İSTER TANIRIM İSTER TANIMAM


Sevgili can kuşu Tabiat Ana beni sobelediğinden beri düşünmekteyim. Hangi çılgın hatunlar bu bünyeyi etkilemiş, kimler kanıma girmiş olabilir diye. Zira normal, standart, öyle hanım olayım, etliye, sütlüye karışmayayım, amaaaan dünya yansın, yeter ki benim bir kalbur samanım sağlam kalsın derdinde, haydi benim güzel sürüm, sen nereye ben oraya rahatlığında bir kadın kişisi olamadım hayatımın hiçbir evresinde. İstemedim mi? İstedim. Bazen bünye ihtiyaç duymuyor mu rahat bir nefes almaya? Duyuyor elbet. Ayrık otu kıvamında bir tatla yaşamak da zor iştir vesselam.

İlkokulda çekilmiş şu toplu katliam resimlerinin hepsinde ilk bakışta ‘ahan da bizim deli’ diye teşhis edilebilecek bir farklılık yaratmışımdır mesela. Bunu bilinçli yaptığımı düşünmüyorum. Siz de düşünmeyiniz. Yaratılış böyle ne edersin! Benim normalim de bu olduğundan, birisi çıkıp ‘sen niye böyle yapmışsın, bak burada herkes böyle, sen şöylesin’ demeden, o farkı fark etmem bile ben!

‘Mükemmel, harika, süper ve de hiper biriyimdir’ desem yalan olur. Zaafları, zayıflıkları, hüzünleri, mutluluklarıyla bir insanım sonuçta. Ama evet, renkli bir insanım. Hemen her yerde varlığımı fark ettiririm. Ya ayağım takılır, yüzüstü kapaklanmaktan son anda kurtarırım, ya da mutlaka bir şeyler deviririm. Böylece herkes bana bakar gayri ihtiyari! Geçenlerde koskoca yolda, park etmiş bir arabaya tosladım mesela. Ama bu kötü bir şey değil ki, düşünsenize ‘ya araba bana toslasaydı’!

Kendinden bahsetmek pek bela bir iştir, bilirsiniz. Bu belayı başıma sarmak istemem. Lakin nasıl bir hatun olduğumu bilmeden, kimden etkilenmiş olabileceğim konusunda fikir de yürütemedim.

Sonra düşündüm tekrar. -Düşünmek iyi bir şeymiş, bunu da anlamış oldum böylece- Düşündüm ve buldum sonunda; beni etkileyen ilk hatun kişisi, şu sıralar yüz yaşını aşmış olan haminnemdi.Dünyaya sayesinde el sallayabildiğim, hatta yaşama ilk ‘al sana’ yaptıran kadın. Sonraki çalımları kendi çabamla atmış olsam da, bunu bana ilk öğreten kadın.

Haminnem öyle bir hatundur ki, anlatmakla anlaşılmaz. Yaşayan bir tarihtir ilk başta. Kıtlık zamanlarını, savaşı, acıları ve eskinin güzelliğini en iyi anlatan, bir çeşit ansiklopedi gibi… Bu yaşanmışlıklar gün yanığı yüzüne çizgiler halinde dönülmez yollar çizmiş, yeşil gözleri geçmişi en dibinde saklayan bir deniz gibi derindir. Dilinden damlayan bal, gülümsemese bile –ki çok gülmez- iki dakikada bağlar kendine insanı. Ardına yüz küsur yılı almış, hala dimdik yürüyen bir koca çınar…

Alem kadındır bir de. İnatçıdır... Karadeniz'in ekmeğinden tadan her fani gibi. Tazecik bir anı nakledeyim efendim:

Geçtiğimiz yaz köye gittiklerinde, anneme biraz kızmış. Niyesini bilmem ben. O öyle dellenir arada. Kimse de ağzını açıp tek laf edemez. İşte bir şeyden takmış hatun bizim Sultan’a. Annem gitmiş-gelmiş yanına ama bizimki hiç oralı değil.

