ANADOL'UNU SATMAYAN ASABİ BİLGE

Bendenizim demiş ki: “Söyle bana a canım, nedir ev hali içinde nefret edilesi durumlar? Yanıtlayalım efenim; dilimiz döndüğünce, elimiz erdiğince!

Bir hatun kişisi düşünün şimdi! Düşünün ki, kargalar henüz kahvaltı için sıcak ekmek, poğaça, börek tedarik etme derdindeyken uyanır, yavrularını selametle okula uğurlar, koca kişisini işine postalar, evini derler toplar, sonra da kös kös yollara dökülür. Bu esnada karga ailesi çayı yeni demlemiş kahvaltı masasına bile oturmamıştır henüz. Belki baba karga daha eve bile varmamış, pastanededir kim bilir?

Mesaisi bitince ağzı kulaklarında, gidip şöööyle ayaklarını uzatmayı, çayını, kahvesini, soğuk bi’ drinkini, - artık Allah ne verdiyse- alıp eline, yorgunluk atmayı düşleyerek, yeniden, geldiği yoldan evine geri dönmeye başlar hatun. İşin tuhafı; bu anlamsız hayali, istisnasız her akşam, bıkmadan, usanmadan kurmasıdır. Salak mıdır; değildir. Hatta yaşına göre zeki bile sayılabilir. Lakin ‘umut fakirin ekmeği, ye Mehmet ye’dir.

Heyhat! Hayat acımasızdır. Daha kapıdan girerken acı gerçeklerle yüzleşir. Çarşambanın gelişi, daha Pazartesiden belli olmuştur. Hatunun yıllar evvel bir gaflet anında peydahladığı Liselisinin kokuşuk çorapları, portmantonun üzerindeki kramponların içinde pusuya yatmış, hain hain gülümsemektedir. Bu iki adet parça tesirli koku bombasının yaydığı kokudan etkilenmemek için gaz maskesini hemen takar ve onları kulaklarından tuttuğu gibi kirli sepetine kilitlemek suretiyle etkisiz hale getirir. Kirli sepetinin yanında, yöresinde konuşlanmış diğer iğrenç arkadaşlarını da aynı yöntemle içeriye tıkar.

Bu meşakkatli operasyon esnasında, sinirden bütün damarları dışarıya fırlamış, attığı çığlıklar, evin yeşil, huzur dolu duvarlarında yankılanmaktadır. Oysa bu daha başlangıçtır. İlerleyen dakikalarda kendisini sağa-sola, yatak altlarına, ranza tepelerine, salon ortalarına mevzilenmiş birçok düşman askeri beklemektedir.

Yatak odasında yatağın üzerinde zıplanmış, tül, perde ayrı telden çalmakta olduğundan, daha üzerini değiştirmeden burayı hale yola koymalıdır kadın. Bu sırada da bildiği en tumturaklı küfürleri sayıp dökmektedir içinden.

Salonun hali ise vahimdir. Koltukların yaslanma kısmında durması gereken minderler, yerlere ‘sıra sıra inciyiz, güzellikte birinciyiz’ şeklinde sıralanmış, siper vazifesi görmektedir. Masanın örtüsü bir yanda, kendisi bir yandadır. Masa üzerinin süsü olan vazo ise, muhtemelen rehin alınmış, ya da sizlere ömür olduğundan ortalarda görünmemektedir. Belli ki, salonun sonraki hayatını futbol sahası olarak geçirmesine karar verilmiştir. Buranın adam edilmesi sırasında, hatunun bütün cıvataları, somunları bir bir gevşemektedir.

