TERSİNE DÜNYA-DÜTTÜRÜ DÜNYA-YALAN DÜNYA
Erkeksiz de çocuk doğrulabilecekmiş. Uzun zamandır bu haber gündemde. Kayıtsız mı kalalım yani? Baba olmanın, sadece o ilk baştaki pek mühim iş olduğunu zannedenler için kötü haber.
-E peki ben ne yapacağım o zaman? Bu konuda tek yapabildiğim ve hep de övündüğüm şeyi elimden alıyorsunuz.
-Sen de altını değiştirmeyi dene o halde. İlla bir katkıda bulunmak istiyorsan, gece uyandığında ilgileniver yavrunla. Doğurma yetisi sadece kadınlara verilmiş olduğuna göre, onu yapamazsın herhalde. N’ooldu? Elinde mama şişesiyle kalakaldın değil mi ortada?
-Kaldım valla elimde şeyle, mama şişesiyle.
Hem de bütün doğan çocuklar kız olacakmış. Vay anam vay. Savaşların, kavgaların, çıkar çatışmalarının, düzensizliğin, başı bozukluğun müsebbibi olan muhteşem erkek zihniyeti yok mu olacak yani? Dünyaya, duyarlılık, nezaket, vicdan, şefkat ve sevgi gibi gereksiz duygular mı hakim olacak bu durumda?
Olmaz kardeşim erkeksiz. E onlar olmazsa, biz kimin dağınıklığını toplarız, kimin çoraplarını yıkarız, özel günlerimizi unuttuğunda kiminle kavga ederiz? Hem hepimiz aynı kıvrım kıvrım beyne sahip iken, hepimiz birbirimizi gayet de iyi anlar iken, anlaşılamıyoruuum, beni hiç anlamıyorsun diye kime tavır yaparız?
Dünya nerelere doğru gidiyor şaşıyorum doğrusu. Daha düne kadar bilim-kurgu olanlar, bu gün bir bir gerçekleşiyor. Korkuyorum da aslında.
Bir yandan da her şey bu kadar hızlı ilerlerken, bazı şeylerin hiiiç değişmiyor olması ve zooor değişecek olması daha da şaşırtıcı.
Efenim, blog dünyasında bir süredir devam ede gelen, son olarak da Sevgili Öykücü’nün şu yazısıyla perçinlediği konu kadın-erkek eşit(siz)liği.
Kadın ve erkek biyolojik, ruhsal ve beyinsel olarak o kadar farklı ki, sosyal yaşamda da bir "aynılık" söz konusu olması beklenemezdi zaten. Lakin iş paylaşımındaki adaletsizlik, bu arızalı terazide, kefenin eksi tarafında bulunan kadın camiasının tepkisini çekmiştir haklı olarak.
Pekiyi de, zaten kızlarımıza elektrikli süpürge, çamaşır makinesi, ütü gibi oyuncaklar alırken, oğullarımızı araba, motosiklet ve envai çeşit laserli silahla donatan biz kadınlar değil miyiz? Oğullarımız televizyonun başında otururken, kızlarımızı ders çalışıyor olmasına aldırmadan hem de, kardeşine su getirmesi için mutfağa gönderen kim o zaman?
Hayat rolleri dağıtmış, kağıtları elimize tutuşturmuş çoktan. Biz de bize reva görüleni yaşamayı itirazsız kabullenmişiz. Biz olayı, elimize verilen oyuncak bebeğin saçlarını örmeye başladığımız gün bitirmişiz. O gün, banane kardeşim, ben anne olacaksam, aha bu sümüklü oğlan da baba olacak, bebenin saçlarını o örsün, diyebilseydik belki her şey farklı olacaktı.
Lakin koca kadın olarak boyun eğdiğimiz gerçeğe, o günkü minicik kızın karşı durma gücü nasıl olsundu?
Şimdi değiştiriyoruz dünyayı. Öyle böyle değil ama, cidden, tamamen "tersine dünya" olayına giriyoruz. Var mısınız?
Adam evde oturup, yemek, çamaşır, bulaşık, temizlik ve çocukların bakımı gibi işleri halletsin, kadın da dışarıda çalışıp, evin ekmeğini getirsin. Tersine dünya dedik ya. Adamın dışarıda çalışması ayıp olsun mesela.