Sonunda dönme vakti gelmiş ve ‘veda’ya gitmişler babamla birlikte. Haminnem, babama öyle bir sarılma sarılmış ki, akıllara zarar. ‘Evlaatt, ahh oğuull’ diye de iyice bir şefkat göstermiş. Sonra karşısında oturan annemi gösterip, ‘ha bu kız kim’ diye sormuş. Arada hafızası gidip geliyor elbet yaşı itibarıyla, ama bunun o anlardan biri olmadığı babama gösterilen sevgiden belliymiş. Ortamdakiler –çaktırmadan- kıkırdayarak yine, yeniden tanıtmışlar adaşı olan annemi bizim koca çınara.

‘Elinde büyüdüm N.Ana, bebeliğimden beri bilmez misin beni sen, niye tanımıyosun ki şimdi’ diye yakarsa da N.Sultan, bizimki inadından vazgeçmiyormuş bir türlü. Sonunda konu kapanıp, yenileri açılmış, sohbet farklı mecralara taşınmış, aile güle kaynaşa veda yemeğini yemeye başlamış.

Neden sonra benim tarih kokulum, gül yanaklım anneme dönüp, ‘Şimdi sen böyle karşımda oturuyosun, sırıtıyosun ya N.Sultan(!), zannediyo musun ki ben seni tanıyacam. Ben yüz sene daha yaşasam, sen de yüz sene karşımda otursan böyle, yine tanımam ben seni’ deyivermiş.

N.Ana, tıpkı şiirlerden, romanlardan okuduğumuz kadınlar gibidir. Elif Analar gibi bir anadır. O, benim gibi, annem gibi daha nicelerinin de anasıdır. Görmüş, geçirmiş yüreğinde eminim bir çok sır saklıdır. Karadeniz gibi bir hırçın, bir sakin, Karadeniz gibi belirsizdir. Birçoğumuzun sözlerle yapamadığını, o bir tek bakışıyla yapar. Öyle bir bakış atar ki, buyurgan ama şefkatli, mağrur ama sevecen, sert ama ışıl ışıl… Öyle bir bakış atar ki, sen onun ne demek istediğini hemen anlarsın.

Sanki etrafında bir ışık vardır. Ve çevredeki herkes de pervaneler gibi bu ışıktan etkilenir. İnsanlar saygı dolu bir sevgiyle bakarlar ona. Yaşı değildir onu saygın yapan. O başkadır. O kadar başkadır ki, tarif edilemeyecek kadar…

İşte sonunda karar verdim; hayatımda beni en çok –belki de tek- etkileyen kadındır o. Bu asla ihtiyarlamayan yaşlı kadın, niceleri gibi beni de hayatla tanıştırdığı için mi, yoksa onun bu inanılmaz, tanımlanmaz muhteşem karizması mı buna sebeptir bilmiyorum. Bildiğim tek şey var; bu yaz yanına gidip, o pınarın doyumsuz suyundan kana kana içmek istiyorum. Çok geç olmadan…

Bu da Parantez İçi: İlla isim isterseniz diğer iki kadın için; Zamanın şartlarını zorlamış olan Halide Edip ve İstiklal Yolu’ndan cepheye mermi taşırken, ıslanmasın diye yavrusunun örtüsünü alıp mermiye saran Elif Ana derim ve bu konuda Çok Sevgili Civcikimin ve Elçincikim gelin görümcelerinin yazacaklarını merak ettiğimi belirtirim.