Yavruların odası ise, tam bir harp alanıdır. Düşman askerleri en fazla tahribatı bu mevzide yapmışlardır. Odanın bütün ranzaları işgal edilmiş, kitaplıklarına girilmiş, çekmeceleri yerle bir edilmiştir. Bu görüntüden sonra iyice çıldırmış olan hatunu zapt-ı rap altına almanın mümkünatı kalmamıştır. Bunu anlayan evin veletleri, bulabildikleri kuytulara sinmiş, sessiz sedasız beklemektedirler. Çünkü onlar, olacakları gayet iyi bilmektedirler. Her akşam, rutin tekrarlanan bu sinir krizinin nasıl sonuçlanacağını artık iyice bellemişlerdir. Pencereden fırlatılan, birkaç çamaşır, duruma göre kitap, kağıt veya CD den sonra bu bölge de düşman işgalinden kurtarılmıştır artık.

Evi adam edeyim derken, kendisi zıvanadan çıkmış olan hatun, mutfağı gördüğünde ise, artık tamamen dünyayla ilişiğini kesmiş, doruklarda dolaşmaktadır. Soprano sesiyle, tiz çığlıklar atarak, en güzel aryalarını söyler ve mutfak işini halleder.
Son kalesini de düşmanlardan temizleyen muzaffer kumandan, yavaş yavaş sakinleşmeye başlamıştır artık. Nirvana’ya ulaşmasına ramak kalmıştır. Hatta bir Ferrarisi olsa satacak ve kendini Tibet’in sarp kayalıklı dağlarına vuracaktır. O kadar yani…

Sonrasında neşe içinde, mutlu-mesut sofraya oturulur. Pamuk Prensesle-Yedi Cüceler kadar pıtırcıktır aile bireyleri. Yamuk Prenses önde, iki sıpa arkada şarkılar söylenir hatta. Masaya oturulurken, ilk yapılan eylem, yer kavgasıdır. Evet, evet… Topu topu bir avuç çocuk, koca masayı paylaşamamaktadır. “Çocuuum, oraya oturunca ne oluyo ki? Kuş mu konduruyo?” “Annem, otur işte sen şu tarafa niye böyle yapıyonuz yahu?” Şeklindeki kibar ve de sabırlı yaklaşımların işe yaramadığı durumlarda “Höööyyyyttt” diye celallenen anne, psikopata bağlamak üzere olduğunun sinyallerini, karşı tarafın her daim açık antenlerine gönderince, bu sorun çözülür. Ta ki, bir sonraki akşama kadar...

Hatun sonunda her işini bitirmiş, bilgisıyırın başına geçmeye hazırlanmaktadır. Üzerinde çalışması gereken şeyler vardır. Ama heyhat! O ana kadar, hiç alakaları olmamasına rağmen, annelerinin işi olduğundan mıdır nedir(!) çocukların bilgisıyır aşkı depreşir. “Anneee, ne zaman kalkıyon?” “Ya anne, benim işim var, biraz çabuk olur musun?” şeklindeki baskılara dayanamayan hatun, en kısa zamanda kendisine bir laptap almalıdır. Yoksa bu sinir harbi onu yiyecek ve bitirecektir. Sevgi pıtırcığı çizgisinden kayabilirdir de kaymayabilirdir de…

Efenim, bizim evin halleri böyle işte. Bütün bu badireler atlatılıp yavrular birer yana dağılıp uyku mahmurluğuna bulanınca, bu hatun kişisi, uyurken onları ne kadar çok özlediğini hatırlayıp öper, koklar. Yavrularını mıncırır “anne yapma şunu ya” diyen koca danasının “anne biraz da şurdan mıncıklasana” diyen küçük sıpasının gözlerine bakar ve bir sonraki akşam kendisine yine muhteşem(!) sürprizler hazırlayacaklarını bilerek onları yüreğine sokmak ister. Hatun bu sürprizleri de sevdiğini fark eder ve bir sonraki savaşa kadar mutlu bir şekilde yaşaaar, gideeer…
  • Ben de pası gecenin bu saatinde mışıl mışıl uyumakta olan meleklerin annesine, gülücüklerim benime ve mehtapa atıyorum.

