DELİ DELİ GÖBEĞİ PİERCİNGLİ...
Ruh sağlığın nasıl günlük bugün,
Beni sorarsan manik depresifim ben herhalde günlükçüm. Sevgili Nimet daha iyi bilir ama, sanırım öyleyim. Bu iyi bir şey mi bilemiyorum. Ya çok hastayım, ya da çok sağlamım ben.
Birkaç gündür böyle bir durgunluk, karamsarlık bi bişeyler. İçimden yazmak bile gelmiyor, düşün.. o kadar yani. İşte dedim, eyvah.. bunalıma giriyorum. Ama zınk. Kendime gelmiş bulunuyorum şu saat itibarıyle.
Ya insan bir kararda durur değil mi? Bir halden diğerine geçmek azıcık zaman alır. Beş dakika önce zırıl zırıl ederken, akabinde kahkahalar atılmaz ki. İşte az evvel bir sinir krizinden çıkıp, diğerine giriyordun. Ne haçan ebleh kurbağa gibi, saf saf etrafı seyreylemeye başladın.
Köyden gelen, akraba yavrularından biri bir gün, “bu incegül apla da ne güldürükçü heee..” demişti. Halbuki ben o gün bunalımın dibine vurmuşum. Ne güldürükü be, gülmeye dermanım yok sanıyordum. Meğerse ben farkında olmadan bunalımdan çıkıp, komikçilik yapmaya başlamışım. O kadar yani.
Bir de bizim mahallenin delileri, pek severler beni. Valla bak, ne gülüyon? E hacı hacıyı tekkede, deli deliyi dakkada..malum. Hasbi, hep yolumu keser “apla naber apla” diye hal hatır sorar. “ paran var mı apla” diye mali durumumu kontrol eder. Ama geçen gün çok ayıp etti. “Apla bi kere öpiiiim mi? lütfen apla bee.” (buradaki öpmek, benim koyduğum soft bi kelimedir ki kendisi, şu anda yazamıycaam başka bir sözcüğü, yol ortasında alenen telaffuz etmiştir.) İlk ahlaksız teklifimi de Deli Hasbi’den almış bulunmaktayım. Hayırlı olsun.
Lakin, öyle dolarlar molarlar yok işin ucunda. Baht olmayınca başta, ne kuruda biter ne yaşta, demişler. Elin hatunlarına holding patronu, yakışıklı adam, bize de mahallenin delisi Hasbi.
Bu Hasbi kişisi günlerden bir gün anneme gelmiş kapıya. Benim orta kardeşi soruyor. O zamanlar biraz daha iyi durumda Hasbi. “O, benim arkadaşım, sinemaya gidecez,” diyor. Yakın görüyor kendine yazık bizi. Neden ki acep? Neyse annem diyor ki “ o yok oğlum evde. İşe gitti çalışıyor.” Benim canım annem, hiç kimseyi sınıflandırmaz. İnsan, insandır onun için. Kimseyi de kırmaz mümkün olduğunca. Meleğim benim.
Neyse bunlar kapı önünde başlıyorlar muhabbete. Hasbi evlenemediğinden yakınıyor anneme. Annem de olur çocuuum olur, niye olmasın, daha gençsin filan diyor. Bütün bunlar olurken ben de içeride Maxi ile oyun oynamaktayım. Gülüyorum da bir yandan konuşmalara. Tam da bu sırada Maxi su istiyor, ben mutfağa doğru su almaya gidiyorum. Odadan çıkıyorum.
Sevgili anneciğim, sultanların sultanı, N.sultan beni görüyor. Hasbi’ye dönüyor ve “e bak bu kızı veriyim sana, beceriklidir, güzeldir de.” Diyor. Ben şoklarda, öylece kalakalıyorum. Maxi bağırıyor içeriden. Anneeee şu ittiyom beeen.
Yazık yaaa.. deli meli.. aklı kalacak şimdi... e aklına düşecek, bu kızı bana verecekler diye. Aşık maşık olacak. Yazık anne yaaa…
Hasbi şöyle bir bakıyor. İnce ince süzüyor beni. “yok teyse istemem ben bunu, küçük bu küçük, sen başka kıs bul bana”diyor.
