HAYALLERİM MİNİĞİM VE YURT SEVEN BRADIRLAR
Anneee ben çok komiğim he..Cem Yılmaz gibiyim.
Yok canım.. kim söylüyor bakalım onu?
Örtmeniiiim..
Neden öyle diyor peki?
Ya şimdi ben şarkı söylemeye utanıyorum ya.. o yüzden hep komiklik yapıyorum müzik derslerinde. Holog filan da yapıyorum. (Monolog demek istiyor.)
Oğlum niye utanıyorsun ki? Bak Gülben Ergen bile utanmıyor da şakır şakır şakıyor. Hatta bu işten bir sürü de para kazanıyor.
Anne yaaa.. o ünlü ama.
Tamam işte, sen de ünlü olursun. Sana bir de şarkı besteleriz “Allah müstahakkını versin, Allah seni nasıl biliyorsa öyle etsin” diye..
Anee sen de çok komiksin he.. öyle şarkı mı olur?
Niye olmasınmış? Daha berbatlarını bile dinledik biz. Bak bir de sana şöyle güzel bir imaj yaparız. En pişik yapanından birkaç deri pantolon, bir iki de uzay kostümü alırız. Saçlarını da bi camış bulup yalattık mı oldu bu iş. Şu arka sokaktaki boş araziye de çöl süsü verip klibini çekeriz.
Kimler oynıycak klibimde peki?
(Aha da yavru havaya girdi bile.)
Çağla Şikel olmaz, o çok kart.. hmmm Cansu Dere komik erkek sever aslında bak. Hele sana bayılır. Komik sıpam benim. Şu senin haremden de bir iki kız ayarlayıveririz artık.
Anneeeee….. benim haremim mi var? Harem ne ki? Yok ya ben Cem Yılmaz gibi olucam banane.
Oğlum, bu memlekette şarkıcı olmak daha kolay. İki şarkı ezberlersin, biraz da tipin düzgünse, mutlaka bi halt olursun. Belki de sadece bi halt olduğunu zannedersin ama olsun. Lakin komik olmak zor iş. Boş ver sen. Gel bulaşma hiç bu işlere. Derdi, tasası bu kadar fazla olan bir milleti güldürmeyi kolay iş mi sanıyorsun sen?
Şimdi hatırladım yahu.. benim canım Sarı Civcivim beni sobelediydi bir zamanlar. Hayat gailesi, koşturmaca derken çıkıvermiş oynak, yarım aklımdan. Beni affet şekerim. Hem de Dilekçiğimin şahane kelime oyunu da hayal üzerine. E o zaman hayallerimizden bahsedelim biraz...
Şimdi ben mini mini bir bebeyken, polis olma hayalim vardı. Elimde silah, suçluları kovalamak, bir sürü adamla dövüşüp, Malkoçoğlu gibi hepsini yenip, madalya almak, bir çeşit kahraman olmak yani. E bizim zamanımızda öyle Spaydır Men, Bet Men, Cart Men, Curt Men yoktu ki. Teksas Tommikis vardı, onlar da kızlara göre değildi. (Sanki ben de çok normal bir kız çocuğuydum ya..)
Lakin büyüyüp, serpilmeye başlayınca, kadın polisleri masa başında oturttuklarını öğrenip bu hayalimden vazgeçtim.
Lise yıllarımda şarkıcı olmayı hayal ettim bi dönem. Grubumuz bile vardı. İşte bu benden çatlak olmasın, yeterince çatlak grup üyeleriyle biz, o dönemler Çeşme’de yapılmakta olan festivale kaçmayı planladıydık. Hani yabancı artizler falan geliyordu ya. (Seksenlerin gülleri daha iyi hatırlayacaktır.) Bi tanesinin grubuna katılıp dünya çapında menşur olacaktık güya.
Nereye gidiyonuz? Çeşmeyeee.. N'apıcanız orda? E şarkıcı olacaz.. Peki nasıl gidiceniz.. paranız pulunuz var mı? Yooooo… Hadi bi şekilde gittiniz diyelim, olmadı dönmek istediniz ailenize ne hesap vereceksiniz.. hele sen, N. Sultan ağzının ortasına salıncak kurmaz mı?.. Yaa iyi de biz bunları hiç düşünmedik ki.. genciz biz ya.. adı üstünde deli kan.
Bu macerada iç sesimizin çabalarıyla, başlamadan böylece sona ermişti işte. Şimdi her Türk evladı gibi duşta, bilemedin mutfakta yavrularıma yemek pişirirken çok faydalı oluyor geniiiş repertuarım.
