SİYAH ÇANTADAN KARA Bİ'ŞEY ÇIKTI


Tam otuz üç yıl evvel bu gündü. Tek kişilik saltanatımın, lale devrimin sona ereceğinden bihaber, mutlu-mesut oyunlar oynuyor, çocukça hayallerimin peşinden koşturuyordum.

Sonra bana, “siyah çantalı bir hatun geçti buradan” dediler. Ben de “bana ne” dedim. “E ama sizin eve gitti” dediler. Ben bu sefer de “size ne” dedim. O sırada göle maya çalıyor, dünyanın merkezinin tam da benim durduğum yer olduğunu düşünerek keyif çatıyordum. Nereden çıkmıştı bu ‘siyah çantalı kadın’ şimdi? Kimdi? Ne işi vardı bizim evde?

Sanki bir telaş da vardı evimizde. Ben anlayamıyordum ama bir şeyler oluyordu belli ki? Tuhaf, sıra dışı bir hareketlilik… Neler oluyordu? Hayırdır inşallahtı!

Hem, neden beni içeri almıyorlardı artık? Sair zamanlarda eve girmem için yalvar yakar olan, bazı bazı da sert yapan anneciğim, bunca saat olmasına karşın neden hala çağırmamıştı sokaktan beni. Üstelik her afacan çocuğun olduğu gibi, diz kapaklarımın daimi misafirleri olan yaralarıma bir yenisini daha eklemiştim ve ilk yardım yapılmalıydı acilen!

Ne kadar zaman sonraydı hatırlamıyorum, sonunda kapı açıldı. Ben, yüzüm ellerimin arasında, dirseklerim dizlerime dayalı, oturuyordum o mermer merdivende. Üstelik yaram da kanıyordu.

‘Siyah çantalı kadın’ büyük bir gururla çıkıyordu kapıdan. “Az kenara çekiliver yavrucuğum” dedi babaannem. Ellerimi yüzümden çekip, mavi korkuluklu pencereden yüzünü yarım yamalak gördüğüm anneme doğru uzattım. Neden bu kadar solgundu?

Kadın gitti, ben içeriye girdim. Annem pencerenin önündeki divanda yatıyordu. Çarşaflar, yastıklar, annemin yüzü bembeyazdı. İyi de o yanında yatan küçük, kara, sevimsiz şey de neydi öyle?

Sinirlenmiştim. Annem, benim gibi güzel bir kız çocuğu dururken, bu minicik, çirkin bebeği neden koynuna almıştı?

Babaannem gülümseyerek, “bak bu bebek, o siyah çantadan çıktı” dedi.

Daha da sinirlendim. Kadın çantasında bebekle mi geziyordu? Hayır, çantadan cüzdan, tarak, bilemedin kalem falan çıkardı. Bebeğin ne işi vardı? Benim bildiğim; komşuya kazan verirdin, o da “doğurdu” deyip, sana tencere getirirdi. Çanta hiç doğurur muydu?

Ondan da vazgeçtim, diyelim seninki doğuran cinsten, taşı o zaman çantanda yavrusunu, niye bizim eve bırakıyorsun be kadın!
Üstelik de babaannem, artık hep birlikte olacağımızı, ömür boyu ayrılmayacağımızı, birbirimize destek olacağımızı, çünkü 'kardeş' olmanın bunu gerektirdiğini, gereklilikten de öte hissiyatın insanları böyle yönlendireceğini anlatmıştı kendi dilince.
Oysa ben istememiştim. Hazırlıksızdım. Kardeş olmanın ne demek olduğunu anlamak da istemiyordum açıkçası. O benim için sadece bir misafirdi. Bir süre kalıp, gidecekti nasılsa hayatım(ız)dan.

Zaman içinde, bu istenmeyen(!) misafire epeyce eziyet ettim. Çeşit çeşit oyunlarla, tehdit ve şantajlarla psikolojik işkencelerim, yatarken boğazına düğme, boncuk, para gibi bilumum ıvır zıvırı bırakıvermek suretiyle boğmaya çalışmalarım, hatta başarısızlıkla sonuçlanan balkondan atma girişimim bile oldu. Gece uyanıp, süt içtiğini, içmezse uyuyamayıp sabaha kadar ağladığını bildiğim halde, son kalan bir bardak sütünü lavaboya boşaltmam ise en masum sayılabilecek sabotajlarımdandı!

