DİYETİM GELDİ NİYETİM GELMEDİ
Bu günlerde blog aleminde bir diyettir almış başını gidiyor. Malum yaz geldi-gelecek. Millet bikinileri çekip havuz başında, plajda salınacak. Kışın alınan kiloların acilen verilmesi gerekecek. Biz de kışın boş durmadık elbette. Vicudumuzdaki bazı bölgeleri bolca yağlandırdık çok şükür. Lakin rejim bana ters. Hayatım boyunca hiç yap (a) madım da zaten.
Öyle bir dilim ekmek, yanına yağsız tuzsuz peynir, hıyar, domatesle öğün geçirebilirim belki, ama ya tatlı işi nasıl olacak? Tatlı yemeden nasıl mutlu edilir bünye bilemiyorum. Sabah kalkar kalkmaz, hatta sabah olmasını da beklemeden gece bir vakit uyanıp dolabın başında tatlı aşıran bir hatunun diyetle ne işi olur sorarım size?
Tatlı konusunda aşmış, şaşırmış ve de etraftaki insanceyizleri epeyce şaşırtmış bir şahsiyet olarak, bu konudaki kapasitemin ne kadar yüksek olduğunu anlatabilmem ve de anlayabilmeniz zor olabilir kanaatimce.
Öyle bir dilim ekmek, yanına yağsız tuzsuz peynir, hıyar, domatesle öğün geçirebilirim belki, ama ya tatlı işi nasıl olacak? Tatlı yemeden nasıl mutlu edilir bünye bilemiyorum. Sabah kalkar kalkmaz, hatta sabah olmasını da beklemeden gece bir vakit uyanıp dolabın başında tatlı aşıran bir hatunun diyetle ne işi olur sorarım size?
Tatlı konusunda aşmış, şaşırmış ve de etraftaki insanceyizleri epeyce şaşırtmış bir şahsiyet olarak, bu konudaki kapasitemin ne kadar yüksek olduğunu anlatabilmem ve de anlayabilmeniz zor olabilir kanaatimce.
Yine de şöyle açıklamaya çalışayım: Efenim bir seferinde azıcık hamileyim. Cancağızım muzlu pasta istemekte. Hayır hayır… Muzlu pastanın gebelikle hiç alakası yok. Benim öyle durup dururken tatlı krizlerine girmişliğim, sonrasında şeker komasına sokacak kadar tatlı yemişliğim çoktur. Yani bu, tamamen aş erme olaylarından bağımsız bir istek.
Ne diyorduk? Heh işte ben aldım pastayı önüme kutusuyla. Bir de çatal, bıçak elbette. Kibar hatunumdur bilen bilir. Bir yandan da film seyrediyorum.
Sanırım filmin ilk yarısının sonlarına doğru bir yerleriydi. Gözlerimi ekrandan ayırmadan, elimde tuttuğum bıçağı rast gele kutuya doğru sallamaya devam etmekteydim. Lakin bir türlü her hangi bir kek, krema, muz parçasıyla buluşturmayı başaramamıştım kendisini. Oysa epey bir süredir kutuya her daldırdığımda mutlaka bir şeyler gelmekteydi bıçağın sırtına.
Heyhat! Kutunun içine bakmaya karar verdiğimde artık çok geç idi. Kutu ve ben bir süre öyle boş boş(!) bakıştıktan sonra, kulaklara zarar bir çığlık salıverdim ortalığa. Bretim Pitim nedense (!) hiç şaşırmadan “yine ne oldu acaba, bu çatlak kadının derdi ne ola ki” bakışını attı. Ki bu kendisinin 393 No’lu bakışı olmaktadır.