Yorumlar

Beter Böcek dedi ki…
Sizin evin hallerine bayıldım doğrusu :) Anlatımda güzel olunca, sahneler gözümde canlandı :)
Sevgiler.
Muhabbet Çiçeği dedi ki…
Sizin evin halleri herzaman süper yaa . Film gibi kareler geçti gözümün önünden. Bu rsim wanterd filminden dimi :)
Sevgiyle kal canım.Öpüldün kocaman.
emine dedi ki…
Bir insan bu kadar mı güzel anlatır, benim hergün yaşadığım sinir harbini. Ama bir de kokladın mı yavrucuğunu geçer be kalır mı yorgunluk. Allah herkesin evladını bağışlasın. Sana kocaman mutluluklar..
Bendeniz.. dedi ki…
aha benim eksik bıraktıklarım,dedim ya sen bulursun diye,bende kopyalayıp pastalıcam:))
aahh ah nolucak halim...

canımsın ciğerimsin muzaffer komutanım öpüyorum
Adsız dedi ki…
Incegülüm ne güzel anlatmissin Annelerin her gün kü "Seferini".
Seviliyor bu sipalar (bende de var iki tane), sevilmeseler hic cekilmezler ama dimi?
Yapimci olsam bu sizin evin hallerini dizi olarak TV ye koyardim, bak nasil güzel olurdu ve bizim de yakinmadan bakacak bir dizimiz olurdu (hic de fena bir fikir degil bence). Heeeey nerde bu yapimcilar, yönetmenler?
Sizleri cok seviyorum, sevgiyle kalin
hehe bu camdan aşa atma işe yarıyormu benimde bazen ne var ne yok aşa savurasım geliyorda :D hala kocaman adam oldular ve yer kavgası devammı :D bende büyüyünce geçer diyordum hayal kırıklığına uğradım :(

hep öyle olmazmı onlar uykuya dalınca keşke biraz daha uyanık kalsalardı demezmiyiz sanki bütün sinir harplerini yaşamamış gibi :(

herşeye rağmen seviyoruz onları be :)
Geveze Kalem dedi ki…
Nüütfen ama nüüüütfen beni de sobelee!:)
Bak sen anlatmışsın, rahatlamışsın ne güzel. İnsan der ki, Semacığım da bunalmıştır evin yükünden, anlatsın da rahatlayıversin garibim, der ama dii mi?;-)))

Bu arada bu anne kişisini biraz mazoist gördüm. Evlatlar evi harp alanına çevirmiş, kadın hâlâ onları yüreğine falan sokmak istiyor.:PPP
Valla ben o yorgunlukla yanıma yanaşana, "kışt! kışt!" derdim.:)))
muko dedi ki…
çok güzel anlatmışsın yine süpersein incegülüm.
sizin evin halleri genelde herkeslerdeki gibiymiş yani çalışanannelrin işi ayrı bir zor tabi,evhanımı olduğum halde katlanamaıyorum ..
bende bir kaç kez balkondan aşağı atmıştım büyük dananın eşyalarını ama çözüm oldu mu hayırrrrrrrrrrrrrrrrP
Ferhanca dedi ki…
"Yorgun savaşçım" benim amanın evler çeşit çeşit temel aynı analara daynıyor anlar toplucak,dernicek..