Kadın işten gelir. Elinde bir demet çiçek vardır.
Adam çiçeği alıp, ne bu yahu? Bunu alacaana, bi demet roka maydonos neyin alaydın. Yemeğin yanında şimdi bu çiçekleri mi yiyecen? şeklinde teşekkürlerini sunar.
Yemeğe oturulur. Kadın eşinin pişirdiği tatsız tuzsuz yemeği yer ve gayet nazik bir şekilde teşekkür edip, sofrayı toplamasına yardımcı olmayı teklif eder.
Adam bu esnada televizyonun kumandasını eline almış, kanallar arası dolaşalım ama hiçbir şey seyretmeyelim turundadır. Topla işte kendin, zaten bütün gün canım çıktı temizlik yapmaktan, deyip çıkmıştır işin içinden.
Kadın tabakları mutfağa götürürken halının altına ittirilmiş çölü çöpü görüp, ses etmez. Bulaşıkları makineye yerleştirip, halının altındaki pislikleri temizler. Yemek yaparken kocası tarafından savaş alanına döndürülen mutfağı temizlemeyi ise, çocukların ödevleriyle ilgilendikten sonraya bırakmalıdır. E çocuklar geç saate kalmasınlardır.
Her yer toz içindedir, rahat etmez kadının içi. Ne kadar uğraşırsa uğraşsın, bir kadın gibi temizleyemez adam evi. Ve ne kadar yorulursa yorulsun, temizlik konusu kadının bam telidir. Hemen şöyle bir toz alır, siler süpürür. Mutfağı da temizledikten sonra artık bütün işler bitmiştir.
Çocukların veli toplantısı nasıl geçti, diye sorar kadın babaya.
Gidemedim ben okula, der adam. Bu gün UEFA kuraları çekiliyordu o satte. Mümkün olmadı. Bi daa sefere inşallah.
Neyse ben öğle tatilinde bir uğramaya çalışırım, belki önemli bir şey söyleyecektir öğretmen hanım, diye bunu da duymazdan gelir kadın. Şimdi ters bir şey söylese tartışacaklar, çocuklar huzursuz olacak, üstelik öyle yorgundur ki kadın, kavgaya bile hali kalmamıştır.
Bu sırada aylardır silinmeyen camlara ilişir gözü. Tüller de sararmıştır iyiden iyiye. Hafta sonu bu işle ilgilenmeliyim diye düşünür. Bu adama kalsa, senede bir silinir camlar.
Çok yoruldum valla, şöyle bir kahve keyfi yapalım, der kadın kocasına.
Olur der adam. Benimki orta olsun lütfen.
Kalkar çaresiz, kahveyi yapar kadın. Tam bir yudum alacakken, küçük kızı seslenir, anne yaaaa… baksana yaaa.. abiiim bütün oyuncaklarını ortaya döküp, bana toplatıyo yaaa…
Topla kızım der kadın.. topla.. alıştır kendini. Dünya tersine de dönse, bu iş hep senin görevin olarak kalacak.
-E peki ben ne yapacağım o zaman? Bu konuda tek yapabildiğim ve hep de övündüğüm şeyi elimden alıyorsunuz.
-Sen de altını değiştirmeyi dene o halde. İlla bir katkıda bulunmak istiyorsan, gece uyandığında ilgileniver yavrunla. Doğurma yetisi sadece kadınlara verilmiş olduğuna göre, onu yapamazsın herhalde. N’ooldu? Elinde mama şişesiyle kalakaldın değil mi ortada?
-Kaldım valla elimde şeyle, mama şişesiyle.
Hem de bütün doğan çocuklar kız olacakmış. Vay anam vay. Savaşların, kavgaların, çıkar çatışmalarının, düzensizliğin, başı bozukluğun müsebbibi olan muhteşem erkek zihniyeti yok mu olacak yani? Dünyaya, duyarlılık, nezaket, vicdan, şefkat ve sevgi gibi gereksiz duygular mı hakim olacak bu durumda?
