ÖLSÜN MİKROPLARRRR
Çok Sevgili Günlükçüm!
Hatun milletinin doğuştan gelen hizmetçi bir ruhu olduğuna inanırım ben. Temizlesin, yıkasın, paklasın, didinsin dursun. Hem de bundan büyük bir zevk alırlar. Bazıları (ismi hiç lazım değil) yavrusunun pislettiği yerin üzerine gazete kapatsa da, bunlar istisnai durumlar olup, kaideyi bozmazlar. Çünkü hatun kısmının büyük çoğunluğu, ruh hastası derecesinde temizlik delisidir.
Sen bilirsin halimi, pür melalimi. Temizlik severim ben de. Böyle pırıl pırıl, ışıl ışıl , misss kokulu yerlerde yaşamaya bayılırım. Her Cumartesi evin altından girer, üstünden geçerim. Hani akşamına şöyle tertemiz evimde keyif yapayım, Pazar sabahı da neşeyle güne uyanayım, gıcır gıcır silinmiş camlarımdan güneşin içeriye girişiyle mutluluk dolayım diye.
Lakin o kadar hırpalarım ki kendimi, akşam keyifle oturmak şöyle dursun, sızıveririm koltukların birinde. Sabah ta bütün kaslarım gerilmiş ve sızlamaktadır. Sanki üzerimden yük kamyonu geçmiş ve ya gece birisinden feci şekilde dayak yemişim gibi.
Bu hususta Koca kişisinden şüphelenmiyor da değilim hani. Benim o baygın halimden faydalanıp, ettiklerimin acısını çıkarıyor da olabilir. Yahut ta temiz penceremden giren güneş ışığının verdiği mutluluk, bünyede dayanılmaz ağrılar yapıyor olabilir. Günahını almayalım kimsenin.
N.Sultan, her temizlik operasyonumda sevgi dolu ses tonuyla: “ Canım Kızım, bitanecik deli yavrum. Ne olmuş yine evine. Kim pisliyo senin evini de böyle harap ediyon kendini?” şeklinde beni vazgeçirmeye çalışsa da ben bu özelliğimi kendisinden aldığımı hatırlatmadan edemiyorum. O maviş güzel gözlerini vereceğine, temizlik manyaklığını (affet annecim) vermiş.
Bu Hatun, zamanında az çektirmedi bana. Allahın gününe o ev kazına kazına süpürülür. Öyle Vileda mileda kullanamazsın da. Alacan tahta bezini, foşur foşur dip köşe silecen. He bu kadar da değil. Halılar silkelenecek ve o tırmalayarak dezenfekte edilmiş yerlere serildikten sonra, o halılar da köpük köpük bir güzel silinecek.
Tamam hepsini anladım da, o kapılar neden her gün silinirdi? İşte bunu hala çözebilmiş değilim. Hayır biz bu evde ameliyat falan yapmayacaksak ne diye her gün böyle dezenfekte ediyoruz ki? Bize misafirliğe gelen kuzenim, bu kafayı sıyırmış vaziyette temizlik yapmamız yüzünden evden kaçmıştı da kızcağızı sokak sokak aramıştık.
Neyse işte bu temizlik manyaklığım, canım sıkkın olduğu zamanlarda doruklara çıkar. Verin elime bir bez bir sürü de temizlik maddesi, dokunmayın keyfime. Dün akşam da mutfağımı temizleyeyim dedim kendi kendime. Hani biraz ferahlarım babında.
Kuşandım bütün silahlarımı. Üniformam önlüğüm, bazukam yağ sökücüm. Belimdeki palaskamda, bilumum temizlik malzemesi, çamaşır suyu, por çözücü, kir çözücü yağ çözücü.. tam da şu reklamlardaki hatunlar gibi daldım mutfağa. Nasıl kaptırmışsam artık, o k.ç kadar mutfağı temizlemek tam üç saatimi aldı.
Bu sırada da yavruların okul kıyafetleri ve de liselimin formasının koyu renk olan kısmı ve evdeki koyu renkli olup ta kirlenmiş diğer çamaşırlar kardeş kerdeş yıkanmaktalar benim emektar makinemde.
