ŞU BİZİM UNUTKAN DİŞ PERİSİ
Ah günlükçüm, tatilin!!! yorgunluğunu atmaya çalışırken, birikmiş işlerin koynunda buluverdim kendimi.
Sabah sabah işlerimi toparlamaya çalışıyorum. Bir yandan da çayımı yudumluyorum. Bir elimde üç ton çeken bir klasör, diğer elimde karma karışık olmuş evrak dosyası. Birden telefonum çalıyor acı acı. Elimdekileri, her santimi kağıt, kırpık dolu masama, üstelik te çayımı dökmeden bırakmayı başarıp, telefonu açıyorum.
Arayan benim Miniciğim. Üzgün, sinirli, kırgın, hafif te ağlamaklı bir sesle:
“Anneeee bulamadım yaaa, bırakmamışlar.”
Tövbe tövbeee.. Oğlum neyi bırakmamış? Kim bırakmamış? Ne diye bırakacaktı da, nasıl olmuş ta bırakmamış? Zaten beynimin yarısı yatağın sağ tarafındaki yastığın üzerinde kalmış, hala uyumakta ısrar ediyor. Daha fazla eziyete gerek yok kanımca.
“Kim? Neyi bırakmamış oğlum?”
“Anne yaaa.. yastığımın altına para mara bırakmamış işte periler.”
Hııııı sen onu diyosun. Eyvaaah…
“Yavrucum, şu sıra diş dökme mevsimi ya. Periler bayağı yoğunmuş. Dün gece de, bi önceki dosyada bulunan çocukların hediyelerini dağıtmışlardır. Seninkini de bu akşam kargo yaparlar muhtemelen. Evrakların tamamdı değil mi senin?”
“Anneeee, ne diyosun ki sen? Hiç bişey anlamadım. Para bırakmamışlar diyorum. Oyuncak bile bırakmamışlar yaa.. ya bi şeker bile yok düşünebiliyo musun..”
Ben ne dediğimi bilsem, sen de rahatça anlardın diye düşünüyorum. Şeker olayını düşünememiş olduğumaysa hala inanamıyorum. Halbuki evde de vardı. Ah aptal kafa, uyku sersemi çalışmamış işte.
“ Yavrum, bu akşam bırakırlar işte. Haydi canikom. Bak annenin çok işi var. Gelince konuşuruz tamam mı?”
Senin bu periler bana bir sihir yapıp, bu işlerin puffff diye hallolmasını sağlayabilirler mi acep?
“Ya yok anne.. istemiyorum işte. Bırakmıycaklar. Boşu boşuna çektiniz dişimi.”
Yazık yavruma. Akşam onun için sekizde “ben uyuycaaam” diye yataklara girdi demek. Ben de diyorum, bebe kudurmaktan fena yoruldu. Bütün gün koştur koştur helak oldu.
Ne edelim, bu yavrunun dişini çekmek, kanını almaktan bile daha vukuatlı olduğundan mütevellit, günlerdir inletiyor milleti. Artık düştü düşecek ama, elletmiyor ki. Üstelik bunun anası olacak şahıs, dişlerini hep kendisi çekmiştir güccükken.
Canı tatlı bir çocuk değildir aslında. Geçen akşam, asker kutlamaları yapanların patlattığı torpilden boynu yandı. Bir damla yaş akıtmadı. “Abartma anne, bişey yok işte,” diye teselli bile verdi. Ama, bir dişleri, bir de kanı çok kıymetli paşamın.
Hani hediyeydi, paraydı, periydi azıcık kekledik de bunu. Ama işte alık Diş Perisi, sabah yastığın altına hediyesini koymayı unutup çıkmış evden. Kalan tek dişini de cebren ve hile ile kaybeden Mini kişisi, bu yüzden pek sinirlenip, perilere posta koyma aşamasına gelmiştir.
Aslında o, perisinin kim olduğunun farkında. Peri de onun farkındalığının farkında. Şimdilik ikisinin de işine böylesi geliyor. Akşama halletmek lazım bu diş meselesini.
Ve yine son noktayı Mini kişisi koyuyor.
“Anneee, bana ne.. dişimi alıcaksınız o çatıdan. Ben anlamam. Var mı öyle bedava diş?”
Sabah sabah işlerimi toparlamaya çalışıyorum. Bir yandan da çayımı yudumluyorum. Bir elimde üç ton çeken bir klasör, diğer elimde karma karışık olmuş evrak dosyası. Birden telefonum çalıyor acı acı. Elimdekileri, her santimi kağıt, kırpık dolu masama, üstelik te çayımı dökmeden bırakmayı başarıp, telefonu açıyorum.
Arayan benim Miniciğim. Üzgün, sinirli, kırgın, hafif te ağlamaklı bir sesle:
“Anneeee bulamadım yaaa, bırakmamışlar.”
Tövbe tövbeee.. Oğlum neyi bırakmamış? Kim bırakmamış? Ne diye bırakacaktı da, nasıl olmuş ta bırakmamış? Zaten beynimin yarısı yatağın sağ tarafındaki yastığın üzerinde kalmış, hala uyumakta ısrar ediyor. Daha fazla eziyete gerek yok kanımca.