Nasıl yaaaa?…..
Hadi günlük görüşürük yine.
Beni sorarsan manik depresifim ben herhalde günlükçüm. Sevgili Nimet daha iyi bilir ama, sanırım öyleyim. Bu iyi bir şey mi bilemiyorum. Ya çok hastayım, ya da çok sağlamım ben.
Birkaç gündür böyle bir durgunluk, karamsarlık bi bişeyler. İçimden yazmak bile gelmiyor, düşün.. o kadar yani. İşte dedim, eyvah.. bunalıma giriyorum. Ama zınk. Kendime gelmiş bulunuyorum şu saat itibarıyle.
Ya insan bir kararda durur değil mi? Bir halden diğerine geçmek azıcık zaman alır. Beş dakika önce zırıl zırıl ederken, akabinde kahkahalar atılmaz ki. İşte az evvel bir sinir krizinden çıkıp, diğerine giriyordun. Ne haçan ebleh kurbağa gibi, saf saf etrafı seyreylemeye başladın.
Köyden gelen, akraba yavrularından biri bir gün, “bu incegül apla da ne güldürükçü heee..” demişti. Halbuki ben o gün bunalımın dibine vurmuşum. Ne güldürükü be, gülmeye dermanım yok sanıyordum. Meğerse ben farkında olmadan bunalımdan çıkıp, komikçilik yapmaya başlamışım. O kadar yani.
Bir de bizim mahallenin delileri, pek severler beni. Valla bak, ne gülüyon? E hacı hacıyı tekkede, deli deliyi dakkada..malum. Hasbi, hep yolumu keser “apla naber apla” diye hal hatır sorar. “ paran var mı apla” diye mali durumumu kontrol eder. Ama geçen gün çok ayıp etti. “Apla bi kere öpiiiim mi? lütfen apla bee.” (buradaki öpmek, benim koyduğum soft bi kelimedir ki kendisi, şu anda yazamıycaam başka bir sözcüğü, yol ortasında alenen telaffuz etmiştir.) İlk ahlaksız teklifimi de Deli Hasbi’den almış bulunmaktayım. Hayırlı olsun.
Lakin, öyle dolarlar molarlar yok işin ucunda. Baht olmayınca başta, ne kuruda biter ne yaşta, demişler. Elin hatunlarına holding patronu, yakışıklı adam, bize de mahallenin delisi Hasbi.
Bu Hasbi kişisi günlerden bir gün anneme gelmiş kapıya. Benim orta kardeşi soruyor. O zamanlar biraz daha iyi durumda Hasbi. “O, benim arkadaşım, sinemaya gidecez,” diyor. Yakın görüyor kendine yazık bizi. Neden ki acep? Neyse annem diyor ki “ o yok oğlum evde. İşe gitti çalışıyor.” Benim canım annem, hiç kimseyi sınıflandırmaz. İnsan, insandır onun için. Kimseyi de kırmaz mümkün olduğunca. Meleğim benim.
Neyse bunlar kapı önünde başlıyorlar muhabbete. Hasbi evlenemediğinden yakınıyor anneme. Annem de olur çocuuum olur, niye olmasın, daha gençsin filan diyor. Bütün bunlar olurken ben de içeride Maxi ile oyun oynamaktayım. Gülüyorum da bir yandan konuşmalara. Tam da bu sırada Maxi su istiyor, ben mutfağa doğru su almaya gidiyorum. Odadan çıkıyorum.
Sevgili anneciğim, sultanların sultanı, N.sultan beni görüyor. Hasbi’ye dönüyor ve “e bak bu kızı veriyim sana, beceriklidir, güzeldir de.” Diyor. Ben şoklarda, öylece kalakalıyorum. Maxi bağırıyor içeriden. Anneeee şu ittiyom beeen.
Yazık yaaa.. deli meli.. aklı kalacak şimdi... e aklına düşecek, bu kızı bana verecekler diye. Aşık maşık olacak. Yazık anne yaaa…
Hasbi şöyle bir bakıyor. İnce ince süzüyor beni. “yok teyse istemem ben bunu, küçük bu küçük, sen başka kıs bul bana”diyor.
