PİSİKOTERAPİK


Bir yaz sezonunun da kazasız belasız ve de tatilsiz bir şekilde sonuna geldik sayın okur. Kış kapıya geldi dayandı. Sabahın kör soğuğunda yuvasız it yavrusu gibi titremeler, akşam trafiğinin adım adım ilerlemesinde levye, çekiç kapıp birbirine girmeler, karanlık gökyüzünde güneşe hasret iç çekmeler vaktidir artık.

Ben yaz çocuğuyum ya belki ondandır kışa bu olumsuz ve de ılımsız yaklaşımlarım. Ayaklarım üşümeye başladı mıydı ruhum da üşür. Bunalırım, depresirim. Mevsim geçişlerinde zor kadın olur, ortamı fena gererim. Bir de bunun üzerine okul stresini koyun. Koyun yahu çekinmeyin. Çok da normal olmayan birinin tamamen tırlatması için yeterli değil midir?

Lakin yine bildiğiniz üzere, her anlamda kendi kendini tedavi edebilen bu mutant bünye, psikolojisini de evelallah kendisi düzeltebilme yeteneğine sahiptir. Bir çeşit kendin pişir, kendin ye; kendin hastalandır, kendin iyileştir durumu yani. Elbette kamuoyu yararına çalışan bir insan evladı olmamdan mütevellit, bu sırlarımı sizinle paylaşıp bir nevi amme hizmeti yapmayı da kendime görev telakki ederim sayın okur. De haydin iyisiniz yine!..

Hava daha aydınlanmamış, horozlar bile tatlı uykusunda iken, anne karga, baba kargaya “hadi len ordan, bu saatte kahvaltı mı edilir, yat zıbar” diye çemkirirken, emzikli bebeler anacıklarını rahatsız etmemek için mışıl mışıl horuldarken; dünyanın en çirkin çalışlı saatinin ötüşüyle uyanmak, bu sırada yorganı tepenize kadar çekip o gerzek saati duvara fırlatmak suretiyle paramparça etmek, dünyanın en rahatlatıcı şeyidir kanımca. Mutlaka deneyiniz.

Gece ile gündüz arasındaki bu arafta uyanmanıza neden olan sevgili yavrunuzun gittiği okula, o okulu dünyanın öteki ucunda bir dağ başına inşa eden şahısa ve veya kuruma, bu okula gitmesi ve kaydolması esnasında, yayın ve yapımda emeği geçen tüm ekibe teşekkürlerinizi şöyle tumturaklı bir şekilde iletmek de yay gibi gerilen sinirlerinize çok iyi gelecektir. Benden söylemesi.

Gözleriniz yarı kapalı vaziyette, melekler gibi uyuyan yavrunuzun başında dinelip, artık kalkması ve okula gitmesi için ikna etmeye çalıştığınız o kırk beş dakikalık süre boyunca, tanju miller modeli sesinizle “haydi benim biricik yavrucağım, artık uyanmalısın, okuyup adam olmalısın, bak insanlar kucaklaştı, okul vakti yaklaştı” diye sürekli tekrarlamanızı, olmadı kulağına parmak sokmak, saçınızı burnunda dolaştırmak, buz gibi olmuş ellerinizi aniden sırtına yapıştırmak, bacağından tek tek kıl çekmek suretiyle kendisine işkence etmenizi şiddetle öneririm. Unutmayın ki acılar, paylaşıldıkça azalır.

Sonunda bin bir zahmet uyandırıp ayağa diktiğiniz evladınızın, bir lokma bir şeyler yemesi için kendinizi paralarken “anne ya, üff ya, bebek miyim ben ya, al kendin ye bunları yaaa” şeklinde namkörce yaklaşımlarından duyduğunuz dayanılmaz iç sancısını, yüzüne gözüne çikolata sürmek, sütünü boğazına dökmek şeklinde bir takım kontrataklarla azaltabilirsiniz. Size “psikopat ebeveyin, acımasız insan, tüü barnak kadar bebeye ne eziyetler ediyo utanmaaaz” diyebilirler. Bırakınız desinler, bu terapinize asla mani olmasın.

Siz acele ettikçe, giyinme işini iyice ağırdan alan, saçlarını dana b.ku sürülmüş şekline sokmak için bir buçuk saatini banyoda geçiren canınız oğlunuzun ümüğüne çökmemek için, gözlerinizi sıkı sıkı kapatıp bildiğiniz bütün sabır dualarını okumaktan başka bir çareniz yoktur. Yapınız.

Bebeyi güç bela evden gönderdikten sonra on dakika bekleyin. Her zamanki gibi son anda çıkmış olan yavrunuz geri gelip “anneee, servisi kaçırdım, babamı uyandırsana beni okula götürsün” diye hönkürmediyse hala, servise binip yola koyulmuş demektir. Derin bir nefes alma vaktidir. Alınız.

Şimdi yapın kendinize bir kahve, giyin pofidik terliklerinizi, sarılın battaniyenize, açın güzel bir müzik… İşe gitme vakti gelene kadar, sabah sabah yakaladığınız içsel huzurun tadını çıkarmak gerektir artık. Çıkarınız.

