SAĞLIK OLSUN


Eveeet Sevgili Günlük, şimdi sana bir küçük hikaye anlatmak istiyorum. Kahramanları tamamen hayal ürünü yine her zamanki gibi!!!

Hastaydı kadın birkaç gündür. Üstelik bu sefer iş ciddi gibiydi. Her ne kadar hastalığı çok da ciddi olmayan bir organında olsa bile… Acı çekmekteydi. Üstelik bir de tehlikeli bir işaret var idi. Üç gün sakladıktan sonra, rahatsızlığını en sıkı dostuna söylemeye karar verdi. O ki, her türlü tıp bilgisine sahip bir şahsiyet idi. Hem dostu, hem gelinciği, hem de bir çeşit ordinaryüs profesör kıvamında, tıp uzmanı tadında bir kişilik idi. En azından ne yapması gerektiği hakkında bir öneri sunabilirdi.

Lakin heyhaaat.. Dostlara da güvenilmeyecek miydi artık. Sıkı dost! bütün aileyi ayağa kaldırmış, kadının üzerinde ciddi bir mahalle baskısı oluşturulmasına ön ayak olmuştu. Ailenin her bir bireyi doktora gitmesi konusunda tehdit içerikli, hatta zaman zaman şiddete dayalı bir ikna çabasına girişmişti. Bununla da yetinmeyen sıkı dost! hastaneyi arayıp randevuyu bile ayarlamıştı.

Sonunda pes etti kadın. Bunlarla uğraşacağına gider paşa paşa muayenesini olurdu. Ne yapsındı? Başka çaresi mi kalmıştı? Aile, klasik Türk ailesi konseptinden çıkıp, bir çeşit İtalyan mafya ailesi şeklini almıştı çünkü.

Kadın doktora gitmekten hiç hoşlanmasa da “kabul” dedi. Lakin işin esas kadını ürküten, hatta kabuslarına giren tarafı, muayene edilecek yerin, vücudun arka bölgesinde bulunan, halk arasında –afedersiniz- k.ç diye tabir edilen organ olmasıydı. İşte bünyeye korkudan bir takım sıvılar salgılatan durum buydu asıl.

Büyük gün gelip çatmış idi. Kadın artan baskılardan bunalmış “tamam, sözzz, gidiyorum bugün” demişti. Lakin yeterli güven duygusunu telkin edemediğinden olsa gerek, “yok yok, biz seni kapıdan alır, götürürüz” şeklinde işi sağlama almıştı ailesi. Eşisi de sürekli cepten arayıp taciz atışlarını sürdürüyordu. Zavallı kadını dört koldan saldırmak suretiyle ablukaya almışlar, kaçabileceği her deliği tıkamışlar ve hiçbir çıkış yolu bırakmamışlardı. Bu esnada sıkı dost! da yine telefon başında olayların organizasyonuyla ilgileniyordu.

İki izbandut gibi koruma kılıklı kardeş önde, kızının koluna sıkı sıkıya yapışmış, her an arabadan atlayabilir bu deli, çabucak hastaneye varsak ya, telaşında bir anne ve onun manyak kızı arkada varırlar hastane kapısına. Kendilerini bu mafyavari adam kaçırma olayına iyice kaptıran kardeşler, bodyguarda bağlamışlardır bile, “bekleyelim mi biz burada” derler. Anne “merak etmeyin, artık bir yere kaçamaz nihohaha” şeklinde yanıt verir. Bu esnada sıkı dost! vardınız mı, geldiniz mi, kaldınız mı şeklinde otuz sekiz kere arar şu on beş dakikalık mesafede.

Kadın, o güne kadar değerini anlayamadığı mabadının nasıl kıymete bindiğine şaşırmış vaziyette, çaresizlik içinde, lönk diye cerrahın odasına girer. Tabii annenin arkadan iteklemesinin de bunda büyük katkıları olmuştur.

