ARA SIRA ARA ARA ARA...
Bir Günlükçünün görevi yapılamayanı yapmak, gidilemeyene gitmek, görülemeyeni görmek; kısaca tabuları yıkmak değildir elbette. Lakin taşın altına elin sokulması, suya, sabuna dokunulması, bir kısım okuyucunun cesaret edemeyeceği şeylerin de yapılması gerekmektedir belki de. Günlükçü olmak, sorumluluk ister değil mi?
Bunun içindir ki, müessesemiz hiçbir fedakarlıktan kaçınmamış, sizler için bünyesindeki en nadide elemanlarını görevlendirmiş ve yine absürd bir araştırmanın altına imza koymuştur. ‘Size mi kaldı len bu işler’ deme ey okur! Müessesemiz büyüyünce ‘De.şifre’ olacaktır.
Muhabirimiz İncegül, her Pazar olduğu gibi o gün de, horozlar yeni ötüşlenip, karga ailesinin baba kişisi fırına sıcak ekmek bakmaya gittiği sıralar uyanmış, henüz herkesler fosur fosur uyurken kalkmış koca kişisini uğurlamış, biraz ev işi ile meşgul olmuş, sonra mahalleyi turlamış, evlerden horultudan başka ses çıkmamasına sinir yapmış, yuvasına dönüp yavrucakları için sıcak poğaça pişirmiş ve en son olarak bakkaldan gazetesini, ekmeğini neyin almış, ilan sayfasında sörf yapmaktaydı. Tam techizatlı kameraman Günlük ise, henüz olup bitenden habersiz, techizatını donanmış muhabirimizin yine ne gibi bir manyaklık peşinde olduğunu anlamaya çalışmaktaydı.
O sırada televizyonda açık olan bir musiki kanalında abuk bir reklam yayınlanmaktaydı. Duyduklarına inanamayınca –mecburen- gözlerini devreye sokup ekrana baktı. Evet evet doğruydu bütün işittikleri. Ahhh muhabirimiz nerelere kaçsındı? Nerelere gitsindi? Başın alıp hangi dağlara vursundu? Televizyondaki ses ‘sarışın hatunlarla mesajlaşmak için bilmem kaçı, esmerleriyle şeettirmek için bilirim kaçı tuşla, şu numaraya yolla’ diyordu.
Muhabirimiz düşündü, malum o düşünen hayvandı. Yahu mesajlaşırken nasıl görecekti hatunun saç –boyası- rengini bu arayacak olanlar. Ya gerçekten buna kanan insanlar var mıydı? Üç kuruşunu da bu telefon hatlarına yatıran armutlar var mıydı gerçekten memleketinde? Bunlar aslında yazsındı ‘ben malım ulen, benden öküzünü bulamazsınız, kekleyin kekleyebildiğiniz kadar’ diye, göndersindi 999 999 999’a.
İşte o andı İncegül’ün kafasında şimşekler çaktığı ve araştırmanın seyrinin tamamen değiştiği an. Oysa o ilan sayfasına, işsizliğin boyutları giderek büyürken, gazetede haftalardır çıkan bazı ilanların, neden hala karşılık bulamadığını anlayabilmek umuduyla bakıyordu. Evet muhabirimiz böyle şeyleri kafasına takan, anomali bünyeye sahip bir kişilikti işte. Bir çeşit araştırmacı-psikolojik deli.
Şimdi araştırmasının yönünü kaydırıyordu. Bazı şeylere aç olan bazı mal arkadaşları göz göre göre kandıran bu şahsiyet(siz)lerin, ne haltlar karıştırdığını, ‘ara, en güzel hatunlar gerdan kıvırarak, işaret parmağını ağzına sokarak, üstelik kış kıyamette kom.bine.zon giyip k.çları üşüse de seninle sohbet etsinler’ katakullisini bir parça bilmek istiyordu sadece. Neler döndüğünü parmak kadar bebelerin bile anlayabildiği bir devirde, hala buna kanan ankutların olduğu gerçeğini ise, oynak, yarım aklı hiçbir zaman almayacaktı.
Muhabirimiz, kameramanı tam techizatlı Günlük’ün şaşkın bakışlarına aldırmadan aldı telefonu eline. Çevirdi gazetede iri puntolarla yazılmış ilanın altındaki numarayı. İlanda ‘dolgun ücretle çalışacak telefon operatörleri aranıyor’ diyordu. Kendisi de hemen bir operasyon yapmalıydı elbette. Operatör olacaktı bo.ru muydu? Cesurca(!) bir hamleyle konuşmasına başladı:
- İyi günler beyefendi, ben gazetedeki ilanınız için rahatsız etmiştim. (Ne rahatsızlığı be! Rahatsız olacak olsa, ilan vermezdi değil mi?)