Var mıydı öyle ‘dağdan gelip, bağdakini kovmak’, bütün ilgiye, övgüye, saltanata, o güne kadar dişimle, tırnağımla kazıyarak edindiğim her şeye bir anda ortak olmak. Var mıydı ‘ablanın pabucunu dama atmak’.

Yaptım evet! Pişman değilim!

Ama onu hep sevdim. O bembeyaz yatakta ilk gördüğüm an, içime hiç bilmediğim, ılık bir yağmur yağdı sanki. Bir koku duydum cennetten rüzgarın peşine takılıp gelen. O gün, o minicik ellerini, fındık burnunu, kara gözlerini gördüğüm o ilk gün sevdim onu, hem de hiç kimseleri sevmediğim kadar...

Öyle küçücük, öyle masum ve öyle kara bi’şey…

Sevdim; tırnağına kıymık batsa, kalbimde bir yara kanadı sanki, dizlerimdeki yaralardan beter. Birisi fiske vurmaya kalksa, boyuma-posuma bakmadan üstüne saldırdım. Dayak da yedim bazı bazı, ama ona dokundurtmadım. Kendim dövdüm de, kimselere dövdürmedim.

Sevdim ki ne sevdim. Kardeş sevgisinin ne demek olduğunu da ilk onda bildim.

Ablasının kara kuzusu! Koca adam oldun biliyorum. Geçmişi unutalım! Yok yok... Bence unutmayalım! Geçmişimiz ki; bizim servetimiz. Bizi biz yapan, bu gün hala birbirimize sımsıkı kenetlenmemizi sağlayan… Sevgimizi katlayan...

Seni hep sevdim, çok sevdim ve bu can bu bedende oldukça sevmeye devam edeceğim.

Nice nice yıllara canımın parçası, gözümün bebeği, yakışıklı kardeşim
Doğum günün kutlu olsun.
  • Not:Ne kadar da sanatsal bir aileyiz! İşte kardeşceyizim ve onun saygı değer eşisi gmemuzin kişisi, son çektikleri filmin afişinde, nasıl da güzel çıkmışlar. Tü tü maşallah! Yeni filmlerinin çekimleri sürüyor, zannımca önümüzdeki yıl, bütüüün uluslararası festivallere katılacaklar!

Yorumlar

TTK (Tuyu) dedi ki…
Abimle yaşadıklarım geldi aklıma,geçenlerde yazıya dökünce tazelemişim hafızamda 1 hafta idare etti tazecik,ÇOCUKLUK...
Boşuna dememişler;
"Çocukluğunu cebine koy ve hemen tüy zira sahip olduğun tek şey budur:)"
Beraber nice mutlu yıllara...
meleklerim ve ben dedi ki…
İncegülüm kardeşinin doğumgününü ben de en içten dileklerimle kutlarım.

Benim de iki kardeşim var biri iki yaş küçük onunla pek güzel!...anılarımız oldu küçükkene...

Bir de on yaş küçüğüm var ki işte o bana kardeş sevgisini tam anlamıyla yaşattı.O benim hala küçücücüğüm, ceylan gözlüm.Her ne kadar şimdi evli olsa da yakında baba olacağını bilsemde benim gözümde hala tekne kazıntısı.
Bebeğimin bebeği olacakmış diye seviyorum o kadar yani....

Çenem düştü galiba bugün....
Neyse yorumuma burada son verirken büyüklerimin ellerinden,küçüklerimin gözlerinden öperim.

Sevgiyle kalın..
Unknown dedi ki…
benide siyah çantada getirmişler küçük abim(anemonun ömrünü yedisi)senin gibi çooook girişimleri olmuş:)))hem sözlü hemde fiziksel üztelik:))seviyorlardırmı billmmememem belli etmezlerki salaklar:)))
Tabiat Ana dedi ki…
bizim eve siyah çanta bi ben gelirken gelmiş incegülüm:)
o da çanta değil pazar filesi dicem şimdi neyse boşver uzun ve komik bir hikaye olurdu:)))))))
kardeşine mutlu,sağlıklı yıllar.Kardeş güzel bişeydir (herhalde:( )
Bendeniz.. dedi ki…
ayy çok tatlısın sen yaa bu nasıl hikaye böyle,canım benim Allah ayırmasın uzun ömürlü olsun inşallah:))
Kremali'nin annesi dedi ki…
Gercekten, ne hos bir hikaye! Ister istemez kendi cocukluguma gittim ve kardeslerimin benim hayatima nasil girdiklerini hatirladim burnumun diregi sizlayarak.

