BENİM ÇİÇEKLERİM HİÇ SOLMAYACAK


Sevgili Yıldız Yağmurlarının kelime oyununu hepimiz biliyoruz değil mi? İşte bu seferki kelime ve küçük hikaye benden olsun. Zor bir kelime. “Ölüm”


Yaşamsızlığın içinden fışkıran yaşam. Toprağın karalığına inat, nasıl da yemyeşil otlar bitmişti o minicik mezarın üzerinde. Geçen gelişinde diktiği çiçekler de rengarenk açıvermişti.

Ağladı kadın.. ağlamanın faydasız olduğunu bile bile ağladı. Açamadan solmuş tomurcuk güllerine ağladı. Bu çiçekler gibi rengarenk olacaklardı onlar da.

O minnacık bedenlerin üzerine toprak attığı günü anımsadı. Ne acı. Sanki bir el boğazını sıkıyordu. Nefes alamıyordu sanki. Kadın onlarla birlikte toprağın altına girmişti sanki. Yüreğini de gömmüştü o minicik bedenlerle birlikte.

Oysa gece kalkıp üzerlerini örtecekti kuş tüyü yorganlarla. Yumuşacık yataklara yatıracaktı öpüp koklayarak onları.

Şimdi soğuk bir mezarda yatan, üzeri kapkara toprakla örtülü iki küçük yavrusunu düşündü kadın. Ağladı.. ağlamanın faydası olmadığını biliyordu.. yine de ağladı. Üşürler miydi burada? Karanlıktan korkarlar mıydı?

İlk gülücüğünü, ilk adımlarını hatta ilk kez anne deyişlerini hayal etti. Bunların hiçbirini göremeyecekti . Ne acı… ne tarif edilmez bir acı.

Koşup oynayamayacaktı yavruları bahçelerde. Üzerlerini çal çamura bulayıp, annelerinden tatlı tatlı azar işitemeyecekti.

Büyüyüp okula gittiklerini hayal etti. Diploma alıp sevinçle boynuna atladıklarını. Düğünlerini… bembeyaz gelinlik ne de güzel yakışacaktı kuzularına. Ama onlar beyaz kefen giydiler. Kefen yakışır mıydı bebeklere?

Kadın elindeki bidondan usulca toprağa döktüğü suya bakakaldı. Nasıl da akıyordu dupduru. Su gibiydi onun kızları da. Sonra gözyaşlarının damla damla toprağa nasıl işlediğini gördü. Üzülür müydü yavruları annelerinin gözyaşlarına?

Ağlıyordu kadın. Faydası yoktu biliyordu. Yapacak bir şey de yoktu.

Ölüm acı, ölüm ayrılık, ölüm çaresiz. Çaresizdi kadın.

Sonra yavaşça eğilip soğuk mezar taşını öptü. Yavrularının kokusunu hissetmeye çalışarak, bir kez daha, bir kez daha.

Gözyaşlarını sildi kadın. Dönüp ellerini uzattı mezar başında boynu bükük beklemekte olan oğullarına. Onların kara gözlerine baktı sonra. Işıl ışıl, umut dolu güzel gözlerinde yeniden hayat buldu.

Gönlünden akıp gelen büyük bir sevgiyle gülümsedi oğullarına.

İki tarafında kaybetmekten ölesiye korkar gibi ellerinden sımsıkı tuttuğu oğulları, yüreğinde koklayamadan solan gül goncası kızları Ayşe’si ve Elif’i. Yürüdü kadın.

Başını göğe kaldırıp oğulları için şükretti kadın. Artık ağlamıyordu. Dudaklarında artık umutlu bir gülümseme vardı. Bir kez daha geriye dönüp baktı ve yürüdü kadın. Yol uzundu çünkü, yürümek gerekti.

Yorumlar

Derin Sularda dedi ki…
İncegülüm,
Elbet ölüm de yaşamın bir gerçeği, kaçınılmazı, hüzünlü yüzü, yürekleri yakan kor ateşi, derin sızısı... Okurken her bir satırı, hayallerini de toprağın altına bırakan annenin yürek sızısını duydum taa içimde o kadar işlemişsin ki kelimelere...

Dediğin gibi "zor" bir kelimeyle baş başa bıraktın bizi...
Ama ölüm de bir parçasıyken yaşamın bu kadar, gözden gelmek olmazdı değilmi...
Sevgiyle kal..
Muhabbet Çiçeği dedi ki…
İncegülüm,her bir satırı okuduğumda hissettim o annenin acısını, sızısını. Ölüm herkesin sonu belkide ama ölüm kelimesi bile çok soğuk geliyor bana. Allah kimseyi sevdiklerinden ayrımasın.Öptüm
Adsız dedi ki…
ben bu sahneyi cok yaşadım..yaşarken hissettiklerimi şimdi okurkende hissettim..senin kalbin ne kadar büyük incegül :)Rabbim yavrularından ayırmasın..mucuks
Unknown dedi ki…
hani nerderseyse ölüm bu kadar mı güzel anlatılır diyeceğim incegülüm....Allah hiçbir anneye evlat acısı göstermesin...
PERİLİ KÖŞK dedi ki…
valla niye böyle bir yazı yazdın incegülüm ya...:(
yazının sonlarına doğru midem de bir sıkışma oldu ,kendi mi kötü hissediyorum...
yazma böyle yazılar incegülüm ya...
:(
:(
Dilekciğim, hakikaten zor bir kelime ve zor bir yazı oldu. İnsan, ruhunun yaralaırnı kurcalarken çok acı çekiyormuş bunu anladım. Ama, dediğin gibi "ölüm" yaşamın ayrılmaz bir parçası...

Muhabbetciğim, Allah kimseleri sevdiklerinden ayırmasın. Hele ki böylesi bir acı kimseye yaşatmasın. Ben de seni öptüm.