Olmaz kardeşim erkeksiz. E onlar olmazsa, biz kimin dağınıklığını toplarız, kimin çoraplarını yıkarız, özel günlerimizi unuttuğunda kiminle kavga ederiz? Hem hepimiz aynı kıvrım kıvrım beyne sahip iken, hepimiz birbirimizi gayet de iyi anlar iken, anlaşılamıyoruuum, beni hiç anlamıyorsun diye kime tavır yaparız?
Dünya nerelere doğru gidiyor şaşıyorum doğrusu. Daha düne kadar bilim-kurgu olanlar, bu gün bir bir gerçekleşiyor. Korkuyorum da aslında.
Bir yandan da her şey bu kadar hızlı ilerlerken, bazı şeylerin hiiiç değişmiyor olması ve zooor değişecek olması daha da şaşırtıcı.
Efenim, blog dünyasında bir süredir devam ede gelen, son olarak da Sevgili Öykücü’nün şu yazısıyla perçinlediği konu kadın-erkek eşit(siz)liği.
Kadın ve erkek biyolojik, ruhsal ve beyinsel olarak o kadar farklı ki, sosyal yaşamda da bir "aynılık" söz konusu olması beklenemezdi zaten. Lakin iş paylaşımındaki adaletsizlik, bu arızalı terazide, kefenin eksi tarafında bulunan kadın camiasının tepkisini çekmiştir haklı olarak.
Pekiyi de, zaten kızlarımıza elektrikli süpürge, çamaşır makinesi, ütü gibi oyuncaklar alırken, oğullarımızı araba, motosiklet ve envai çeşit laserli silahla donatan biz kadınlar değil miyiz? Oğullarımız televizyonun başında otururken, kızlarımızı ders çalışıyor olmasına aldırmadan hem de, kardeşine su getirmesi için mutfağa gönderen kim o zaman?
Hayat rolleri dağıtmış, kağıtları elimize tutuşturmuş çoktan. Biz de bize reva görüleni yaşamayı itirazsız kabullenmişiz. Biz olayı, elimize verilen oyuncak bebeğin saçlarını örmeye başladığımız gün bitirmişiz. O gün, banane kardeşim, ben anne olacaksam, aha bu sümüklü oğlan da baba olacak, bebenin saçlarını o örsün, diyebilseydik belki her şey farklı olacaktı.
Lakin koca kadın olarak boyun eğdiğimiz gerçeğe, o günkü minicik kızın karşı durma gücü nasıl olsundu?
Şimdi değiştiriyoruz dünyayı. Öyle böyle değil ama, cidden, tamamen "tersine dünya" olayına giriyoruz. Var mısınız?
Adam evde oturup, yemek, çamaşır, bulaşık, temizlik ve çocukların bakımı gibi işleri halletsin, kadın da dışarıda çalışıp, evin ekmeğini getirsin. Tersine dünya dedik ya. Adamın dışarıda çalışması ayıp olsun mesela.
Kadın işten gelir. Elinde bir demet çiçek vardır.
Adam çiçeği alıp, ne bu yahu? Bunu alacaana, bi demet roka maydonos neyin alaydın. Yemeğin yanında şimdi bu çiçekleri mi yiyecen? şeklinde teşekkürlerini sunar.
Yemeğe oturulur. Kadın eşinin pişirdiği tatsız tuzsuz yemeği yer ve gayet nazik bir şekilde teşekkür edip, sofrayı toplamasına yardımcı olmayı teklif eder.
Adam bu esnada televizyonun kumandasını eline almış, kanallar arası dolaşalım ama hiçbir şey seyretmeyelim turundadır. Topla işte kendin, zaten bütün gün canım çıktı temizlik yapmaktan, deyip çıkmıştır işin içinden.
Kadın tabakları mutfağa götürürken halının altına ittirilmiş çölü çöpü görüp, ses etmez. Bulaşıkları makineye yerleştirip, halının altındaki pislikleri temizler. Yemek yaparken kocası tarafından savaş alanına döndürülen mutfağı temizlemeyi ise, çocukların ödevleriyle ilgilendikten sonraya bırakmalıdır. E çocuklar geç saate kalmasınlardır.