- İyi günler hanımefendi, ben size adresi vereyim, gelin karşılıklı görüşelim. (Ooha len. O kadar da demedik. Görev kutsaldır ama… çoluk çocuk sahibi evli barklı hatunum ben. Bretim Pitim seni de, beni de vurur alimallah.)
- Yok beyefendi, öncelikle ben işin içeriğini öğreneyim de, yüz yüze görüşme sonraki aşama. Şimdi ben şunu merak ediyorum. Telefon operatörü demişsiniz ya… santral gibi bir şey mi? Gelen telefonları yönlendirmek midir iş? Yoksa telefonun teknik sıkıntılarını giderecek bir eleman mı arıyorsunuz? (Önce safa yatalım ki, herif ‘aha bulduk sazanı, ilacına gazoz bile karıştırmaya gerek yok’ diye sevinsin. Dökülsün ne var, ne yok.)
- Şimdi hanımefendi, (hı… söyle öküz söyle, dinliyom) şu telefon hatlarını bilirsiniz (bilmez miyim, ben bilmesem bile gözüme sokmak suretiyle her türlü bildiriyorlar meraklanma) şimdi bizim elemanımız (bu ben oluyorum) arayan beyefendilerle sohbet edecek (beyefendi dediğin ‘mal’ familyasından ‘öküz oğlu öküz’ cinsi oluyor demi, heh bildim ben onları) tatlı dilli olacak, ses tonu güzel olacak ve sohbetin gidişatına göre söyleyeceklerini de kendisi belirleyecek takdir edersiniz ki. (Nabza göre şerbet durumu diyorsun yani. Adam sapıtsa bile kikirdemeye devam.) Yani bazen, arayanlar birazcık açık saçık şeyler konuşmak isteyebilirler (ulen geri zekalı mıyız, zaten normal bişey konuşacak olsa gider arkadaşlarıyla falan konuşur bu öküz g.tü, niye dünya para ve veya kontör döküp, senin aptal hatlarını arasın ) siz onların isteğine göre… (herif burada öksürüyor hafiften, e haklı tabii ‘arayan manda b.klarıyla telefonda aşna fişna yapacan, ben de boy.nuzlu pe.z.e.v.e.n.kin önde gideniyim, bi de utanmadan gazeteye ilan veriyorum’ demek kolay olmasa gerek.) işte onların isteğine göre devam edeceksiniz, olayımız bu.
- Heee anladım beyefendi. Pekiyi bu sizinki sarışın olanlar için mi? Çünkü ben saçımı boyatmam da.
- Pardon anlayamadım! (Anlamazsın çünkü düdüksün)
- Bir de bu sohbet esnasında bi.ki.ni giymek ve işaret parmağını boğazına sokmak gerekiyor mu? Yani o şekilde konuşmak zor olabilir de o bakımdan. Kimse bizi görmiycek nasılsa, kırıtmak falan da gerekmiycek o zaman demi?
- Sen benimle dalga mı geçiyosun, manyak mısın nesin! (Heh işte, yola gel. Göster bana gerçek yüzünü.)
- Yooo niye dalga geçeyim ki? Televizyonda gördüklerimiz öyle ya hani. Bu bizi arayacak olan öküzler ona kanıp aramıyorlar mı zaten?
- Fesüphanallaaah… çattık iyi mi sabah sabah… de get kızım işine… (çaaattttt)
Asıl sana ‘çaaatttt’. N’ooldu, görüştüğün küçük balık, manyak mı çıktı bu sefer. Gerçi alan razı, veren razı sana n’ooluyorsa işte!
Maksadımız okuyana küçük de olsa bu insanların ne şekilde çalıştığını gösterelim, hem de psikolojik muhabirimiz merak duygusunu köreltirken, ahaliye bir faydamız dokunsun mantığıdır. Ne faydası olacaksa!
Bu memlekette bir Dü.men gerçeği vardır ki, gelen sorulardan anlaşılacağı üzere, bize hiçbir şeyin faydası dokunamayacaktır zannımca. Dü.men amcam bile artık ipin ucunu bırakmış, işi kara mizaha dökmüştür.
Bu hatları arayıp, bu pe.zoların ceplerini dolduran, sümüklü gariban takımı, k.çına alacağı d.ondan feragat edip aramaya devam edecektir nasılsa. Zengin bu işlerle zaten uğraşmaz, onlar için, bunların canlıları sıra beklemektedir. Yani her halükarda olan bizim cahil, aç ve gariban öküz yavrularına olmaktadır. Bazı şeyler ya temelden değişmeli, ya tepeden bir yumrukla darmaduman edilerek baştan inşa edilmelidir.
