TOP SIKRIT LOVE SITORİSİ "GEL GEL SARIŞINIM GEL"




Koca kişisinin arada sırada yazdıklarımı okuduğunu bildiğim halde, aşağıda ilk aşkımdan söz edecek olmam, benim maniak bir hatun olmamdan kaynaklanıyor olabilir mi? Neyse ne işte. Haydi biraz geçmişe dönelim.

Yıllar evvel çalıştığım şirkette çok hoş bir çocuk vardı. Ahan da buna benziyordu. Ben de o zamanlar çıtır mı çıtır, gencecik bir hatun idim. O birinci katta, ben beşinci kattaydım, ama öğle saatlerinde, ortak projelerde falan beraberdik İş arkadaşlarım içinde en iyi anlaştığım şahıstı.

İşte biz bu çocukla zaman içinde sıkı arkadaş olduk. Bazen birbirimize yaslanıp dertleşiyor, bazen de küfürleşecek kadar sinir yapıp bağrışıyorduk. Kavga-dövüş geçinip gidiyorduk. Hatta ben bu yavruya kız falan bakıyordum sağdan soldan. O kadar da kankaydık.

Günlerden bir gün bir Cumartesi sabah saatleri, ben şirkete uğramışım bir işi halletmek için, bu da hazırlık falan yapıyor. O zamanlar Cumartesi çalışmayan, şanslı amele grubundayım. Telefon geldi “kız İncegül, denize akıyoruz biz, bekle seni de oradan alalım” diye. Ulen üzerimde de böyle şık şıkıdım bir etek, şıkırtılı bir bluz, ayakta tıngır mıngır topuklu terlik, kulakta küpeler falan, nasıl kokoşum. Sair zamanlarda bir kot, bir tişört, yere yapışık spor ayakkabıyla dolaşan da bi’ tipim. Livaysın şu k.ça kaçan pantolonları ve kapüşonlu tişörtler favorim o dönem. Saçlar da arkadan sımsıkı at kuyruğu… Oğlan çocuğu gibi dolanıyorum ortalarda. O gün ne olmuşsa süsleneceğim tutmuş işte. Hiç unutmam, elimde de Şolohov/Don Hikayeleri. Tam alakaya çay demliyorum yani.

“Kızım, benim kıyafet müsait değil. Artııı ne mayo var ne bi’şey, elbiseyle mi giricem denize?” diyorum, kendimi parçalıyorum, nafile. “Geleceksin” diyorlar da başka bir şey demiyorlar. Ben bu esnada kendimi o kadar kaptırmışım ki telefona, benim kankayla yanak yanağa gelmişiz neredeyse, farkında değilim. Telefon bunun masada konuşlanmış olduğundan yapışmışız biz o hengâmede. Hani böyle filmlerde olur ya; kızla oğlan, birden bire, aniden yüz yüze geliverirler, işte böyle bir yakınlaşırlar falan… Aynen öyle. Ulen biraz daha uyanmasam giricem herifin ağzına. Bebenin de hiç umuru değil. “Bi’ çekileyim. Kızceyiz telefonla görüşüyo, rahatsız etmeyeyim” demiyor kerata. Öööyle bakıyor.

Hayır bakılacak bi’ tarafım da yok ki. Ufacık tefecik, gösterişsiz, kendi halinde bi’ kızım. Bi tek o gün salmışım belime kadar saçlarımı. Bi’ tek o gün etek, topuklu terlik ikilisine yüz vermişim. Belki diyorum, değişik geldim yavrucağa, ondan bakıp duruyor. “Rabbim yaratıyosun, bi’ takip et, böyle kız mı olur?” diye düşünürken dalmış zahir. Yalnız bu yakınlaşma esnasında benim içimde böyle garip, hani daha önce hiç yaşamadığım bi’ kıpırtı oluştu. Sanki fındık faresi kaçmış göğsümün sol yanına da, orada bulduğu peyniri tırtıklayıp duruyor gibi. Ulen diyorum fena da değilmiş bebe he. Gözleri de yemyeşilmiş. Biraz daha zorlasam öpecem çocuğu, feleğini şaşıracak!

Yok be kızım, tipin değil en önce. Bi kere çocuk sarışın, sen sarışınlardan hoşlaşmazsın. İyi de dengesiz misin sen? Bi insan evladı hem “sarışınlardan hoşlanmıyorum” diye yırtınıp, hem de nerede sarışın varsa onları mı beğenir yahu? Sen değil miydin, daha 4-5 yaşlarındayken, üniversite okuyan, kazık kadar sarışına aşık olan? Çocuğa “salaaak, salaaak” diye camlardan bağıran? Sen değil miydin, sırf Göksel Arsoy’u görebilmek için, aynı siyah-beyaz filmleri doksanar kez tekrar seyreden? Ve bütün platonik beğenilerin hep sarışın herifler üzerine değil miydi? Hatırlasana; lise yıllarında tek beğendiğin, ama sana ‘arkadaşlık!’ teklif ettiğinde reddettiğin çocuğu. (Salaaaak) Sapsarı değil miydi saçları. Yok yok… tamam sarışınlığını hallettik diyelim, boylar da uymaz ki. Sen mini mini bi’ şeysin, adam basketçi falan, fasulye sırığı gibi. N’apıcan, sürekli böyle şıkıdık şıkıdık topukluyla mı gezicen?