“Kocaaaa ben bu pastayı bitirmişim yaaaa… Bir bütün pasta yemişim, oooha yaaaa… Ya niye durdurmuyosun ki beni? Şişmanlıyayım, inek gibi olayım istiyorsun dimi? Ya insan bi söyler, bırak, yeter, yeme der ya… Ben böyle şişince, sen de kızlarla fink at, fındık, ceviz kır dimi? Hele bi yap, dar etmez miyim ben sana bu dünyayıııı… ühüüü ühüüü..” (Tamam kabul, bu sondaki “ühüüü” lerin hamileliğimle ilişkisi olabilir. Onun haricindekiler ise tamamen manyak kişiliğimin dışa vurumsal yansıldamalarıdır.)
Bretim Pitim 425 No’lu “şimdi ben sana yeme deseydim, sen benim yediğimi mi sayıyorsun, benim şişman ve çirkin olduğumu mu ima ediyorsun diye burnumdan getirmiycektin yani diiy mi” bakışını atıp kafasını iki yana salladıktan sonra “cık ve cık” deyip filmi seyretmeye devam etmiş, ben de gidip bir bardak su içmiş kendime gelmiş idim o gece.
Bu minicik obezite başlangıcı vakasını öğrendikten sonra, rejim meselesine geri dönelim yine. Hafiften tombul bir çocukluk ve ergenlik geçirdim ben. Ki, ergenlik döneminin bütün enayiliğine rağmen, tek bir sivilce dökmemiş olmamın, ufacık, tefecikliğimin ve çekik gözlerimin de etkisiyle bu tombulluk, sevimli kişiliğime daha da sempati katmış, görüldüğü üzere psikolojim gayet de sağlam bir şekilde bu dönemi atlatmış idim!!!
Ta ki, kafam kadar sivilceleri her an patlayacakmış ve suratıma fışkıracakmış gibi görünen, koca burnuyla düz orantılı büyümüş koca göbeğiyle tam bir facia olan iri Çengelköy hıyarı, “ay çok mu kilo aldın sen son günlerde, yoksa bana mı öyle geldi aceba” şeklinde kendisinden beklenecek bir hırtlık yapıncaya kadar.
Sen kalk, anomali bir bünyeye böyle bir laf et! E ne de olsa erkek ırkının müstesna temsilcilerinden biri kendisi. Kütlüğü, odunluğu atalarından miras.
Bunun üzerine hemen gazetelerin magazin ilavelerinden, gençlik dergilerinden ve araştırma yapılabilecek bilcümle matbudan diyet listeleri aranılmaya başlanır elbette. O zamanlar şimdiki gibi internet yok ki, aratasın gugıl amcaya sihirli bir diyet, hemen üç beş kilo verdirsin. Zaten benim fazlalık(!) da o kadar.
Bulunur birkaç reçete en afilisinden sonunda.
Lakin bir kere en az dokuz öğün yemen gerekmektedir. Diyet listelerinin olmazsa olmazıdır ya ‘ha bire yemek’. Ulen yemek hazırlayıp yemekten iflahı kesilir insanın be! Başka hiçbir şey yapamaz olur sonunda. Bir de dakka başı yemek mi yenir allasen? Daha kahvaltıyı yeni etmişiz, hemen kuşluk vakti bir öğün sokuşturmuşlar. Neremize yiyecez bu kadar şeyi bee?
Üstelik listedeki bi sürü şeyi ahan da duymuşum. Nereden bulunur da alınır ne bileyim ben. O zamanlar yurdum insanının kültürü bu kadar üst seviyelerde değil tabii. Tele marketing denen şeyden de bihaber bizim nesil henüz.
Kendi kendime, bizzat ben şahsım adına patentli bir liste yaptım sonunda. Ne uğraşacam elin ne idüğü belirsiz, abuk listeleriyle. Sonra da bunu kendi kendim üzerinde uyguladım utanıp sıkılmadan.