Bir ara tiyatro aşkı sarmıştı. Hala da bitmiş değil bu aşk ya neyse. . Bu hayalimi bir tek tiyatro hocamıza açtım. Ondan da destek alınca ben kendimi bi şey zannederek tiyatrocu olmaya programlandım. Sonra bu hayal de tıpkı diğerleri gibi rüzgara kapılıp gitti.
Sonrasında Türkiye’nin ilk kadın başbakanı olmaya taktım kafayı. Ammaaa, bacımızın hepimizin toptan anasını bellediği dönemlerde bundan da vazgeçtim. Bu milletin bacısı olmak için fazla manyaktım. Üstelik te diğer bacı zaten canına okumuştu zavallıların. Bunun üzerine bir de bunu kaldırabilemezdi benim canım milletim.
Gerçi onlar neler görmüş, neler yaşamış ve lakin yaşadıklarını ne de çabuk unutabilmişti zaman zaman. Bu travmayı da atlatabilirdi belki. Ama, benim hevesim kaçmıştı işte. Çünkü ben o kadar da kolay unutamıyordum ne yazık ki.
Daha sonra kamyon şoförü olmayı istedim. He valla. Hani nasıl biri olduğumu bilmeyen için şaşırtıcı bir hayal olabilir. Oysa beni tanıyanlar için “bizimki manyadı gene” şeklinde yorumlanabilecek bir düşünceydi sadece.
Ama yaşadığımız yer Türkiye olunca bu konuda N. Sultan’ı ikna etmenin de imkansızlığını düşünerek, bu konuyu hiç açamadan kapattım.
Zaman içinde, ne olduğunu bilmediğim ve hala da öğrenemediğim, gazetelerin ilan sayfalarından görüp ilgimi çeken remayyözcülük, kepçe operatörlüğü, frezecilik, kaynakçılık ve de son ütücülük gibi mesleklere meylettimse de hiçbiri olmadı teknik aksaklıklardan dolayı.
Herkesin istediği şeyleri istemedim hayatım boyunca. Hep bir ayrık otuydum sanki. İyi mi kötü mü bilmem ama öyle. Benim koca bana “ota b.ka muhalefet ediyorsun, bir gün de hee bu da böyledir, doğrudur desen şaşarım” şekli yapsa da öyle değil aslında.
Ben hayata başka taraflarından bakıyorum biraz. Bunun için çabalamıyorum.. zaten böyleyim. Yaradılışım bu. Herkesin istediği benim ilgimi çekmez çoğu kez. Belki de kimsenin beğenmediğini çok sevebilirim. Doktor olmayı hiç istemedim ömrüm boyunca mesela. Oysa konfeksiyonlarda makine başında tıkır tıkır çalışan o güzel kızlara çok özenirim hala. Keşke böyle bir yeteneğim olsaydı.
Velhasıl, ister kader diyelim, ister şans.. hepimiz bir şekilde bir hayat kurduk. İyisi, kötüsü.. neşelisi, hüzünlüsü her günü yaşadık ve gördük. Keşkelerimiz yok mu? Elbette var. Ama keşkelerimizi çoook ardımızda bıraktık. E büyüdük.
Kimi hayaller gerçek olur. Kimileri hayal olarak kalır. Belki de öyle kalması en iyisidir. Ben gerçekleşen hayallerim için mutluyum. Gerçekleşemeyenleri de gülümseyerek anıyorum.
Yok canım.. kim söylüyor bakalım onu?
Örtmeniiiim..
Neden öyle diyor peki?
Ya şimdi ben şarkı söylemeye utanıyorum ya.. o yüzden hep komiklik yapıyorum müzik derslerinde. Holog filan da yapıyorum. (Monolog demek istiyor.)
Oğlum niye utanıyorsun ki? Bak Gülben Ergen bile utanmıyor da şakır şakır şakıyor. Hatta bu işten bir sürü de para kazanıyor.
Anne yaaa.. o ünlü ama.
Tamam işte, sen de ünlü olursun. Sana bir de şarkı besteleriz “Allah müstahakkını versin, Allah seni nasıl biliyorsa öyle etsin” diye..
Anee sen de çok komiksin he.. öyle şarkı mı olur?
Niye olmasınmış? Daha berbatlarını bile dinledik biz. Bak bir de sana şöyle güzel bir imaj yaparız. En pişik yapanından birkaç deri pantolon, bir iki de uzay kostümü alırız. Saçlarını da bi camış bulup yalattık mı oldu bu iş. Şu arka sokaktaki boş araziye de çöl süsü verip klibini çekeriz.