Arabada giderken, birbirine girmiş iç seslerimi susturmaya çalışıyordum. Yok canım, dedim sonra… Sadece anlık bi’ şeydi işte. Hem o senin kankan yahu! Kendine gel kızım, saçmalama! Yuh yani. İnsan en iyi arkadaşına bozar mı niyeti? Çüşşş sana. Bu güne kadar sana yaklaşanları hep uzaklaştırdın ya hem. Aşk meşk senin kalemin değil ki. Senin ideallerin var. Kaygıların başka başka. Haydi at kendini dalgaların içine de, kendine gel!

Daha sonraki günler o anı unutmuş, tamamen eski mutlu günlerimize dönmüştük. Biz yine birlikte çalışıyor, öğle yemeklerimizi birlikte yiyorduk. He bir de birlikte İngilizce kursuna başlamıştık. Her haltı beraber yapar olmuştuk. Bi’ tek helâya giderken ayrılıyorduk. Eskisinden de daha kankaydık artık. İyice dip dibe olmuştuk. Bu yetmezmiş gibi iş ve kurs çıkışlarında da birlikte benim durağıma kadar yürüyorduk. Neden beni durağa kadar götürdüğünü de anlayamıyordum! Zira onun evi tam ters istikamette olduğundan, beni bıraktıktan sonra tekrar gerisin geri aynı yolu yürüyordu yavrucak.

Günlerden bir gün “bu gün dışarıda yiyelim mi” dedi. “Olur” dedim. Tamamen iyi niyetli ve safça bir duyguyla, kardeş kardeş yemek yiyecektik. Ne olacaktı ki? Gittik, güzelce karnımızı doyurduk. Alman usulü önerdim. Lakin bu kudurdu. “N’oluyo anacım? Son derece medeni bir teklif yaptım. Ne yani? Sevgilim misin, kocam mısın, neyimsin? Niye benim hesabımı ödüyorsun ki? Ben senin bildiğin kızlara benzemem. Valla oyarım adamı” diyemedim tabi. Gözlerini öyle bir pörtletti ki, ben bile tırstım yani, o kadar.

Yine günlerden bir gün, kurs çıkışı şirkete uğradık. Bu bana kullandığı bilgisayar programını gösteriyor. O zamanlar teknoloji bu kadar ilerlememiş daha. Gates amcam Windows’u henüz rüyasında bile görmüyor. Bütün programlar ‘dos’ tabanlı. Biz kendimiz programlar falan yapıyoruz. O günkü şartlarda uzman sayılırız yani. Hatta evdeki Commodor 64’le şarkı bestelemişliğim var benim be. Bakmayın şimdiki anti-teknolojist halime. Neyse işte, ben tuşlara basıyorum, bu bizimki de –güya- yüzüklerime bakıyor. O zamanlar gümüş yüzük manyaklığım had safhada. “Bak bu çok şıkmış, bu güzelmiş” falan ayağı yapıyor. Sanki çok umurundaydı yüzükler. Salağız dediysek o kadar da değil. Utanmaz, elime dokunmaya çalışıyor. Erkek milleti değil mi işte!

Tamam, o yanak yanağa gelme anında yavrucağı öpmek istemedim değil. Ama, gözünü sevdiğimin gençliği, hormonlar kıpır kıpır… Üstelik dudakları da çok güzeldi . Lokma gibi böyle, iri iri. Hem ben öyle orasına burasına dokunmadım da. Dokundurtur muyum elime leyyn ? Sen beni ne zannettin? Paralarım adamı ben. Bu güne bu gün ‘deli kız’ diye adım çıkmış benim be! Lakin içimden de “ ulen ne numara çeviriyosun, tutacaksan tut elimi adam gibi” diye geçiriyorum bu arada. Tutsa yiyecek tokadı ama. İşte böyle bir dengesiz ruh halindeyim.

(Şimdi bunları okuyorsa ve kendisi olduğunu anlarsa, herif peşime düşecek “sen beni öpmek mi istiyordun, gel öpiiim ” şeklinde kovalayacak diye korkmuyor da değilim.)

Biz bununla, böyle küçük küçük, çaktırmadan kesişiyoruz aslında. Arkadaş ayağına, birbirimizin içine düşücez. Bütün şirket, bizim beraber olduğumuzu düşünüyor bu arada. Yok aslında böyle bir şey. Birlikte durağa yürümekten ve kursun kantininde sabahları gazoz içmekten başka aktivitemiz yok birlikte. Yüzüklerime bakarken bir kere de parmakları parmaklarıma değdiydi. Hepsi bu.