Son derece yakışıklı ve orta yaşlardaki doktor sorar: “Şikayetiniz nedir hanımefendi?”
Yanakları pempe pempe, gözlerinden ateş fışkırarak yanıtlar kadın: “Valla doktor bey, benim bir şikayetim yok. Hayatımdan son derece memnunum. Beni buraya zorla getirdiler. Bir çeşit kadın kaçırma vakası yani.”
Doktorun pek hoşuna gitmiştir bu yanıt, tatlı tatlı gülümser: “E peki niye getirdiler, onu söyleyin isterseniz” der.
“Af buyurun, mabadımdan kan gelmekteydi birkaç gündür. Ama valla geçti bak. Hadi bırakın beni gideyim.”
Doktor bunun üzerine bir takım açıklamalar yaparak, nelerden kaynaklanabileceğini anlatmaya çalışır kadına. Kadın bu esnada kapıya doğru küçük küçük adımlar atmaktadır. Ama annesi, kapının önünde geçilmez bir set oluşturmuştur bile. Doktor o beklenen, ama söylenmemesi dilenen cümleyi kurar sonunda:

“Bir muayene edelim o zaman… o zaman… o zaman.. o zaman……”

O anda, bir deprem, küçük bir zelzele, patlama ne bileyim işte bir sel baskını falan olsa, ya da bir yangın çıksa, bu odadan kaçabilir miydi kadın! İşte bu düşünceler ve kulaklarında yankılanan doktorun sesiyle hafiften bir baygınlık halinden sonra olanları çok da net hatırlamamaktaydı zaten.

Zor bir muayene olduğu, canının çok yandığı, çok utandığı hatta yerin dibine geçmek istediğini hatırlıyordu sadece. Sonrasında doktor kendisine, bu muayenenin yeterli olmadığını, daha ciddi sorunlar olabileceğini, buna neden olan kütlelerden, bu kütlelerin, o ismini anmak istemediğimiz hastalığın başlangıcı olabileceğinden bahsedip kendisine en kısa sürede sigma bilmem ne yapılması, parça alınıp patolojiye gönderilmesi gerektiğini, bunun için de sekreter bilmem ne hanımdan randevu almasını söyler, ilaçlarını yazar ve kadına hemen gün alması konusunda ısrarcı olur. Kadın çok yoğun olduğunu, kendisini daha sonra arayıp randevu alacağını söyleyip oradan hızlı adımlarla uzaklaşır.

Bu sigma bilmem nesi, bir çeşit –çok pardon- k.ça kamera sokulması tarzı bişey işte. Yaklaşık bir metrelik bir borunun içeriye doğru yollanması gerekiyormuştu bunun için. Bu doktor delirmişti herhalde, hiç böyle bir işlem için gönüllü olur muydu kadın. Hıh.. bir de randevu alacaktı.

Ancak bu sefer de telefon trafiği durmuyordu. Koca kişisi ya bu akşam o randevu alınacak, ya alınacak diye notasını vermiş, sıkı dost ve aynı zamanda gelincik, aldın mı randevunu, aradın mı, ne güne gidiyoruz şeklinde sıkıştırmaktaydı. Aradım, sekreter bilmem ne hanım yerinde yokmuş, santralcinin tüyü dönmüş, doktorun anası ağlamış şeklindeki bahanelerle savuşturuyordu kadın bütün bu saldırıları. Tabii ki aramıyordu…. Lakin o telefon, şu sıkı dosttan gelen telefon “abla hazırlan Cumartesi saat on otuz’da gidiyorsun… gidiyorsun… gidiyorsun… ” İyi de bu gün Perşembe zaten!!!

Hastalıkları pek de kafasına takmazdı hatun. Bu seferkini de geçiştirecekti aklı sıra kimsecikler duymadan. Lakin olmadı bu sefer. Ulen bırak aileyi, koca mahallenin haberi olmuştu. Kadının mabadı cümle alemin ağzına sakız olmuştu bu sefer. Akşam dışarı çıktığında her gördüğü şahsiyet, acır bir ifadeyle “geçmiş olsun” diyordu. Hatun önce hiç üzerine alınmadı. Ama sonra anladı ki, kendisineydi bu iki kelimelik, klasik ama çok şey ifade eden dilekler. Seveni mi çoktu ne? Ne güzel bir şeydi sevilmek, ilgilenilmek… bu bütün olanlara inat.