Benim diyette sadece biber, domates ve hıyar üçlüsü vardı. Mevsimlerden yaz olduğundan, en bulunabilir olanlarını seçtim. O zamanlar hormon, sera neyin yok tabii, domatesin yüzünü yazdan yaza görebiliyorsun ancak. He tatlı olarak da sadece çilek yiyordum. Ekmek yasak… Yemeklere yaklaşmıyordum bile. Tatlı-matlı hak getire…
Bir süre böylece devam ettikten sonra bendeki değişiklikler aile bireylerinin de dikkatini celbetmeye başlamıştı bile. Annem “kızım yemek yesene” şeklinde beni sıkıştırıyor, babam “bu kızın gözlerinin altı morarmış, eziyet mi ediyon kıza yoksa” şeklinde annemi sıkıştırıyordu. “Bak annemlere söylerseniz gebertirim he” diye çocukları sıkıştırıyordum ben de.
O neşeli, cıvıldak, zıpır, hipermanyak kız gitmiş, mıymıntı, mızmız, yerinden kalkmaya mecali olmayan bir şapşal gelmişti. Açtım uleyn açtım. Domatesle, hıyarla adam mı doyardı be. Ve bütün bunlar o şişko, dangalak oğlanın yüzündendi.
Artık çok halsiz düştüğüm, ayakta duracak halim kalmadığı bir gün bende şimşekler çaktı. Ulen manyak mısın kızım sen, dedim kendime. Rejim-mejim senin neyine. Sen olduğun gibi güzelsin. Hem güzel olmasan da ne? Senin kaygıların başka. Manken mi olacan başıma? Sen kadını şekliyle şemaliyle değerlendiren zihniyete toptan karşı değil misin zaten? Ulen daha on yedi, on yedi, on yedisin. Dünyayı kurtarıcan sen be. Barışı getirecen en sevgi dolusundan. Açlığı, savaşları, nefreti bitirecen. Silecen dünya üzerinden tüm kötülükleri. Aç karnına nasıl yapacan bunları hem? Tok karnına bile imkansızken bazı şeyler... Bırak artık bu rejim işlerini…
Hem o dümbelek kendisine baksındı. Onun gibi bir hıyarın beğenip beğenmemesi kimin umurundaydı. Simon Le Bon beğensin yeterdi.
Neyse işte… Kendimle yaptığım bu görüşmeden sonra bunun ilk ve de son diyet girişimim olmasına karar verdik birlikte. Çok da dozunu kaçırmadan, istediğimizi yedik o gün bu gün. Hani tatlı konusunda kantarın topuzunu kaçırdığımız olmuyor mu zaman zaman yine? Evet oluyor. Çünkü kendimle yaptığım bir diğer görüşmede karar verdik ki; mutlu olmamız için tatlı yememiz olmazsa olmaz şarttır. Lakin onu da yemeği az yiyerek dengeliyoruz. Kışın aldığımız birkaç kiloyu da yazın biraz sporla geldiği yere geri gönderiyoruz. Hoop işte oldu da bitti.
Demem odur ki, yani uzun kelamın hülasası; diyet işi zordur. Bana göre hiiiç değildir. Yapanlara kolaylıklar diler, saygı duyarım, çok takdir ederim ve sevgiyle selamlarım.
Yorumlar
İşte o kiloları verdiğimde tanıştım eşimle iki de çocuk olunca KDV' siyle yirmi kilo(fazlası var eksiği yok) geri döndü bana.
Bende iki çocuk doğurdum evlenmeden önce böylemiydim diye kendimi kandırıyorum işte.
Bir de çözüm buldum Kapris gibi kadın erkek ayrı otellere gidicem.Kadınlar ayrı erkekler ayrı.Kocam o kadına mı baktı,bu kadına mı baktı (gerçi öyle bir şansı yok oyarım da....Göz bu bağlayamazsın) derdi olmadan oh güzelce tatilimi geçiricem.)90-60-90 olmayan bayanlara tavsiyemdir.
bizdede diyet yok niyet var ya meşhuurrrr,
ben gene her tür rejime girip çıkıp kendini telef etmiş biri olarak o kadar anlatacağım şey var ki hele bu iyi bişi olsa adı konca olurdu denen şahısla:))
ama anlatmak istemiyorum özelden anlatırım..
hele cadıyı anlatsam beni boğar yoksa çoktan yazıcam onu..sabah başlıyo ve akşam depresyon setiyle eve dönüyo,be dana ne kadar zaman geçtide dayancak halin kalmadı diyorum yallah diyo bana..(setin içinde bilimum dürüm kola ve cips çeşitleri mevcuttur:)))
anladık diyete YOKSUN yani..
bilmem bişi hatırlattımı sana bu??:P)
öptüm çok..