Bu arada şirkete yeni bir kız geldi. Lakin ona kız dersek, bize ne diyeceğiz bilemediğim cinsten, taş mı taş zilli. Bir gün birlikte yürüdük, asılmayan, laf atmayan adam kalmadı, o kadar havalı bi’ şey. Etek boyu dizin altına hiç inmeyen bu sarışın afetle bizimkinin aralarından su sızmıyor yalnız. Yemeğe iniyorum, bunlar kahkahalar eşliğinde yemek yiyorlar, sürekli fısır fısır bir şeyler konuşuyorlar. Kızın eli, omuzu, ve bilumum yerleri hep benim yavrunun sırtında. Ne zaman görsem dayamış kendini çocuğa, şuh kahkahalar atıyo haspa. Ulen biz daha elini tutmadık bu kadar tantanaya, kız üç günde yek vücut oldu bebeyle. E kızım, yemeyenin malını yerler. İşte sen de kalırsın öyle ortalarda. Neymiş; erkek milleti hafif yayvan kız severmiş. Bunu da anlamış olduk böylece.

Yok annem dedim kendime, sen yanlış tanımışsın işte bu adamı. O da herkes gibiymiş. Özel olan bi’ şey yokmuş. Gömeceksin maziye bu ilk aşk(!) acını, dindireceksin kalbindeki sızıyı. Daha şimdiden böyle onunla bununla fin.gir.deşen adam, yarın öbür gün sana çifte boy.nuz taktırır da kapılardan geçemezsin. Sen aldatılmayı hazmedebilir misin? Sevdiğin adamı bir başkasının teninde hayal etmek kadar ne acıtabilir ki canını?

Lakin bebe, beni gördüğü anda her şeyi bir tarafa bırakıp yanıma geliyor. Yemeğimi falan kendisi özel hazırlatıyor. E gözleri de böyle âşık âşık bakıyor. Bu ne yaman çelişki yahu! Ulen fırlamaya bak, saf, temiz ayaklarına yatıp, iki kızı aynı anda idare etmeye çalışıyor zahir. Yürüüü! Başka kapıya güzelim! Benim olan, yalnızca benimdir. Ya hep, ya hiç. Kimse bana yamuk yapamaz. Üstüne çizik atmak için, bir kalem darbesi yeter işte…

Sonra anlıyorum ki; yanılmışım. E beşer şaşar kardeşim. Yanılmışım ne edelim? Çocuğun gözü benden başkasını görmüyormuş meğer. Kör kütük aşık yavrucak. Lakin utangaç bebe, bir türlü imadan öteye geçip dökemiyor derdini.

Yine bir Cumartesi, kurs çıkışı bu beni durağa götürüyor. Ama bu sefer içimde garip bir his var. Onun da yüzünde garip bir ifade. Ikınıp duruyor. “Bi’ şey diyecem, diyemiyorum” kasılmasını hissediyorum yavruda. Ne diyecek acep? Adamda bacak boyu bir buçuk metre, lakin adımlar minicik atılıyor. Belli ki, yol uzatılmaya çalışılıyor. Anlaşılan o ki, niyeti bozdu bu sefer.

Eyvah diyorum. Sonunda açılacak köftehor. Eeee ne cevap vericem. Tamam, iyi çocuk, hoş çocuk, çok dürüst, mert, özü sözü bir, üstelik her bir haltını da biliyorum ben bunun. İçini dışını, ıcığını cıcığını öğrenmişim. Epeydir en yakın arkadaşım! Tamam, yüzü yüzüme her yaklaştığında öpmek istiyorum bebeyi. Her gördüğümde, külüstür otobüs çukura girmiş gibi içim hopluyor. Parmak ucunun elime değmesi bile yüreğimin yerinden oynamasına yetiyor. Kalbimin ritmini bozuyor bu tatlı serseri. ‘Aşk’ dedikleri de böyle bir şey olmalı. Yani insanın dengesini alt üst eden, bütün ezberlerini bozan, öyle abuk bi’şey…

Ama ya büyü bozulursa. Ya bu adamla aramızdaki bütün güzellikler, ortaya dökülenlerle birlikte yitip giderse elimden. Ben bu duyguyu seviyorum hem. Onu özlemek, hayal etmek, onun tarafından sevildiğimi hissetmek ve en önemlisi güvenebileceğin bir elin sürekli omzunda olduğunu bilmek… Ya bütün bunlar da uçup giderse. Hem hayatımda aşka yer yok ki benim.

