ÇANTAMDAN EBE ÇIKTI
Yeni bir sobelemeç daha vukuu bulmuştur. Şahsıma yönelik bu nazik sobeyi yapan sevgili Renklerciğim’e teşekkürlerimle başlıyorum.
Sobemizin mevzuu şudur: Çantamızın olmazsa olmazı altı adet nesne nedir diye soruluyor ve biz de cevaplandırıyoruz. Aslında dışarı çıkarken mutlaka alacağınız altı şey deniliyor da, e çantasız çıkmam abi.
Benim çantalarım genelde büyüktür ve bu yüzden rahatlıkla içini çıfıt çarşısına çevirebilmem mümkündür. Hoş küçük te olsa fark etmez. Ben yine bi şekilde tıkıştırırım içine lüzumlu lüzumsuz ıvır zıvırı.
Çantamın, ki biz ona kendi aramızda bavul da diyebiliriz, birinci ve en olmazsa olmazı, sevdiklerimin fotoğraflarıdır. Bunlar da cüzdanımda ikamet ettiğinden, dolaylı da olsa CÜZDAN’ı ilk sıraya koyalım. Yine cüzdanımızın içinde bulunan, bilumum kart, telefon numaraları ve para da ilk sıraya yerleşiyorlar. Bunların hepsi de fotoğraflar sayesinde zirveye çıktıklarını unutmasınlar. Yoksa kesin bırakırım bir yerlerde.
İkinci sıra çantanın büyüklüğüne göre değişen ebatlarda PARFÜM veya DEODORANT’a aittir. Güzel koku takıntımı bilen bilir. Ben evimi, çamaşırlarımı, yavrularımı hep koklarım. Hatta yemeği bile yemeden önce kokladığım için çok fırça yemişliğim vardır.
Üçüncü sıra TÖRPÜmündür ve asla değişmez. Tırnaklarımı çoğu zaman dibine kadar kessem de törpüm hep yanımdadır. Sıkışan kilidi açmak, tokamın vidasını sıkıştırmak gibi bilumum tamir işlerimi hallettiğim bu son derece işlevsel alet, nadiren tırnak törpülemek için kullanılır. Bu arada bizim asıl üretimini yaptığımız ürünün oje olması ve her renk her çeşit ojenin içinde bulunmam, tırnaklarımın kısa olduğu zamanları daha çok sevdiğim gerçeğini değiştiremiyor. Hijyen bakımından yani. Ne yapayıııım ben böööyyyleyiiiim. Çok ta severim bu şarkıyı.
Çantamın olmazsa olmazlarından dördüncü sırayı hak eden bir diğer obje de MAKYAJ ÇANTASI’dır. İçinde, her renk far, iki üç çeşit allık, kapatıcı, fondöten, pudra, çeşit çeşit kalemler, kıvıranı, uzatanı, hacimlisi hepsi ayrı ayrı maskaralar, birkaç lipgloss ve birkaç ruj olan bu kocaman varlık, çantamda hep vardır. E kozmetikçiyiz, olsun o kadar değil mi? Lakin içindekiler kırk yılda bir kullanılır. Kullanılması gerektiği bu müstesna zamanlarda da hep aynı yeşil far ve dört yıldır vazgeçemediğim aynı renk ruj sürüştürülür. Bir ara beş dakikada kusursuz makyaj nasıl yapılır onu anlatayım unutmazsam.
Yine çantamın vazgeçilmezleri arasına girmeyi bileğinin hakkıyla kazanmış bir başka müstesna şey daha doğrusu şeyler de, FATURALARdır. Her daim çantamın bir köşesinde bir fatura bulunmazsa, o günüm harap olur. Kendi kendime kahrederim. Nasıl olur da bu gün yok diye çok üzülürüm. Bu bir elektrik faturası olur, hani şu şimşeklilerden. İskiciğimin hazırlamış olduğu o mavilerden olur. Ne bileyim İnternet olur, Digitürk olur. Ama, mutlaka olur. Tam ödersin biter, temizledim dersin, yenileri gelir ve çantamdaki o değerli yerini alır.
Bunların haricinde, bir tükenmez kalem, birkaç boya kalemi, bir not defteri, birkaç toka, Maxi kişisinin evrakları, bir iki oyuncak, yolda görülen çocuklara verilmek üzere biraz şeker ve sakız, tarak, güneş gözlüğü ve bir çift terlik bu günkü çantamda bulunanlar. Yarına bilemiyorum tabii.