İki gündür açtı. İçtiği ilaçlar mahvetmişti kendisini. İlginç bir deneyim olacaktı belki de. E kamera girecekti, teknoloji görecekti, medeniyete doyacaktı hatunun -af buyurun- po.posu. Şimdi kadının hastaneye gitmek için yola çıkması gerekiyordu. Arkadaşları onun için dua etsindi. Hepsi hoşçakalsındı…. sağlıkla, sağlıcakla kalsındı.

Yorumlar

uykucu dedi ki…
huhaaaaa ben ondan 5 sene önce oldum doktor 7 yılda bir yapılması lazım diye beni ikna etmişti ben 7 yılı çok uzun bir süre diye kabul etmiştim, kaldımı 2 sene .merak etme beni bayıltmışlardı hiç bir şey hatırlamıyorum acı macı olmadı!! gerçi sonuçta pek önemli birşey bulamadılar ama milletin içi rahat etti (ben hariç) tabi bir daha doktorun yüzüne bakamadım:))
şimdi kim bu gariban hasta biz tanıyormuyuz:)))
umarız önemli bir şeyi çıkmaz yok diğer herkeslerde olan şey çıkarsa benim gibi, ilaca neyim gerek yok acı yemesin, soğuk taşa oturmasın, bolca sıcak suya otursun geçiyor söyle hanıma!!!!!
büyük geçmiş olsunnn bu hanıma güzel haberlerini bekliyoruz ctesi akşamına..
Calimero Mutfakta dedi ki…
teknoloji geliyor ne sansli p.po demek isterdim lakin ben cok korkarim bu muayenelerden.. Ama ablam soyle o hanima.. sen guclusun 2 cocuk anasisin.. neler gordun neler gecirdin.. boyle ufak miniminnacik birseyden mi korkacaksin de.. emi ablam.. Allah yardimcisi olsun tez zamanda sifa versin..
Ferhanca dedi ki…
İncegülüm, doktorlar insanları bir bütün olarak görüyorlar bizler şurası burası diye ayırt ediyoruz onlar için hiç fark etmiyor her organ aynı.
Allah iyilik versin kötü çıkmaz inşallah...
sevgiler.
TuBiKKo dedi ki…
Ahh canım ahhh...Yahu ne bahstız kadınmış o...Sırf bu tip korku b..kuna kadın doğum uzmanına gidip muayene olamıyorum ben yaw..ASlında ihmal etmemek lazım sanki..En iyisi mi beni daha kapıdan girerken bayıltsınlar,çıkışta ayıldığımda evimde olayım.. Oolma mıı-_? Ayrıca o narin baağyana da geçmiş ossuuun dileklerimi iletiverniz bire zahmet lütfen. (Türkçe'yi katletmek istemezdim ama napayım şımarığım ben bugün :) )
Hayatta Giderken dedi ki…
canımcım, öncelikle çok geçmiş olsun. Cumartesi günü hayırlı haberlerle git , dön inşallah...
Bana kız kardeşimi hatırlattın, kalın bağırsakta bir sorunu nedeniyle hem acı çekiyor hemde yaklaşık 25 cm. lik bir boru ile kalın bağırsağa makattan girilmesi gereken ve teşhisi sağlayacak muayeneden kaçıyordu. sonunda da yaptırmadı ancak senin anlattığın hikayeye benzer durumları aynen yaşadı..
Bu arada dr, lar bu tür durumlara alışık ve kimse senin mabadına meraklı değil o nedenle şu dr.dan utanma ruh halini bir kenara at, tamam yapı meselesi ve bu tip muayeneler hiç kolay değil katılıyorum ama her işin başı sağlık minicik teknoloji harikası bir kameradan mı korkuyorsun yani ???
ev perisi;) dedi ki…
İncecik gülüm;
Bu sefer gözünde yaş değil, dudağında tebesüm olmaya gelmiştimküne...
Her koşulda anladım ki sen bizi güldürmeye devam ediceksin;)
SENİ SEVİYORUZ VE HAYIRLI HABERLERİNİ BEKLİYORUZ;)
Mabada şifalar, ayrıca da selamlar;)
Muhabbetle...
PERİLİ KÖŞK dedi ki…
incegülüm az önce şöyle bir siesta yapmıştım da hemen de rüya bile görmüşüm :)
rüyamda dünya tatlısı bir hatun ,küçük bir operasyon geçirmiş,epey rahatlamış,mutlu, ailesi ve mahallesi ondan mutlu,huzurlu hepiciği..
hastane hatırası fotoğraf makinesine poz veriyorlardı.
Nerden girdiyse rüyama,hayır ola sabah ola...:)
öptüm seni ,perilin yanında olacak ,belki hisssedersin....
Adsız dedi ki…
Merhaba İncegül,
Yeni yazından pek birşey anlamadım.Çok başım ağrıyor, acaba o yüzden mi bilmiyorum.Ama başımı kaldıramıyorum.Güzeldir mutlaka.Hastalığın hiç bir şekli güzel değil de bazıları özellikle kötü tabi.Benim en büyük duamdır.Doktorların eline düşmeden evimde ölmek.Ne zaman gitsem, bana en olmadık hastalıkları icat etmişlerdir çünkü.
İyi akşamlar.
Gülbahar
Hikayede bahsi geçen hanımefendi için tüm kalbimle dua ediyorum. Sonuçlarda Allahın izniyle tertemiz çıkarda hepimizin içi rahat eder işallah.
İyi bak kendine...
Adsız dedi ki…
çok güzeldi... sonunu merak ettim, daha doğrusu sonrasını... bir solukta okudum, yüreğine sağlık...
Muhabbet Çiçeği dedi ki…
Canım, çok geçmiş olsun valla. Hayırlı haberlerini bekliyoruz. Çoky aygınlaştı yaa bu hastalık. herkesten duyuyorum şu sıralar. Dikkat et kendine. Bizi habersiz bırakma.Dualarım seninle canım benim. Çok çok öptüm
ayten dedi ki…
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Aymen dedi ki…
puhahahahhaahah. pardon şey ben hastalığına değil anlatımına güldüm. çok geçmişler ola. Allah kimsenin başına vermesin. amin amin amin amin :))
Unknown dedi ki…
ama bir hastalık bu kadarmı komik yazılır incegülüm ,arkadaşa geçmişler olsun:)))))