Sen benim makine dediğime bakma. O benim her şeyim. Elim, kolum, ayağım, bacağım. On yıldan fazladır beraberiz kendisiyle. İsmi Güllüşan. Yıllardır az kahrımızı çekmedi. Bütün kirli çamaşırlarımı bilir, en büyük sırdaşımdır. Zor zamanımda beni kurtarır, en iyi yardımcımdır. Ben ona ne yükler yükledim de daha tık demedi, o benim sadık arkadaşımdır.
Ve lakin yaşlandı biraz. Pek gürültü yapar oldu son zamanlarda. O çalışırken, bizim fakirhane Sabiha Gökçen kıvamına geliyor ama, olsun. biz onu böyle seviyoruz. Bir de Güllüşanımın en kötü huyu, yumuşatıcısını sonradan ilave etme gereğidir ki, yoksa yutuveriyor deterjanla birlikte. E başında da bekleyemem ki. O zaman zarfında ben ne işler yaparım.
Neyse mutfak operasyonunun orta yerinde, yumuşatıcı vakti gelen Güllüşan’ın başına gidiyorum. Yavrularımın okul kıyafetleri misler gibi koksun, yumuşacık olsun değil mi? Bir yandan da Mini yavruya laf yetiştiriyorum. “Anne ben çocuğum. Çok soru sormam gerek. Sora sora öğrenicen di mi?” diyen yavruya “hıhı” şeklinde açıklayıcı bir yanıt veriyorum. Oda masum masum “Ama anne… kimse cevap vermiyor ki.” Deyince, sor yavrum ben cevaplarım demiş bulunuyorum bir kere.
Ve Miniciğimin bitmek tükenmek bilmez soruları eşliğinde, yumuşatıcıyı boca ediyorum hazneye. Şöyle kokusunu duya duya, bolca dökelim. Ama ama ama ama………. O da ne be?......... çamaşır suyu buuuuuuuuu…
Hemen kapatıyorum düğmeyi. Ah alık İncegül. Bari ambalajları aynı olsa gam yemiycem. “Liseliiiiiiiiim, koş sepeti yetiştir.” Eyvah gitti okul formaları, antrenman forması. Gerisine acımam da.
Hemen makineyi boşaltıp, sudan geçiriyorum ve yeniden çamaşırları atıyorum. Bu arada ortalık yarı olimpik yüzme havuzuna dönmüş kimin umurunda. Temizlik aşkıyla yanan bu hatun kişi, tahta bezini alır eline, kurular her bi yeri şimdi. Renkli çamaşırları bile çamaşır suyundan geçirecek kadar da titizdir. Aha da delilli, kanıtlı ortadadır her şey.
Neyse ki çamaşırlarımı kurtarmayı başardım günlükçüm. Yoksa yavruların kıyafetleri batikli batikli olacaktı. Sanat eseri gibi.
Hatun milletinin doğuştan gelen hizmetçi bir ruhu olduğuna inanırım ben. Temizlesin, yıkasın, paklasın, didinsin dursun. Hem de bundan büyük bir zevk alırlar. Bazıları (ismi hiç lazım değil) yavrusunun pislettiği yerin üzerine gazete kapatsa da, bunlar istisnai durumlar olup, kaideyi bozmazlar. Çünkü hatun kısmının büyük çoğunluğu, ruh hastası derecesinde temizlik delisidir.
Sen bilirsin halimi, pür melalimi. Temizlik severim ben de. Böyle pırıl pırıl, ışıl ışıl , misss kokulu yerlerde yaşamaya bayılırım. Her Cumartesi evin altından girer, üstünden geçerim. Hani akşamına şöyle tertemiz evimde keyif yapayım, Pazar sabahı da neşeyle güne uyanayım, gıcır gıcır silinmiş camlarımdan güneşin içeriye girişiyle mutluluk dolayım diye.
Lakin o kadar hırpalarım ki kendimi, akşam keyifle oturmak şöyle dursun, sızıveririm koltukların birinde. Sabah ta bütün kaslarım gerilmiş ve sızlamaktadır. Sanki üzerimden yük kamyonu geçmiş ve ya gece birisinden feci şekilde dayak yemişim gibi.