Yorumlar

Tabiat Ana dedi ki…
sevgili incegülüm,
sobe yazını nasıl büyük bir keyifle okudum anlatamam.
Haminnen gözümün önünde canlandı.Karadeniz insanın o sert ama asılda yumuşacık yüreği, hazırcevaplılığı ve zekası(fazla balıktanmı yoksa çok oksijenden mi dersin??? ) her zaman çok etkilemiştir beni zaten.Onun o hayalimde canlanan tombul degil ama yumuşacık yanaklarından benim içinde öp.
teşekkür ederim .
sevgiler..
anemon dedi ki…
ablacığım hamininene hasta oldum ben bu yaz karadeniz turuna gisdicem allh izn verirse denk gelsekte görsem ellerinden öpsem
aaaa ama balam simdi yakınımız olmayan üç bayanımı yok sa bizm çin değerli olanımı anlmadım bu sobeyi farklı yapıyorlar sen ayrı bir boyut katmışşsın senden sonra bu güzel anlatımdan sonra bize ne düşer
yazmıyım :)))
ama beni serflendirdin tesekür ederim en kısa zamanda abllalrın en incesi engüzel gülü
Unknown dedi ki…
beni önce muhabbet çiçeği bu konuda şimdi de sen sobeledin önüm arkam sobe oldum yanee:))

günlerdir düşünüyorum ama sanırım sana yakın olacak yazdıklarım çünkü aynı düşünmüsüz:)
dur bakalım ilham perim gelsinde çizeriz bir şeyler...

öptüm seni incegülüm,leydimmmm...
Adsız dedi ki…
bişeyi tam anlayamadım ;duran arabaya sen de kendi arabanla mı tosladın yoksa duran arabaya bizat kendi şahsınla, bedenen bir toslama mı oldu ? ona göre gülme krizine gireceğim :D :))))

bu tasvir ve tahlil edilen hanımnine bana hiç yabancı gelmedi :) hatta bazı şeyler benim büyüklerime o kadar benziyor ki akrabamıyız yoksa falan diye düşünmeden edemedim :D aynı toprağın insanları oldukça benziyor birbirlerine demek .Tatlı diline kurban aplam .
Ne güzel,ne mutlu sana böyle bir çınarı tanıma şansın olmuş. Çok güzel yazmış,ifade etmişsin yine, ellerine ,diline sağlık...
Kremali'nin annesi dedi ki…
Sevgili Incegul! Karadeniz'in neresinde senin bu guzel haminnen? Ben anne tarafindan Giresun, baba tarafindan Ordu'luyum. Babaannemi hic hatirlamiyorum; maalesef ben cok kucukken vefat etmis amansiz hastaliktan. Ama sanirim en cok vefasiz bir koca ve acimasiz bir kumayla koy yerinde ayni evi paylasmanin acisindan cekmistir garibim:( Anneannem ise daha sansli ve mutlu bir kadindi. Cok da karizmatikti seninki gibi. Yakisikli dedemin, dizinin dibinden kahveye bile gitmeye kiyamadagi yavuklusuydu. Aile hep bir araya geldigi zamanlarda bile dedem onca insanin icinde gider nineme cilve yapardi erkek haliyle. Bizim ki de sinirlenir "dur be andir, coluk cocugun icinde, tovbe tovbe" diye terslerdi dedemi. Olmadi, balkona kacardi orada daha guvende olacagindan :))

Seni okumak bana cok iyi geliyor bu gunlerde. Kendimi habire kendi cocukluguma ve beni ben yapan anilara yolculuk ederken yakaliyorum o okumalarda. Cok yaslandim galiba cok :(