Midesindeki kronik rahatsızlıklardan ötürüsüyle
diyet olayını hiç bir zaman gündemine alması gerekmeyen hatta diyetin ne olduğunu bile bilmeyen biri olaraktan bende yapan aplalarıma kolaylıklar diliyim buradan anneanneciğim yıllardır yapıyor oradan biliyorum cidden zor bir durum olduğunu .Tatlı meselesinde hiç yalnız değilsin aplacım çünki bizim sülalenin neredeyse tamamına yakını bu olayda aşmış kimseler başuçlarında bitterlerle uyuyanından tut çantalarında kek çukulata taşıyanlarına kadar her seviyeden tatlıcımız mevcut :))) onlarda senin kadar tatlılar ,sizin sırrınız bu dimek bol tatlı ye dilinde halinde tatlı olsun ;)
bu bana yapılırmııııııııııııı haa yapılırr mıı diyettttttttttttttt :D
ki benim ömrüm diyetle geçmişş ama halenn şişko bir kadın olarak dolaşmaktayım ortalıkta :S
ergenlik döneminde bekarken hep topluydum ama şişko değildim meğersem o devreler şişkoluğun ön basamaklarıymış:D
18 yaşındayken buluzler eteğin yada pantalonun içine sokulur büyük kemerler takılırdı hep içimde ukte kalmıştır giyemedim öyle, hep bol tuniklerle geçirdim o dönemi ve 60 kiloydum şimdii 60 kilo olsam mankenlik yapıcam yavv :D o döneme göre yaklaşık otuz kilo fazlacığım varda :)
on kilosu bu kış alınmıştırr ve ben şu an diyetteyim yineee,sabahları bir saat yürü akşamları spor aletinde bir saat koş,yedikleirne dikkat et,biberiye denen illetten iç kilo ver bıraktığın anda al geri tüm kiloları,ömrüm kilo verip almakla geçti,ben böyle iyyim deyip kendimi kandırsamda,kıyafet almaya girdiğimde mağazalara,kocakarı kıyefetleri çıkınca bu şişko bedene diyetlere giriyorum yine yine yeniden..
velhasıl kelamm o zayıf hatunlar gibi oram çıktı basenim fazla deyip kendimi hiçç üzmüyorumm sadece çok fazla kilo alınca bir rejimm kilolar gerii,ama sağlıklı yaşamak içinde zayıf olmalı yavv..
tatlı tatlı dedinn benimde canımı çektirttinn okurken yazını; açtım bir coco star hüplettimm ve dayanamdım şu an ikincisini yemekteyim,neyine muko senin rejimm şişko şişko bilem sen çok güzelsin :P
öpüyorum canımm ,bol boll rejimsiz günleree inşşşşş..
çok uzattım farkındayım özürlerden on demet efenimm..
Vallahi en güzelini yapmışsın sen de. Kadını (ya da insanı) dış görünüşüyle isimlendirmeyen mantığın için kocaman sevgiler yolluyorum sana :)
dökürmüşsün yine..Bende tam bir iki kilo vereyim, deyip kendimi havaya sokmaya çalışıyordum..Motivasyonum gitti sayende..Fıstıklı çikolata evet, aşure evet, Şam tatlısı evet...Ama bu kafa denen şey tatlısız çalışmıyor ki..Benim ne suçum var bunda..Ama ben çocukluk ve ergenlik dönemini, kelimenin tam anlamıyla çubuk kraker gibi geçirdim..Sana katılıyorum..