düşünsene o evden bir hafta gittiğini şöyle diyelim bir tura katılmışsın avrupay tatile gitmişsin geldğinde evi nasıl bulucaksın.
yada gel sen benimle amerikaya gidelim.))) kocalar ne yapıcak bakalım hehehe.
canım çok öptüm..
uykucu dedi ki…
incegülüm senin liselin bilem güccük daha!benim üniversiteyi bitirip çoluk çocuk sahibisi koca eşşek büyük oğlum(bildin sen onu)ile güccük sıpam sizinkilerin yaptığı kadar dağıtıyor ortalığı bende aynı mesaiyle düzeltiyorum hergün bunları parka gönderip ama benim bu koca eşşek *len hergünde ben götürüyorum çocuğu parka, bir günde sen götür diyor, o evde camış gibi yatcakmış! anneyse sokakta çocuk peşinde koşup helak olduktan sonra birde ev düzeltecek camışın etrafa yeni saçtıklarıyla beraber..büyüdükce akıllanırlar derken iyicemi azıtıyor bunlar .suç bizde (doğuramadık kız) bir kız doğurup salıcaksın aralarına *hadi kızım iş öğren ayaklarıyla ona temizleticeksin evi hem biricik kız kardeşlerine kıyamaz daha düzenli olurlar belkim:))hani öyle hayal kuralım bari!!!çok doluyuz hepimiz çoook bu dertler bitmezki...
Sevgili Tuana, bir gün canlı yayına da bekleriz.:)

Muhabbetim, bu resim çevirdiğim onlarca filmden birinde çekilmiş. Ay hatırlayamadım şimdi hangisindeydi.:) Öperim.:)

Eminecik, amiiin. Yahu sevgileri olmasa, katlanabilir mi insan bu kadar cefaya.:)

Bendenizim, ahhh ahhh... pastala anacığım, pastala. Bir gün toptan giydirecekler ters gömlekleri, o olacak.:) Ben de öperim.:)

Belginciğim, canım sitkom yapın diyosun yani.:) Sevilmezler mi hiç? Can onlar, can. Allah bağışlasın yavrularını ve cümlemizin yavrularını. Bu arada Dilek'in oradaki yazını okudum. Çok güzeldi. Blog mu açsan sen de?

Cemilem, bir kaç gün işe yarıyor. Mesela okul kıyafetlerini attıydım bir akşam, bir hafta yerli yerine asmıştı sıpa. Sonra yine aynı.:) Boşuna hayal kurma kuşum. Ama seninkiler kız ya, belki farklı olur be. Umut dünyası işte.:)

Gevezem, ahan da sobeledim say. Yaz bakalım benim tombikim neler ediyormuş. Duuur daha bunlar iyi günlerin yahu.:) Dedim ya; erip Nirvana'ya ulaşmam an meselesidir benim.:)

Mukom, aşağı yukarı yaşananlar her evde aynı. Ah bu erkekler, özellikle erkekler.:) Bu çözüm geçici oluyor maalesef. Unutuveriyorlar çabucak veletler.:)

Ferhanım, amanin diyorum. Bir hafta mı? Geldiğimde evi yerinde bulabilir miyim, ondan bile şüpheliyim. Ya toptan yakarak temizlenecek kıvama getirirler, ya da benden önce belediye gelip imha eder yahu.:) Gidelim gitmeye de sonrası böyle işte. Ben de öptüm çok.:)

Figenim, bu saatten sonra onu doğuracaksın, büyüteceksin, iş öğreteceksin... uzun iş. Başka bir çözüm düşünmeli. Mesela Urus bir hizmetçi. Adamların da hiç itiraz edeceğini zannetmiyorum. Gece, gündüz çalışıp maaşını öderler anacığım.:)
Adsız dedi ki…
bütün annelerin derdi kopyala yapıştır misali aynı yahu :D şu ev işleri ıvır zıvır toplamak yüzünden bitmiyor zaten yoksa pırlatmakda pek sorun yok.Allahım erkek milletine birazcık düzenli tertipli olma kabiliyeti bahşet yarabbim amin .
LoLa dedi ki…
haha valla senin için büyük dert ama okumak büyük zevkti çok güldüm sadist miyim ne :=) süperdi
Adsız dedi ki…
Incegülüm yazim icin söyledigin güzel sözler icin sana cok tesekkür ederim. Dilek, sen ve geveze kalem bana cesaret veriyorsunuz. Insallah yani bir bilgisiyir alayim da belki ben de araniza katilabilirim. Icimdan geldigi gibi yazmaya calisiyorum ama dedigin gibi insanin kendini acmasi biraz zor. Sagolun var olun
Sevgiler
etki alanı dedi ki…
Anlatım gücü diye buna derim...Aslında çok zevkli işlerimiz varmış bizim ..Kıymet mi bilmezmişiz ne...Her gece,mutlu sonla biten masallarımız varmış meğerse..
Muhteşemsin incegülüm...
TüTü
Unknown dedi ki…
benim evin hallerinden pek farkı yok bende bütün evde olmama rağmen benim sıpa tek başına başarıyor hepsini....
ev perisi;) dedi ki…
Ferrarisini satan, anaç ,fikir testisi kadın;)))