Kimler oynıycak klibimde peki?
(Aha da yavru havaya girdi bile.)
Çağla Şikel olmaz, o çok kart.. hmmm Cansu Dere komik erkek sever aslında bak. Hele sana bayılır. Komik sıpam benim. Şu senin haremden de bir iki kız ayarlayıveririz artık.
Anneeeee….. benim haremim mi var? Harem ne ki? Yok ya ben Cem Yılmaz gibi olucam banane.
Oğlum, bu memlekette şarkıcı olmak daha kolay. İki şarkı ezberlersin, biraz da tipin düzgünse, mutlaka bi halt olursun. Belki de sadece bi halt olduğunu zannedersin ama olsun. Lakin komik olmak zor iş. Boş ver sen. Gel bulaşma hiç bu işlere. Derdi, tasası bu kadar fazla olan bir milleti güldürmeyi kolay iş mi sanıyorsun sen?
Şimdi hatırladım yahu.. benim canım Sarı Civcivim beni sobelediydi bir zamanlar. Hayat gailesi, koşturmaca derken çıkıvermiş oynak, yarım aklımdan. Beni affet şekerim. Hem de Dilekçiğimin şahane kelime oyunu da hayal üzerine. E o zaman hayallerimizden bahsedelim biraz...
Şimdi ben mini mini bir bebeyken, polis olma hayalim vardı. Elimde silah, suçluları kovalamak, bir sürü adamla dövüşüp, Malkoçoğlu gibi hepsini yenip, madalya almak, bir çeşit kahraman olmak yani. E bizim zamanımızda öyle Spaydır Men, Bet Men, Cart Men, Curt Men yoktu ki. Teksas Tommikis vardı, onlar da kızlara göre değildi. (Sanki ben de çok normal bir kız çocuğuydum ya..)
Lakin büyüyüp, serpilmeye başlayınca, kadın polisleri masa başında oturttuklarını öğrenip bu hayalimden vazgeçtim.
Lise yıllarımda şarkıcı olmayı hayal ettim bi dönem. Grubumuz bile vardı. İşte bu benden çatlak olmasın, yeterince çatlak grup üyeleriyle biz, o dönemler Çeşme’de yapılmakta olan festivale kaçmayı planladıydık. Hani yabancı artizler falan geliyordu ya. (Seksenlerin gülleri daha iyi hatırlayacaktır.) Bi tanesinin grubuna katılıp dünya çapında menşur olacaktık güya.
Nereye gidiyonuz? Çeşmeyeee.. N'apıcanız orda? E şarkıcı olacaz.. Peki nasıl gidiceniz.. paranız pulunuz var mı? Yooooo… Hadi bi şekilde gittiniz diyelim, olmadı dönmek istediniz ailenize ne hesap vereceksiniz.. hele sen, N. Sultan ağzının ortasına salıncak kurmaz mı?.. Yaa iyi de biz bunları hiç düşünmedik ki.. genciz biz ya.. adı üstünde deli kan.
Bu macerada iç sesimizin çabalarıyla, başlamadan böylece sona ermişti işte. Şimdi her Türk evladı gibi duşta, bilemedin mutfakta yavrularıma yemek pişirirken çok faydalı oluyor geniiiş repertuarım.
Bir ara tiyatro aşkı sarmıştı. Hala da bitmiş değil bu aşk ya neyse. . Bu hayalimi bir tek tiyatro hocamıza açtım. Ondan da destek alınca ben kendimi bi şey zannederek tiyatrocu olmaya programlandım. Sonra bu hayal de tıpkı diğerleri gibi rüzgara kapılıp gitti.
Sonrasında Türkiye’nin ilk kadın başbakanı olmaya taktım kafayı. Ammaaa, bacımızın hepimizin toptan anasını bellediği dönemlerde bundan da vazgeçtim. Bu milletin bacısı olmak için fazla manyaktım. Üstelik te diğer bacı zaten canına okumuştu zavallıların. Bunun üzerine bir de bunu kaldırabilemezdi benim canım milletim.
Gerçi onlar neler görmüş, neler yaşamış ve lakin yaşadıklarını ne de çabuk unutabilmişti zaman zaman. Bu travmayı da atlatabilirdi belki. Ama, benim hevesim kaçmıştı işte. Çünkü ben o kadar da kolay unutamıyordum ne yazık ki.