Ne idüğü bellisiz o diyetleri yapmıyorum..Biberiye çayı filanda hiç içmiyorum..Dediğin gibi kadını görünüşüyle değerlendiren bu görüşe inat diyet yapmayalım diyorum..Ama bu boykot işini de fazla abartmayalım diyorum..Beden büyürse , o kadar giysiyi yenilemek bütçeye ağır gelir o yüzden..
Ayrıca zayıf boş kafalı güzellerimizde , bunlar şişko ve çirkin o yüzden feminist takılıyor diyemesinler..Değil mi ama..
ne güzel yazmışsın yine..
Ama şarkın büyüleyici..O çalarken dikkatimi toplayıp yazmıyorum..
Bak bu şarkı çalarken bende yerim bir pasta sanki..
O kadar dalıyorum işte..
Ama aşerme dönemleri herkes için öyle geçemez ki.Bazısı ölümlerden ölüm beğenir..Kilo almak ne kelime iğne ipliğe döner..
Nihal
Yemek konusunda çok iştahlı biri olmadım hiç hayatım boyunca.Acıkmadan kesinlikle bir şey yiyemem.
Ancak hanımların bu diyet meselelerine fazla kafalarını takmamaları konusunun psikolojik olduğunu,yapacaklarsa dergi,gazete,arkadaş tavsiyesi vs yerlerden aldıkları bilgilerle değil diyetisyen kontolüyle perhiz yapmalarını tavsiye ediyorum.
Gidip bir test yaptırıp diyetisyenin talilleri sonucunda vucudunuzun fazlalıklarının {yağ}haritasını çıkartıp ona uygun çözümler aramak en kabul göreni.Göreceksiniz ki çok etkili olacaktır.
Ayrıca sabah başlayıp akşam caymada yaşanmamış olur.
Malum yaz geliyo. Yemeden duramam ben:)En iyisi spor yapmak . Bu hafta balıyorum.
Muzlu pastayı bende çok severim bu arada. Ama sen rekor kırmışsın tatlım:))
Öptüm
Hatirlarsaniz, bundan kisa bir sure once, yine bu blogda kurbagayi yutan yilan resmi yayinlanmisti da bazi okuyucalar galeyana gelmis ve sonunda resim kaldirilmisti. Bu pembeli ucube de bende benzer bir infiale sebep oluyor. Bloga her girisimde scroll down, page down hangi tusa basacagimi sasiriyorum gormiyeyim diye:)
Bacim, niye boyle yapiyon? Senin o guzel anlatimin yeter de artar bile hayalimizde Balik etinde bir Incegul silueti olusmasi icin. Cok reca ediyorum, tenezzul etmeyelim boyle gorsel efektlere, sana da bize de yazik yav!!!
ben de önerilen diyet yemeklerine kıl oluyorum ,onları biri bana hazırlar önüme koyarsa niye olmasın :),ama ev halkına yaptığım et sulu çorbaları,pilavları bırakıp da kendime ayrı yemek hazırlamak için mutfaktan hiçççç çıkmamam lazım yani....
öptüm seni....
ama bu rejim olayı adamı sıkıyor ve kısa sürede bayıyor yaa: )
Doğum sonrası eski kiloma dönemesem de mutluyum.. BUna da şükür diyorum ve Yusufcuğa da teşekkür ediyorum bu arada.. Beni uyutmayarak ve gece-gündüz peşinde koşum koşum koşturarak oldukça etkili bir zayıflama yöntemi oluşturduğu için.. Sonuçta verdiğim 9 kiloyu diyetsiz, sadece bu yöntemle verdim ben.. Aaa, emzirmeyi de unutmayalım tabii.. Bir buçuk senedir iki insan şiddetinde yememe rağmen kilo vermemi bunlara bağlıyorum..
Allah'a en büyük duam, beni şu yeme içme meseleleriyle imtihan etmemesi.. Cidden dayanamam ben.. İrademin o kısmı yok sanki!! Ve diyet yapıp kilo verebilenlere de cidden hayranlık duyuyorum.. Kendine "hayır" diyebilmek çok zor iş vesselam..
bendeniz:))
Kötümüyüm acaba???? Kötüyüm ben kötüyüm kötüyüm kötüyüm lay lay lay lay lay lay lay....
