O bir anne değil ama, ameliyat olan yavrumun başucunda olan, anne şefkatiyle saçlarını okşayan, üşümüş diye üzerini örten de odur.
Çocuğunla ilgili sıkıştığında, güvendiğin tüm dağlara kar yağdığında, önce beyaz diyenler, sonra siyah dediğinde, seni alır bu hatun, çıkarır o zor durumdan. ( Unutacağımı sanıyorsan, çok yanılıyorsun. Öldüğüm gün aklımdan çıkar belki. )
He cadıdır. Car car konuşur. Asarım keserim, yıkarım dökerim diye atar tutar. Ama aslında öyle bir pamuk kalbi vardır ki. Aslında öyle kırılgan ve naiftir ki. Güzel, yeşil gözleri, bir anne gibi, her an ağlamaya hazırdır. Öyle de duygusaldır bu cadı.
İşte onun yüreği ana yüreğidir. Kendi belki bilmez, fark edemez. Analık böyle bir şeydir. Anlayabilemez. Ama, onun yüreği anadır. Elbet bir gün kendi bebelerine de analık yapacak. Ben eminim ki, çok güzel bir anne olacak.
İyi güzel hoş ta, bunlar, karı koca biraz asortikler. Yavruların, yeme saatiydi, alt açma saatiydi, yellenme saatiydi, hepsini planlarlar kanımca. Yavru, pisliğinin içinde kokar da, “haayıııır, daha saati diil” şekli yapıp, pişik ederler tosunumun totişini.
He bir de sevgi verme saati olur diye düşünüyorum. Mesela, ben gitmişim, yeğenimi sevecem. Bu ikisi konuşuyor: “ Abla, daha üç dakika, yirmi iki saniye var. Ecük bekleyiver pliiz” Saat geldi, seviyoruz yavruyu. “ Ay ablacım, başını sekiz kereden fazla okşamazsan sevinirim. Heh şimdi iki tam bir yarım şaplak atıver poposuna.”
Hayır, bunlara kalsa, beşiz yapacaklar zaten. Zavallı yavrucakları, kendi icatları olan yemleme makinesiyle besleyip, seri alt değiştirme sistemini uygulayacaklar. Nasıl oluyor dersen, kocası bir yandan bebeleri masaya atacak, bu hatun da, seri bir şekilde temizleyip yan tarafa bırakacak.
Emzirme olayını da kurayla halledeceklermiş. Kurada çıkan şanslı bebe!!! anne sütü alacak, diğerlerine Milupa Aptamil. Mamanın markası bile belli. Gece ağladıklarında, ikisi birden kalkıp, ağlayan bebelerle ilgileneceklermiş. Beşi birden ağlarsa ne yapacaklar bilemiyoruz. Onun için de kura çekerler herhalde.
Şimdi bunların beşizi olursa, ikisine kendileri bakar. Birini N. Sultan alır. Birini E. Sultan alır. Kız olanı da ben alırım. Böylece bakım işini organize etmiş oluruz. Büyüyünce de toplarlar civcivlerini etraflarına. Ne edicen. Yoksa telef edecekler yavrucakları.
Günlükçüm ben bu Gmemuzin kişisini çok seviyorum. Kocası olacak Bigbrother’ı da çok seviyorum. Onların bebeğini veya bebelerini de çok ama çok seveceğimi biliyorum. Tabii sevme saatinde.
Hadi bay bay canım.
Yorumlar
Allah'ım en hayırlısından kısa zamanda nasib etsin onlara da inşallah.:)
resimdekiler onlar mı?
bak şincik ben utandım:(
oks noldu sahi?
TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE
'' sözümüz namusumuzdur ''
İ Ş Ç İ P A R T İ S İ
GÖRKEMCİM, canımın içi, inşallah hayırlısıyla onlar bir halletsinler, biz paylaşımı yaparız. E artık onlar yenilerini yapacaklar kendilerine bi zahmet. Beşiz olsun madem, yoksa yetişmiyecek yavrular hepimize. Ben de seni çok öpüyorum canım.:)))
LİMONCUM, tamamen tembellikten yazmıyor.:)) Hee cooldur benim kardeşim. Ablasının aşkıdır o. Kız kardeşim de güzeldir ama, şimdi hakkını yemeyelim.:)))
GMEMUZİNCİM KİŞİSİ, biliyorsun zaten, ben de seni kardeşimden dolayı sevmiyorum. Seni sen olduğun için seviyorum. Konuşabileceğim, gülüşebileceğim, ağlaşabileceğim, dedikodu yapabileceğim biri olduğun için seviyorum. Bütün iyi ve kötü özelliklerinle seviyorum. İlk kez gördüğümde, üç yaşındaki o tombiş, tatlı küçük kızı seviyorum. Benim takılarımı, rujlarımı kurcalayan ilkokul öğrencisini seviyorum. Bugünkü en iyi dostumu seviyorum. Ve çocuklarımın küçük annelerini seviyorum. Umarım, bütün dileklerin gerçek olsun.:)))
Bu arada annelik kesinlikle doğurmakla olmaz.