Her yer toz içindedir, rahat etmez kadının içi. Ne kadar uğraşırsa uğraşsın, bir kadın gibi temizleyemez adam evi. Ve ne kadar yorulursa yorulsun, temizlik konusu kadının bam telidir. Hemen şöyle bir toz alır, siler süpürür. Mutfağı da temizledikten sonra artık bütün işler bitmiştir.
Çocukların veli toplantısı nasıl geçti, diye sorar kadın babaya.
Gidemedim ben okula, der adam. Bu gün UEFA kuraları çekiliyordu o satte. Mümkün olmadı. Bi daa sefere inşallah.
Neyse ben öğle tatilinde bir uğramaya çalışırım, belki önemli bir şey söyleyecektir öğretmen hanım, diye bunu da duymazdan gelir kadın. Şimdi ters bir şey söylese tartışacaklar, çocuklar huzursuz olacak, üstelik öyle yorgundur ki kadın, kavgaya bile hali kalmamıştır.
Bu sırada aylardır silinmeyen camlara ilişir gözü. Tüller de sararmıştır iyiden iyiye. Hafta sonu bu işle ilgilenmeliyim diye düşünür. Bu adama kalsa, senede bir silinir camlar.
Çok yoruldum valla, şöyle bir kahve keyfi yapalım, der kadın kocasına.
Olur der adam. Benimki orta olsun lütfen.
Kalkar çaresiz, kahveyi yapar kadın. Tam bir yudum alacakken, küçük kızı seslenir, anne yaaaa… baksana yaaa.. abiiim bütün oyuncaklarını ortaya döküp, bana toplatıyo yaaa…
Topla kızım der kadın.. topla.. alıştır kendini. Dünya tersine de dönse, bu iş hep senin görevin olarak kalacak.
Yorumlar
Geçenlerde can dostlarımla biz de aynı konuları tartıştık.Her yemekten sonra televizyonun başına ve sohbetin en koyusuna geçen,masayı öylece bize bırakıveren evimizin direklerine bakarkan.Ulen dedim ben de kızlara bu sefer bir kerecik de olsa bu duruma izin vermeyelim ve yemeğimiz bittikten sonra çekiliverdik hoş bir tebessümle.İnanılmaz zevkliydi.Bi de inadına kırıtmazlar mı? Sanki toplayamazlarmış mış topladılar velakin yine bulaşıkları yerleştirmek bize kaldı. :(
Bir türk filmi vardı tersine dünya diye hatırlar mısın :) kadın içip içip eve geç geliyor kocasına yan bakan kadınla namus kavgasına falan giriyor çok komikti yazını okurken aklıma o geldi :)
Benim kuzenin oğlu var 1,5 yaşında onu hep bu erkek egolarını düşünerek eğit diyoruz kuzene kocana benzemesin iş sana düşüyor kadın ruhundan anlasın çocuk diyoruz :)))
tamda anlattığın gibi bir aile tanıyorum.hatta okurken sende tanıyormuşsun gibi geldi bana zira olduğu gibi yazmışsın neredeyse.Ben bu konuda biraz daha şanslı olduğumu düşünüyorum ve bundada en önemli faktörün eşime zamanında her işi yaptıran kayınvalidem olduğunu düşünüyorum bu nedenle aslında benim de öykücü gibi biraz da olsa umudum var.Sonuçta nasıl şartlanırsan öyle alışırsın gibi geliyor bana.Ama bu da hemen olabilecek gibi bişey değil biraz uğraşmak gerekiyor galiba yani belki birkaç nesil sonrasında herşey düzene girebilir:)
ben uğraşalım derim.
