İNCE İNCE METAMORFOZ


Hacı hacıyı Mekke’de, deli deliyi dakkada demiş atalarımız. Ya ben çok şaşırıyorum bazen. Bir ata kişisi hiç mi yanılmaz, hiç mi şaşmaz sayın okuyan?

Ben ve benim manyak kontenjanından kadroya dahil olan arkadaşlarım… Vallahi aramıyorum. Hayat onları bir gün bir yerlerde karşıma çıkarıyor. Ben mi evrene yanlış mesajlar gönderiyorum; yoksa evren mi bana bir şeyler anlatmaya çalışıyor çözemedim hala.

Büyük gazetelerden köşe yazarlığı teklifleri yağdığı, ünlü kitap evi sahiplerinin kapılarımda sabahladığı ve siz pek kıymetli okuyanların “nerde bu İncegül gişisi, ne zaman dönecek acep, çok ösledik kendini, biz onsuz ne ederiz abbooovvv…” şeklinde hezeyan, helecan ve dahi endişe içinde bekleştiği sıralar, ben büyük büyük kararlar, çeşit çeşit etkinlikler içerisindeydim dostlar. Hayatımda yaptığım bu büyük değişiklikleri sırası geldiğinde paylaşırız.

“Bunca reformu yapıp altına imza koymuşken koca kişisini de aradan çıkarıvereydin ya!” dediğinizi duyar gibiyim. Yapacaktım amma, o son anda direkten döndü. Mualla’yı sandala atıp mehtabı seyretme hikayesi gibi… Onu da sonra anlatırım.

İnsan yapamam dediği şeyleri yapabiliyor bazen. Yaşam çok değişken bir yapı. Bir varmışsın bir yokmuşsun. Bir ordasın bir buradasın. Böyle karmaşık, kaotik, bir o kadar da ironik bir durum. Çözülmesi en zor, en sıkı, en kördüğüm… Ve imkansızın gerçekleşmesini sağlayan o küçücük ip kaçığı… Pamuk ipliği dedikleri de bu olsa gerek.

‘İncegül Gişisi Kendini Aşıyor’ operasyonunun en önemli aşamalarından biri, tası-tarağı toplayıp yıllarımı geçirdiğim, gençliğimi ve hatta çocukluğumu yaşadığım semtten, epeyce bir mesafedeki yeni bir yere göç etmekti sayın okuyan. Bu yeni evde artık bambaşka bir insan, bambaşka bir kadın olacaktım. Bunu çığlık çığlığa haykıran “Eveeet, eveeeet…” diye böğüren içsel höykürüşlerim de onaylıyordu. Hissediyordum. Artık metamorfoza ramak kalmıştı.

Karşı komşumla da ister istemez arkadaş olacaktık. El mecburdu. Katta sadece ikimiz vardık zira. Ayrıca her kapıyı açtığımda karşımdaydı. Üstelik benim gibi zengin, paraya para demeyip başka isimler bulmak için ıkınan, variyetli bir kişilikti. Lakin benden farklı olarak, pek aklı başında, pek hanımefendi bir kişiliğe benziyordu. Belki bu İncegül gişisini de adam eder, rayına oturtur, değişim çabalarına katkıda bulunur diye düşünüyordum.

Biz artık arkadaşımla birlikte öğle yemeklerinde şuşi ve beyaz şarap eşliğinde, dünya meselelerinden dem vuracak, akşama mekan mekan dolaşıp en lüküs yerlerde portakallı ördeğin, şatö biryanın kralını götürecek, şarap olmadan kahvaltı bile etmeyecektik… Biz birer lezzet ustası, sonradan gurmeydik ne de olsa.

Sitenin havuzunda biraz kulaçlama, biraz kurbaklama yüzdükten sonra, fiit ve diri vicudumuza tenis donlarımızı giyecek, müthiş maçlar yapacak, sporun da etkinliğin de b.kunu çıkaracaktık. Modayı yakından takip edecek, elbiselerimizi Paris’ten, ayakkabılarımızı İtalya’dan getirtecektik. Cilt bakımımızı asla ihmal etmeyecek, makyajsız sitenin bakkalına bile gitmeyecektik.

Kocalarımız aynı geç saatlerde eve gelip, mütemadiyen asansörde karşılaştığı ve muhtemelen bizim ne kadar iyi birer eş, muhteşem birer kadın, mükemmel birer insan olduğumuzdan konuştukları için, akşamları da birbirimize eşlik edecektik. Bazı geceler büyük davetlere, kimi zaman da klas partilere, balolara katılacaktık.

Müze, sergi, fuar ne varsa ziyaret edecek, açılışların aranan ismi olacaktık. Yorgunluk atmak için evde mumlar, tütsüler yakıp klasik müzik eşliğinde kitap okuyacaktık.