öptüm sevgiler:)
halk arasında ne denir bilirmisin?
"Ye tatlıyı getir atlıyı, ye ekşiyi getir Ayşe'yi"
Yani kızı olacaklar ekşi, tatlı yiyenler erkek derler..
Onun için tatlıya aşermek hayra yorulur hep!!!Kızı olan çirkinleşir, oğlu olanlar güzelleşir denir mesela...
Sayfan çok güzel olmuş..Türk Lalesi figürüyle..
Eline sağlık...
Şimdik diyet meselesine gelince hiç denemedim ben. Genç kız iken çok zayftım ben çırpı babından yani.Yakışıklı oğluma hamile kalınca 10kg aldım üstünede bir 5 ekledim onunla kardeş kardeş yaşıyoruz. Yalnız şu göbek yok mu?Napiciz onu bilmem.
bendenizin ellerine sağlık,sende güle güle kullan , beceremediğim bir iki şeyi bendenize uğrayıpta sorayım bari...
bu arada bloğunda bir rekor sahibi olmuşum :)
güle güle kullanalım.
Yazın afiyetten yenmiyor,
rejimi ise boşver be incegülüm ama yine de istersen ufak bir uyarı,
domates, salatalık diyetini yaparken pastadan önce ye, pastadan sonra yersen kötü bir tadı oluyor.
Şaka bir tarafa, kendinle barışık insana bayılırım.
Sevgiyle öperim.
Ama soylemeden gecemiycim; cok da dantelli, igne oyali, kaneviceli olmus yahu. Bakmaktan gozlerim yoruldu. Daha dogrusu, hersey buraya bak, buraya bak diye birbiriyle kavga ediyor, insan nereye bakacagini sasiriyor. Ha bir de, fontlarin daha buyuk, bold ve ortak olusu da gozleri yoruyor sankim.
Yaa, boyle de acimasiz kritik ederim, huyum kurusun. Bu yuzden dokuz koyden kovuldum ama akillanmadim...
Elimde valizim, beni ne zaman kovarsan giderim bacim. Uhuhuuu:(
Az az her şeyden yemek gerkiyor yürüyüş yapabilirsen çok alaa, geriside boş zaten dikkat et normal yemeni bozma ne alıyorsun ne veriyorsun onu sağla yeter. hergün tartıya çık bunu ihmal etmem gr aldıysan o gün uslu kalırsın almadıysanda vur tatlının gözüne::))
çok öptüm..sevgiler.
BEĞENMEYEN ARKADAŞLAR DA OLACAKTIR,SAYGI DUYARIM,SONUÇTA HEPİMİZİN FARKLI KİŞİSEL ZEVKLERİ VAR VE HERBİRİMİZİN GÖZÜ BAŞKA GÖRÜYOR AYNI ŞEYİ..AMA AYNI SAYGIYI DA BEKLERİM.
AMA HEVESLE MUTLU OLMUŞ ARKADAŞIN VE EMEK VERENİN MORALİNİ BOZMAK NE ZEVK VERİR ANLAYAMAM.
SİDEBARDA EN UFAK BİR RESİM,EKLENTİ,FAZLALIK YOK,LİNKLER BİRAZ FAZLA ONUN DA ÇÖZÜMÜ ÇOK YAKINDA GELİCEK.
ARKA FON İÇAÇICI VE PASTEL,İLERDE DÜZE ÇEVRİLEBİLİR,EV SAHİBİ İSTERSE.
FONTLAR İSE BİR TIKA BAKAR,İSTEDİĞİ AN KEYFİNE GÖRE DEĞİŞEBİLİR BLOG SAHİBİ,
AMA OKUNAKLI OLMASINDAN YANAYIM BEN,SONUÇTA YAZILAR ÇOK UZUN VE KEYİFLE OKUNACAK KADAR GÜZELLER GÖZÜ YORMAMALI..