çok geçmiş olsun...
Adsız dedi ki…
Bende geçmiş olsun diyorum... incegül nefesine sağlık!!! çokgüzel anlatmışsın.bende duydum bu hastalık en çok oturmaktan oluyormuş...ama kötü bir hastalık allah kimseye vermesin!!! ve burdan bütün hastalara allahtan şifa diliyorum bütün kalbimle aminn aminn
gazel vakti dedi ki…
Bu hanım kardeşimize çok geçmiş olsunlarımı affına sığınarak tebessüm ederek söylüyorum. Allah'ım sen bana göstertme yarebbim. Kardeşçeğizimiz olan o hanımkardeşimizin hastalığından bize verme yarebbim. Benim koluma girip götürcek kimsemde yok. Geberirir giderim ilgisizlikten.
evet tahmin ettiğin şey :) inşallah güzel bir şekilde biter bu durum ve sonunda rabbim dilediği gibi bir de erkek bebiş nasip eder ona. selamını ileteceğim.
Mutluveumutlu dedi ki…
Dualarımız o hanımla. Zaten o hanım çok güçlü ve çok tatlı biri, herşeyin üstesinfen gelir, böyle bir muayene ne yapacakki ona...
Çok çok geçmiş olsun, Allah acil şifalar versin...
Adsız dedi ki…
Merhaba İncegül,
hanımın bana benzeyen tarafı doktorları sevmemesi.Zamanında çok ciddi bir şey bende yaşamıştım ama, yakın arkadaşım arkadaşım hala bilmez bunu.Hatta ailem bile çok sonra, küçük bir kısmını öğrendi.Hatta hastalığı mucizevi bir şekilde atlatmama varlığıyla katkıda bulunan kişide bilmez bu durumu.Hastalıklarımı da seviyorum artık.Bana yaşamın ne kadar değerli olduğunu öğrettikleri için.
Her yeni gün bir armağan.
Günün ve ömrün çok güzel olsun.
Lalegül
Nenoni dedi ki…
Geçmiş olsun,umarım önemli birşeyi yoktur.
Öykücü dedi ki…
Çok hoşsun ya:))Kadıncağıza geçmiş olsun dileklerimizi iletirsin:P Kendisi için dua ediyoruz.