Heyhat, korkunun ecele faydası yoktu. Eveleyip geveliyordu. İnsanın karşısına bazı şeylerin bir kere çıkabileceğinden, şanslı insanların bunu yakalayabileceğinden falan dem vuruyordu. Sonra benimle ilgili iltifatlar ediyordu. O kadar ciddiydi ki, sanırsın aşk-ı ilan etmiyor da birleşmiş milletler genelgesi okuyor. Bense mal mal çocuğa “Senin gibi bir arkadaşa sahip olduğum için çok şanslıyım, haklısın, çok doğru söylüyorsun” şeklinde karşılık veriyordum. Ya ben ne kadar öküz bi’ kızdım. Bi’ de millete çamur atıyordum, yok romantik değilmiş de, yok kütmüş de falan, filan…

Zavallı bebenin her girişimini, ustaca çalımlarla savuşturuyordum. (Lisedeki kadar salaktım hâlâ) Ne diyeceğini biliyordum (ya da öyle sanıyordum) lakin yokuşa sürmek, bunu duymamak için her türlü dalavereyi çeviriyordum. Aşıktım zannımca… Ama korkuyordum… Gerçekten…

Sonunda durağa geldik. Aracım da gelmişti. Tam arabaya binecekken “sana bi’şey söylesem kızar mısın” dedi. “Bilmeeem” dedim. O an duraktakiler, araçtakiler, herkes silinmişti. Bize bakıyorlar mıydı, duyuyorlar mıydı, hiç bilmiyorum. O an sadece ikimiz vardık koca dünyada. Gözlerimin içine baktı ve “evlen benimle” dedi. Afallamıştım. Tam araba hareket ederken “Tamam” dedim.

Ve bugün, yani 08.08.08 itibarıyla tam on altı yıldır evliyim o yeşil gözlü, güzel dudaklı sarışınla.

Yorumlar

Adsız dedi ki…
sizi uzun zamandır beğenerek takip ediyorum. Bu da süper bir yazıydı, daha nice mutlu yıllara inş.
turuncu
sühendan dedi ki…
Bir aşk ve evlilik hikayesi bu kadar mı güzel ve heyecan verici anlatılır.Tebrikler.

Baştan eşim okuyor dediğiniz için sonunu mutlu son olarak kesinlikle düşünmemiştim.Sonunu da çok iyi bağlamışsınız.

Allah mutluluğunuzu daim etsin.Eşinize işyerinizde hissettiğiniz duygularınız ve aşkınız hiç bitmesin.
meleklerim ve ben dedi ki…
Yaaa incegülüm sonunun böyle biteceğini inan aklıma bile getirememiştim.
Allah mutluluğunuzu daim etsin,ömrünüz boyunca sevgilerin en büyüğünü yaşayın inşallah..Amin.
Bendeniz.. dedi ki…
aayyyy gözlerim doldu beee ya sen ne tatlısın hala aşıksın bende yuh dedim kalıngülmüşün sen geçken beee zira benim aynen böyle başlayıp hüzünle biten bi anım var da:(((
ben gidip azcık ağlıyım,
ALLAH BOZMASIN MUTLULUĞUNUZU NİCE YILARA İNŞALLAH
yaa ne diyim sana emii :) sonunu hiç böyle beklemiyordum :) hatta kocası okuyunca ne olacak diye düşünmüyorda değildim:)süpersin yaa...harikaydı nice mutlu seneler nice uzun uzun aşk dolu yıllar arkadaşım...
Deniz dedi ki…
Mutluluğunuz daim olsun. Bembeyaz saçlarla, gelinlere torunlara balkondan seslenin, karşılıklı kahveler için. Ak saçlı dede nine olun inşallah... Bu çok içten yazının sonunu en başından anladığıma göre seni tanımışım yahu ben :) Minik incegülüm benim :) Tebrikler, nice yıllara...
Sanem dedi ki…
Mutluluğunuz daim olsun :)
HAYAT dedi ki…
yazının sonu böyle biteceğini biliyordum.çok romantik gerçekten incegül yaa.burda bırakma bu hikayeyi evlenme olayınıda anlat.
buna benzer bizimde bi hikayemiz var .nice nice yıllara hep böyle olmanız dileğiyle
PERİLİ KÖŞK dedi ki…
seni yaklaşık birbuçuk yıldır okuyorum ince gülüm . Hayatının ilk erkeğiyle de evlendiğini daha önceden kayıt altına aldığım için ve de eniştemizin daha evvelki yazılardan Brad Pitt kılıklı olduğu tiyosunu aldığımdan (bak dedektif gibiyim ),ben bu çok güzel hikayenin sonunu biliyordum .
Ama öyle zevkle okudum ki ,bir aşk hikayesi bu kadar güzel mi anlatılır yav , Barbara Cartland halt etmiş...
Nice uzun yıllara,üç erkeğinle beraber....
nalan dedi ki…
sana 5 yıldızlar çifter çifter feda olsun incegülüm;hikaye başka güzel,anlatım başka güzel.
fikrine kalemine sağlık,kocan kişisi de akıllı bir delikanlıymış seni yakalamış aferin ona
mutluluğunuz kem gözlerden ırak,sonsuza dek sürsün.Birlikte nice güzel yıldönümleriniz ve bir de prensesiniz olsun.
Valla masumum son dileği ben planlamamıştım elim yazıverdi.Allah söyletti galiba
denizanasi dedi ki…
evet yaaa.. devamını da isteriz..
daha niceee seneler böyle mutlu olmanızı dilerim..
Adsız dedi ki…
Ben,arada eşim okuyor dedikten sonra senin evlilik hikayen olduğunu anladım.Yoksa sıkardı bu cümleleri yazmak :)Kocamışsınız siz yahu :) ama aşk tam takır maşallah.
Sevgili Turuncu, çok teşekkür ederim. Selamını almak güzeldi. Bu arada en sevdiğim renkler sıralamasında yeşilin hemen ardından ikincidir turuncu.:)