KADIN OLMAK, ANA OLMAK, EŞ OLMAK BU HASLETLER BAŞEDİLEBİLİR Kİ BİZLERE UYGUN GÖRÜLMÜŞ CANISI;)

Gölgelerin gücü adına! güç, hiç kusura bakmayınız erk kişiler;) bizde artık hattİ zatında şahsen, bizzat okuyorsunuz incegül hanımdan...
yasenin dedi ki…
bütün evlerin halleri az çok aynı ama sizin evin hallerinin anlatımı harika elinize sağlık
NAZLICA dedi ki…
Senin yazını okurken çocuk olmayan evlerin hallerini düşündüm:( Herşey yerli yerinde olunca mutlu oluyormu insan. Varsın dağıtsınlar, yanaklarından bir makas almak bile bütün yorgunluğa bedel. Yorgun mutluluklar bunlar.Zaten mutlu olduğunu da belirtmişsin, sürsün gitsin dilerim.Yine gülümseyerek okudum, kalemine sağlık.
Allah'dan günlük koşuşturmalarımızı bu yönden ele alıyorsun da, gülerken sinirlerimiz biran olsun yumuşuyor.
Ve neredeyse bu koşuşturmalar zevkli dedirticeksin.
Senin işin 3 erkek yönünden çok zor olduğunu kabul etmek gerek ama.
Sanmaki evlendirdiğin zaman bitecek, yok canım üzerine artacak ki bilesin.
Sevgi herşeyi halleder yine de.
Sevgi gönderiyorum bende..
Lalegül dedi ki…
Merhaba incegül,
yazın yine çok hoş arkadaşım.Yaşına göre zeki çalışan ve çalışkan bir kadının maceraları..Zekanın yaşla bir bağlantısı var mı??Hani ne bileyim sordum..Evet bitmez bu sorunlar haklısın..Öldürmeyen her darbe güçlendiriyor hesabı..Öğreniyorsun bir süre sonra..hele yaşına göre zekiysen ve yüzüne bakılıyorsa biraz..Bir yardımcı, kendine bir laptap ne bileyin razı olyorlar senin her talebine.Al gülüm ver gülüm hesabı..Kavgaya gelince..Bağırman gerekmiyor bile..Onların da anneyi kızdırmamak için kendilerince nedenleri var..Yerine göre..
Anne en iyi müttefikleri oluyor..Anadola gelince kıyamıyor insan..Sanki arkadaş gibi oluyor..
Sevgiler arkadaşım.
Kalemine sağlık..
sufi dedi ki…
Sevgili İncegül, senin yavrucuklarına bir tane daha ekle, 3 adet veletle ben de bir çok senaryoya imza atmışlardanım.Amaaa senin kadar mizahi gözlükle bakıp başımdan geçenleri kelimelere dökmek inan yetenek işi.Ben kuşun kanadı, rüzgarın üfürüğü, denizin taşıdığı yaprak gibi konulara takılıyorum işte.En büyük oğlumdan 4. torun geldiğinden doğal olarak İstanbul'dayım. Diğer iki oğlum ve diğer 3 torun Kaş'ta.Bana nasıl duygu sömürüsü yaptıklarını bir bilsen?Torunları şişirip şişirip "tontini seni özlediimm "vs vs gibi sözcüklerle yeni doğanın yanında çok kaldın ince mesajını vermekteler.Bol bol torun resimleri postalanıyor telefonuma.Artık güldürüyorlar beni. Seni de senin kuzucukların güldürsün emi?Sevgilerimle.
Oyuncular farklı olsa da film aynı.
ANLATIM SÜPER.
Allah kolaylıklar versin tüm hemcinslerimize.
Ama işin sonunda ANNE olma ödülü olunca herşeye değer diyorum.