Sevgiler,
Ayse Sule
İncegül,
muhteşem bir yazı yamışsın yine..
Bende son zamanlarda, hep eskiler çocukluğuma seyahat ediyorum..Ve aslında bir koşuşturma içinde unutuğum, daha doğrusu unuttuğumu sandığım ayrıntılarda kendimi buluyorum..
Herşeyi inceliyorum, tek tek..
Kendimi tanımaya çalışıyorum..
Harika olmuş..
İstesende kötü yazmazsın ki zaten sen..
Yüreğine sağlık arkadaşım..
O güzelliklerin hepsi sende aslında..
Sağlıcakla..
Adsız dedi ki…
Merhaba İncegül,
sendeki bütün güzellikler genetik demekki..
İnatçı şirin, akıllı birinden öyle mi?
Çok güzel aslında, insanın kendiyle yüzleşmesi..
Sevgiyle kal..
Nurbanu
sofi dedi ki…
Bu nineye bittim ama sanada benzetemeden edemedim be incegülüm.Gerçekten çok şey öğrenilecek bir kadın, insanın böyle arkadaşı, komşusu olması lazım...
rümeysaninrüyasi dedi ki…
merhabalar yazılarınız çok güzel olmuş valla herşeyi çok güzel anlatıyorsunuz ilk defa girdim bloğunuza artık uğrarım sevgilerimle
Ferhanca dedi ki…
Böyle küçlü hamınninenein güçlü torunu..Kendine haksızılık yapma..
Bak ne güzel her girdiğin ortamda kendine baktırmam ne güzel:)))şakaşaka valla o bölüm cok hoşdu doğrusu alemsin..
Yzı gercekten cok güzel.Ben de bu sobeleri okurken aklımda olan kadını düşündüm aklıma ilk Halide Edip Adıvar gelmişti..
sevgiler, benim güzel ,güçlü arkadaşım..
PERİLİ KÖŞK dedi ki…
incegülüm benim,sende şeytan tüyü var ,bir şekilde farkedilirsin sen ,derinlere daldırdın beni....
Adsız dedi ki…
Anneler günü yaklaştığı şu günlerde isabet olmuş bu yazı.
Mutlu Kum Taneleri dedi ki…
İncegülüm ne güzel anlatmışsın nineni.ben bir 10 gönderi kadar sana uğrayamıyabilirim zira bir önceki gönderindeki resme bakamıyorum :) Bu gece de muhtemelen uyuyamıyacağım :(
Merhaba İncegül, yazı olağanüstü..Ama senin kadar değil tabi..
Bu arada yılan resmini kaldırdığın için teşekkürler..
Çok ürpertiyordu beni..
Sevgiyle kal arkadaşım..
Tabiatım, gerçekten Karadeniz insanı hele kadını bir başka oluyor.:) Tam da hayal ettiğin gibi, tombul değil ama yumuşak yanaklarından senin için de öperim gülüm. Bu güzel sobe için teşekkür ederim can kuşum.:)

Anemonum, sarı civcikim, ben böyle yorumlamak istedim ne bileyim. Keşke şu Karadeniz turunda beraber olabilsek de ben seni götürüversem o tatlı nineye. Canım benim öyle deme bak utanıyorum ben sonra. Sen de eminim çok güzel yazacaksın.:)

Elçincikim, e gelmiş senin İlhan! Perisi demek ki gülüm. Leydin sevsin seni.:)

Sananekibananesanım, evet evet, bizzat kendim, şahsım, kendi diri vicudumla vurdum. Bana gülen şahsiyete de (kendisi kocam olur) araba bana vursa böyle gülebilir miydin, al sana aksiyon ve komedi bir arada şekli yaptım.:) E kızımsın ya... manevi de olsa. Akraba sayılırız kuşum.:)

Börtlekim, evet zenginleştiğini hissediyorsun böyle insanlarla birlikte olunca. Sağol benim gülüm.:)

Sevgili Ayşe Şule, Ayşe isminin bendeki yerini bilemezsin. Ömrümce bu isimdeki insanlara ayrı bir sempati duyacağım ben.:) Haminnem İnebolu'da, Kurtuluş Yolu kadınlarından yani. Demek sen de çift taraflı Karadenizlisin ne güzel. Kuma, yaradır her kadın için, ne üzücü bir durum. Anneannen ile Dede'ne ise ne kadar imrendim şimdi. Romantik Dede.:) Teşekkür ederim bu güzel sözler için, iyi gelmesine sevindim. Ayrıca yolculuklar güzeldir. Ne yaşlanması yahu, du bakalım hele.:) Sevgiler kocamanından sana ve Kremali'ye.:)