Nasıl yaaaa?…..
Hadi günlük görüşürük yine.
Yorumlar
renklercim, amiiin cümlemizi güldürsün Rabbim.:)))
oceancım, ne kadar güzel bir sevgi öyküsü bu.. bizim hasbi de bazen "apla ben de bebektim biliyon mu.." der mesela, çok duygulanırım ben.:)))
dikkat et hasbiye .Bizim köydede bir hayri vardı bak bunlar hep benzer isimler kullanıyor demek.Bütün yeni yeten kızlara hayri'ye vericem seni derlerdi.Hayride kuzguncuk gibi döner dururdu artık evin etrafında :) .
Aman dikkat ...
"Çıt diye çıtlamak üzereyiiim"
"İncegül Hanım içenni diyo"
"Özledim herifi valla"
fotoğraf :)) türkçe bir yazmışlar ki uyanmasınlar diye 1.000.000 yazsaydı :))
veeee ofiste herkesin anlamsız anlamsız bana bakmasını sağlayan yere geldik :)))))))))))))))
Teşekkürler bağyan, teşekkürler bağyan, teşekkürler bağyan, teşekkürler bağyan, teşekkürler bağyan, pardon Sam, teşekkürler bağyan, teşekkürler bağyan………
hacerim, benim halama da, seni deli hüsnü'ye verecem derdi babaannem. hüsnü de bahçenin etrafında fır dönerdi ne dalga geçerdik.:)))
gökhanım, sağolasın. valla sabah sabah neşelendirdiysem seni ne mutlu.. bi de üşenmemiş not almışsın. ne diyim. seni, seni ayın en sistematik blog okuyan bloggerı seçtim eheehe.:)))
gamzelim, en kısa zamanda cevaplıyorum canım.:)))
sobeler 2 oldu, e cevaplamak şart oldu.:)))
Bizim orada da şevket vardı deli şevket derlerdi, adam yarabbim tövbe tövbe aynı maymun yaaa...Arptı ne biçim...Hep bayanlarla uğraşırdı, afedersin parmak atmaya çalışırdı...
hep küçük çocukları korkutırlardı şevket geliyor , şevkete vercem diye..Yazık öldü ama araba çarpmış :(
Yabancı misafirinize ne oldu, anlaşabildiniz mi sonunda?
dnzim, doğru söylüyorsun. o kadar temiz ve saflar ki. tıpkı çocuklar gibi canım.:)))
ayçiçeğim, kız amanın, geldin mi bacım. hoşgeldin. özledik seni be.:)
anlaştık biz onunla bi şekilde merak etme.:)))
kız cadım, çok güldürdün beni.:))) doca kişisi, bak bu kızın kıymetini bil. ne kısmetler tepmiştir zamanında.:)))
GAMZELİ KIZ, BU MESAJI SANA VE TÜM BLOGGER ARKADAŞLARIMA GÖNDERİYORUM. HEPİNİZİ ÇOK SEVİYORUM. YALANSIZ, RİYASIZ, GERÇEKTEN ÇOK SEVİYORUM.:))))))))
perilim, valla sen de az değilmişsin he.:))) kafa dengi bir arkadaşın oldu mu, delilik yapmak en güzeli be.. sonra anısı oluyor işte.:)))Bilmiyom ki arkadaşım. Beğenmedim diyemedi demek, kırılmayım diye küçük dedi zaar.:)))
nenonim, canım sağolasın. ben de sizi gördükçe, bütün sıkıntılarımı unutup, keyifleniyorum.:)))
Hepinizi çooook öpüyorum.
Sen onu bırakta ne zaman bunları kitaba döküyorsun? Bak ona göre yayın evleri ile görüşmeye başlıyacağım :))
andycim, menejer sensin. başla çalışmalara.:)))
news posted here.
Also visit my weblog ; manchester united transfer news man utd
think. Also, many thanks for allowing me to comment!
Also visit my web-site ... comprar perfume
Here is my homepage pizza games lafayette