SEVGİLER
cinar dedi ki…
:) Her evde yaşanan acımasızlıklar işte bunlar. Tabi sizde 1'e karşı 3 var. 3 kişinin dağınıklığını 1 kişinin toplaması çok zor, sana hayatında başarılar dilerim o yüzden öncelikle :))

Ben de sinir oluyorum düzensizliğe. Salonu genelde düzenli tutmaya çalışıp diğer odaları kendi hallerine salıyorum bazen. Gerçi ani misafir geldiğinde bu yine de çok işe yaramıyor zira bizim bütün odalar salona açılıyor. Biri geldiğinde her odanın kapasını kapatıp sıkışmış bir halde salona almak da hoşuma gitmiyor. Odaların kapılarını mümkün mertebede açık bırakıyoruz normalde.
Bir de mutfak derdi var tabi. Evde bir bulaşık makinesi olmasına rağmen bazı erkekler neden kirli bulaşıkları tezgahın üzerinde bırakamkta ısrar ediyorlar çözebilmiş değilim ben de :)
Sevgiler.
zehra dedi ki…
aman allahım nasıl guldum annelerın hepsı boyle demek sımdı annemle otuttursak sızı karısılkı dırek aynı seylerı ndanda dınleyebılırsınız:)) ama yazı uslubunuz super bayılıyorum yazılarııza:)
yazı süperdi. yorgunluğuna değinmezsek tabi... sana kolaylıklar dilerim...
ben daha yolun başında sayılırım. aceba şimdiden başlasam ilerde hemcinslerinden daha düzenli bir bebe sahabı olabilirmiyim.
kız çocukları gerçekten de faydalı. ben de âbimle kardeşimin döküntülerini toplaya toplaya ev işi öğrendiydim. kadın kısmının ömrü ev toplamakla geçiyo ya...
Gamzelianne dedi ki…
nasıl güzel anlatmışşsın, sanki masal okuyormuş gibi okudum :))
Halbuki yaşanırken ne sinir bozucu bir durum değilmi ? ama yavrularımız için herşeye değer..
Lalegül dedi ki…
Merhaba İncegül,
benim kızım olsaydı, ona diğerlerinin yapmadığı hiç bir şeyi yaptırmazdım..Ama sonuçda benim kızım olacağı için, öğrenmek için bakması yeterdi..Urus hizmetçiye gelince..Almayım kalsın..Bizim yerli yardımcılar daha marifetli..
Sevgiyle kal arkadaşım..
Sanıldığı kadar ev işi yapmıyor bence hanımlar.Sadece öyle bilinmesi işlerine geliyor belki..
Aymen dedi ki…
en acı tarafıda bunun bir defaya mahsus olmaması ve bir ömür sürmesi:)
anemon dedi ki…
of ablam of her keste aynı dert sanmaki bir etk sende
tabiki evde olunca daha farklı bu durum daha basit
calıstığım zamanlarda bendeöyleydim bazen dayanılmaz birhalalıyor ama ana olusumuzdan olsa gerek her gün kızsakta görevlerimiziibir sonraki gün yine

canı gönülden yapıyoruz böyle durumlarda keseke bir sihirli değnek olsada temizliğe ayıracağımızız zamanı