Sevgili Sühendan, çok teşekkür ederim. Güzel yorumun ve güzel dileklerin için. Umarım hepimiz için hayat hep sevgi dolu mutluluklar getirsin. Sıcak ve içten selamın için ayrıca teşekkürler.:)

Meleğim, sağol benim canım. Bana dilediklerinin bin katı senin için olsun.:)

Bendenizim, bidenem, ağlama yahu. E hayatta salaklıklar yapmak da lazım. Allahtan ben son anda yırttım. Canım benim sağol. Dileklerini bin katıyla sana da diliyorum gülüm.:)

Cemilem, aaa koca kişisi okuyunca ne olacaktı ki? Sadece kör bir bıçakla dilim dilim doğrayıverirdi şekerim.:)) Canım benim sağol. Dileklerin kat kat katlanıp seni bulsun.:)

Denizim, bu güzel ve içten duaların için önce teşekkür eder, sonra aynısını senin için de dilerim canım arkadaşım. İyi ki beni tanıyorsun, ve iyi ki seni tanıyorum.:)

Sanemciğim, çok teşekkür ederim. Senin de canım.:)

Hislerim, ah kuzum dur bakalım, daha yeni teklifleştik. O da daha sonra.:)) Canım sağol, sizin hikayenizi de okuyalım o halde.:)

Perilim, canım arkadaşım, çok iyi bir inceleme yapıp, analizler neticesinde bu sis perdesini kaldırdım diyorsun. E sen benim içimi biliyorsun zaten. Ve iyi ki de biliyorsun. Teşekkür ederim canımın içi, senin için de bana dilediklerinin bin katını diliyorum. Tabii prenseslerinle birlikte.:)

Sevgili Nalan, ah sen beni güldürdün, Allah da seni güldürsün hep. Demek kalem yazdı. Yani sen hiç müdahale etmedin.:)) Çok çok teşekkür ederim. O kadar tatlı ve içtensin ki, gerçekten sağol. Delikanlı şanslı mı, yoksa bahtsız bedevi mi orasını kendisine de bir sormak lazım bu arada. Allah hepimize güzellikler göstersin. Dileklerin kat kat senin için de olsun.:)

Denizciğinanası, canım sağol. Senin için de olsun bana dilediklerin. Devamı derkene?:)) İnşallah.:)

Umarcım, güven, özveri ve tecrübe gerektirir kocan okurken, elin herifini mıncırma isteğini yazmak diyorsun.:)) Sağol be, demek kocamışız. Sen de hep böyle genç kalıcan yani?:)) Teşekkür ederiiim.:)
LoLa dedi ki…
incegül ablayı bu ne rahat bi yazı böyle öpmeler dokunmalar hele hele kocası okuyorken :))derkeeeen çaktım olayı :)
ama süper olmuş nice senelere sarışınnla...
Bendeniz.. dedi ki…
Bu yorum yazar tarafından silindi.
PSİŞİK KUZU dedi ki…
ablacım çok güzel olmuş inanamadım ya
bazı arkadaşların,seni tanıyanlar,tecrübeliler hep anlamış sonunu ama hiç tahmin etmeden-etmeye de çalışmadan okumak gerçekten çok zevkliydi.
biraz daha uğraşsan polisiye hikayeler falan da bekliyorum senden :)
ablacım,mutluluğunuz böyle sonsuza kadar devam etsin,darısı da benim başıma yağsın inşallaahhh :D
Kremali'nin annesi dedi ki…
Incegulum,

Hikayedeki kurguya bayildigimi soylememe gerek yok. O yuzden soylemiyorum:) Sadece cok ama cok imrendim diyorum. Kiz enisteye degil, tovbe:) Hem zati, ovunmek gibi olmasin, benim adam da Tom Cruise gibidir maasaallah:) Bir tek gozlerinin rengi benzemez, ama olsun. "Eee, geriye ne kaldi ki o zaman" diye sorma, bozusuruz sonra:))

Bir de, evlilik yildonumlerimizi arka arkaya kutlamisiz be Incegulum. Biz de 07.08.08'de bes yili geride biraktik cok sukur. Allah agzimizin tadini bozmadan nice mutlu yillari geride birakmayi nasip etsin, hem size hem bize...