Bu hizmetimi de unutmayınız.

Haydin eyvallah sayın okur. Bir dahaki seansta buluşmak dileğiyle, mutlu olun ve hep öyle kalın.

Yorumlar

Belgin dedi ki…
Uff anam ufff netcez biz bu sipalari, kazik kadar oldular hâlâ peslerinden kosturmak zorundayiz, birde bebekmiyim diye cemkirmeseler:))
Bosver be gülüm onlarsiz hayat ne kadar SIKICI olurdu bi düsünsene:))
Bir dahaki seansi sabirsizlikla bekliyorum:))
3 gün kaldi sana sarilmama:))
Güllerin en incesini öpüyorum güzel yanaklarindan:))
Unknown dedi ki…
Bu anlatım şekli o kadar güzel ki.Ellerine sağlık canım bayıldım doğrusu.Bu tarz yazlar beni çok etkiliyor.Gereksiz abartılar yok ve espri dolu.
Devamını dört gözle bekliyorum.
sufi dedi ki…
Sevgili İncegülüm;
O sizin evin halleri var ya halleri, sanma ki yalnız sizde var.Bu kadıncıkların kaderi.Ya onlar olmasaydı semeri sırtından alınmış çimenliğe salınmış AT gibi hissederdik kendimizi.GEL benim yaşıma, yine bitmiyor bu güzel hengame!Bu sefer bir iki değil 4-5 torunla devam ediyor bu senaryo.Yaşasın kadınlar. Tabi ki bunlar olacak Allah'ın RAHİM sıfatı.
Rendeden kaydırak ha?Hiç düşünmemiştim!
Sevgilerimle.
iffetin günlüğü dedi ki…
Bizim evde aynı.Şu saçlarıyla bir buçuk saat uğraşan velet de dahil.
suzem dedi ki…
sen anlattıkça,senin yerine kafayı tırlatan o ortamda sanki benim...
zor ablacım kadın olmak hemde çok zor..
bir günlüğüne Allahım sadece tek günlüğüne, hakkımızı inkar eden koca kişileri dilerim saçları uzun,eteği saçaklı kadın oluverirler...
de anlarlar kıymetimizi...
:)))
muko dedi ki…
Sabahın bu saatinde evden herkes gitmişkene, ev dandini olsa bile ,saat 10.da gitmemem gereken bir toplantım olsa bile şu sessizlikte pc keyfi yapmak gibisi yok:)

anne anneee sesleri kulağımı tırmalasa bile (alışkanlık)sabahın bu sessiliğini özlemişim tailde.durum hep aynı be incegülüm,benzer yönler çok fazla.

Öpüyorum seni en kobacamanından,arayıda bu kadar açma bir daha lütfen!
ceyda dedi ki…
merhaba uzun bir aradan sonra bende bloğumu güncelledim ve yazmaya kaldığım yerden deavm ediyorum benide ziyaret edre benimle yorumlarınızı paylaşırsanız çok sevinirim...
cenebaz dedi ki…
Ya, ben en çok yavruşa acıdım. Sabahın köründe kalkıp bi de yollara düşüyor. Allah kolaylık versin ona. Eh, hadi annesine de sabır ve kolaylıklar dileyeyim bari:))
önümde daha birkaç sene var bu hazırlanma durumlarına :D sevinçliyim... enerji depolayım ilerki günlere :D
Nenoni dedi ki…
Önce o sıpa büyüyüp 25 yaşında olacaakk,sona da sen emekli olacaksın.Tam rahaat rahaat uyuma zamanıı.Ama birde bakacaksın sabahın köründe uyanmaya alışıp gitmişsiin.
Belginciğim, ben de sabırsızlıkla bekliyorum canım. Öperim kocaman...

Neşeciğim, çok teşekkür ederim güzel sözlerine.

Sufim, onlarsız da çok boş olurdu her şey ya. İyi ki varlar. Sevgi benden.

İffetcik, yerim ben onun saçlarını düzelten ellerini.

Suzemim, amiin diyorum güzelim. Amiiin. :)

Mukom, oohhh maşallah, daim olsun keyfin canım. Meraklanma açmiyciim. :))

Sevgili Ceyda, evliliğin, bebişin hayırlı olsun. Yoğunluktan çok fazla not bırakamasam da, herkesi takip etmeye çalışıyorum canım.

Çenebazıım, aslında ben de acımıyor değilim ya. Hele karakışın soğuğunda, servis hemen gelmediğinde falan. Ay bak içim burkuldu şimdi. Ah analık aahhh... :)

Talhacığın annesi, depola güzelim. İnan çook ihtiyacın olacak. :)

Nenonim, aslında var ya, ben çoktan alışmışım zaten. Pazar günü de kargalarla kalkmam bunun kanıtı olsa gerek. :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİR ÇİFT KUŞ KANADIDIR MUTLULUK

SİGARASI YALDIZLI GELİYOR NAZLI NAZLI

AYA BAKTIM SENİ GÖRDÜM SANA BAKTIM AYI GÖRDÜM