Yazını gördüğüm her an altında en az onbeş yorum oluyor.Kim ne zaman görmüş ne zaman yazmış hayret ya.Sanki fikriminincegülü ne zaman yazacak diye bilgisayar başında yaşayan okurların var gibi:)))))))Gerçi böyle de olsa şaşırmam çok eğlenceli yazyorsun çünkü:)))

Sevgiler:)
Deniz dedi ki…
Hayal mahsülü olmasa bu kadına "Şimdi sen bunları okurken herşey bitmiş gitmiş, sen de bir sorun olmadığını anlamış olacaksın" derdim. "Önemli olan sağlıklı olmak, bunu anlamak için katlanmamız gereken ne olursa olsun katlanmalıyız, geçmiş olsun." derdim. O hayal mahsulü olmasa "Öperim yanacklarından, tez zamanda şifa bulasın" derdim. Onun yerine seni öpüyorum!
SenaBera dedi ki…
O hanımla ortak noktamız, doktorları benim de hiiç sevmemem..
Allah yardımcısı olsun ve şifa versin....
Adsız dedi ki…
Geçmiş olsun..Dualarımla..
Ebru Oğuş dedi ki…
canım ya, gülerek okudum yine ama çok çok geçmiş olsun, hay allah hala gülesim var, yahu
insan hastalığını da böyle mi anlatır yaa?? iyi haberlerini bekliyorum,, tekrar geçmiş olsun cnm.
Adsız dedi ki…
İncegül,
neden şarkın çakmıyor artık.
Bir de sayfan için birşey yazdım.Nereye göndereyim?
Lalegül.
Nesrin DERİNKUYU dedi ki…
Merhabalar :))))))
Adsız dedi ki…
Merhaba İncegül,
kendine iyi bak.
Ben hastalanıyorum gibi.
Lale
Derin Sularda dedi ki…
İncegül, dilerim o hanım böyle şeylerin ihmale gelmeyeceğini biliyordur.. Acil şifalar dilerim..
cenebaz dedi ki…
Fikrişim, o arkadaşına çok geçmiş olsun. İnşallah patoloji sonuçları iyi çıkar, hiçbir şeyciği yoktur. Dualarımız onunla:)))
BALDAN TATLI dedi ki…
Büyük geçmişler ola o bayana :)Söyle O'na korkulacak bir şey yok. Komşum öyle bir ameliyat geçirdi. Şimdi çok rahat. Ama ameliyat sonrasında lifli gıdalara dikkat edip onlardan kullanması gerek ki bağırsaklar sorunu tekrar yaşamasın ve böyle şeyler bir daha başına gelmesin. Tekrar geçmişler olsun.
hayalperisi dedi ki…
arkamda zilan agliyor anne beni kucagina al diye yazdiklarini okuyunca bende hic yüzünü görmesemde hic sesini duymasamda cok sevdigim bir dostumun hastalanmasina bögürerek aglayabilirim ama insallah güzel haberleri alinca mutluluktan aglarim

seni cok öptük biz zilanla insallah iyi haberlerini bekliyorum
CANLAR, ÇOK ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM HEPİNİZİN GÜZEL DİLEKLERİNE. O KADIN, İYİ GÜNÜNDE OLDUĞU GİBİ, ZOR GÜNÜNDE DE KENDİSİNİ HİÇ YALNIZ BIRAKMAYAN SİZ ARKADAŞLARINA, DOSTLARINA TEŞEKKÜR EDİYOR. VE O, SİZİ ÇOK AMA ÇOK SEVİYOR. HİÇBİŞEYCİĞİ YOK ÇOK ŞÜKÜR. TURP GİBİ. YALNIZ BİRAZ ZORLANDI O KADAR. ŞİMDİ İYİ. BİRAZCIK DİNLENSİN GELECEK GERİ. ÖPÜYORUM HEPİNİZİ KOCAMAN.

