Kayıtlar

Aralık, 2008 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

MERHABAYIN YENİDEN veee MASAÜSTÜ GÖRÜNTÜM

Resim
Nülgüzar aplaaaa! Hııı ne var gızııım, ne var guzuum... Gel az gel, bak sana ne dedikodular verceem... Abovvv, gızıım, biliyin, ben dedigoduyu heç sevmem, kamuoyunun merak ettiği gonuları aydınlatırım, hepisi o. Bir çeşit amme hizmeti beemkisi... Bilmem mi aplacııım. Bak şimdi, bu İncegül manyaa var ya, hastaymış biliyon muu... Anaaam, gız o hasta neyin olmaaz, bi yanlışın olmasın... Yok aplam, yook. Elinde bi torba ilaçla eczaneden çıkarken görmüş bizim Mühimcan. Bana dedi, Haspanaz bebeğim, bu sizin manyak İncegül var ya, harbi manyak ha... Gitmiş bi dünya ilaç almış... Vuaaavvv, akşam ortamlara mı akacek ne... diye aplacıım. Abbovvvv, hemi de ilaç gullanacak he mi? Vışşşş... Dimek durum ciddi. He valla apla, eczacı da benim eski kırıklardan ya, ona sordum, hem bronşit olmuş, hem sinüzit. Garda mı yatmış bu garı, ne etmiş bu kadar yaff. Ay Nülgüzar apla, bilmiyon mu, yalın ayak, başı kabak, ay ben sevgi pötürcüğüyüm, amanda uç uç kelebeğim, yağmurlarda ıslanırım diye diye şemsiyesiz

NAZLA BENİ AZICIK

Resim
Hiç nazlı bir hatun olamadım ben. Oysa anneciğimin biricik kızı, kara kuzusu, kimselere yakıştıramadığı nadide çiçeğiydim. İt gibi koşturup yorulsam da yorgunum diye ayağıma kadar hizmet beklemedim. Üst raflara yetişemiyorum diye uzun boylu erkek vatandaş aramadım. Zira bu minik halimle mutfak tezgahının üzerine bir şempanze misali tırmanıp sonra oradan düşüp çanağı çömleği kırdığımda, belimden aşağısı mosmor aylarca gezdiğimde bile şikayet etmedim. Hastayken de kendi işimi kendim gördüm, kimseden yatağıma kahvaltı beklemedim. Azıcık burnu aksa yatak döşek yatan narin hatunlar gibi, kocayı maymun etmedim etrafımda. İki çocuk doğurdum, hamile kaprisi yapmadım. Son günüme kadar evimin işini kendim yaptım. Karnım burnumun dibinde cam silerken, pencere ile burnum arasına sıkışan bebemin tekmeleri ve o sırada bana gelmekte olan arkadaşımın beni o halde görüp aşağıdan doğru “manyak karııı, allaaan geri zekalısııı, madem cam silinecekti, niye alo demiyon da tırmanıyon oralaraaa? Düş, geber. S

SİZE ANA DİYEBİLİR MİYİM...

Resim
Otuz dokuz derece ateşliyken gidip odanda sessiz sedasız uyumak varken, salondaki kanepede zıbarıvermenin yan etkisi nedir biliyor musun sayın okur? Halüsinasyon! Evet, evet, tam da bu işte! Hele acele etme, anlatıcam elbet. Ben gözlerim yarı açık, yarı kapalı, her türlü kötülüğe karşı tam savunmasız, gariban, öksüz, zavallı, hasta halimle, üzerimde battaniye, ter, her bi yanımdan ağır ağır süzülmekteyken, Nurü Yalço, en şehvani bakışlarını kuşanmış, elindeki taylot kadehini uzatıyor bana. “Nal” diyor, “senin için kaynattım, nihohahahaaaa…” Yanıma doğru iyice yaklaşırken, ropdöşambrının cebinden çıkardığı hapı üzerinden dumanlar tüten kadehin içine bırakıveriyor. O anda, “o elindeki zıkkım insanı zaten yarı baygın bir hale getiriyor, daha niye içine ilaç atıyon salak” diye düşünsem de bunu söyleyecek takatim yok. Çaresiz alıp içiyorum. Tam da bu sırada, ne zaman aldığımızı hatırlayamadığım piyanonun başında, koca g.tüne zorla tıkıştırılarak giyildiği belli olan, pilili mini eteğini çek