çocuklar hayatımıza girene kadar herşey toz pembeymiş hayat meğer yeni başlıyormuş :(
Neyse işte şekercim, hakket derin konu bu, insanın yazdıkça yazası geliyor...
tam da bu esnada ülkemde de yoğunlaştırılmış bir hap gibi bizlere bir bardak soğuk su eşliğinde yutturulmaya çalışılan o canım politikaların da etkisinde kalarak ,
karar verdim
kadınlar okumasın ve dışarda çalışmasın
evde oturup çocuğuna bakıp ev işi yapsın
hem böylece türban sorunu da olmaz
feminizm de kalmaz
nasılım ? :))))
Muhabbetim, bekar arkadaşlarımızın görüşlerine sempatiyle yaklaşıyoruz.:) Şaka bir yana elbette ki, ne onlarla, ne de onlarsız canım. Aşkın gözü de kör biliyorsun.:)
Ebrucuk, hatırlamaz mıyım? Çok komikti sahiden. Umarım sizin bebe de genlerine yenik düşmez ileride. Hanımı da size dua eder bol bol.:)
Gamzeli kız, seninki daha şimdilik tutuyordur birşeylerin ucundan. Malum cicim ayları.:)
Ebrucuğum, yok işte bu kadar tutar bu da.:) Çok umutlanma diyeyim ben sana, benim büyük sıpa, bulaşıklara yardım etmek için yalvarırdı küçükken. Şimdi bardağını zor kaldırıyor mutfağa..
Dilekciğim, mümkün mü bazı şeylerin öyle değişivermesi hemen. Gerçi valla zamane kızları öyle pek sıkıntıya gelmiyorlar artık. Giydiriveriyorlar önlüğü kocaya.:)
Sanemciğim, hakikaten başarısızlar bu konuda. Mesela benim eşim, çok güzel yemek yapar. Ama o mutfaktan çıkınca, mutfağı temizlemek en az bir saat..
Tubikkocuğum, değil mi güzelim yahu. Bırakalım dağınık kalsın. Bu erkek milleti bir haftada çöp eve çevirir yuvamızı.:)
Ah Tabiat Ana, sen şanslısın ne güzel. Benimkinin anası, valla ütüsüne kadar yaptırıyordu herifcağızıma. Ben de kıyamadım. Evlendi bari rahat etsin adam dedim. İhale üzerime kaldı anlayacağın.:) Yine de biz yandık bari gelecek nesiller kurtulsun baabında, uğraşalım o halde..
Cemilem, ah be güzelim. Hepsi ilk başlarda yaparlar bişeyler. Sonra ve tamamen bizim hatamız olarak, yıkıverirler herşeyi üzerimize. Hayat daha başlamadı bile. Hele dur bi..
Kız Börtlekim, Allah seni iyi etsin emi. Yavruya dolma mı sardırıyon.:)Yerim ben onun küçücük dolma saran ellerini. Canım bunlar küçükten böyle herşeye meraklı oluyorlar zaten. Büyüdükçe benziyorlar hemcinslerine.:)
Nazlı kız, zaten herşeyi yapabiliyorlar az buçuk da, nasılsa onların yerine yapacak ya anaları, ya kız kardeşleri, ya da karıları oluyor ya. E bu işler de kadın işi biliyorsun.:)
Figenim, ikizim, ah be gülüm. Ne kadar verirsen o kadar istiyorlar. Çekil kenara, ben yapamıyorum, pespayeyim, tembelim, pasaklıyım de bak nasıl yapıyorlar. Zora sokacan bu erkek milletini. Lakin için durur mu işte orası meçhul. Banane be, ben kahrını çekeyim, gelinler sefasını sürsün. Nerde bu rahmetin bolluğu.:)
Sevgili Sessiz Balık, süpersin ne diyeyim.:) Bütün sorunları çözmüşsün işte. Doğru söylüyorsun. Kapatsınlar bizi eve. Zaten yaptığımız şeyleri, ama sadece onları yapalım. Neyimize okumak, çalışmak, kariyer, bariyer.:) Bir sıpa, bir sopa nemize yetmiyor.:)
Hoşçakal.
Mesela erkek çocuklarına ev işleri hakkında tiolar, kız çocuklarında küçük tamirat işleri öğretilsin ve gelecek nesillerde bu sorunlar yaşanmasın ha ne dersin fikrimin ve de zikrimin incecik güllerinin annesi;))))
blogunuza uğradım...bizimle çalışmak isterseniz bekleriz...
http://hanimhanimcik.blogspot.com/
iyi çalışmalar diliyorum...