“Kim? Neyi bırakmamış oğlum?”
“Anne yaaa.. yastığımın altına para mara bırakmamış işte periler.”
Hııııı sen onu diyosun. Eyvaaah…
“Yavrucum, şu sıra diş dökme mevsimi ya. Periler bayağı yoğunmuş. Dün gece de, bi önceki dosyada bulunan çocukların hediyelerini dağıtmışlardır. Seninkini de bu akşam kargo yaparlar muhtemelen. Evrakların tamamdı değil mi senin?”
“Anneeee, ne diyosun ki sen? Hiç bişey anlamadım. Para bırakmamışlar diyorum. Oyuncak bile bırakmamışlar yaa.. ya bi şeker bile yok düşünebiliyo musun..”
Ben ne dediğimi bilsem, sen de rahatça anlardın diye düşünüyorum. Şeker olayını düşünememiş olduğumaysa hala inanamıyorum. Halbuki evde de vardı. Ah aptal kafa, uyku sersemi çalışmamış işte.
“ Yavrum, bu akşam bırakırlar işte. Haydi canikom. Bak annenin çok işi var. Gelince konuşuruz tamam mı?”
Senin bu periler bana bir sihir yapıp, bu işlerin puffff diye hallolmasını sağlayabilirler mi acep?
“Ya yok anne.. istemiyorum işte. Bırakmıycaklar. Boşu boşuna çektiniz dişimi.”
Yazık yavruma. Akşam onun için sekizde “ben uyuycaaam” diye yataklara girdi demek. Ben de diyorum, bebe kudurmaktan fena yoruldu. Bütün gün koştur koştur helak oldu.
Ne edelim, bu yavrunun dişini çekmek, kanını almaktan bile daha vukuatlı olduğundan mütevellit, günlerdir inletiyor milleti. Artık düştü düşecek ama, elletmiyor ki. Üstelik bunun anası olacak şahıs, dişlerini hep kendisi çekmiştir güccükken.
Canı tatlı bir çocuk değildir aslında. Geçen akşam, asker kutlamaları yapanların patlattığı torpilden boynu yandı. Bir damla yaş akıtmadı. “Abartma anne, bişey yok işte,” diye teselli bile verdi. Ama, bir dişleri, bir de kanı çok kıymetli paşamın.
Hani hediyeydi, paraydı, periydi azıcık kekledik de bunu. Ama işte alık Diş Perisi, sabah yastığın altına hediyesini koymayı unutup çıkmış evden. Kalan tek dişini de cebren ve hile ile kaybeden Mini kişisi, bu yüzden pek sinirlenip, perilere posta koyma aşamasına gelmiştir.
Aslında o, perisinin kim olduğunun farkında. Peri de onun farkındalığının farkında. Şimdilik ikisinin de işine böylesi geliyor. Akşama halletmek lazım bu diş meselesini.
Ve yine son noktayı Mini kişisi koyuyor.
“Anneee, bana ne.. dişimi alıcaksınız o çatıdan. Ben anlamam. Var mı öyle bedava diş?”
Şimdi ben, melekler gibi uyuyan balımın yastığının altına hediyesini koymaya gidiyorum günlükçüm. Nasılsa çok yakında o da büyüklerin dilini öğrenecek. Birazcık daha hayallerle yaşamasında hiç bir sakınca yok. Keşke biz de hala perilere, sihirli değneklere inanabilseydik değil mi?
Yorumlar
sevgilerr
Sanırım benim miniğinde, zamanı geldiğinde tavrı sizininden farklı olmayacak.
http://mimi-ipek.blogspot.com/2006/12/uyku-perisi-ziyarette.html
bizim uyku periside zamanında görevini çok ihmal ederdi:) Çok benzettim.
Sevgiler
İpek
CADILARIN TATLISI, bir dene bakalım . Belki seninkinde de işe yarar. O Böceği yerim ben, e çocuk her şeyin düzgün olmasını istiyor.:))
SEVGİLİ İPEK, Merhabalar.:)) Şimdi yazını okuyunca ben de çok benzettim ve çok hoşuma gitti. Özellikle sonuna bayıldım. Ve evet uyku perisi, uzunca bir süre daha bu tatlı kızın yastığının altına çikolata bırakmaya devam eder umarım. Tabii arada unutkanlığı tutmazsa.:))
bende senin gibi göbegini kendi kesenlerdenim hep ben cekerdim disimi ama ne olduysa 10 yasimdan sonra dis ve disle ilgili hersey kabus oldu benim icin
benim kizimin da altta simdi 3 disi var babasi sorup duruyor ne zaman cikacak kizimin öteki disleri diye söylesen o dis perisinide benim kizimin dislerini kizimin hic acitmadan cikarsa ;)
ELÇİNCİM, o alt iki dişi çekene kadar, ömrümden ömür gitti resmen canım. Senin oğluşa da söyle, ben şimdi arıyorum bizim periyi uğrayacak ona da. Ama annesini diş konusunda üzmezse.:)) Severim onun dökük dişlerini.:))
MUTLUCUM, İnan bana anne olunca daha ne orijinal fikirler bulursun canım. Zorunluluk, yaratıcılığı doğuruyor bir yerde. İnşallah sen de o dişsiz bebelerine, peri masalları uyduracaksın bir gün.:))
dedğin gibi bizde böyle hala daha perilerler hayllere inanbilseydik
harika bir anneesin sen
Annesi çabuk ver çocuğun hediyesini bakayım :))
Öptüm canım...