Bu hususta Koca kişisinden şüphelenmiyor da değilim hani. Benim o baygın halimden faydalanıp, ettiklerimin acısını çıkarıyor da olabilir. Yahut ta temiz penceremden giren güneş ışığının verdiği mutluluk, bünyede dayanılmaz ağrılar yapıyor olabilir. Günahını almayalım kimsenin.
N.Sultan, her temizlik operasyonumda sevgi dolu ses tonuyla: “ Canım Kızım, bitanecik deli yavrum. Ne olmuş yine evine. Kim pisliyo senin evini de böyle harap ediyon kendini?” şeklinde beni vazgeçirmeye çalışsa da ben bu özelliğimi kendisinden aldığımı hatırlatmadan edemiyorum. O maviş güzel gözlerini vereceğine, temizlik manyaklığını (affet annecim) vermiş.
Bu Hatun, zamanında az çektirmedi bana. Allahın gününe o ev kazına kazına süpürülür. Öyle Vileda mileda kullanamazsın da. Alacan tahta bezini, foşur foşur dip köşe silecen. He bu kadar da değil. Halılar silkelenecek ve o tırmalayarak dezenfekte edilmiş yerlere serildikten sonra, o halılar da köpük köpük bir güzel silinecek.
Tamam hepsini anladım da, o kapılar neden her gün silinirdi? İşte bunu hala çözebilmiş değilim. Hayır biz bu evde ameliyat falan yapmayacaksak ne diye her gün böyle dezenfekte ediyoruz ki? Bize misafirliğe gelen kuzenim, bu kafayı sıyırmış vaziyette temizlik yapmamız yüzünden evden kaçmıştı da kızcağızı sokak sokak aramıştık.
Neyse işte bu temizlik manyaklığım, canım sıkkın olduğu zamanlarda doruklara çıkar. Verin elime bir bez bir sürü de temizlik maddesi, dokunmayın keyfime. Dün akşam da mutfağımı temizleyeyim dedim kendi kendime. Hani biraz ferahlarım babında.
Kuşandım bütün silahlarımı. Üniformam önlüğüm, bazukam yağ sökücüm. Belimdeki palaskamda, bilumum temizlik malzemesi, çamaşır suyu, por çözücü, kir çözücü yağ çözücü.. tam da şu reklamlardaki hatunlar gibi daldım mutfağa. Nasıl kaptırmışsam artık, o k.ç kadar mutfağı temizlemek tam üç saatimi aldı.
Bu sırada da yavruların okul kıyafetleri ve de liselimin formasının koyu renk olan kısmı ve evdeki koyu renkli olup ta kirlenmiş diğer çamaşırlar kardeş kerdeş yıkanmaktalar benim emektar makinemde.
Sen benim makine dediğime bakma. O benim her şeyim. Elim, kolum, ayağım, bacağım. On yıldan fazladır beraberiz kendisiyle. İsmi Güllüşan. Yıllardır az kahrımızı çekmedi. Bütün kirli çamaşırlarımı bilir, en büyük sırdaşımdır. Zor zamanımda beni kurtarır, en iyi yardımcımdır. Ben ona ne yükler yükledim de daha tık demedi, o benim sadık arkadaşımdır.
Ve lakin yaşlandı biraz. Pek gürültü yapar oldu son zamanlarda. O çalışırken, bizim fakirhane Sabiha Gökçen kıvamına geliyor ama, olsun. biz onu böyle seviyoruz. Bir de Güllüşanımın en kötü huyu, yumuşatıcısını sonradan ilave etme gereğidir ki, yoksa yutuveriyor deterjanla birlikte. E başında da bekleyemem ki. O zaman zarfında ben ne işler yaparım.