yavrularımıza ve kendimize ayıra bilsek
yada cok rahat insanlar olsakta hafta da bir toplsak
evleri
gerci ozamanda toplmaya gerek kalmaz belediye ekipleri gelipçöp ev diye kapıya kilidi vurur ve gider
Dün akşam bende taktım motoru bi tarafıma, evi bir derledim topladım ama az sonra acıkan çocukum, şokellalı ekmek istedi, koydum önüne, ahanda ye diye, 2 dk. sonra mutfağa bir girdim, şokella ekmekten çok mutfak taşlarına sürülmüş vaziyette, saçlarım diken diken oldu valla:)
Yaa ama maşallah sana ben hala öyle sabahın köründe kalkma işini beceremiyorum, illaki yumurta sınıra dayanacak, o saatimin alarmı ertelenebildiği kadar ertelenecek o zaman fırlıyorum yataktan ama açıkçası sadece üstümü giyinip evden çıkacak kadar vaktim kalıyor geriye...
Sanem dedi ki…
Ozlemisim okumayi. ;)
Lalegül dedi ki…
Merhaba İncegül,
şu asabi lafına da gıcık oluyorum..Gerçekten asabimiyim ne?
estetik düşünmüyorum ama, sinirlerimi aldırsam fena olmaz sanki..
bazan evi darmadağın görünce kırmızı görmüş boğa gibi oluyorum..Birde uykuda bile uyanıp ev toplama hali..Uyur gezer değil, uyur toplar yani..
Sananekim Bananesanım, amiiin. Ya da bütün analara kız çocuk nasip et.:)

Lolam, gül gül... Gün olur devran döner. Bir gün biz de sana güleriz.:)

Belginim, ne demek. Ben içimden gelenleri söyledim. Sevgiyle canım.:)

Tütüm, canımsın. Tabiii canım. Sen yoksa büyük bir zevklen yapmıyor musun bu işleri. Bak çok kınarım.:)

Elçinim, işte o seninkinden üç tane olduğunu düşün şimdi. Çarp yani üç ile.:)

Perim, erk kişileri hala biz şöyleyiz, biz böyleyiz diye geh geh gerinsinler değil mi? Öperim muhabbet perim.:)

Yaseninim, az çok hepimiz aynıyız doğru. Teşekkürler canım.:)

Nazlım, ahan da 'ana fikir' budur. Canımsın. Rabbim yokluklarını, eksikliklerini göstermesin. Varsın analar koştursun. Hem spor oluyor be.:)

Sevgili Nur Ablam, bir de bunların sıpaları olacak değil mi? Bunlar bitecek, onların dağınıklığı olacak. Babanneeee diye dolanan minik, tatlı bıcırıklar.:) Zevkli olmaz mııı... Hem nasıl ablam, hem nasıl.:)

Lalegülüm, zekanın yaşla ilgisi çoook. Mesela gün günden harcıyorsun, zamanla azalıyor gibi düşünelim.:) Canım benim, bir Anadol, insanın canı ciğeridir. Ferrari de neymiş. Gözünü sevem Türk Malının.:)

Sevgili Sufi, rüzgarın üfürüğü de lazım be ablam. Alemsin.:) Ben sizin yazılarınızı içime işleterek okumaya bayılıyorum. Ah o torunlar. Yavrunun yavrusu. İnşallah ben de senin gibi sağlıkla, güzellikle kavuşurum. E bu kadar eziyetin bir mükafatı olmalı ama değil mi? Allah o gülücüklerden hiç ayırmasın sizi.:)

Yaseminim, bütün bu hallerin sonunda, boynuna sarılıp "annecim, yoruldun dimi, dur sana içecek bişey getiriyim" demiyor mu küçük sıpa. Bittiii.:)