Allah saglikli, hayirli, uzun omur versin, iki erkek kardesim var benim. Biri sadece 1,5 digeri ise 7 yas kucuk benden. Hal boyle olunca, birinci kara canta vakasini cok net hatirlamiyorum. Ama annemin dedigine gore, o bebek halimle bile cok cektirmisim garibime. Yokluk iste, ayri ayri besik alamayinca, ikimizi de ayni besikte buyutmus annem. Birbirimizin ayak yanina yatirmis bizi geceleri. Ben de her firsatta o minik parmaklarini isirmisim kardesimin. Artik, dislerim mi kasiniyordu, intikam mi aliyordum Allah biliyor:) Ama ikinci kara canta vakasi, cok derin izler birakmisti benim bellegimde de. Bir gun annem evden cikmis gitmis ve sanirim 3 gun sonra kucaginda - Allah icin coook guzel- bir bebekle donmustu. Herkes onlarla ozellikle de bebekle ilgilenmis ve ben birinci cocuk olmama ragmen hakem karariyla (!) once ikincilige sonra da ucunculuge itilmenin acisini taa derinlerde hissetmistim. Annem benim yalanci memeyi neredeyse ilkokul birinci sinifa kadar birakamadigimi soyler. Sanirim bunda yasadigim kara canta travmalarinin buyuk etkisi olmustur. Cunku hatirliyorum da, kah ikinci kardesimin kah bizi ziyarete gelenlerin bebelerinin emziklerini calar, gizlice kapi arkalarinda, dolap iclerinde emerdim. Memesi gaspedilmis bebeler aglamaya baslayinca foyam meydana cikar, ayiplanir, ama ilk firsatta gene yapardim yapacagimi. Sanirim dikkat cekmenin en kestirme yonteminin bu oldugunu dusunuyordum o cocuk aklimla:))

Kara kuzunuzun dogum gununu ben de tebrik ediyorum sevgili Incegul. Buram buram ictenlik kokan yazilarinizi, gecmisle bu denli barisik gelecekten bu denli umitli halinizi cok seviyorum.

Sevgiler,
Ayse Sule
Kızıl dedi ki…
Aaaa çok güzel, bende diyorum ki ne vardı o çantanın içinde :)) Canım ne güzel anlatmışsınn. Sevgili kardeşinin doğum gününü kutluyorum. Sağlık huzur ve mutluluk hep yanınızda olsun...

Görüşmek üzere, sevgiler...
hayalperisi dedi ki…
fikrimin ince gülü yazini tebebssümle okuyup aglayarak bitirdim keske her abla senin kadar ince ve güzel yürekli olsa

kara kuzunun dogumgününü bende kutlarim ve sevdikleriyle bir ömür mutlu olmasini dilerim

bu arada tirtilda seni ve kardesini kocaman öpüyormus haberin olsun sevgili teyzesi ;)
Deniz dedi ki…
Yani çocukceğizi balkondan atma girişimini yüreğim ağzımda okumuştum taa o zaman, fakat çanta kısmı pek bir ilginçti. Ben de anımsıyorum kardeşimin geldiği günü... Ancak bizim evimiz giriş katıydı, aşağı atma imkanı yoktu. Olsa da atmazdım hem, benim kardeşim güzeldi :)) Şaka bir yana, geçen yıl da kardeşini anlattığında çok duygulanmıştım. Şimdi de küçük FİG'in macerasını okumak beni mutlu etti. Uzun yıllar tüm ailenle harika bir hayat geçirmeni dilerim. Kardeşine de mutlu yaşlar.
ev perisi;) dedi ki…
İyi ki doğmuş fikir testisi kişisinin kardeşi;)

Mutlu yıllar...

