NASIL GEÇTİ HABERSİZ
Gecenin sessizliğinde, saatin tik takları ne zaman rahatsız etmeye başlar seni?
Tik taklar mı yoksa geçen zaman mıdır uyutmayan?
Neşelendiğin şarkılar nasıl birdenbire yorgunluk vermeye başlar.
Okulda can ciğer olduğun arkadaşın, yıllar sonra karşılaştığında, yüzünde tebessümle bir selamı esirgerse, bu dostluk ne kadar geride kalmıştır?
Hayallerinin peşinden koşmak için, dizlerinde derman kalmadığını ilk ne zaman fark etmeye başlar insan?
Delikanlı çağlarındaki fotoğraflar, solup yıpranmaya başladığında, çocukluğun sana artık çok uzaklardan el salladığında, döktüğün gözyaşlarının bir faydası olur mu?
Yaşamın büyüsü, yerini gerçeklere bırakırken, neler alıp, neler verdiğini hesaplamaya ilk nerede başlar ve hesaplamaları ilk nerede bırakır insan?
Sürüklene sürüklene geldiğin yer, aslında varmak istediğin yer midir, yoksa yollar mı kapalıdır artık?
Hala uçtuğunu zannederken, yere çakıldığını fark edebilmek için, kanadına daha kaç darbe alman gerekir?
Saçındaki ilk beyazı gördüğünden beri kaç çizgi geçmiştir yüzünden, yıldızları saymayı bıraktığından beri kaç beyaz olmuştur saçında?
Acıları söküp atabilir misin, yüreğini söküp atmadan?
Ya acımadan, kanamadan büyüyebilir mi insan?
Her zaman mutluluğun doruğundayken gülünmez,bazen sırf hayata gıcıklık olsun diye uçurum kenarındayken bile gülümseyeceksin.
Sence de öyle değil mi günlükçüm?
Tik taklar mı yoksa geçen zaman mıdır uyutmayan?
Neşelendiğin şarkılar nasıl birdenbire yorgunluk vermeye başlar.
Okulda can ciğer olduğun arkadaşın, yıllar sonra karşılaştığında, yüzünde tebessümle bir selamı esirgerse, bu dostluk ne kadar geride kalmıştır?
Hayallerinin peşinden koşmak için, dizlerinde derman kalmadığını ilk ne zaman fark etmeye başlar insan?
Delikanlı çağlarındaki fotoğraflar, solup yıpranmaya başladığında, çocukluğun sana artık çok uzaklardan el salladığında, döktüğün gözyaşlarının bir faydası olur mu?
Yaşamın büyüsü, yerini gerçeklere bırakırken, neler alıp, neler verdiğini hesaplamaya ilk nerede başlar ve hesaplamaları ilk nerede bırakır insan?
Sürüklene sürüklene geldiğin yer, aslında varmak istediğin yer midir, yoksa yollar mı kapalıdır artık?
Hala uçtuğunu zannederken, yere çakıldığını fark edebilmek için, kanadına daha kaç darbe alman gerekir?
Saçındaki ilk beyazı gördüğünden beri kaç çizgi geçmiştir yüzünden, yıldızları saymayı bıraktığından beri kaç beyaz olmuştur saçında?
Acıları söküp atabilir misin, yüreğini söküp atmadan?
Ya acımadan, kanamadan büyüyebilir mi insan?
Her zaman mutluluğun doruğundayken gülünmez,bazen sırf hayata gıcıklık olsun diye uçurum kenarındayken bile gülümseyeceksin.
Sence de öyle değil mi günlükçüm?
Yorumlar
hayata gıcıklık olsun diye gülmeye çalışıp çoğu kez başaramayan biri olarak eğer sen başardıysan lütfen taktik ver çünkü hayata karşı durabilmenin en kesin,en güçlü,en güzel yolu budur heralde...
bu yazı bana onu hatırlattı da.:)
o yıllarımda geçti yani.
şimdi her şey süt liman.:)
DENİZCİM, ne kadar doğru söylemişsin, yaşadıklarımız, yaşanmışlıklarımız bizi olgunlaştırıyor ve bizi biz yapan değerleri kazandırıyor. Geçip giden zaman, bize ne katmış o önemli olan. Boşa geçirilmiş ömür olmasın da. Düşün bakalım esas şahane kadın.:))
LOLACIM, canım, bunun taktiği yok. Eğer başına gelenden, ders alabiliyorsan, her musibetten bir nasihat çıkarabiliyorsan ve Polyannacılık oynayabiliyorsan olay bitmiştir. Zaman sadece birazcık zaman.:))
EMRECİM, o uçurumun dibine baktıkça, hala kenarında olabildiğine şükretmek lazım. Ki sen kahkahaların, hayata güzel bakışınla, eminim en kısa zamanda, uzaklaşırsın oradan. Canının artık daha az acıması, daha evvel bayağı acımış olmasıyla ilgilidir mutlaka. Of ben bu şiiri ve özellikle de bu dizeyi çok severim. Ben de seni öperim.:))
YAĞMURUMCUM, böylece herşeyin süt liman olması için, büyümek lazımdır değil mi? Yaştan çok ta yaşanmışlık önemli sanki. Bir de yaşadıklarından kazandıkların. Senin özelliğin, kazanımlarının çok fazla olması bence.:))
seni seviyorum fikrim...
hani şarkılar bizi henüz bu kadar incitmezken.....
eskidendi.. eskidendii. çok eskidennn...
diye devam ediyor hani:))
çok güzel yazi
nimet
geçmişte kaybettikleri ile yerede
çakılabilir.Ya da başkalarını bilmeden uçurumdan aşşağıya atabilir.Öfke duyabilir,sevgide...