Aman allaam ne kadar da kültür dolu olacaktık, lacaktık, acaktık, caktık, tık, tık, tık, tık, tık…

-İncegüüül..
-Hııııı? Dur geldim.
-Nihayet ya! Kızım iki saattir kapıya vuruyorum, tar tar tar susmadı süpürgen. Yorulmadın mı sen? Hem acıkmışsındır da. Gel bişeyler yiyelim len.
-Kızım işim var. Daha silinecek, tozlar alınacak, ütü var dağ gibi. Yarın iş var, okul var.
-Bak valla kızdırma kafamı, kapatırım kapıyı pat diye, böyle kalırsın üstündeki eşortman bozmasıyla, saç baş bi tarafta. Mecbur kocan gelene kadar oturursun bende. Hadi bekliyom, çabuk ol. Oyarım valla! Kız İncegül, n’ooldu kız? Ne daldın gene?
-Aman ne biliim. Seni ilk gördüğüm günü hatırladım da birden.
-Kız söylesene ne düşünmüştün benim hakkımda.
-Ne olacak? Başka türlüsü beni bulmaz. Mutlaka bu da benim gibi çatlağın tekidir diye düşünmüştüm.
-Hehe… İyi düşünmüşsün canım. Mercimekle, bulgur yaptıydım, yer miyiz?
-Yeriz, yeriz… Turşu var mı?

Haydin hoşçakalın sayın ve çok elit okuyan kitlesi.

Yorumlar

Unknown dedi ki…
böyle olması daha güzel olmuş bence,bende komşumu görünce yaşasın genö kafa dengi derken hayallerim soya düştüki sorma gitsin..beni de mercimek yemeğe çağıran bi komuşum olaydı be incegülüm turşuyuda ben götürürdüm:)
Asortik Krep dedi ki…
Bende isterim bi tane o komşudan :) Hem ben en son komşumla fasulye kavurması ve kuymak yemiştim ..kArAdenizliydi de..:)
Derin Sularda dedi ki…
Karşı komşum taşındığından beri bende bir boşluklardayım, alt kat üst kat kesmiyor, krşı komşu bir başka...;) Darısı başıma ne diyeyim ;)
gazel vakti dedi ki…
Deli kadın. İyiymiş komşun. Bende komşuluk hissi yok bacım onu anladım. Hatta bir kaç saat önce kızkardeşime de dedim. Kardeş duygusu baskın ya ondandır. 14 yıllık evliyim. 14 yıllık ev hanımıyım. Ha şöyle dediğim komşuluk terimi bir yıl sürdü. Acayip özgürüm, sınırlarım zorlanınca yanlızlığı tercih ediyorum. Senin adına sevindim ama.
Bende her iki şekilde görüldüğü gibi yok.
Eğer olsaydı mercimekciden isterdim ki zaten bizim binada komşu yok İncegülüm.
Sabah,akşam günde iki kez kapımı çalan bayan apartman görevlisinle sohbet ediyorum bende:)
sevgili ELÇİN, ASORTİK KREP, YILDIZ YAĞMURU, GAZEL ve NUR ABLAM...

şimdi sizleri böyle bir arada görünce ESKİ DOSTLAR değil de ESKİMEYEN DOSTLAR şarkısı dolandı dilime. teşekkür ederim hepinize. öpüldünüz...
bir ben var dedi ki…
bloğunuzu yeni kesfettim, dilinizi çok sevdim. keyifle takip edeceğim. sevgiler..
Adsız dedi ki…
Hello mates, how іs the whole thing, and what уou ωish for to say concегning thiѕ post, іn
my viеw іts really awеѕome in
supροrt of me.

Feel free to surf to mу blοg :: SEOPressor V5 review
Blogger dedi ki…
You should see how my acquaintance Wesley Virgin's biography begins in this SHOCKING AND CONTROVERSIAL video.

Wesley was in the army-and shortly after leaving-he revealed hidden, "MIND CONTROL" tactics that the government and others used to get anything they want.

THESE are the EXACT same SECRETS lots of famous people (notably those who "became famous out of nowhere") and elite business people used to become wealthy and famous.

You've heard that you only use 10% of your brain.

Really, that's because most of your BRAINPOWER is UNCONSCIOUS.

Perhaps that thought has even taken place INSIDE OF YOUR very own mind... as it did in my good friend Wesley Virgin's mind about seven years ago, while riding an unregistered, beat-up trash bucket of a car with a suspended driver's license and $3.20 on his banking card.

"I'm absolutely fed up with living paycheck to paycheck! When will I finally succeed?"

You've taken part in those types of conversations, ain't it right?

Your success story is going to start. Go and take a leap of faith in YOURSELF.

UNLOCK YOUR SECRET BRAINPOWER

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİR ÇİFT KUŞ KANADIDIR MUTLULUK

SİGARASI YALDIZLI GELİYOR NAZLI NAZLI

AYA BAKTIM SENİ GÖRDÜM SANA BAKTIM AYI GÖRDÜM