Neyse mutfak operasyonunun orta yerinde, yumuşatıcı vakti gelen Güllüşan’ın başına gidiyorum. Yavrularımın okul kıyafetleri misler gibi koksun, yumuşacık olsun değil mi? Bir yandan da Mini yavruya laf yetiştiriyorum. “Anne ben çocuğum. Çok soru sormam gerek. Sora sora öğrenicen di mi?” diyen yavruya “hıhı” şeklinde açıklayıcı bir yanıt veriyorum. Oda masum masum “Ama anne… kimse cevap vermiyor ki.” Deyince, sor yavrum ben cevaplarım demiş bulunuyorum bir kere.
Ve Miniciğimin bitmek tükenmek bilmez soruları eşliğinde, yumuşatıcıyı boca ediyorum hazneye. Şöyle kokusunu duya duya, bolca dökelim. Ama ama ama ama………. O da ne be?......... çamaşır suyu buuuuuuuuu…
Hemen kapatıyorum düğmeyi. Ah alık İncegül. Bari ambalajları aynı olsa gam yemiycem. “Liseliiiiiiiiim, koş sepeti yetiştir.” Eyvah gitti okul formaları, antrenman forması. Gerisine acımam da.
Hemen makineyi boşaltıp, sudan geçiriyorum ve yeniden çamaşırları atıyorum. Bu arada ortalık yarı olimpik yüzme havuzuna dönmüş kimin umurunda. Temizlik aşkıyla yanan bu hatun kişi, tahta bezini alır eline, kurular her bi yeri şimdi. Renkli çamaşırları bile çamaşır suyundan geçirecek kadar da titizdir. Aha da delilli, kanıtlı ortadadır her şey.
Neyse ki çamaşırlarımı kurtarmayı başardım günlükçüm. Yoksa yavruların kıyafetleri batikli batikli olacaktı. Sanat eseri gibi.
Yorumlar
nimet
valla canım çekti,ben ki öle kadın milletinin temizlikçi ruhlularında hiç diilimdir..
en çok annem sevinicek bu işe,"şimdi yaptığın banaysa öğrendiğin kendine" diye başlar hep çünkü:)
öptüm seni şekercim,ben girişeyim şu temizliğe:)
bu durumlar için hızını alamazsan abla ben adresi yazıyorum bi zahmet bizim eve de uğra be :)
birde sanirim benimki hastalik birinin dokundugu kapi koluna dokunurken midem kalkiyor o kadar fenayim yani cantamda sterilize var her dakika elimi ovalamktan ve yikmaktan nasir gibi ;)
kizimin biberonlarini dezenfekte etmek icin 50 eur para döküp strelize aleti aldim hala kullanirken basinda bekliyorum birde dönüp soruyorum acaba iyi yapiyormudur diye ama en son cocuk doktorundan fircayi yedim cocugu rahat birakin dedi saka yapmiyorum evde 25 biberon ve en az 20 emzik var düsün yani
ama bu iste almanlar acayip rahat hani yillardir biz almanlari temiz insanlar felan bilirdik ya yok bacim bu herifler pek yikanmaz mesela tramvayda cocugun emzigi yeremi düstü alir verir cocugun agzina bilmem hangisi dogru ama ben kalp krizi geciririm yapamam öyle binlerce pis ayak geziyor
ben bloguma bile bu kadar uzun yazmadim en iyisi kisa kesmek
seni sterilize edilmis en büüyk öpücügümüzle öptük biz (sakin basini cevirip yanagini silme )
şaka bir yana, o an iyi ani bir nüdahaleyle çamaşırları kurtarmışsın, ben olsam panik yapar, elim ayağıma dolaşırdı, tüm çamaşırları batikli çıkarırdım :) bravo valla.
iyi haftalar...
Banada Mayonez'in camasir makinesi kelek yapmisti, makine deterjanli suyu aldi ve sonra beyni yandi!! Cikardim o kadar kirli camasiri, attim kuvete, tek tek duruladim siktim, serdim!! Cunku tamircinin ne zaman gelecegi mechuldu, koksun mu o kadar camasir:((( Ay ne eziyet ama..
Önlükler batiklense kötü olucakmış :) .
Sevgilerimle...