Müessesemiz bir şeylerin değişmemiş ve hiç değişmeyecek olmasından aslen çok üzüntü duyar ve bizi tercih eden okuyucuya teşekkürlerini bir borç bilir.
Yorumlar
Sende az çılgın değilsin he incegül apla konu çok sinirlerimi stresledi lakin biryandan gülmeden de edemedim :D eline sağlık belki bi okuyan eden olur da kafasına bi şekilde dank mank eder belli olmaz hidayetin nereden geleceği :)))) :P
sen bizi güldürdün allahta seni güldürsün ne diyim aklıma gelmezdi gazeteden bulupta aramak!!!
Have a nice day
Oradan edindiğim bilgiler doğrultusunda çalışanların %80 ni üniversite okuyan bayan öğrencilerin daha rahat bir yaşam için tercih ettiklerini,arayanların çoğunun yaş ortalamasının 13-18 yaş grubu erkekler,nadirde olsa 20-30 yaş grubu erkek,yine nadirde olsa bayanların da rağbet ettiği anlatılıyordu.
Bu insanların ücretleri ise telefonda karşısındakiyle konuşma süresinin uzunluğunun ölçülerek ücretlendirilmesiyle yapıldığı çok telefon görüşmesi yanıtlamak çok para kazanabileceğine işaret ediyor diye vurgulanıyordu.Düşünün kazanılan paraları artık.
Üni öğrencilerin tercih etme sebebi ise karşısındakiyle fiziksel hiç bir ilişkiye girmeden,tanınmadan bu işi rahaklıkla yapabilme kolaylığına vurgu yapılmıştı.
Anlatılanlar gerçekten çok çarpıcıydı.Hatta çalışanların işe gitmek gibi bir sınırlamasının olmadığını,onlara tahsis edilen telefonlara gelen çağrılarla müşterilerine 7/24 hizmet verebilmelerinin kolaycılığı bu işi özendiren yan olarak sunulmuştu.
Arama sebeplerinin istatistikleri ise aslında bu işin farklı algılanmasından kaynaklanan merak duygusunu uyandıp 13-18 yaş grubu ergenlik coşkusuyla sekse olan aşırı merak ve istek duygusuyla tuzağa düşürmek olduğu gerçeğinin altı çizilmişti.
Aslında durum çok acı.Çalışanların ahlaki değerlerimi sorgulanmalı,arayanların sexe bağımlılığımı tartışılmalı.
Butip yerler,merak edip arayanlara daha çok hizmet ediyor.Zaten konuşma süresi istatistikleri ise %90 nı 1 ila 3 dk arası.Zaten aklı selim insanlar {20 yaş üzeri} bu işin altında yatan sebepleri idrak edip arama tenezülünde bulunmayanlara hizmet etmiyor bu yerler.
Çocukların bu tuzağa düşme sebeplerinin altında kabaran sex isteğini söndürme hevesi olduğu gerçeği çırıl çıplak ortada.
Bu işletmeler bunun çok farkında olduklarından bu işten en çok çocuklardan para kazanılacağını biliyorlar.
Ebeyenler bu durumu eleştirmekten çok evdeki bu tuzağa düşecek potansiyelin {erkek çocuk} farkında olup çocuklarını {ergenlikte cinsellik} bilgileriyle donatmalıdır.Kızsa anne,erkekse baba bu işi üstlenmeliler.
değiimiycek te haydar amcamı bile görüyosun adam mizaha döktü haklısın gelen sorular öyle böyle değil ki ne yapğsın
teknoloji denilen sey abardı gitti
internet bir çok seyi ayyuka cıkardı arkadas süitesi diye acılan yerleri bile sex sitelrine dönüştürmekte üstümüzüe yok
sonumuz nereye gisder ne olur bilinmez ne yapmak gerekir oda bilinmez
bugün yazına hiç yorum yapmak gelmiyor içimden..
"Eğitim şart"..
Eline sağlık..
allah kalmine ve yüreğine zeval vermesin inşş..
Kocaman öptüm seni şeker kadın :)
Kalemine sağlık..
İnce gül valla çok alemsin. Kırkyıl düşünsem aklıma aramak gelmez. Bizi bilgilendirmen çok iyi olmuş :)
helal olsun diyor ,keşke video eklentisi yapsaydın ve dinleme şansımız olsaydı ,adamın telefonu kaparken ki halini çok merak ediyorum....
Cemilem, Allah yavrularımızı iyilerle karşılaştırsın canım. Hakikaten ne olacağı belli değil.
