ÖRÜMCEKTEN KORKAR MISIN?
-Annneciiiiim… (En son derece yalaka bir ses tonu, banyodan çıkmış, havlusuna sarınmış, tombik ve sevimli bir suratla, yemek yapmakta olan anneye çevrilmiş bir çift kara göz. Belli ki bir şey istenecek.)
- Hıııııı.. (En son derece bunalmış, yorulmuş, ocakbaşında yanmış bir anne. Belli ki izin verilmeyecek.)
- Örümcek Adam kostümümü giyiim miii?
- Yavrum çok sıcak, yanacaksın onunla.
- Kahramanlar yanmaz anne yaa….
- Tamam önce külodunu giy.
- Anne hiç Spaydır Men külot giyer mi?
- Niye ki? Spaydır Men donsuz mu dolaşıyo.
- Evet anne ya.. kostümün kendi donu var zaten. (Yoktur aslında öyle bir şey.)
Neyse kostüm giyildi. Ranzaların tepesine çıkılıp, zıplandı. Yerlerde, annenin ayağı altında, örümcek hareketleri yapıldı. Ki bunu anlatmayı başarabilir miyim bilemiyorum. Böyle bacakları olabildiğince açıp, el ve ayaklarla yürüme hareketi gibi bir şey.
Anne bu arada sofrayı hazırlamaya çalışmaktadır. Yavru, içeri dışarı annenin peşinde dolaşarak, hararetli bir şekilde anlatır.
- Şimdi akşam olmuş, ben işe gidiyorum. Odama girmişim, camdan atlamışım gizlice, kahramanlık yapmaya gitmişim. Sen de odaya girince, nerde bu çocuk yahu, falan diyceksin, şaşırıcaksın yani. Tamam mı anne?
- Oğlum sofra hazırlı.. (Bu arada, bizim Spaydır yavru, koşturup koltuğun arkasına saklanmıştır bile.)
Anne elinde tabak çanaklarla odaya girer. Bu esnada, her şeyden habersiz bir şekilde koltukta oturmakta olan babaya döner:
- Kocaaa, bizim Pitır Paykır’ı gördün mü? Allah allah nerede acebaaa?
-Pitır Paykır da ne be? ( Koca kişisi bi şoklamıştır gayet normal olarak.)
- Yahu var ya, hani şu Spaydır Men’in sümsük, pısırık hali. (Anne, babayı aydınlatmıştır aklınca.)
Koltuğun arkasından bir ses yükselir inceden:
- Anneeee.. ayıp oluyo ama.
- Sen sus. Donsuz kahraman. Rol benim değil mi? İstediğim gibi oynarım. Doğaçlama yapıyorum ben.
- Tamam anne ya.. gelmişim ben dışardan. Açıklamışım size de kimliğimi. (Çoktan koltuğun arkasından çıkmış, örümcek yürüyüşü ve zıplamalara dönmüş, artı olarak kapılara tırmanmaya başlamıştır bile.)
Zavallı baba, olanlara bir anlam yüklemeye çalışsa da, bunda pek muvaffak olamamış, bu nedenledir ki, kaderine razı olmuş, ne yapalım, bizim şansımıza da bunlar düştü demektedir içinden.
Yemekten sonra, bizim Örümcek, kendisine bir Doktor Ahtapot ve Kum Adam bulup, oyununa devam etmektedir. Bu ikisinin de aynı kişi olması ve de bu kişinin sevgili ağabeyi olması ve aynı zamanda, adamın, kendisinin iki misli olması, onu durdurabilir miydi. Asla.
Uçuyor, zıplıyor, abisine saldırıyor, zaman zaman canı yanıyor ama, yine de vazgeçmiyordu Donsuz Örümcek.
Sonunda o kadar yoruldu ki, halının üzerinde sızıverdi. Bir beş dakika sonra, yavaşça ve sessizce kostümü çıkarıldı annesi tarafından. Pijamaları giydirildi. Tombik yanaklarından öpüldü ve yakışıklı ağabeye seslenildi:
- Haydi bakalım Doktor Ahtapot, götür şu Örümcek Adamceyizi yatağına.
- Hıııııı.. (En son derece bunalmış, yorulmuş, ocakbaşında yanmış bir anne. Belli ki izin verilmeyecek.)