İyi haftalar diliyorum, öptüm...
amaan neyse ki ucuz kurtulmuşlaaaar.buna sevindim çok.
caniko ben benimkine "kuma'm" derim.:)
üstelik tam 20 yıllık.servis gelince "hönk" oluyorr yani düşün.amaman maşallah maşşalah
zaten eskilerin motoru çok iyiymiş.
onun için habire "eskiyi getir,yeniyi götür" kampanyası yaparlarmış.
Makinan Arçelik olabilir mi? Bizim evdeki de yutuyor. Annemin emektarı :)
NİMETCİM, adresi gönder, kuşanıp geliyorum.:))
ELÇİNCİM, annelerimiz ne derse odur canım. Aynen de öyle yaparlar valla. Gel Güllüşanları değiştirelim artık.:))
KUMRALADACIM, demek bu hastalık bulaşıcıymış şekercim. Haydi ben seni tutmayayım. Bir güzel temizlik yap, yardım istersen düğmeye basman yeter canım.:))
GÖKHANCIM, ne demek.. adresi alayım hemen.:))
ZARİFECİM, sorma güzelim. Aşkımdan ölücem birgün.:))
EMRECİM, tatlı kuşum. Anneler böyle işte. Onlar hep olsunlar başımızda. Canım, bari temizleyince oturup keyfini çıkarmak nasip olsaydı. Ah ne edecen kader işte.:))
ANDYCİM, valla bir gün küt diye bitecek benim şarj. Bana öyle geliyor.:))
HAYAL PERİCİM, sen fena uçmuşsun güzelim. Yapma etme. Ben de ilk yavruda böyleydim. İnsan kafayı yiyecek duruma geliyor valla. şu yerden emzik alıp, çocuğun ağzına tepeni ben de gördüm. Ama, bizimki Türk idi. Tırtılışımın öpücüklerini alır saklarım ben. Salyalarını bile severim.:))
Senin şu yakışıklıya "Mülayimicik" diyelim olur mu? Hani hem uysal, hem kısa, hem genç.:))
MUTLUCUM, valla o kadar bol dökmüştüm ki, nasıl kurtulduklarına hala şaşmaktayım. Sanırım benim eski dostun bir kıyağı bu canım.:))
ÇERKESİM, he valla yakışırdı di mi? Hem de özel olurdu. Mucuks şeker.:))
CADICIM, şeker şu digital makineler anında yiyor kafayı. Adama öyle elde yıkatır çamaşırı. Ne zor olmuştur.:( Hani arada tembel olmak, tembellik etmek ne güzel olurdu canım be.:))
HACERCİM, bizimki de öyle sürekli evde olmayınca, mecburen vakit bulduğun anda hırpalanarak yapıyorsun.:( Sevgiler canım.:))
DENİZCİM, bayıldım bu BEMBİŞ'imin çizimine. Ahanda valla tam hayalimdeki karakter.:) Haklısın keşke su olsaydı. Yine de temizlik güzeldir.:))
RENKLERCİM, şimdi senin yorumundan sonra, ben de benimkinin mutfağa her girdiğinde oluşturduğu manzarayı hayal ettim. Terlik izi ve maydonoz klasiği. Yardım istemesek daha mı iyi?:))
GAMZELİCİM, kurtuldu çok şükür canım. Okul kıyafetleriydi bir de. İyi haftalar güzelim.:))
KOYUBEYAZCIM, ne güzel yüzünde bir tebessüm, kalbinde de eski günlere dair bir anı oluşmuş. Ufacık, minicik bir katkım olmuşsa ne mutlu bana. Sen de sağol.:))
YAĞMURUMCUM, kurtardık çok şükür.:) Maşallah diyelim senin kumaya. Ne varsa eskilerde var zaten.. her anlamda. Anladın sen onu.:) Demek bundan yapıyorlar habire "eskiyi getir, yeniyi götür"ü.
