YOLCULUK NEREYE HEMŞERİM...

-İnce… -Hııı? -Sen başka bi gezegenden olabilir misin? -Bilmem. Niye sordun ki? -Hiiç… Öylesine… Meraktan. -Hıı tamam hayatım. İyi geceler. -Sana da hayatım. Dınınınııın!.. Uyuma İncegül! Belki bu kısa ama aydınlatıcı konuşma senin yaşamının dönüm noktası olacak. Belki de bu bi işarettir, kim bilir? Kuantumculara göre hepimiz evrenin minik birer parçası, enerjiyi oluşturan elemanlardan biri değil miyiz? Belki de şu yeni buldukları,dünyaya çok benzeyen gezegende, senin aynısının tıpkısı bir enerji parçacığı öyle boşlukta dolanıp duruyor. “İncegül gişisi bu diyarlara ne zaman gelecek? Ne zaman gavuşacağız? O gurbette, ben sılada, böyle gaç yıl daha geçecek?” diye diye gün sayıp kendini helak ediyor kim bilir. Ve sen burada o.sura o.sura uyuyorsun. Yazık değil mi yavrucağa? Bu metrobüs çalışması uzadıkça uzadığına göre, zannımca oralara kadar hat çekecekler. Bastık mıydı kartımızı, trafik yok bişey yok. Adı üstünde “Uzay Boşluğu” bin, bilemedin iki bin ışık yılı sonra ordayı...