Daha sonra kamyon şoförü olmayı istedim. He valla. Hani nasıl biri olduğumu bilmeyen için şaşırtıcı bir hayal olabilir. Oysa beni tanıyanlar için “bizimki manyadı gene” şeklinde yorumlanabilecek bir düşünceydi sadece.
Ama yaşadığımız yer Türkiye olunca bu konuda N. Sultan’ı ikna etmenin de imkansızlığını düşünerek, bu konuyu hiç açamadan kapattım.
Zaman içinde, ne olduğunu bilmediğim ve hala da öğrenemediğim, gazetelerin ilan sayfalarından görüp ilgimi çeken remayyözcülük, kepçe operatörlüğü, frezecilik, kaynakçılık ve de son ütücülük gibi mesleklere meylettimse de hiçbiri olmadı teknik aksaklıklardan dolayı.
Herkesin istediği şeyleri istemedim hayatım boyunca. Hep bir ayrık otuydum sanki. İyi mi kötü mü bilmem ama öyle. Benim koca bana “ota b.ka muhalefet ediyorsun, bir gün de hee bu da böyledir, doğrudur desen şaşarım” şekli yapsa da öyle değil aslında.
Ben hayata başka taraflarından bakıyorum biraz. Bunun için çabalamıyorum.. zaten böyleyim. Yaradılışım bu. Herkesin istediği benim ilgimi çekmez çoğu kez. Belki de kimsenin beğenmediğini çok sevebilirim. Doktor olmayı hiç istemedim ömrüm boyunca mesela. Oysa konfeksiyonlarda makine başında tıkır tıkır çalışan o güzel kızlara çok özenirim hala. Keşke böyle bir yeteneğim olsaydı.
Velhasıl, ister kader diyelim, ister şans.. hepimiz bir şekilde bir hayat kurduk. İyisi, kötüsü.. neşelisi, hüzünlüsü her günü yaşadık ve gördük. Keşkelerimiz yok mu? Elbette var. Ama keşkelerimizi çoook ardımızda bıraktık. E büyüdük.
Kimi hayaller gerçek olur. Kimileri hayal olarak kalır. Belki de öyle kalması en iyisidir. Ben gerçekleşen hayallerim için mutluyum. Gerçekleşemeyenleri de gülümseyerek anıyorum.
Not: Hayal etmeye devam. Şu veciz sözü hatırladım birden. Hayal edeni de... etmeyeni de....
Bir Başka Not: Evveli akşam çok sevdiğim bir arkadaşıma mesaj çektim. O kendini bilir. Kaç satırdı bilmiyorum ama, tam 45 dakika sürdü. Yuh bana be. Lakin "kendimi aştım" yine de. Di mi gıııı?
Başka Bir Not Daha: Bunu yazdım ya.. ne notu yazacağımı unuttum yahu. Valla beynim durma noktasında.
Yorumlar
Bu arada kelime oyunları demişken hala yeni bir kelimemiz yok, bu seferde yeni kelimemizi sen bize söylermisin???
(Bu arada senin güzel kaleminden okumakta garanti olur..:)
Sevgiler
Dilek
"Yazar" diye bildiklerimiz bile, bir yazıda bu kadar çok şeyi bir arada bu kadar güzellikte toplayamıyorlar. Gerçekten güldürmek, hicvetmek, düşündürmek, duygulandırmak... Hepsini birden bu kadar ustalıkla nasıl hissettirebiliyorsun okuyanlara kuzum??
Harikasın..
sobemi ben bile unutmuştum hatta bu güğn geldi aklıma yahu ben bu kadını sobelemiştim bir zamanlr ama neden diye hatırlamay çalıstım kalp kalbe karsıymış geçte olsa
cevapladığın için teşekürler canım benim zati senin ozaman derdin basından aşmıstı bende sana ayrıca yazmaya bilirsin demiştim
çok mutlu oldum sağolasın
keşkelerle yasanmıyor yani allh bugümüzü aratmasın öptümm
Stand-up çı miniyide yerim ben, Komik yakışıklıyı öp benim için ablacım.