LOLACIM, aslında ben de çok şanslıyım canım.. hala onun perisi olabildiğim için. Daha ne kadar sürecek bilmiyorum.:))
CİVCİVCİM, yaaa o çatılar bizim dişlerimizle doludur değil mi? Ne güzel günlerdi onlar. Bir şeylere inanmak kadar güzel bir şey yoktur herhalde. Canımm keşke harika bir anne olabilseydim gerçekten.:))
RENKLERCİM, çok güldüm yahu.:)) Severim ben onu, öperim de. Demek unutma diyordu. E çocuk haksız mı, bak bizim evin perisi unutuvermiş işte. O da işini sağlama almış.:))
BRIDGETCİM, canım haklısın. Kandırıkçı anneler, bir de dalgın oldu muydu, al sana perilere fırça çeken bebeler.:)) Keşke biz onlar kadar temiz kalabilseydik. Ama bu devirde de, saf olanı hemencecik alaşağı ediyorlar malesef.:(( Yine de iyidir biraz saf olabilmek.:))
FİGENCİM, ah canım ya.. ne güldürdün beni.:)) He bacım, bi kaç fotokopiyi eksik vermiş. Ne edelim bizde torpil yok. Her yavruya aynı muamele.:)) E bu işleri de birileri yapacak değil mi? O şekerleri almak için de çalışmak lazım. Seninkinin evraklarını da tamamla, dişleri dökülünce, hediyeleri teyzesinden.:))
GAMZELİCİM, sen bu gece söküver dişinin birini, koy yastığın altına, getirir sana da diş perisi hediyeni.:)) Canım, sen de çocuklarının yastığının altına hediye koyan peri olacaksın inşallah. Ben de seni öptüm.:))
DENİZCİĞİN ANNESİ, yok bizimki çok ürkünç bir peri değil.:)) Evet başkaca da hiçbir şey işe yaramıyor bu diş mevzuunda canım ya.:))
MİCİĞİNİN DİŞİNİN YERİNE GÜZEL GÜZEL DİŞLER GELSİN İNŞAALAHHHH.
İYİ HAFTA SONLARIIII
hemen psikolog bulmalıyım.
bu ilerde! bana ne etki yapar??:)))))
bizim eve hiç peri uğramadı.bizim oğlanı zaten hiçbirşeyle kandıramadıkta...
benim çocukluğumda dama attırırlardı da,kardeş mi gelir derler di ne???
gürcülerde adet farklı imiş demek.:))))
öpüyorum hepinizi.:)
Ama bu yazina gercek yorum yapicam, benim yegenimde yastiginin altinda hediye beklerken para bulup "Anneee bu periler pis parayi yastaigimin altina koymuslaaaar" diye annesine dert yanmisti:) Saflar ayol daha:)) O yanan boynundan oper koklarim minicigii, fistik tam yaa..
ah anneciği oğluşunun tatlı perisi,herşeye yetişmek koşturmak ,
eksiksiz yapmaya çalışmak ,o periler gelseler de azcık yardım ediverseler gerçekten...
KAKAOLUCUM, bir çocuğun gözleriyle hayata bakabilmek yine de çok güzel olurdu. İnşallah canım, kesik kesik dişler çıkmaya başladı bile, sağol. Sana da iyi haftasonları olsun.:))
DAMLACIM, sen kendini kötü hissetme canım. Ben şimdi gönderiveririm bizim periyi size de.:)) Kandırmak mı? Ne kandırması, yok mu yani sizin oralarda hiç peri? Kardeş olayını şimdi duydum ben de. Demek sizin oranın adetleri, meşhurdur başka şeyleri durumu.:)) Biz de seni çooook öpüyoruz sultanım.:))
CADILARIN EN TATLISI, o kadar işin içinde zaman ayırıp okumuşsun bir de. Canımsın ya.:)) Ay yerim, öperim ben onu. Aha da çok sevdim bu yavruyu. Hijyene önem veriyor işte. Ben de onlardan istiyorum. Tam benlik bebe.:)) Ben Cadı ablasının yerine öptüm gıdısından. Biz de öpüyoruz canım çoook.:))
KUĞUCUM, diş perisi ve yavru kuşu da seni öper koocaman.:)) Var mı bir isteğin, değnek hala çalışıyorken hallediverelim.:))
Mini'ye gelince, evrakların tam mıydı kısmında kahkaha patlattım ofiste, e biraz tuhaf oldu:)) Dişsiz canavarı öp benim için:)
bende bu taktiği uygulayayım bari :)
suzem