ÇOOKK SEVGİLER HEPİNİZE:))
Kastim asla emege saygisizlik etmek ve moral bozmak degildi. Boyle algilandigi icin cidden cok uzgunum. Ama en cok da moral bozmaktan zevk alan biri gibi yargilamaniz uzdu beni.
Biraz da bu ortamin mizahi havasindan aldigim cesaretle, guya kendimce nuktedan olmaya calismistim tespitlerimi ifade ederken. Sanirim biraz da bu yuzden kirdim sizi. Ama beni, hem burada hem de kendi blogumda, bu kadar hirpalayacak kadar kirilmis olabilir misiniz?
Daha onceki mesajimda da demistim, ama sanirim gozunuzden kacmis. Blogun bu kadar haytek bir hal almasini saglayan ellerinize saglik. Lutfen hakkinizi helal ediniz.
Sevgiler,
Ayse Sule
sayfana gelmemin sebebi,ben olsam benim şahsi alanım adresim var derdim o yüzden..değer verdiğimden.
ordada seni hırpalıyacak tek bişey yazmadım-lakin ben cidden espri olduğunu anlayacak kadar tanımadığımdan seni- gerçekten kırıldım..
neyse sende hakkım yok estafurullah.tatlıya bağlayalım gülüm üzülmesin olur mu?
sevgi yoldaşın olsun..
BLOGUMUN TADİLATI VE BU GÜZEL GÖRÜNTÜSÜ, ANLADIĞINIZ ÜZERE BENDENİZİME AİTTİR. ELLERİNE SAĞLIK, HAKKINI HELAL ET DİYORUM DA BAŞKA BİRŞEY DEMİYORUM. O BENİM CANIMDIR. KENDİSİNE AYRICA TEŞEKKÜR EDECEĞİM. YÜREĞİMDEDİR.
AYŞE ŞULE'MİN DE KÖTÜ NİYETİ YOKTUR BİLİRİM. ZATEN TATLIYA BAĞLAMIŞLAR ARALARINDA, BEN BİŞEY DEMEM ONLARA. İKİSİNİ DE SEVERİM. HİÇ KOVAR MIYIM BEN SENİ YAHU? BURASI KİMBİLİR KAÇINCI KÖYDÜR, KOVUŞ YOKTUR.
DOSTLAR, BEN PAŞAMI HASTANEYE GÖTÜRÜYORUM. DUA EDİN BİZİM İÇİN. OLUR MU?
SEVGİYLE...
Allah a emanet olun acil şifalar dilerim şaştım bak şimdi
Insaallah en kisa zamanda hayirli guzel haberlerinizi aliriz. Dualarim sizinle.
Sevgiler,
Ayse Sule
Denizcimin ellerine sağlık , süper olmuş süper :) Yazılar oku beni oku beni diye bağırıyor :)
KARNIM AĞRIDI HE!
Anaaaaaaaa bu kadar güldürüp komaya sokmanın ne alemi var fikir tesitm;)
Canına sağlık!
He bu arad yeni sayfa yapınız pek bir gööözel olmuş güle güle kullan...
Muhabbetinen...
o halde benden de bir yemek tarifi buyurunuuuuz.:)
http://yagmur-damlasi.blogspot.com/2007/06/muhacir-yemei.html
Ben şablon için buradayım, zaten kırk kiloyum, diyet benim neyime...:)
Şablon harika olmuş, hayırlı olsun canım...
BİZİM KÜÇÜK PAŞAYI MERAK EDEN ARKADAŞLAR, DUALARINIZ ÇOK KIYMETLİDİR BİZİM İÇİN, ESİRGEMEYİNİZ. ÇOK DA MERAKLANMAYINIZ. YOKTUR ALLAH'IN İZNİYLE KUZUMUN BİŞEYCİĞİ.
AYRICA DA HİÇBİRİNİZİN DİYET NEYİN YAPMAYA GÖNLÜ YOK ANLAŞILDI. YALNIZ OLMADIĞIMI BİLMEK GÜZEL.:))
Selamlar Neslihan