FENER BEKÇİSİ

Bir martı kanatlanıp uçarsa başının üzerinden Bırak kendini Denize düş İşte o zaman anlayacaksın ki Aslında hayat kocaman mavi bir düş Halatlar hora! Çapa vira! Vira bismillah! Bir sabah vakti, gün aydınlanırken düştük mavinin yoluna. Hey gidi kocamış hatun; nasıl da aldı bizi koynuna. Güverte lostraması emirler yağdırıyor tayfaya. Dümen avuçlarımda, belirlenen rotaya doğru ilerliyorum. Şimdi sakin, dingin sevdiğimin mavi saçlarını okşuyorum. Bir gemi değil sadece denizde süzülen, titreyen bir yelken gibi sulara saldığım; bütün hayatım. Bilen, anlayan olmadı. Olmasın da zaten. Hayaller üzre bir yuva bizimki, kuşlarınkinden de yükseğe kurduğumuz… Aşk içre bir yolculuk masmavi… Martılar kadar kanatlı usumuz. Bilen, anlayan olmasın. Bedenleri tutsak eden sahte bilgelikler dokunamasın uçuşumuza ve bana bağışladığı tarifsiz mutluluğa. Bendeki bu deniz aşkı küçücük bir çocukken başladıydı ilk. “Baba, denizci olacağım ben” dediğimi kendim bile hatırlamam. Ne zaman canım sıkılsa bir sahilde al...