Çerkesimm, hatırlattığım için affet. Belki de hatırlamaya ve yüzleşmeye ihtiyacım vardı. Canımsın benim. Mucuks sana da..

Elçinciğim, amin canım. Bu acıyı yaşatmasın Rabbim. Ama, acılar büyütüyor bizi değil mi?

Perilimm, canım affet. Allah güzel kızlarını sana bağışlasın. Hiçbir anneyi kuzuları için ağlatmasın. Dur haftabaşı telafi ederiz gülüm..
paticanlar dedi ki…
ne ettin be bacııım?
Bitirdin hepimizi:((
böyle bir şey yaşamadın,sadece tahayyül ettin dimiii?
palyanço dedi ki…
sen neler yapıyorsun, yazıyorsun boyle be İncegülüm.. reva mı bu bizlere :( daha bebeğim doğmadan nerelere götürdün beni :/ Allah kimselere evlat acısını gostermesin diyeceğim ama hayat işte..
anemon dedi ki…
ölümmü ya incegülüm nerden çıkardın şimdi tamam hayatın gerçeği ama düşünmek bile yıkıyor adamı
Yağmurum, yok sultanım böylesini değil. Elif ve Ayşe hiç doğuramadığım kızlarımdı. Her acının daha da acısı var.. bunu kendime anlatmak istedim sadece..

Palyançom, valla yayınlarken aklıma geldin. Palyançom atlar bu yazıyı inşallah dedim. Amin canım Allah yavrucaklarımıza uzun ömürler versin..

Civcikim, tamam kuşum.. pazartesi neşeleniriz yeniden inşallah. Bu seferlik böyle olsun be..
Gamzeli dedi ki…
Çok güzeldi bu hikaye ve bu kelime oyunuda çok hoş en güzel hikayeler buralardan çıkıyor..
Bilun ŞEN dedi ki…
İncegülüm, koca yürekli arkadaşım, yine neler neler yazmışsın ve yine neler hissettirdin..
Sen sandım.. Yorum yazmaya bile ne kadar sonra girdim.. Tüm yorumları çekinerek okudum..
Hayat çok zor.. Allah kimseyi sevdiklerinden ayırmasın.. Ama düzen böyle.. Allah tüm evlatları ana-babasına bağışlasın..
Öpüyorum seni kocaman canımcım!!


Bilun ŞEN
annesiz büyümüş biri olarak öylesine iyi bilirimki bu ölüm denen acıyı.içimde taaa içerlerde bi yerlerde öylesine derinki o acı.unutsan unutamazsın ağlasan arkası gelmez üstüne söyleyecek söz bulamazsın anlam veremezsin o kara toprağın altındaki cansız yatan bedene.oysaki kokusana bile doyamamışsındır daha....
allahımdan o kadar çok istedimki ne olur allhım derdim küçücük aklımla ben anne nedir biledim bana bir kız evlat verde hem ona anne olayım hem onunla çocuk olup doyamadığım anne sevgisine doyayım.o kadar içten dilemişimki allahım dünya tatlısı iki tane kız evlat verdi.
evet artık sımsıkı sarılıyorum hayata önüme bakıp yolum uzun diyorum......
sevgilerimle....
abbas yolcu dedi ki…
:'( Ağladım İncegülüm
NAZLICA dedi ki…
Sevgili İncegül,Senin yazılarını sabah okumayı tercih ediyordum, çünkü neşeli mizahi anlatışların vardı. Hep tebessüm ettiriyordun. Güzel bir yazı bu ama burnumun direği sızladı desem yalan olmaz.Anneliği tadmasam da kadın olan her bireyin ruhunda bulunan anaç duygularla, hissederek okudum.Kalemine sağlık. Yine de sen bizleri güldürmeye, tebessüm ettirmeye devam et olmazmı? Tanrı aileni hiç ayırmasın. Hep beraber el ele olun. Sevgiler
Gamzelim, evet canım. Yazan arkadaşlar da çok güzel yazıyorlar. Bizimki küçük, nacizane bir iç döküş sadece..

Sudecik ve Buseciğin güzel annesi, zor olmuştur tabii ki annesiz büyümek. Ne mutlu sana Rabbim dualarını kabul etmiş. Dünya tatlısı iki tane kız evlat nasip etmiş. Allah onlara uzun hayırlı ömür nasip etsin. Annelerini de hiç başlarından eksik etmisin inşallah. Sevgiler canım..

Abbaasım, ben seni gülümseterek karşılamak isterdim be.. hoşgeldin..
Nazlı kız, bak birlikte yollamışız yorumu. Hüzün de hayatımızın bir parçası aslında. Ama, benim arkadaşlarım pek bana yakıştıramıyorlar sanırım. Peki o zaman birazdan yeni yazıyı yolluyorum. Öpüyorum canım..
sofi dedi ki…
OFF be İncegül, sonsuza kadar kaybetmenin en acısını yazmışsın, evlat, en katlanılmazı,Allah'ım kimseye yaşatmasın ama yazgı karşısında çaresiziz.Sevgiler.
SenaBera dedi ki…
Allah hiç kimseye, hiç birimize evlat acısı yaşatmasın, hep sağlıklı, hep mutlu olsunlar....
Soficim, amin canım. Allah kimseyi böyle bir acıyla imtihan etmesin.

Senaberacım, amin canım.. bütün güzel dualarına kocaman ve içten bir amin..

Bu blogdaki popüler yayınlar

SİGARASI YALDIZLI GELİYOR NAZLI NAZLI

BİR ÇİFT KUŞ KANADIDIR MUTLULUK

AYA BAKTIM SENİ GÖRDÜM SANA BAKTIM AYI GÖRDÜM