MİM MİM MİMİ MİMİ HANIM...

Ah benim güzel okuyucularım! Yoğun ısrarlarınıza “ah bize bir yeni yazıııı” diye inlemelerinize daha fazla dayanamadım ve hasta yatağımdan kalkıp sizin için, sızlayan parmak uçlarıma aldırmadan, kâh o harfe, kâh bu noktalama işaretine basıp duruyorum bu gece vakti. “Ne işin var hasta hasta bilgisayarın başında, git yat zıbar da iyileş bir an önce, manyak mısın be hatun!” Dediğinizi duyar gibiyim benim duyarlı ve de sevgi dolu okuyucu kitlem. Lakin mimine yandığımın dünyasında, gün geçmiyor ki yeni bir mim dalgası hepimizi uçsuz bucaksız evrenin sonsuzluklarında bir o yana bir bu yana savurmasın, gün geçmiyor ki bir mimin kolundan ötekine kızıl bir yaprak gibi titreye titreye düşmeyelim. O kadar çok mim geçti ki elimden şu âlemde, yakında mahallede adım çıkacak diye korkmuyor da değilim. “Anaaam, gız Haspanaz, aha bunun bööle, aile gadınıyım, yavrılarımın anasıyım pozlarına bahma heç. Benim oğlan geçen, teceviz sahneleri ararkene, sitesini mi neyini bulmuş, günahı boynuna habire mimliyo...