SEVGİYLE....
Emre dedi ki…
Canım çok geçmiş olsun iyi olmana sevindim bekliyorum yazılarını büyük bir heyecanla, ayrıca yine çok güldüm okurken ha ha ha süpersin ince her durumda, öpüyom en çokundan:)
Tabiat Ana dedi ki…
incegülcüğüm,
geçmiş olsun dualarımız hikayendeki kadınla..
TATLI CADI dedi ki…
İncefikirlim,çok üzgünüm.Dualarım tamamen hayal ürünü olan,o huysuz ve tatalı kadına.Dilerim en en eeennnnnnnn kısa sürede sağlığına kavuşsun,dilerim gülen yüzü minicik bir acıyla bile solmasın.
Hem söyle ona kimbilir ne acıları atlattı o,bu küçümencik bir meseleye mi papuç bırakacak di mi ama?
NAZLICA dedi ki…
Sevgili İncegül; gecikmişim, özür dilerim, umarım herşey yolundadır.En kötü şey geç kalmaktır. Onun için aileyi ayağa kaldıran yakınına teşekkür etmemiz gerekir. Neden korkarsak başımıza geliyor malesef. Unutalım korkuyu, herşeyin düzeleceğini hayal edelim ve çağıralım diyorum.Güçlüsün bunu unutma. Çok öpüyorum. Geçmiş olsun canım.
muko dedi ki…
çok geçmiş olsun İncegül,İnşallah herşey yolundadır
etki alanı dedi ki…
İncegülüm!
Bu hikaye ne kadar tanıdık geldi bana..
Aynı problemleri yaşadığımda 8 ay öncesiydi...
İnternette araştırma yaptığımda karanlık bir tablo çıktı karşıma..Özellikle rahim kanseri olanlarda daha da öncelik tanıyan kolon kanseri belirtilerini okuyunca ,tüm tanılar yerine oturuyordu..Hadiii,uğraş dur.
Muayene pozisyonunu düşününce teşhisten daha şiddetli tepki göstermeye başladım.
Uzun müddet boğuştum kendimle,iki kez randevu aldım,hastanenin kapısından döndüm...
Kötü bir örnek olduğumun farkındayım ama evde yine araştırma yaptım ve fistüllerim olduğunA KARAR VERDİM.Tam 6 ay sıkı bir perhize girdim,yediklerime dikkat ettim..
İnan ki oturamıyordum,o kadar acım vardı ve kanamam vardı..Bir arkadaşımın tavsiyesiyle,bunu dikkatli okuyun;
"İSVEÇ ŞURUBU""nu içtim..
Deneyin lütfen(ama mutlaka romla yapılanını)Tam 15 dakika sonra hiçbirşeyim kalmamıştı.1 çay kaşığı içtim ve gerekli bölgeye pemukla sürdüm.Tendürdiyot etkisi yaratıyor ama bir balonun sönmesi gibi iniyor ve acı diniyor..Ondan sonra yaptığım 6 aylık perhiz beni hayata döndürdü..Ama hala aklım muayenede,mutlaka test yaptırmalıyım diye...
Mutlaka gideceğim..Biraz cesaret bulmalıyım...
Geçmiş olsun,hikayenin kahramanına..
TüTü
Sanem dedi ki…
uzun zamandir biriktirdim yazilarini okumayi, simdi bu yaziyi kacirdigimi uzulerek goruyorum, zamaninda gecmis olsun demedigim icin utandim. Ama sanirim hersey yolunda. Ben diger yazilarini da okumaya devam edeyim.
suzem dedi ki…
o hanımın dertlerini dinlerken annem aklıma düştü...zira oda bu sene hemoroid midir nedir o zıkkımdan çekti biras....
maranki hocamın ilaçları kar etmeyince doktora başvurdu sonuçta....
geçmişler olsun ve bi daha geri gelmesin inş.
sevgiler ablacım.

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİR ÇİFT KUŞ KANADIDIR MUTLULUK

SİGARASI YALDIZLI GELİYOR NAZLI NAZLI

AYA BAKTIM SENİ GÖRDÜM SANA BAKTIM AYI GÖRDÜM