Figenim, bak ben o röportacı okumamıştım. Du kız beraber arayalım bi gün. Ossun kazandığımız paralarla da, kocaların bizi gömeceği şöyle Boğaz'a nazır güzel bi mezar alırız.:)
Emrem, ben de yanaklarından öpüyorum tatlı tatlı.
Dear David, thank you.
Umarcığım, bu gerçekten yararlı bilgiler için sağol arkadaşım. Çok haklısın. Özellikle ergen erkek çocukları -ki benim evde bir adet var- korumak lazım. Ama, şimdiki gençler aslında kendilerinden önceki nesilden çok daha bilinçli ve kendilerine güvenliler sanırım. İnşallah düzelecek her şey. Benim hala umudum var.
Kuğum, aaaa rica ederim. Biz medya olaraktan, görevimizi yaptık kuşum.:)
Annelogum, evet eğitim. Ama okullarda verileninden değil. Biz annelerin, babaların çok çalışması lazım çoook.
Bendenizim, işte aynen bu eş ruhum benim. Gönüller birdir, bunu biliyorsun, biliyorum. Ben de seni çoook seviyorum.
Börtlekim, gülüyoruz ağlanacak halimize.:) Canımsın ne diyim?
Anemonum, civcikim, bazen gülmek için Dümen'i okuyorum ve kendim de pek hoş sorular buluyorum.:) Ne diyim gülüm, Allah ıslah etsin hepimizi.
Meleklerin melek annesi, şu anda aynen de bunları yaşıyorum. Ergenlikte bir oğlum var ve ben eşşekler gibi çalışmaktan ona yeterli vakti ayıramadığımı düşünüyorum. Lakin, zaten evde de olsan, çocuğun peşinde dolaşamazsın. Bunu ona anlatmak, doğruyu, yanlışı göstermek yeterli sanırım. Dediğim gibi, güzel bir nesil geliyor, korkma.
Lalegülüm, yine mi hüzünlendin yoksa? Bak her yerler lale olmuş, çiçek olmuş. Bahar geldi, hatta yaz geldi. Sevgiyle arkadaşım.
Mukom, canımsın ben sana ne diyim. Öpüyorum.
Elçinim, amiiiiinnnn.:)
Muhabbetim, ben de seni çok öpüyorum canım benim.
Kuaybem, o reklamı ilk gördüğümde yaşadığım şoku anlatamam. Aklı bilmem neresine kadar inmiş insanların doğru diyorsun. Valla cesaret mi bilmem de, o sinirle yaptım. Pişman değilim.:)
Mutlu Kum Tanem, çok doğru. Çocuk yetiştirebilmek dünyanın en zor işi. Ah sen benim aradığım ilanları ve bu ilanlarda yaşadığım diyalogları bir bilsen. Bu küççük kalıyor diyorum da başka bir şey demiyorum. Anlatırım belki bir ara.:)
Perilim, aşk olsun! Bu en basit ve masum diyaloglardı kuşum. Sen benim bundan 5-6 sene evvel telefonda yaptığım bir iş görüşmesine şahit olsaydın. Adam bir hadi hemen gel... demedi yani.:) Ne şerrefsizler var. Bu öküz onların yanında masum kalıyor. Ama evet, adamın ses tonunu duymalıydın. Sinirlenmiştim çok ama, sonra onun o hali gözümün önüne geldi, pek güldüm.:)
Fezem, yahu 'okumak cehaleti alır, eşeklik baki kalır' diye boşa dememişler. Öğretmen, doktor ya da başka birşey fark etmiyor ki. Öküzse, öküz kalıyor insan. Senin öküz de tam hayvanmış (burada öküz ve hayvan dostlarımız alınmasınlar n'olur, bunların yanında siz bile daha insansınız). O kızın durumunu düşünebiliyor musun? Bu öküzün kızı ve ya eşi ve ya da kardeşi olsaydı orada çalışan. O zaman hoşuna gider miydi, öyle gevrek gevrek sırıtabilir miydi acaba? Bak yine sinirlendim kuşum ya...
Süpper ötesi hippersin;)
Vakti zamanında benimde bu hödükçüklere çok acıdığım olmuştu lakin öööle acımakla kalmıştım sen mevzuyu gündeme taşımış ve ışık olması hasebiyle dökmişsün derdini pek iyi olmuş beyinciğine sağlık canım benim!
İşini bilmez hödükler tutar ... düdükler...;))))
Bu aralar duraklama evresei geçirmekteydim ;beni mazur gördünüz umarım bi silkinip kendüme geleyim dedim ahanda geldim...
İşte geldim burdayım ben bu işte ustayım;))
Çok öptüm...