- Örümcek Adam kostümümü giyiim miii?
- Yavrum çok sıcak, yanacaksın onunla.
- Kahramanlar yanmaz anne yaa….
- Tamam önce külodunu giy.
- Anne hiç Spaydır Men külot giyer mi?
- Niye ki? Spaydır Men donsuz mu dolaşıyo.
- Evet anne ya.. kostümün kendi donu var zaten. (Yoktur aslında öyle bir şey.)
Neyse kostüm giyildi. Ranzaların tepesine çıkılıp, zıplandı. Yerlerde, annenin ayağı altında, örümcek hareketleri yapıldı. Ki bunu anlatmayı başarabilir miyim bilemiyorum. Böyle bacakları olabildiğince açıp, el ve ayaklarla yürüme hareketi gibi bir şey.
Anne bu arada sofrayı hazırlamaya çalışmaktadır. Yavru, içeri dışarı annenin peşinde dolaşarak, hararetli bir şekilde anlatır.
- Şimdi akşam olmuş, ben işe gidiyorum. Odama girmişim, camdan atlamışım gizlice, kahramanlık yapmaya gitmişim. Sen de odaya girince, nerde bu çocuk yahu, falan diyceksin, şaşırıcaksın yani. Tamam mı anne?
- Oğlum sofra hazırlı.. (Bu arada, bizim Spaydır yavru, koşturup koltuğun arkasına saklanmıştır bile.)
Anne elinde tabak çanaklarla odaya girer. Bu esnada, her şeyden habersiz bir şekilde koltukta oturmakta olan babaya döner:
- Kocaaa, bizim Pitır Paykır’ı gördün mü? Allah allah nerede acebaaa?
-Pitır Paykır da ne be? ( Koca kişisi bi şoklamıştır gayet normal olarak.)
- Yahu var ya, hani şu Spaydır Men’in sümsük, pısırık hali. (Anne, babayı aydınlatmıştır aklınca.)
Koltuğun arkasından bir ses yükselir inceden:
- Anneeee.. ayıp oluyo ama.
- Sen sus. Donsuz kahraman. Rol benim değil mi? İstediğim gibi oynarım. Doğaçlama yapıyorum ben.
- Tamam anne ya.. gelmişim ben dışardan. Açıklamışım size de kimliğimi. (Çoktan koltuğun arkasından çıkmış, örümcek yürüyüşü ve zıplamalara dönmüş, artı olarak kapılara tırmanmaya başlamıştır bile.)
Zavallı baba, olanlara bir anlam yüklemeye çalışsa da, bunda pek muvaffak olamamış, bu nedenledir ki, kaderine razı olmuş, ne yapalım, bizim şansımıza da bunlar düştü demektedir içinden.
Yemekten sonra, bizim Örümcek, kendisine bir Doktor Ahtapot ve Kum Adam bulup, oyununa devam etmektedir. Bu ikisinin de aynı kişi olması ve de bu kişinin sevgili ağabeyi olması ve aynı zamanda, adamın, kendisinin iki misli olması, onu durdurabilir miydi. Asla.
Uçuyor, zıplıyor, abisine saldırıyor, zaman zaman canı yanıyor ama, yine de vazgeçmiyordu Donsuz Örümcek.
Sonunda o kadar yoruldu ki, halının üzerinde sızıverdi. Bir beş dakika sonra, yavaşça ve sessizce kostümü çıkarıldı annesi tarafından. Pijamaları giydirildi. Tombik yanaklarından öpüldü ve yakışıklı ağabeye seslenildi:
- Haydi bakalım Doktor Ahtapot, götür şu Örümcek Adamceyizi yatağına.
Yorumlar
Kendini nasıl öpersin bizim için bilmem ama oğluşu eve gidince öp olur mu?Sıkıştır benim için :D
bizimkinin kostümü olmadığı için donsuz örümcek olarak geziyor evde.senin mini kostümlü donsuz bak daha iyi:)bayıldım yine diyaloglarınıza çok öp örümceği.ve zavallı maksi..