Sonuç yinede kocaman bir -hiç-se ve
yinede bağaşlayabiliyorsa,tabiki
kendinide;o halde zaman her şeyin
ilacı değilmi? Hepimiz insanız ve
en büyük ilaç ''SEVGİ''dir diyerek;
size sevgilerimi gönderiyorum.
(birde dikkat ettim;siz bütün yorumlara cevap veriyorsunuz...
tenezzül etmeyen cok kişi varda..)
Nur Aksoy
Öncelikle kandilinizi kutlarım.
Kırgınlıkların,düşmanlıkların
olmamasını,dostluk ve kardeşligin
paylasılmasını dilerim.Birde
beddua edilmemeli bence.Hersey
gonlunuzce olsun,hep dostluk ve
kardeslık kazansın.Allah herkeze
ruh ve vucut saglıgı versın.
Sevgıler,Ayşegul P
Yokken ben neler olmuş neler.. Miniciğim ameliyat olmuş yahu! Çok çok geçmiş olsun.. Vallahi ağladım İncegülcüğüm o yazını okurken..
Kusura bakma çok geç gördüm ameliyat olayını.. Öpüyorum hepinizi çok çok.. Tekrar geçmiş olsun Mini'me kocaman!! İyi bakın kendinize İncegül'üm.. Kusura bakma, biliyorsun ama yoktum :( Çok özür.. :(
Çok sevdim ben blogunuzu :)
Bu yazıda çok gerçek olmuş, herşart altında hayata inat gülümsemeyi başarmak gerçekten önemli...
Sevgiler
~mrl~
SEVGİLİ ANNE VE ÇOCUK, merhabalar.:)) Sanırım uçurumun kenarında olmak, hiçkimsenin kendi tercihi değildir. Önemli olan, hayatın güzelliklerini çekip çıkarabilmek ve mutlu olacak sebepleri bulabilmek diye düşünüyorum.:)))
NİMETCİM, hoşgeldin tekrar.:)) Benim de en sevdiğim Sezen şarkılarından biridir. Eskiden, her şey daha bir güzeldi sanki. Ya öyleydi, ya da biz gençtik, bize öyle geliyordu. Teşekkürler canım.:))
FİGENCİM, biraz öyle olmuş değil mi? Aslında, geçmişte kalanların yanında, bir de bugünkü kazanımlarıma bakıyorum. Ve ben bugünkü kadını seviyorum aslında. Hayata daha bir doğru baktığını hissediyorum o kadının. Tabii anne olmak, sanırım en büyük dürtükleyicimiz.:))
SEVGİLİ NUR, elbette her yaranın ilacı sevgi. Çok katılıyorum buna. İnsan sevgiyle, birçok şeyi alt edebilir. Kendini, kendi içindeki şeytanı bile.:))
Ayrıca, estağfurullah. Tenezzül ne demek. Beni ziyaret edip, bir de yorum bırakmış insanlara cevap vermemek olabilir mi hiç.:)) Sevgiler benden de olsun.:))
SEVGİLİ AYŞEGÜL, kırgınlık, dargınlık, kin tutma gibi kötü şeylerin, üç günlük dünya için çok fazla olduğunu düşünüyorum. Beddua yerine, bu güzel günlerde, birbirimize dualarla, güzel dileklerde bulunalım inşallah. Güzel duana amin, sevgiyle.:))
BİLUNCUM, bidenem, kusur ne demek. Biliyorum yoktun. Sağol canım benim. İnşallah Rabbim kimseleri, evladıyla sınamasın. Çünkü onların hastalığı, başka bir şeye benzemiyor. İnce ruhlu parkeologum. Sana da iyi kandiller.:))
MÜCEVHERCİM, gerçekten normalde pozitifim de.. hüzünlendiğimde sıkı sarsılıyorum. Dediğin gibi sonra bir bakıyorsun ki, aslında sen çok iyi durumdasın. Asi olmaman gerek. Sağol canım benim.:))
SEVGİLİ MUTLUVEUMUTLU, merhabalar.:)) ne kadar güzel bir isim bu. Sıkıntını hafifletebildiysem ne mutlu. Her zaman beklerim. Dükan sizin.:))
BİLUNCUM, Sağol canım. Senin şahsında tekrar, tüm arkadaşlarımın kandili mübarek olsun diyorum.:))
SEVGİLİ MRL, merhabalar.:)) Blogumu sevmen beni mutlu etti. Ayrıca, inatla, gülümsemeyi başarabiliyorsak, gerçekten çok güzel olur.:))
BU NE GÜZEL SÖZ BÖÖLE..
Bu satırları sana yazdıran her neyse üzülme!Hem hüzüntü benim işim yaw sen şen şakrak bir hatunsun öyle yazmaya devam et :D öptüm cnm
HÜZÜNBAZIM, valla nötr olmak, başarılması en zor olan galiba. Formül alalım.:)) Aslında benim misyona ters hüzün yapmak, doğru diyosun. Bir dahaki yazıya hallederiz.:))
Once bugun kandil, kandilin kutlu olsun canim. Ve bu guzel yazina diyecek sozum yok, herkesler benden once hepsini soylemis bile. Gonlune saglik cnm.
KUĞUCUM, senin de kandilin mübarek olsun canım. Kendini en kısa zamanda bulursun umarım. Bu da bir dönem işte, ne edelim. Sağlık olsun.:))