ORİFLAME KOZMETİK GÜZELLİK DANIŞMANI
yazılarınızı bir süredir takip ediyorum, çok güzel hepsi. paylaşımınız için teşekkürler.
Lale, öyledir ya.. ne diyeyim daha.:))
Kuğum, zarif kuğum. Sen onu yaz yeter zaten. Ben de SS hemde %kaç istersen:))
Peri Kızı, peki öyle yapalım da, olur mu dersin. Umudun var mı? Hani öğretiyoruz da uygulamada sıkıntılar var gibi.:( Umudumuzu kaybetmeyelim diyorsun yani.:)
Mutlum, umutlum, aynen öyle valla. Bir de onların temizlediğini!! temizlemeyle uğraşmak var.:)
Sevgili Hanım Hanımcık, merhaba.:) Ne güzel yapmışsınız uğramakla. Ben de baktım sizin oraya biraz. Ben de kozmetikçiyim zaten. Ucundan meslektaş sayılırız..
Sevgili Denizsefası, merhabalar.:) Güzel yorumunuz için teşekkür ederim. Lakin maalesef dediğiniz gibi olacak. Tabii ki bazı şeyler daha düzgün gidiyor zamanla ama eşitlik zor gibi...
Kadınlar bir çok seyi sırtlanmış gidiyorlar ,bazılarıda evliğin en başından beri fazla çıkıntılıp yapıp her şeyi almışlar (çalışmıyor olunca daha fazla sorumlukluk olmalı)gidiyor bu saaten sonrada ne olacak ..en baştan yapıcaksın paylaşım sonradan olmuyor..örnek mi ben..)))
kızıma hiç bir şey öğretmedim suyunu bile ben veririm.Oğlum Amerikede yanlız yaşıyor kaç yıldır her işini çok güzel yapıyor..
Annelerde de var aman oğlum deyipte hiç bir şey yaptırırmamak .ben oğluma yaptırmıyorsam kızımada yaptırmam.
Ay ne çok yazdım kızım verdin gazı böyle konu olunca yazacak çok şey oluyor..sevgiler..çok öptüm..
Kurtuluş yok diyon yaniii. hüngüüür.
zati ben adama diyorum ki, "sen emekliliği dört gözle bekliyorsun. benim emeklilik ne zamaaaaaan?.:(
bir daha hüngür işte.
Bir kitap okudum 'ev erkeği'diye,
böyle bir şey olmaz tabi ki o sadece bir kitap yani hayal ürünü.
Gerçeği acıdır erkeklerin. Bırak dışarıda çalışsınlar hiç olmassa ayak altında olmazlar.
Bir gün olurda erkekler doğum yaparlarsa emin ol sancısını ne yapıp edip bize çektirirler.
Sevgiler
Yağmurum, yok güzelim yoook.:(( Ağlama be.. ne edelim kader böyle imiş.:) Ben akşam eve bir girdim. Benim büyük sıpa arkadaşlarını davet etmiş. Görmen lazımdı. Tamam anne ben toplarım dedi. Bir baktım hazırlandı gidiyor bu. E nolacak ev dedim. Ananem çağırdı acil gitmem gerek diye kaçtı. Ben de kendisine ve çektiği yerlere söylene söylene topladım evi. Anladın sen onu.:)) Bize emeklilik falan yok be sultanım...
Sevgili Yaşamın Kıyısında, o kitabı duydum ben de. Aslında yazın bir ara alayım okuyayım diyordum hatta. Şimdi hatırlattınız mutlaka almalıyım. Eminim çok eğlencelidir. Lakin dediğiniz gibi, ayak altında olmasınlar da.:) Doğum sancısına çok güldüm. İlahi.:))) Sevgilerimle..
hayal bile kuramıyoruz şöyle rahat rahat doğursalarda bize yıkıcaklar,hazır olmuşu var burda,kusmamışın aylarca,sancıda çekmemeişin doğururken çatlamamışında,bi kıymetini bil bakıver azcık dimi şuncaazlara yok:)))
Dünya tersine dönecek,evler mis gibi olacak tüm işleri hem kadınlar hem erkekler yapacak senin beyefendilerde ellerinde bez cam silecek.Nihohahahahaha
Sevgiler...