Son olarak bu eğlenceli ve bilgilendirici sobe için Renklerciğime tekrar teşekkür ediyor, aramıza yeni katılan arkadaşımız Tatlı Cadıcığımı, uzun zamandır yazmayan Hayal Periciğimi ve Tosbaacıkımı sobeliyorum.
Not Şettiriverdim Gene: Tutmayın beniiiii!!! Link mink eklemek bende. Şablon değiştirmek bende. Müzik yüklemek bende. Dur bakalım daha neler yapacağım. Havaya girdim ben kesin, zannedersem, belki, kanımca. Yakında Luis Vuitton çantamın içinde, terrierimi gezdirirken görürseniz beni şaşırmayınız.
Yorumlar
Öptüm canım , iyi hafta sonları ..
dünden beri blogunuzu okuyorum. Cogu yerde gülmekten gözümden yaslar geldi, bazi yerlerde agladim. Ne müthis, ne tatli bir annesiniz ve ne tatli cocuklariniz var. Hele Miniyle olan diyaloglar süper.
Hersey hep dilediginiz gibi olsun, hep mutlu olun, hicbirsey sizi üzemesin. Ama siz zaten herseyin üstesinden coktan gelmissiniz.
Sevgiler
Aysegül
Ama daha yazını okumaya başlamadan gülme krizim başladı; o nasıl resim öyle:)))) Koptum..
Ayşegül az bile yazmış, ben de aynı durumdayım, gelip gidip okuyorum sayfanı...
Minisi, maksisi, babası ve annesi; mükemmel bir aile. Hep mutlu hep sağlıklı olun.
Sevgiler
ipek
Tırnak törpüsü olayına çok güldüm,harikasın sen yaa...
İyi bir haftasonu diliyorum ve çok öpüyorum.
ÖPTÜM ABLACIM...MİNİYE PERİ BİRŞEY KOYMUŞ MU?
Guzel kalpli INCEGULcgm benim.
ablacım süpersin yine döktürmüşüssün..yine süper keyif aldım..hatta ve hatta yazdıklarından dolayı "anaaa haklı valla bende atıyım çantama" dediğim şeyler çıktı:) saolll
terliğin ne işi var çantanda gülüm ...
SEVGİLİ AYŞEGÜL, Merhabalar.:) Bu güzel sözlerin beni çok mutlu etti.:) Umarım senin dileklerin de hep gerçek olsun. Çok çok teşekkür ederim. Sevgilerimle.:)
İPEKCİM, hakikaten bavul gibi. Tekerleklisinden.:)) Erkeklerin canı yok mu? Onlara da birer çanta tutuşturuverdik işte.:)) Canım, güzel sözlerine teşekkürler ederim. Ben de aynı dilekleri senin için diliyorum. Sevgilerimle.:)
MUTLUCUM, hele benim gibi, kozmetik kullanımını minimum tutan biri için daha harika. Yakında Banu Alkan gibi, yemyeşil far ve pempe rujla ortalarda dolaşıcam.:)) Umarım sen de çok güzel bir haftasonu geçirirsin Ben de seni öpüyorum canım.:)
CADILARIN EN GÜZELİ, anladım ben onu.:)) Canımm, ne sormak istersen, anında cevap veririm ne demek. Ama sadece dediğimi yap, yaptığımı değil.:))
ELÇİNCİM, sor canım sor.:)) Beraber çıktığımızda, sorarım sana, çocuklara lazım olanları, erkeğimize lazım olanları, gerekli her ayrıntıyı düşünmek ve de taşımak zorunda olan kimdir? Cebimizde mi taşıyalım yani?:))
KAKAOLUCUM, şu anahtarımı, cüzdanımı çantana atıversene, derler ya. Zaten çanta tıka basa. Nereye koyalım dimi? Yalnızken nerede taşıyorsan devam et işte.:)) Miniciğe Perisi boya kalemiyle, resim defteri ve de bir miktar harçlık bırakmış ablası.:))
BRIDGETCİM, ah canımın içi, daha normal birini mi seçseydin acep?:)) Ne istersen doldur gülüm. Madem bavul taşıyoruz, bari bir işe yarasın.:))
KUĞUCUM, yok be canımmm. Güzel kalpli olmaya çalışıyoruz sadece. Yolda gördüğüm çocukları severim de, elim boş olmasın diye işte.:) Valla utandım şimdi.