Dilekim, Allah hepimizi her daim güldürsün canım. Hayaller olmadan çekilmez sahi bu zor hayat. Hafta sonu seve seve yeni kelime ve yazısı elbette gelecek inşallah. Düşünmeye başladım bile. Sevgiler..:)
Figenim, deli inek deli buzağı yani.:) Şeker be sürekli onlarla ilgili hayaller kurmaktan unuttuk aslında kendimizi. Değer ama bee.:)
İpekim, ipek kalpli, ipek dillim. Ay bak çok utandırıyorsun beni.:) Sağol canım ya bu sözler nasıl da mutlu etti beni şimdi. Bu gazla uçarım ben valla.:)
Muhabbetim çiçeğim, ya pek kimsenin olmamıştır belki, sanırsam, kanımca.:) Hani zor ya, kadınlar yapamaz derler ya, bel ki ondandır benim istemem de.:)
Kakaolum, evet canım.. hele çocuklar oldu muydu bırak ideali falan da kendini dinleyebileceğin zaman bile kalmıyor. İşte tek kaçamağım bu günlük benim de.:)
Civcikim, canım ya affet beni hakikaten çok gecikti. Asıl ben teşekkür ederim. Aynen öyle sıkıntılı bir döneme rast gelmişti.:( Canımm hakikaten senin çok bilmişle benimki ne eğlenir ne de eğlendirirler bizi valla. İyi fikirmiş bu.:)
Mutlum, şeker sensin bal sensin tatlım. Öperim senin için. hatta bak çağırıp öptüm şimdi. Muahhh.. pek tatlıymış ablası. O da sana öpücük gönderdi.:)
Çok şekersin fikrimin incecik gülü;)
Hep böyle kal!
Muhabbetle...
Hayallerimiz hiç bitmesin...
nimet
yalnız değilsin...
unutkanlıkla ilgili bir kitap aldım ,nereye koyduğumu unuttum ,şimdi okuyamıyorum...:))))))))))
Bende üniversiteyi bitirip iş aradığım o ilk yıl babama şöyle demiştim ;"Baba beni buncayıl okutacağına verseydin bir konfeksiyona şimdi emekli olurdum :)))) ".Şakaydı tabi.Şimdi çok mutluyum seçimlerimden.Ama bazen hayal kurmuyor değilim.Yol ayrımına kadar zamanda geriye yolculuk yapıyorum ve o seçmediğim yolu seçiyorum.Kelebek etkisi misali hayatım çok farklı bir yöne gidiyor ve ben geri gidip şimdi seçtiğim yolu seçiyorum :)))) .Bazen iyi oluyor insan böyle şeyler düşününce bugünün kıymetini anlıyor.Şimdiki en büyük hayalim ise milli piyangoda en büyük ikramiyeyi kazanmak.En büyük olmasa da bi 500 milyon kazanayım :)) .
Sevgilerimle...
Elçincikim, kız çok güldüm valla. Yavrular paraya para demezler artık. Bize de bakarlar belki ihtiyarlıkta ne dersin?:)
Nimetciim, Allah iyiliğini versin emi.. çok orijinal bir hayalmiş yalnız.:))
Denizciğin anası, gitmek mi zor kalmak mı derler ya. Ben de çok hayal kuruyorum da. Malesef işte olmuyor be canım.:)
Perilim, ilahi sen yahu.:))) bulursan eğer okuduktan sonra bana da gönderir misin canımcım.:)
o miniyi benim yerime yiiiiiii böööyle yiiiiiii..)
gençler hayal ettiği müddetçe yaşar canikom, genç olduğumuz nerden anlaşılacaktı kiii?.:)
ben de kendimi oskar almış görürdüm, ba ba ba bak. portakal bile kurtarmıyormuş beni demek! hayır burcumda aslan filan da değil, noluyosa banaa.:))
Neyse,senin not altı notlara bayılıyorum ya mesajım da ona benzedi
çok öpüyorum seni..Dilerim yavrucuklar için kurduklarımız gerçek olurda teselli oluruz:)
Figenim, Pazartesi geliyor cevaplar.:)
Yağmurum, yirim bacım ayıp ediyon.:) Tabi genciz biz Sultanım. Oscar senin kopeen olsun kuşum. Yakışırrr.:)
Nurtanem, gençlik bilse, ihtiyarlık yapabilse neler değişirdi hayatımızda söylediğin gibi. İnşallah canım. Artık tek hayalimiz yavrucaklarımızın geleceği tabi.:)
Yakamozum, olurdu dimi.. keşke vazgeçmeseydim. Düşünsene o izbandut gibi adamların içinde mini mini bir hatun. Elinde de kendinden büyük levye.:) Canım benim, severim ben senin yüzündeki gülümsemeyi.:)
senaberam, bak biz ikimiz siyasete girip bi parti falan mı kursak ne dersin?:)