Şahane bir anlatımla kardeşcaz onore edilmiş yine;)
Calimero Mutfakta dedi ki…
Ay ablacim Allah iyiligini versin.. ben okumaya basladigimda sana dunur gelmis zannettiydim :) gerci 33 sene olmus.. oyle olsaydi maxiyle mini yerinde torun olmasi gerekirdi :)
ablacim ya sen bilirsin ben kuccukken ablamda yanlislikla!! bi iki kere beni yere dusurmus :( bisi olmamistir dimi :):)

sevgilerle
Aymen dedi ki…
benimde kardeşimin doğduğu gün aklıma geldi hiç tınlamamıştım. duyarsızlıktan değil mutluluktan:)
Muhabbet Çiçeği dedi ki…
Canım, çok güzel olmuş hikayen. Kardeşine mutlu yıllar canım. iyi ki doğmuş ki senin gibi bir ablaya sahip. Sevgiyle kal.Öptüm
Lalegül dedi ki…
Merhaba İncegül,
çok incesin adın gibi..Hepimizin hayatın girdiler..Bazan siyah çantalı ebe teyzelerle, bazan beyaz önlüklerle..Hayat bu..
Ama iyiki geldiler, öyle değil mi??
Yüreğine sağlık..
Adsız dedi ki…
sensiz dünyayı reddederim, Sensiz ne manalı olabilir ki?
Kitaplikkedisi dedi ki…
oyy oyy incegülcüğüm ben ne zamandır gelmiyorum ki acep buralara? Şablon süper olmuş güle güle kullan ...Anlatım da süper çok hoşuma gitti yine satırların... El ve dillerine sağlık, kardeşine de nice mutlu yıllar
cinar dedi ki…
Kardeşinin doğumgünü kutlu olsun İncegülcüm :) Hep birlikte nice güzel seneleriniz geçsin.
İnsan kardeşinin (benim bir tanecik ablam var, birbirimize kardeşim diye hitap ederiz ikimiz de) değerini ilk anda olmasa bile mutlaka anlıyor. İyi ki varlar hepsi de. Candan bir parça dediğin gibi.
Bir gün televizyonda bomba haberi seyrediyorum. Bir tarafta oğlunu kaybeden bir anne, diğer tarafta kardeşini kaybeden bir abla vardı. Hangisinden daha çok etkilendin dersen sanırım ablanın kardeşim kardeşim diye ağlayışından etkilendim :( Allah kimseleri evladından ayırmasın ama kimseleri de kardeşsiz bırakmasın.
Sevgilerimle...
Pilli Petro dedi ki…
çok içten çok güzel bi yazı olmuş.ayrıca sayfanın yeni tasarımı çok hoş güle güle kullanın :)
akçahan dedi ki…
Merhabalar;

Bilgisayara henüz hiç zaman ayıramazken şöyle bir oturup hemencecik bloguna girdim. Bebek henüz 10 günlük ve başbakan adayı oğlumuz kıskançlık sendromlarından hepimizi bunaltmışken aynı meyanda yazını okudum. İnşallah bizim beyaz oğluş da kara saçlı kardeşini öylesine sever. Sevgilerimle....
Ebru Oğuş dedi ki…
önce yeni template hayırlı olsun efendim, pek bi güzel olmuş, yapanların ellerine sağlık:-)
sonra, seni ne zamandır mucbir nedenlerle ziyaret edememiştim, dün gecenin bi yarısı blog dostlarını gezerken tam senden birşeyler okuyup bir kısmında gülmekten kırılmış, bir kısmında gülümsemiş, bir kısmında ise hüzünlenmişken, tam tek tek yorum bırakacakken, "anneeee" nidalarıyla pcyi zor kapatıp kuşla kuzunun yanına gidiverdim... uzun lafın kısası, formunu iyi koruyorsun arkadaşım, her zamanki gibi harşkasın;)
Kardeşinin doğum gününü kutlar, birlikte mutlulukla geçireceğiniz uzun bir yaşam dilerim.
Çok hoş bir anlatım, bayıldım yine.
Sevgiler...
not: oğluşun iyidir inşallah
Esra dedi ki…
Demek kardes gelmeden hazirlamamis ailen seni. :-) Kardesin kara cantadan cikmasi bozmus tum buyuyu ama kardes sevgisi yine de agir basmis.
Nice yillara kardesine. :-)
Ferhanca dedi ki…
Allah ayırmasın. Kardeş olsunda çamurdan olsun derler, en dar zamanında kardeşin yetişir.