CADILARIN TATLISI, bak sen de utandırdın beni. Bu çok basit bir şey aslında. Eskiler, ceplerinde hep şekerleme taşırlardı, çocukları sevindirmek için. Onlardan kalma bir alışkanlık sadece.:) Canım paylaşırım tabi bildiklerimi ne demek. Sağol canım.:)
TOSBAACIK, ebeledim seni şeker.:)) Bir keresinde, marketten salatalık ve soğan almıştım. Onları da çantama koymuştum. Sonra da kendime çok gülmüştüm.:)) Canım sağol güzel sözlerin için.:)
PERİLERİN EN ŞEKERİ, anacım topuklular iflahımı kestiğinde, hemen devir teslim töreni yaptırıveriyorum ofiste.:)) Hani yeni gelinler ev oturmasına giderken taşırdı ya eskiden.:)) Yavrularla çıkınca yedek t-shirt bile atıyorum bacım ben.:))
Benimkinden kedi maması çıkar ancak. .:)))))
ayrıca alt yazı ile ilgili. sen kraliçemdin daha önce,bir de perimsin yahu artık.:))))
kalbime sokarım ben seni.
GAMZELİCİM.:)))
GÖKHANCIM, o topuklularla yarım saat yaşamayı denesen, bana hak verirdin eminim.:))
YAĞMURUMCUM, e bebek bezi çıkacak değil ya. Gerçi belli mi olur.:))) Canımsın benim. Ben kim kraliçe, peri olmak kim sultanım. Sağol, o senin güzel yüreğinden.:))
ASLICIM BALDAN TATLICIM, ah şunu da alsaydım demektense, atıveriyoruz işte ne bulursak.:)) Elinde taşı canım, valla öyle daha az yoruyor.:))
ayrıca ben girmeyeli buraya ne çok şey eklemişiniz kız bloglarınıza öyle.
gelinin başka bahara kaldı!!!!!!!(anladın sen onu)
Adam yaşama sevinci içinde
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kâseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
Adam masaya
Aklında olup bitenleri koydu
Ne yapmak istiyordu hayatta
İşte onu koydu
Kimi seviyordu kimi sevmiyordu
Adam masaya onları da koydu
Üç kere üç dokuz ederdi
Adam koydu masaya dokuzu
Pencere yanındaydı gökyüzü yanında
Uzandı masaya sonsuzu koydu
Bir bira içmek istiyordu kaç gündür
Masaya biranın dökülüşünü koydu
Uykusunu koydu uyanıklığını koydu
Tokluğunu açlığını koydu
Masa da masaymış ha
Bana mısın demedi bu kadar yüke
Bir iki sallandı durdu
Adam ha babam koyuyordu.
Edip Cansever
Seni okuyunca aklıma bu şiir geliverdi birden. öptüm çok çok, bu arada yeni dişiniz de vatana millete hayırlı vede uğurlu olsun efenim.
RENKLERCİM, tabii en kısa zamanda yazarım. Mükemmel olur mu bilmem ama, beş dakikada ve en az malzemeyle güzel oluyor. Acele zamanlar için özellikle.:))
FİGENCİM, yapma beee, ben de bekliyordum valla.:(( Neyse baharlar bitmez biliyorsun.:)) Kız elimde taşıyorum zaten. O kadar yüke omuz mu dayanır. Törpüyü tavsiye ederim. Valla çok işe yarıyor.:))
EMRECİM, çok güzel bir şiir bu.:)) Ve bu kadar güzel bir şiiri sana anımsattığım için çok mutlu oldum şimdi. Ben senin bu güzel sevgini hak ediyor muyum acaba? Canım ya.:))
iyi haftalar diliyorum :))
KAKAOLUM BİDENEM, iyiyim canımmmm koşturuyorum işte. Sağol benim güzelimmm, sana da iyi haftalar diliyorum ve kocaman öpüyorum.:)))
Kendime not şettirivericem bide: ben oynadım sanırım bozdum artık müzik çalmıyo bi ara LOLA LOLA ya uğrıcam.
Bi notta yine sana şettiricem: acaba ben niye senin bloga kendim için not aldım. (benide kaybettik sonunda ha ha ha :)
EMREMCİM, şeker istediğin gibi, istediğin şekilde not yazabilirsin canikom. Lakin kayışa dikkat, koptu mu daha toparlayamıyorsun.:))Yakışmış dimi canım. Madem bir şey yapıyoruz, incesini de öğrenelim bari.:))
nimet