Nar Çiçeğim, aslında kişiliğimizin detayları, büyük ölçüde bu yolculuklarda gizli galiba. Ne güzel böyle tatlı gezintiler yapman. Çok teşekkür ederim ballı sözlerin için. İnce ve zarif çiçek. Sevgiyle...:)

Sevgili Nurbanu, bende güzellik var mı bilmiyorum aslında. Ben karşımdan geleni yansıtan bir ayna gibi hissediyorum çoklukla kendimi. zannederim o hep sizin güzelliğiniz. Teşekkürler ve sevgiler.:)

Sofim, keşke ona benzeyebilsem bir nebze. Evet etrafında bir tane en azından böyle bir tane olması lazım canım ya. Her eve lazım gibi oldu bu da.:)

Sevgili Rümeysa'nın rüyası, merhaba. Beğenin ve güzel yorumun için teşekkür ederim. Ne zaman dilersen, beklerim canım.:)

Ferhanım, hakikaten farkımı fark ediyorlar değil mi?:) Canım benim, güçlü olmak, ne kadar güzel bir şey. Güçlü görünüp, içinde tuzla buz olmaya hazır bir kalp ile ömür geçirmek de bir o kadar zor. Sevgiyle benim güzel gönüllü, içten arkadaşım.:)

Perilim, güzel gönüllüm benim. Du bakalım ben kapına geldiğimde hemencecik 'evet sensin' diyecek misin. Dersen tamamdır, fark ediliyorumdur.:) Canım benim, derin derin duygulandın mı yine.:)

Umarcığım, anneler günü. Evet bak, o kadar kaptırmışız ki hayat gailesine, daha hediye bile almadık. Oysa çocukken, bir ay öncesinden hazırlar, tırım tırım da saklardık annemizden. He bu arada 'Deniz'. Anladın sen onu.:)

Mutlu Kum Tanem, ay kıyamam ben sana. Hemen kaldırdım, hemen. Birkaç arkadaşım daha korkarmış yılandan. Oysa yılancık, doğasının gereğini yapıyor. O da bir canlı neticede. Yaklaş damağına bastırayım, bir bardak da su vereyim sana. Oy benim naif arkadaşım.:)
Nar Çiçeğim, günaydın. Korkan veya ürken arkadaşlarımın gönlü kırılmasın istedim. Bu nilüferler daha güzel olmuş değil mi? Hem bahara da yakışıyor. Tatlı dillerini seveyim. Utandırıyorsun beni yahu.:)
Mutlu Kum Taneleri dedi ki…
İncegülüm bu nilüferler pek güzel oldu :) Benim doğamda da ofidofobi var :( İçim suyu teşekkür ederim canım benim.
ahanda yılan gitmiş :) yorumu yazarken gördüm valla :)