Sevgiler,
Ayse Sule
Adsız dedi ki…
eheuheheheh hahhaahaahha :D Abla süpersin sen ya nediyim harikasın insanı nasıl dumur edeceğini çok iyi biliyorsun :D ama ben korktum beh bende hiç sevmiyorum sarışınları insanın istemediği ot burnunda mı bitiyor yani illaki :/ neyse ...

Allah size daha nice nice uzun hayırlı mutluluk dolu beraberlikler nasip etsin yavrularınızla :) gel bi sanal sanal öpiyimmm :* mucaks :P
Lolam, canım coşmuş olamaz mı incegül apla.:)) Yemez gülüm yemez. Adam bi de tutmuş tek taş neyin almış bana. Kızdırılır mı hiç. Sağol canım benim, darısı sizin başınıza inşallah. Çoluğunuzla çocuğunuzla.:)

Kuzum, öyle bilmeden okumak daha güzel dimi? Sen kim bilir neler olacak diyordun sonunda. Evet minik kuzu, bu mutlu biten bir hikayeydi, lakin ben isterim ki, herkesin hikayesi mutlu sona ersin. Darısı başına gülüm. İnşallah mutluluk yakana bir yapışır hiç bırakmaz. Sağolasın canım.:)

Ayşem Şulem, canım gördüğümüz gibi uzuun zamandır birlikte olduğum keskin gözlemci arkadaşlarım anında uyandılar.:)) Canım benim ben de dileklerine katılıyorum, nice nice yıllara. Kremalilerin en tatlısı ve onun kardeşiyle beraber inşallah. Bak bir gün arayla kutlamalar varmış. Ama demedin ki sen bi'şey.:)) Anladım ben seni gülüm. Herkesin sevdiceği kendine Tom, Corç, Bret...:)) Sevgiyle...:)
Aymen dedi ki…
tam bi lav sıtori olmuş bu. şunuda belirteyim inan bana çok şanslısın. mutluluklar.
cenebaz dedi ki…
Fikrişim, evlilik yoldönümlerimiz aynı günmüş:)) Ama biz 2 yıl daha kıdemliyiz sizden. Bizim 18 yıl bitti. Eşinle ve kuzularınla birlikte nice yıllara:))
Lalegül dedi ki…
Merhaba İncegül,
seni okurken aklıma bir arkadaşım geldi..Onun öyküsü ..Hiç böyle değildi inan..Beyler çok uzun koşardı kızların ardından.Nerde eski kızlar..Nişanlısıyla bir kere yemeğe bile gitmemişti..Sarışın esmer kader bunlar..Kimse düşünmezdi bile eskiden..
Sevgiler..
Adsız dedi ki…
Merhaba,

Cok keyif aldigim bir yaziydi :)

sizi tebrik ediyorum!!
O gün yasadigin o heyecani, sevinci, mutlulugu hep hissedebilmen dilegiyle...
Rabbim agzinizin tadini bozmasin; yüreginizden sevgi ve mutluluk hic eksik olmasin...

TülayK
Ferhanca dedi ki…
İncegülüm harikasın,
Daha nice aşk dolu yıllar diliyorum..
Sonunda dudaklara kavuştun öp öpebildiğin kadar diyorsun:))
Harika bir hikaye, minik serçeyi kapmış yeşil gözlü delikanlı.
Bayılıyorum senin şu yazılarına samimiyetine, içtenliğine..
çok öpüyorum, Allah oğluşlarınla kocanla güzel günler versin..
sevgiler.
Adsız dedi ki…
Öyküler farklıdır İncegül,
çok bilinmeyen taşır..Uzaktan görülemeyen..
Sonuçda herkes kendi kaderini yaşar..Sende öyle, başkalarıda..
Seninkini okumak güzeldi..
Benimkine hiç uymasa da..
Mutluluklar.
Birlikte uzun yıllar geçirmenizi, sarışın ve yeşil gözlü torunlarınızı kucaklamanızı dilerim.
Hele kız olursa nasıl birşey olur kimbilir.
Gerçi torundan önce öyle birşeye kavuşma da çok iyi olur gibi geliyor bana.
Sevgiyle, sevgilerle kalın.
Aymencim, çok sağol. Gerçekten şanslıyım, bunun farkındayım.:)

Çenebazım, nice yıllara ve mutluluklar dilerim size de. Delikanlıyla beraber tabi. Bak sizinki daha özel bir tarih olmuş. 08.08.08.18) Teşekkür ederim.

