Kayıtlar

Eylül, 2009 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

PİSİKOTERAPİK

Resim
Bir yaz sezonunun da kazasız belasız ve de tatilsiz bir şekilde sonuna geldik sayın okur. Kış kapıya geldi dayandı. Sabahın kör soğuğunda yuvasız it yavrusu gibi titremeler, akşam trafiğinin adım adım ilerlemesinde levye, çekiç kapıp birbirine girmeler, karanlık gökyüzünde güneşe hasret iç çekmeler vaktidir artık. Ben yaz çocuğuyum ya belki ondandır kışa bu olumsuz ve de ılımsız yaklaşımlarım. Ayaklarım üşümeye başladı mıydı ruhum da üşür. Bunalırım, depresirim. Mevsim geçişlerinde zor kadın olur, ortamı fena gererim. Bir de bunun üzerine okul stresini koyun. Koyun yahu çekinmeyin. Çok da normal olmayan birinin tamamen tırlatması için yeterli değil midir? Lakin yine bildiğiniz üzere, her anlamda kendi kendini tedavi edebilen bu mutant bünye, psikolojisini de evelallah kendisi düzeltebilme yeteneğine sahiptir. Bir çeşit kendin pişir, kendin ye; kendin hastalandır, kendin iyileştir durumu yani. Elbette kamuoyu yararına çalışan bir insan evladı olmamdan mütevellit, bu sırlarımı sizinle pa

BEDEL

Resim
Yedi direk arasından kızıl dökmekte gök; yakamoz ağlamakta. Deniz, mavi gözlerini yummuş, işveli gamzelerine gözyaşı biriktirmekte hala. Bir yelken beyazı sürülüyor aniden gecenin karasına. Süzülüp geçiyor kırmızı gemiler, demir atmıyor hiçbiri bu limanda. Uzak yolculuklar düşüyor aklıma birden. Ve ıraklar değiyor yüreğimin ucuna. Bir anı yumağı oluyor sayfalar, bir bir koparıp uçurtmalar uçuruyorum bulutlara. İsyanım asılıp kerhen yapıştırılmış kuyruğuna, bırakıyor kendini bilinmezlerin kucağına. Bir avuç bulut yağıyor damarlarıma. Derinlikler buz gibi köpükleniyor ayaklarıma. Ama hezeyanlı bir dalga vuruyor darmaduman yüreğime en fazla. Kurcaladıkça kanıyor insan. Susmalı belki. Yeniden ve hep konuşmamalı. Belki sadece yola dökülmeli. Bilir misiniz açık denizleri? Suyla gök bir noktada birleşiverir. Haşrolur iki ezel-ebed sevgili. Hangisinde kaybolacağını ayıramazsın. Ne yana baksan, gözlerin, karanlığın hükmünü yok etmeye çalışan ışıklara çarpar. Dileğinin yıldızları bir başka

BU ÖDÜLÜ GÜZEL VE YALNIZ GÜNLÜĞÜME İTHAF EDİYORUM!..

Resim
Beni sevin yine de sevgili dostlar. Damacanadan su boşaltırken bileğini kesebilen, sofraya çorba götürürken göbeğini yakabilen kaç kişi tanıyorsunuz ki? En azından hayatınızda böyle abuk bir karakter var diye sevinin. Hadi bi mutlu olun bakayım. Sevgili ablam , güzeller güzeli yüreğiyle yüreğimin içindeki sarayında yaşarken, nasıl mutlu etmiş beni bu içten ödülüyle. Efenim ödülümüzün kurallarına şöyle bir göz gezdirelim. 1- Sizi ödüllendirene teşekkür edin Canımın canıdır, teşekkür yetmez. Sonsuzca sevgilerimi gönderiyorum. 2- Sizi ödüllendirenin blog linkini yayınlayın. Ahan da buradadır. Keyifle, zevkle okuyunuz. İki hayat dersi alınız. Yaşamın kıyısındayım diyenden, yaşamın orta yerinde nasıl muhteşem durulur öğreniniz. 3- Ödülün logosunu yayınlayın O da resim bölümündedir efenim. Buyurunuz buradan yakınız. 4- 7 yaratıcı blogeri ödüllendirin. İşte işin zor kısmı budur. Bir süredir uzak kaldığım blog camiasında (Bu da ne şeker bir şey yahu. Yirim ben o camiayı. ) kimler geldi, kimler