FİGENCİM, sanırım, kahramanlık yapıyor olması, kötülerle savaşması çocukları cezbediyor. Kendi küçüklüğümden biliyorum. Gerçekte yapılamayacak olan şeyleri yapmayı hayal etmez miydik biz de. Bizim zamanımızda yoktu böyle, ıvır zıvırları ki. Belki olsa biz de isterdik annemizden.:)) Ay ben yerim o donsuz örümceği. Sen de öp benim için onu. Şimdi aklı ermiyor, Allah korusun ters bir şey olur. Biraz daha büyüsün, alırsın annesi. Sen almasan babası alacak malum.:)))
allh senin neseni hiç bitirmesin gülen güldüren suratını dahada güldüren yavrularından ayarımasın insallh
CİVCİVCİM, ne kadar güzel bir dua etmişsin sen öyle. Amin canım, cümlemiz için. Rabbim kimseyi sevdiklerinden ayırmasın.:))
EMRECİM, he bacım, adamceyiz ne etsin. Ciddi kalmaya çalışıyor. Bu kadar delinin içinde, bir tane normal olsun demi? Hani lazım olur diye.:)) Pıtır Paykır da öpsün Emre ablasını. Örümceğin öpücüğü.:))
SEVGİLİ MOR KOYUN, merhabalar.:)) Güldürükçü bu yavrular, ben ne edeyim?:))
bu arada fena komsu sayilmam onuda yazayimda
SEVGİLİ PAMUK, merhabalar.:)) Beğenmene çok sevindim. Tabii ki ziyaret ederim.:))
DENİZCİM, olsun be.. o yine de prenses.:)) Yerim ben onu. Pelerinli kuçu muymuş. Böyle kızlar, sıkı kadın olurlar büyüyünce biliyorsun.:))
GAMZELİCİM, oy sen buralarda mısın gülüm.:)) Sorma, zamane çocukları toptan böyle.:))
HAYAL PERİCİM, tabii.. büyük bir memnuniyetle. Karşı daire değil ama, üst daire boşaldı. Hemen görüşmeleri ayarlıyorum. Seni buraya alıyoruz.:)) Ben senin için öperim Mini'yi ablası.:))
MAYONEZCİM, nasıl kayıtsız kalsın canım be. Zavallı adamceyiz, sadece ciddi kalmaya uğraşıyo. Hani biz onun üstüne falan zıpladığımızda, evin içinde küçük çaplı deprem yarattığımızda falan iştirak ediyor kendisi bizlere.:))
CADICIM, yeni yetme veletlerin hepsi bi ayrı alem canım. Öperim ablası senin için. Bakarız tabi senaryo çalışmasına. Aha biri yazar, biri oynar, kimbilir bunlar da meşhur olurlar ne dersin.:))
OCEANCIM, yedi yaşında bu velet canım.:)) Tiyatroyu çok seviyor zaten. İnşallah, göndericem kendisini. Doğaçlama oyun, en iyisi ve oynamayı en sevdiğimdir benim de.:))
Senin örümcek yavrusuna bayıldım. Senin doğaçlama da çok iyi olmuş. Yine güldürdün, Allah razı olsun.
Öperim miniyi .Sevgilerimle.
Senin minikle , benim Topiğin aynı evde olduğunu bir düşünsene :)
Örümcek adama da bi'ısınamadım o ayrı ama ilk defa sempatik göründü gözüme sizin halinizle İncegülüm.. :)
Öpüldün çok :)
HACERCİM, kahramanı Pamuk Prenses, Sinderella, Rapunzel olan yavrulara bayılıyorum. Onlar kız oluyorlar ya.:)) Senin sarışın Pamuk Şeker Prensesi de yerim ben.:)) Öperim ablası tabi.:))
KUĞUCUM, ben de sana bayılıyorum ama.:))
BÖRTLENCİĞİMİN ANNESİ, ne güzel olurdu. Evde iki örümcek birden. Anaları da tersten giymiş beyaz gömlekleri, öylece bakıyorlar boş boş.:)) Ay sevsin teyzesi onu. O da mı Donsuz Örümcekmiş.:)) Dünkü o sıcakta bile, bıraksam, giyecek o kostümü.:))
GAMZELİCİM, tekrar mutluluklar dilerim canım. Ayrıca dönmene çok sevindim.:))
artık şart oldu,benim bu oğlanı ve anasını yemem lazım.:P
adamcegiz hee.:)))
adamceğiz donunu giy..)