CALİMEROCUM, benim evde macera bitmez. Onlar beni buluyor canım. Çok heyecanlandım ve sonunda toparladım. Çok teşekkür ederim. Yeni görevler bizi bekler. Sevgiler.:))
KAKAOLUCUM, en güzelidir de mis gibi evde oturmak. Oturabilirsen tabii canım benim.:))
MÜCEVHERCİM, tam isabet. Arçelik 1995 model. Artık miadı doldu ama, ben ondan nasıl vazgeçerim bilemiyorum canım.:))
Allah'tan kurtarmışsın,benim çocuklarda bana birşeyler sordukları vakit ,beynim o anda yapacağı işleri ters yapıyor,bulaşık makinesine deterjan koyacağıma tuz koydum,bu ne kalın bir deterjan derken farkettim ,içindekileri sıyırdım....
PERİLİMCİM, he işte canım ya.. nasıl allak bullak ediyorlar, zaten yorgun olan beynimizi. Tuz da iyiymiş yalnız. Bir keresinde karpuz dilimledim. Yalnız kabuklar tabağa, karpuzlar çöpe şeklinde.:))
O duygu bana hiiçç uğramamaış. Yani ev işlerini paralı ya da gönülklü yapacak birini bulursam hiçç utanmam. Aynen yıkılırım :)))
Temiz ve düzenli eve, hele ütülenmiş pantalonlara bayılırım, ama yapan kişi ben değilsem :))
Bir de şu takı malzemelerimi toplayan arkadaş az daha sık ziyaret etse beni :))
ama iyiki bana böyle bir alışkanlık kazandırmış..temizlik çok güzel ve güven verici bence:)
öpüyorum ablacım
Formalarin batige donmedigine cok sevindim canim ya, ciddi okurken odum patladi, eyvah dedim.
Kendimi bu işlerde pek bi takıntılı sanırdım, yorumları okuduğumda kendimi çok iyi hissettim.
Bu arada çamaşır suyu hatasının telafisini de yazın sayesinde öğrenmiş oldum. Ben olsam "AAAAaaaa" diyip bakakalır, bunları nasıl yeniden boyarım diye düşünürdüm:))
Sevgiler
ipek
sevgiler,
SEVGİLİ İKİNCİ HAYAT, merhabalar.:) Temizlik kokusu gibi yoktur sahi değil mi:))
TOSBAACIM, anneler hep der ya, yaptığın bana ise, öğrendiğin kendine. Bak işte tertemizliğe alıştırmış seni. Daha istesen de pasaklı olamazsın. Ben de seni öpüyorum.:))
KUĞUCUM, ben de çamaşır suyu olduğunu farkettiğimde fena oldum ama, neyse ki kurtardık canım. Sağol.:))
HÜZÜNBAZCIM, temizlik yapsak ama, hiç yorulmasak.. o zaman çok zevkli olurdu.:)) Büyüklerini bırakmak arada oluyor da işte..:))
İPEKCİM, Allahtan geceymiş sahiden.:) Hakikaten bir çoğumuzun böyle olduğunu görmek rahatlatıcı değil mi? Çamaşır suyuna gelince, ben bile kendime hayret ettim. Normalde ben de kalakalırdım ama, e çocuklar okula gidecek ertesi gün.:)) Sevgiler..
DENİZCİĞİN ANASI, kadın meselesi çok önemli. İnşallah bulursun istediğin gibi birini. O zamana kadar temizlik ordusunun bir neferisin sen de.:))
BEYHANCIM, bu tespitine bayıldım ben. Layık olmaya çalışıyoruz.:)) Sevgiler..
Bugün benim itiraf günüm diyeyim:)sessizce izlediğim bloglara bir not bırakayım dedim. Evet senide izliyorum hemde gerçekten zevkle (sen diyorum affet, artık okadar benimsemişim yani) hemde çok gülerek, severek takip ediyorum iyiki varsın diyorum.
Sevgiler
Dilek
BALDAN TATLICIM, çok haklısın.. giden gelmeyecek ama, ne edersin can çıkmayınca huy çıkmıyor ki canım. Allah şifa versin bize diyorum ben.:))
SEVGİLİ YILDIZ YAĞMURLARI, merhabalar.:) Sesini çıkartmana sevindim. Samimiyetine ve sıcak yorumuna teşekkür ederim. Çok mutlu ettin beni.:)) Sevgilerimle.:))
GAMZELİCİM, yoğunluktan güzelim benim.. öpüyorum seni.:)