kizkardese gelince allah gönlüne göre versin derim birde eger cocuklari olursa yazarsin dimi kimin kura cektigini :)
ÖSNURCUM, inşallah bir gün o haberi de burada paylaşırız canım. Hayırlısı inşallah. Mucuksss:)))
RENKLERCİM, ay bunların hali pek komik olur o zaman. Saç baş bi tarafta, perperişan, uykusuz. Saat maat kalmaz. Asortiklik te kalmaz.:))) İnşallah hayırlısıyla, olsun da, mutlaka onlar bebelerine uyacaklar.:)
HAYAL PERİCİM, umarım iyisindir. Dinlenme arasıdır.:) Sağol canım benim. Çok şükür atlattık o meseleyi. Mini iyi şimdi ablası.:)Aaa yazmaz mıyım hiç. Hem de tüm ayrıntısıyla.:)))
Mutluluğunuz daim olsun biz sürdüremedik umarım sizin ki bozulmaz.
Proğramlılık konusunu kafaya takınca ,insan manyaklaşıyor ve oluyor ,ben herşeyi saaatli yapmıştım ( dışarlarda isek meyve saati diye ,yoğurt saati diye koşa koşa eve geldiğimizi çok bilirim),ama zaten zeynepte alışmış 2 saatten önce kalkmazdı meme emmeye hatta tam saat kurulmuş gibi uyanırdı... Ve itiraf ediyorum fikrimcim bu tempoyu bozmamak içim 20 ay sonra İpeğin doğumu gerçekleşti.... ve ben aynı tempo ile hiç zorlanmadan iki çocuk büyüttüm....
Bakalım o günler gelince sizinkiler neler yapacak....
Büyütmek anneliktir.
Bir de doğurmadan anaç kadınlar vardır ki benim diyen annelerin eline su dökerler.
Bu arada iyileşmişsinizdir umarım, her şey yolunda mı?
PERİLİMCİM, canımcım, evet çok şanslıyız bence de.:) Ne güzel, ikisi bir arada büyümüştür kızlar. Bizimkilerin arası yedi sene olunca, ben herşeye sıfırdan başlamak zorunda kalmıştım. Valla çok zor oluyo bacı.:)) Ben de çok merak ediyorum, bunlar nasıl yapacaklar. Yaşayalım ve görelim.:))
ANNELOGCUM, hoşgeldin. Tatilin iyi geçmiştir umarım.:)) Bi tane var öteki kardeşimden. İnşallah bu arkadaşlardan da olur, hayırlısıyla.:)) Niye ümit yok ki senin için?
ASLICIM, ne kadar doğru. Doğurmak, reklam kısmı. O da çok kolay değil ama, büyütüp araya karıştırmakla kıyaslanamaz bile.:) Canım sağolasın iyiyiz şimdi. Kontrole gitti. Doktorumuz, süper dedi. Bir haftaya bişeyciği kalmayacak inşallah.:))
Insallah istedikleri gibi ve sayida!!! olur:)
KUĞUCUM, yakışmışlar demi?:)) Amin canım, inşallah. Beş altı dene yapacaklar bir batında.:))
sevgiler..
Mini görmeden paticiklerde bak olur mu? :))
http://minateser.wordpress.com/
İncegülüm özlemişim yazılarını gece keyifle kaldığım yerden birbir okuyacağım..
SEVGİLİ ANKAMİKED, merhabalar. Doğru söylüyorsun. Baba olmak ayrı zor, anne olmak ayrı. Bu güzellik te emeksiz olmaz.:))
YAĞMURUMCUM, evdeki bağlantı gene nanay. Şimdi bakıyorum canım.:))
HÜZÜNBAZCIM, ben de çok özlemişim seni. Hoşgeldin.:)) Dualarımız, Mina ve onun durumunda olan, şifa bekleyen, tüm yavrularımız için olsun. Çok üzüldüm. Rabbim şifalar versin.:(( Eminim herkes ziyaret edecektir verdiğin adresi.:))
CİVCİVCİM, doğurmakla olmuyor sahi. Canım sağolasın. İnşallah, gönüllerince olur onların da ve herkesin de.:))
BALDAN TATLICIM, bebek doğunca, bunları saatli yapacak haberleri yok. Gece 2.30 kalkıp, mama yapma saati. 3.00 gaz çıkarma saati.:)) Olsun da hayırlısıyla, büyütürler birbirlerini. Sağol canım.:))
Bu arada kendi resmini koymadan başkalarını sayfanda teşhir etmen çok guzel :):)
Milupa çok pahalı, en iyisi pirinç unu, nişasta vb :) Bizim zamanımızda milupa mı vardı!!! :):)
Ben onları meşhur ediyorum internet aleminde. Ne biliim, bi yapımcı filan fark eder de, artiz olurlar diye.:))
Milupa konusunda tamamen katılıyorum. Bak biz Milupa mı yedik. Turp gibiyiz maşallah.:))
sevgilerimle.
suzem