Çınarım, olmuyor işte. Kapalı tutacan da, kırk odalı köşk mü bizim evler. Mutlaka bişey lazım oluyor açıyorsun bir şekilde. Düşünsene misafir gelmiş, kalkacak içeriye geçecek "nayır, nolamaz, noraya giremezsin" mi diyecen.:)Hayatım 1 e 3... Biraz adaletsiz bi durum.:)

Zehram, kuzum... Anneler şikayet eder bakma. Ama hiç kıyamazlar kuzucuklarına. Azıcık ayrı kalsalar, aman burda olsa da dağıtsa diye zırlarlar. Annelik biraz da dengesiz bişey.:)

Talhacığın Anneciği, inşallah olur da, erkek milletinin düzenli olanı, yani kendi düzelteni var mıdır ki. Şimdi sor benimkilere, dağınıklıktan nefret ederler, birşeyi bulamayınca çıldırırlar. Tek sıkıntıları bu düzeni kendileri değil de, evdeki hatunun yapması gerektiğidir. Yoksa bütün erkekler düzen sever. Başkası düzenlediği sürece:)

Gamzecik, tabii ki onlar için herşeye değer canım. Lakin hakikaten yorucu bir hayat bizimkisi. Sağolasın.:)

Lalegülüm, eski hatunlara bakarak, hiç iş yapmıyoruz bile diyebilirim. Tek başına elde çamaşır yıkamak bile çok büyük iş. Kız mevzuu artık geçti bizden.:)

Aymenim, alaca karanlık kuşağı gibi. Her gün yeniden aynı kabus.:)

Anemonum, civcikim, ah o sihirli değneği ne kadar hayal ettim ben. Ve hala etmekteyim.:) Sahi bir süre sonra belediye halleder dimi, bırakalım gitsin o halde be.:)

Börtlekim, mecburen kalkıyoruz canım. Benim liseli 6.15 de servise biniyor. E haliyle 5.30 da ayaktayız biz. Bazen geriye yatarsam,senin hesap tam beş dakikada giyin çık yapıyorum.:)

Sanemim, ben de seni özlemişim.:)

Lalegülüm, uyur-toplar da güzelmiş. Tam bize göre bir sıfat.:)
Mehtap dedi ki…
harikasın ya.öykü tadında benimde aynen yaşadıklarımı öyle güzel anlatmışsın ki,keyifle okudum ve ağlanacak halimize güldüm doğrusu.öpüldün.sevgiler.
İncegül,
zeka yaşla eksilmiyor canım..Hatta anlama kabiliyeti artıyor..Bilim öyle diyor çünkü..Ben bilimin yalancısıyım..
Ev işelerine gelince,annemin bir sözü var..Elimle değil ayağımla yaparım..
Biraz o da zeka mesalesi..
Sevgiler arkadaşım..
akasyakokusu dedi ki…
Merhaba arkadaşım..Yolum düştü kapınıza..Bir güzel soluklandım keyif aldım..Ne güzel anlatmışsınız bizim evin hallerini pardon sizindi dimi.Ama hikayedeki hatun kişi ben oluyorum galiba dedim..Ama veletler bir fazla bizde.Aynı savaşlar yer kavgaları vs vs...Bitmezzzz gider..
Sonuç yinede sevgi mutluluk özlem olur..Bugün güne gülerek başladım sayenizde son günlerde çookk üzüldüm hepimiz üzüldük tabiki şehitlerimize..Allah c.c. kayıplarımızın olmayacağı canlarımızın yanmayacağı ağız tadında günler göstersin diyorum sevgiler sunuyorum.
Adsız dedi ki…
çalışan anne olarak hepimizin iş dönüşü evdeki halleri sanırım aynı...
güldüm ve çok eğlendim...
çileme sizide ortak eyledim...

suzem

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİR ÇİFT KUŞ KANADIDIR MUTLULUK

SİGARASI YALDIZLI GELİYOR NAZLI NAZLI

AYA BAKTIM SENİ GÖRDÜM SANA BAKTIM AYI GÖRDÜM