Oğlum sekiz yaşındaydı kızım doğdunda ben gece gitmiştim doğuma oğlum halasıyla kalmıştı sabah bak kardeşin doğdu demiş halası o da ama hala size yabacı biri gelse istermisim şimdi o yabancı olacak bizim evde demiş..Küçükken bir az can yakmalar oldu ama şimdi gönderin yanıma bende kalsın diye yalvarıyor tek özlediğim kardeşim diyor
Ben en küçük olduğumdan iki ablam evde anneannem böyle büyüdüm şımarıklık hat safhada:)))saltanat küçük çocuklara oluyor.
canım çok öptüm..sevgiler.
CANLAR, ÇOK YOĞUNUM. BİR SES VEREYİM DEDİM. ŞU GÜNÜ BİR ATLATABİLİRSEM, DÖNECEĞİM İNŞALLAH. ANLATICAM MERAKLANMAYINIZ. EN KISA SÜREDE.

HEPİNİZE ÇOK ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM. İYİ GÜNDE, ZOR GÜNDE HEP YANIMDA OLAN DOSTLAR, SAĞOLUN.

SEVGİYLE...
cenebaz dedi ki…
Fikrişim, kardeşinin doğumgünü kutlu olsun. O kadar benzer şeyler yaşamız ki.Buna benzer kendi kardeş öykümü ben de yazmıştım. Ama ben kendim demişim, kardeşim o çantada geldi diye ve benim de kardeşimi araba altına atma maceram var. Eee, napayım yani, 6 yıllık prenseslikten sonra tahtından olmak kolay değil, ben de pişman değilim:))
Adsız dedi ki…
merhabalar aplam :) birtakım teknik arızalardan dolayı hem kendi yayınıma hem sizin yayınlarınızı ziyarete ara vermek durumunda kaldım ama şimdi geçti :D su içer gibi okudum yazını başı çok korkutucuydu :/ cenaze evi ambiyansı çizip hoop tam zıttı bir olaya çok profesyonelce döndürmüşsün :) bazı yerlerde kendimi okur gibi oldum bu arada az çekmedi benden kardeşceğizim :D

bizdende kutlu olsun doğum günüsü geçti biraz ama olsun :))
anemon dedi ki…
ablacığımın kerdeşceğizinin doğum gününü kutlarım allh sizleri tüm kardesleri ayrımasın birbirnden herkese bu duyguyu tattırsın allahım
ÇOK ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM ARKADAŞLAR. GÜZEL DİLEKLERİNİZİN BİN KATI SİZLER İÇİN OLSUN. ALLAH HİÇBİRİMİZİ SEVDİKLERİMİZDEN AYRI DÜŞÜRMESİN. EN AZINDAN YÜREKLERİMİZ AYRILMASIN BİRBİRİNDEN.

SEVGİYLE...
HAYAT dedi ki…
süper yaaa ilginç yazıların öyle güzel ki okusamda bıkmıycam cinsten hemde:)
hadi seninki kara çantadan çıkmış ben kendimi hep dereden geldi diye biliyordum ya:))))))))))
en azından size hazır getirmişler öyle ıslak pis dereden bile değil hehehehe
bende öyle çok inanırdım ki sanırdım hastanenin bahçesinde bir tane büyük bir dere olduğuna çocukluk aklımca inanır kimin bahtına ne gelirse o çıkar diye anlardım ama işin gerçeğini sonradan öğrendim ki bunlar bizimkilerin bana kurduğu küçük bir masaaalll
şimdi ise doğum hikayelerini en ayrıntılı bir şekilde günümüzün çocuklarına anlatıp bilgilenmelerini sağlıyoruz
hey gidi nerden nereye:)
kal sağlıcakla
uzun ömürlü olsun kardeşin

Bu blogdaki popüler yayınlar

SİGARASI YALDIZLI GELİYOR NAZLI NAZLI

BİR ÇİFT KUŞ KANADIDIR MUTLULUK

AYA BAKTIM SENİ GÖRDÜM SANA BAKTIM AYI GÖRDÜM