Lalegülüm, görücü usulünden bahsediyorsun sanırım. Hani evlenmeden evvel bir iki kez görüştürülürmüş eskiden insanlar. Lakin o kadar eskiye gitmeye gerek yok. Hala yaşanıyor bir yerlerde bu öyküler maalesef. Teşekkürler, sevgiler.:)

Sevgili Tülay, çok çok teşekkür ederim. Güzel dileklerin, duaların hepimiz için olsun. Sıcak selamın başım gözüm üstüne, benden de merhaba. Sevgiyle...:)

Ferhanım, canımsın. Senin tatlılığın o yahu. Bak utandırdın beni şimdi.:)) Çok çok teşekkür ederim arkadaşım. Bana dilediklerin hepimize olsun. Allah hiçbirimizin ağzının tadını bozmasın. Öperim, sevgiler.:)

Sevgili isimsiz arkadaşım, herkesin öyküsü farklı tabii. Kimi mutlu bitiyor, kimi hüzünlü. Bütün öyküler mutlu bitsin dilerim. Çok teşekkür ederim.:)

Sevgili Nur ablam, çok çok teşekkür ederim. Ah o kız torunu kucağıma alacağım günü nasıl sabırsızlıkla bekliyorum. Lakin torundan öncesi zor biraz ablacığım. Alemsiniz. Öperim yanaklarınızdan. Tekrar teşekkürler ve sevgiler.:)
Kızıl dedi ki…
Canımmm ben geldimmm :) Ne güzel anlatmışsın, inanılmaz keyifle okudum. İlk başta okurken konunun eşinle ilgili olduğu anladım aslında, ama yaa valla ne güzel anlatmışsın yine... Mutluluğunuz hiç bitmesin tatlım. Öpüldün...
Vaaavvv incegülüm bu neydi böyle ya nefesim kesildi, ne büyük aşk böyle, okurken bu aşık olduğun kişi keşke kocan olsa diyordum, birde bu koca bu yazıyı okuyunca .......diyordum ki neyse büyük aşkın kocanmış, Allah aşkınızı daim etsin, birbirinizden ve sevdiklerinizden ayırmasın
yasenin dedi ki…
valla süpersiniz çok güzel anlatmışşınız okurken nerdeyse kalbim duracaktı heyecandan nice mutlu yıllara inşallah sevgiyle kalın
Calimero Mutfakta dedi ki…
ablacim benim.. masallah.. nice mutlu senelere insallah bu mutluluk katlanarak cogalsin..
ben de sonucta koca kisisinin cikmasini bekliyordum.. ablacim ne kadar moderen bir insan olsa da o evinin kadini cocuklarinin anasidir yazmaz boyle seyler diyordum :)
ama yinede mutlu sonu gorunce icim rahatladi :) yoksa Allah korusun incegul ablama bir sey olsa, aile ici siddete maruz kalsa, kimin yazilarinda ayni lezzeti alicaz, kimin hikayesinee gulup yaw bu kadarcik olaydan bu kadar guzel bir hikaye kim cikarabilir diyecez :)
Tabiat Ana dedi ki…
incegülüm,
canım nice mutlu yıllara:)) okuduğum en güzel yazılarından biriydi.Aşkınızda sevginizde mutluluğunuzda hiç bitmesin inşallah...
Adsız dedi ki…
Canım ya bir aşk bu kadar güzel mi yaşanır, ya da güzel mi anlatılır.Harikasınız.Allah bir yastıkta ömür geçirmek nasip etsin.Mutluluğunuz,sevginiz, huzurunuz daim olsun inşaallah.sevgiyle ve sağlıkla kalın incegülüm.
Ebru Oğuş dedi ki…
inanılmazsın gerçekten, çok inanaılmazsın!!! nice yıldönümleri diliyorum sana sarışınınla;)
Pandoram, hoş geldin tatlım gıymatlım. Çok teşekkür ederim. Kısa zaman olmasına rağmen, sen de çözdün değil mi bu çatlak arkadaşını.:)

Gülücüküm, canım benim sağol. Allah cümlemizin yuvasını, mutluluğunu daim etsin. Ya bak ben de seni üzmedim, sonunu kocaya bağladım.:)

Sevgili Yasenin, hoşgeldin. Çok teşekkür ederim güzel yorumuna, sıcak selamına. Sağol.:)

Calimerom, ah benim gülüm, size güvendiydim belki. Bu koca beni dilim dilim doğramadan önce, arkadaşlarımdan biri yetişir de kurtarır diye hani.:)) Canım benim sağol güzel sözlerin için. Tatlı kuzumsun ne diyeyim.:)

Tabiatım, güzel ve de tatlı dillim. Çok çok sağol bidenem. Hepimiz için mutluluk daim olsun can kuşum.:)

Mehtapım, bu güzel dileklerin, içten duaların bin katıyla sana da olsun canım benim. Sağol.:)

