Kayıtlar

Kasım, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Resim
GEÇ KALMIŞ GÖZYAŞLARI ISLATMASIN AVUÇLARIMI... Zifir karası bir akşam uzanmış, çocuk gözlerimden öpüyor. Yaşanmamışların anısında gülüşlerim usulca yitip gidiyor. Ellerim boşlukta arıyor hiç dönmeyecekleri. Olmaz düşlerim öteye beriye savruluyor. Unutulan ve kaybolan masallar gibi, bir şehrin hikâyesi çukurlara yazılıyor. Bilmediğim okşayışlar dolarken başka başka saçlara, ırak bir yıldız ellerime düşüyor. Kor kızılı bu vakit; işte dünya yanıyor. “Ne olurdu bırakmasaydı?” diyor susturamadığım minik yürek. “Ya da götürmeseydi giderken can eriklerimi. Kökten kurutmasaydı kiraz ağaçlarımı. Bir ninni kondursaydı çiçeğimin özüne bal.” Oysa bir acı türküye de razıydım ben, yeter ki dolsaydı sesi gamzelerime al al. Kim bilir belki sımsıcaktı tuttuğum el. Bunca üşütmüyordu boranlar uzun geceleri. Bir tatlı su iniyordu gözbebeklerime ılık ılık. Ve boğuluyordu içimdeki hıçkırık. Kim bilir, şefkat yağıyordu bir zaman kuytularıma. Kime sorsam; bilmiyor. Güneşin göç zamanı artık denizden, yakamozla