ne kadar güzel anlatmışsın koca çınarı eminim bunları okusaydı çok büyük bir sevinç kaplardı içini.ben bile okurken içim pırpır etti...
berfin dedi ki…
BEN GELDİM HOŞGELDİM:)
ben bu nineye bayıldım.bendede var bu nineden bir tane valla.şirin mi şirin anneannemçnikahımız kıyılırken nikah memurunun hepiniz hoşgeldiniz demesine karşılık sessiz salonda hoşbuldık olum sende hoşgeldin diyen bir pamuk nine.sayesinde uzun süre gülmekten nikaha devam edememiştik.geçmiş yaşına rağmen nine gibi dimdik ayaktadı.sanırım bende onun gibi olmak isterim yahu.:))9
yazılarını özlemişim arkadaşım.kalemine sağlık öpüldün.
denizanasi dedi ki…
ne mutlu sana böyle bir büyüğe sahip olduğun için. benim bir tane anneannem vardı, o da minik bir despot. ama bırak beni , benim oğlumun da sadece bir anneannesi var :( ne dede ne babaanne
Ebru Oğuş dedi ki…
ben sadece filmlerde olur sanırdım böyle koca çınarlar, ne güzel anlatmışsın. geç olmadan git sen bu yaz, öp ellerinden..
yolda arabalara dikkat et yalnız, ne olur ne olmassss:-)
Pilli Petro dedi ki…
çok keyifli bir yazı olmuş,iyi bilirim karadenizin inatçı kadınlarını bizde de bolca varlar :))
Adsız dedi ki…
İncegül çok saol... o yılan gitmiş oh dünya varmış!!! yine
güzel bikonuya deyinmişsin...
(ve şu denizide merak ettim açık cası!!??*) anneler günü yaklaştı ve ne alıcagıma karar veremedim???
acabane alsam bana biraz tiyo verirmisin beince senin tahminlerini merak ediyorum...hediye konusunda şöyle bütçeme uygun nedersin yardımcı olurmusun??? lütfen çok düşünüyorum bitürlü karar veremiyorum...yine dükkancılar yaşadı dimi ince???kestane kebap acele cevap nolur ...
Muhabbet Çiçeği dedi ki…
Canımcım, ne tatlıymış senin Haminnen.
Allah daha uzun uzun ömürler versin inşallah.
PArkta durup arabaya çarpmana güldüm heheuheue:))
Bazen benimde öyle sakarlıklarım tutar :))
Anneler gününü şimdiden kutlarım canım. Hafta sonu yokum çünkü. Öptüm kocaman seni.
Mutlu Kum Tanem, ne demek afiyet şeker bal olsun.:) Canım haklısın böyle daha iyi.:)

Cemilem, canım benim postaladım gitti yılanı yerine.:) Keşke bir de görebilsen. Keşke.:)

Berfinim çok hoşgeldin gülüm. Demek döndün. Senin pamuk ninen de pek alemmiş maşallah yahu. Canım benim inşallah sık sık görüşürüz bundan kelli. Ben de seni buralarda görmeyi özledim.:)

Denizciğin tatlı annesi, canım atalar, büyükler her daim başımızda olabilseler keşke. Ama kader işte. Canımsın ya.:)

Ebrum, film gibi bir çınar evet. İnşallah gidebilirim inşallah. He doğru diyorsun, bir de bu sefer koca koca otobüslere çarparsak fena valla.:)

Sevgili Bekriya, değil mi ama hem inatçı, hem çok tatlı. Teşekkür ederim.:)

Kardelenim, annenin zevkini bilemiyorum ama ben hediyenin kişiye özel bir şey olması taraftarıyım. Kıyafet, bir küçük güzel takı, bir eşarp, bir parfüm ya da güzel bir süs bitkisi onu mutlu edebilir. Canım umarım yardımcı olmuşumdur.:)

Muhabbetim, teşekkür ederim canım benim. Anneler günümü ilk kutlayan da sen oldun.:) Canım sen de bir anne sayılırsın. Öğretmenlere her zaman başka saygı duyarım bilirsin. Ben de kutlarım o yüzden. Güle güle git, güle güle dön gülüm. Ben de öperim çok.:)
Ferhanca dedi ki…
Cancağazım, döndüm ana yurda döndüm:))
lalalere yorum isterim aklında kalan şeyleri yaz lütfen..Bebim için çok değerli..

Arkadaşımın kızı güsel sanatlar lisesi müzik bölümünde okuyıor şimdi gelsi çok güzel konser verdiler cevher çocuklar ne yetenek.veeeeee Fikrimiincegülünü okudu bir öğrenci sen geldin aklıma..sevgiler.

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİR ÇİFT KUŞ KANADIDIR MUTLULUK

SİGARASI YALDIZLI GELİYOR NAZLI NAZLI

AYA BAKTIM SENİ GÖRDÜM SANA BAKTIM AYI GÖRDÜM