Ebruşum, sağol canım arkadaşım. Seviyorum seni biliyorsun.:)
Mutluveumutlu dedi ki…
Bu nasıl bir anlatım şekli ablacım ya, hem okurken bayıldım, hemde inşallah enişte okumaz dedim, bir yandan da incegül ablam böyle anlatıyorsa vardır bir bildiği dedim, yanılmamışım :)))
Allah daha nice nice 16 yıllar nasip etsin.
Mutlum, teşekkür ederim kuzum. Yaa aplayı tanıyorsun tabi.:)) Canım Allah size de on altı, yirmi altı... yılları nasip etsin. Çoluğunuzla, çocuğunuzla inşallah.:)
Unknown dedi ki…
İncegülcüm ne güzel bir aşk hikayesi bu. Mutluluğunuz bir ömür sürsün. Biraz geç oldu ama kutluyorum sizi..
Misketim,limonum, çok teşekkür ederim canım. Dileklerin gelsin seni bulsun inşallah.:)
Adsız dedi ki…
kız incegül alemsin anam hee :))) ulen bu kadın böyle arsızlık yapmaz ilk aşkını burdan beyle aleme içimde ukde kaldı der gibi çığırmaz.. herif tek taş almış bu kadar ilgili Allahtan belasınımı istiyo bu incegül diye düşünürken bruce willsin 6. his filminin sonu gibi oldu aaaa o sarışın incegülün kocasıymış :)))))))))

bir ömür boyu sürsün bu güzel evlilik.. imrenilecek bir huzurunuz var tu tu maşallahhh.. bu kadar uzun sürüpte böyle güzel dizelere dökülen bir evlilik olur benimkide inşallah.. bende birbirimizi günde kaç kere yediğimizin hikayelerini dökiym bari incegülüm değişiklik olsun demi :)))))

Sevgilerimle canım benim..
Kitaplikkedisi dedi ki…
İncegüüüüüüüüüüüüll demek ki seni iyi tanımışım :) Biliyo musun başından anladım bu dedim eşinden bahsediyo ama yiyo bizi yoksa anlatmaz ilk aşkını buralardan... Hatta okurken benimkininn seni seviyorum dediği anı hatırladım :) Çk güzeldi mutluluklarrr size
tam da incegülce anlatım tarzı.. valla yuttum ben, hem kocası kişisi okuyor hem de ilk aşkını anlatıyor ne cesaret demiştim.. hihihiii

nice yıllara, mutlu mesut yaşayın..
Yakamozum, ışığım Halem... çok tatlısın. Şaşırdınnnn değil mi? Yok be gülüm, ayıp ve de yazıktır. Hem boyum kadar veletlerim var benim biliyosun.:)) Canım benim çok sağol, dileklerin, duaların katlana katlana gelip seni bulsun inşallah. Öperim çoook sevgiyle...

Fezem, canımsın. Tanımışsın evet. Ve iyi ki ben de senin gibi tatlı bir kızı tanımışım. Ay ne romantik andır o değil mi? İnsanın içini hoplatır hatırladıkça.:) Sağol canımmm, dileklerin senin için de olsun. Öperim kuzummm...

Kraliçem, seni görmek ne güzel. Demek sen de inanan gruptansın. Olsun yahu, daha heyecanlı olmuştur.:) Teşekkür ederimmmm, hemşerimle size de aynı dilekleri gönderiyorum efenim. Sevgilerrrr...
PAPATYA PRENSES dedi ki…
Diyecek söz bulamıyorum:)))
Rabbim daha uzun yıllar mutlu ve mesut etsin sizi:)
sufi dedi ki…
Peyniri didikleyen fare yüreğinin ortasından hiç gitmesin dilerim.Ellerine sağlık incegül.
Adsız dedi ki…
Çok iyi bir takipçi değilim, ama yazılarınızı seviyorum. Ne hoş bir aşk hikayesi... Sonunu tahmin edemedim doğrusunu söylemek gerekirse ama son cümlelelere ulaştığımda gözyaşları hücum etmişti gözlerime...
Allah ömür boyu mutlu etsin

sevgiler...
Adsız dedi ki…
Allah iyiliğinizi versin...Okurken hep ne kadar dürüst yazmış duygularını diye takdirle devam ettim satırlara....eşi okursa aceba ne düşünür ki demektende alamadım kendimi...
final bölümüyle kanımca yeniden aşık ettiniz herkesi kendinize..en baştada eşinize...
hep mutlu olun inşallah...
tebrikler..

suzem

Bu blogdaki popüler yayınlar

SİGARASI YALDIZLI GELİYOR NAZLI NAZLI

BİR ÇİFT KUŞ KANADIDIR MUTLULUK

AYA BAKTIM SENİ GÖRDÜM SANA BAKTIM AYI GÖRDÜM