CADI İSTEDİ BEN YAPTIM...



Sana bi masal anlatıyım mı günlükçüüüm. Daha önce hiç duymadığın. Zaten masal bu.. adı üstünde. Uyduruk hikayeler işte.. Gerçek hayatta asla olamayacak olaylar zinciri..

Bir varmış bir yokmuş...yok olan aslında varmış ta, var olan yerinde yokmuş..

Zamanın birinde hiiiç bilmediğimiz bi ülke varmış. Kral ve ülkenin ileri gelenleri çalıp çırpıp, hazineyi hortumlayarak ceplerini şişirir, zavallı halk ta günden güne zorlaşan hayat şartlarından ve işsizlikten fakirleşirmiş. Birine her gün bir daha eklenen vergilerden beli bükülmüş zavallıların. Ancak ülkenin ünlülerinin dertleriyle o kadar meşgulmüşler ki kendi dertlerini unutur olmuşlar. Ülkede hırsızlık, uğursuzluk, namussuzluk geçer akçe olmuş. Düzenbaz, üçkağıtçı ve yalaka olanlar baş tacı edilirken, doğruyu söyleyenler bütün köylerden kovulmuş. Suç almış başını gitmiş. Kardeş kardeşi vurur olmuş. Adalete güven kalmadığından, eline silah alan kendi adaletini yaratmaya çalışırmış.

İşte bu bizim bilmediğimiz ülkede Hamza ile Gretel adında iki kardeşçik varmış. Zavallı fakir evlerinde baba ve annesiyle birlikte yaşamaya çalışıyorlarmış. Yıllar evvel bir ekonomik buhran sonucu işini kaybeden baba, gündelik işler yaparak evi geçindirmeye, çocuklarını okutmaya çalışıyormuş. Hamza ve Gretel de ona yardım etmek için okuldan sonra sokaklarda mendil satıyorlarmış.

Vakitlerden bir vakit işte tam da bu vakit, Hamza ve Gretel yüklenmişler selpak paketlerini, dökülmüşler yola. Akşam ayazında buza kesmiş minicik elleriyle eve ekmek getirmek için arşınlıyorlarmış yolları. Burunları kıpkırmızı olmuş yürürken, birden, kenarda, gazete kağıdının üzerinde duran yiyecekleri görmüşler. Pastalar, börekler, kurabiyeler her çeşit yiyecek varmış. Almayın, hırsızlık olur bu, diyen vicdanlarının sesini, midelerinden yükselen gurultular bastırmış. Başlamışlar yemeye.

O sırada kötü kalpli Kudret kişisi çıkmış ortaya. Meğersem bu yemekleri oraya, aç çocukları tuzağa düşürmek için kendisi koymuşmuş. Siz benim yiyeceklerimi mi yediniz bakalım deyip kaptığı gibi onları, pis kokulu, inden bozma bi döküntüye götürmüş. Mekanda yaşıtları daha bir çok çocuk varmış. Hepsi ellerindeki torbalara yüzlerini gömmüş, garip garip nefes alıp veriyorlarmış.

Tüm bunlar olurken, Hamza ve Gretel'in birinci dereceden kuzeni, hala kızı Kırmızı Eşarplı Kız, kendi elleriyle pişirdiği böreği de almış, dayısını ve yengesini ziyarete gitmekteymiş. Kızcağız, bir evde hizmetçilik ediyor ve o evde kalıyormuş. Akşam karanlığında vitrinlere bakarak yürürken karşısına bir başka kötü kalpli kişilik olan Kültigin çıkıvermiş. Kültigin ona senin gibi güzel bi kızın böyle fakir yaşaması doğru mu? Senden ne çirkinler manken, oyuncu, sunucu oluyorlar. Gel benimle, seni şöhret yapayım. Pamuk Prenses gibi saraylarda yaşatayım...demiş.

Kırmızı Eşarplı Kız, annesinin ölmeden evvel kendisine verdiği nasihati hatırlamış. Kızım hain insanlar seni kandırmak isteyebilir. Ama sen doğru bildiğin yoldan hiç sapma... İyi de zavallı annesini parasızlıktan tedavi ettiremedikleri için kaybetmemişler miydi. Babacığı ise Saray yalakalarının halkın gözünü boyamak için açtıkları çukura düşmüştü ve bu ne ilkti ne de son olacaktı. Bu işin sorumluları yeni çukurlar açmakla meşguldüler. Paraları olsa belki annesi ve babası yaşıyor olacaktı. Şimdi bir fırsat çıkmıştı karşısına. Belki de Kültigin ona güzel bir hayat sağlayacaktı. Belki de bir prenses olacaktı. Masal bu ya... hep fakir ve iyi kızlar prenses olmaz mıydı?

Bu düşüncelerle tutmuş adamın elini ve karanlık arka sokaklarda gözden kaybolmuşlar.

Aradan yıllar yıllar geçmiş.........

Hamza ve Gretelin anneleri yavrularından hiç bir haber alamayınca üzüntüden hasta olmuş, yataklara düşmüş ve sonra ölmüş. Zavallı ihtiyar babaları ise alkollü bir sürücünün kullandığı at arabasının altında kalıp can vermiş. Zavallı ölü adam, yapılan inceleme sonunda suçlu bulunduğundan, sürücü dilediği gibi at koşturmaya devam etmiş.

Kötü kalpli Kudret, Hamza ve Gretel'i önce o torbadaki şeye, sonra daha kötülerine alıştırmış. Ayrıca artık sokaklarda bunu satıyorlarmış ta.. Hırsızlık ta yapmak zorundalarmış. Bir gün yine sokaklarda iken karşıdan gelen kalabalıkla irkilmişler. Güruhun elinde bayraklar, silahlar... küfürler ve şarkılarla karşıdan geliyorlarmış... masal bu ya tüfenk daha yeni icat olmuş ama, dediğimiz gibi her isteyen rahatça alabiliyormuş. Mertliğe gelince o çoook önceleri bozulmuş, tüfenkle alakası yokmuş...

Bunlardan birisi havaya ateş ederken masal bu ya kurşun sekip Gretel'i bulmuş. Zavallı kız oracıkta ölüvermiş. Amaaaan nasıl olsa saray zindanında bi kaç sene yattıktan sonra af çıkar kurtulurum diyerek son bi kez bakmış bitirdiği hayata ve gitmiş.

Hamza, kardeşinin ölümüyle sarsılmış bir şekilde yürümeye başlamış. Sonra kaldırımda duran kadına ilişmiş gözü. Sanki tanıyor gibiyim demiş içinden. Biraz daha yaklaşınca bunun Kırmızı Eşarplı Kız olduğunu farketmiş. Ne yapıyorsun burada? Ne oldu sana böyle? diye sormuş. Kültigin beni sattı, kötü yola düştüm. Kaldırım kenarlarında etimi satıyorum diyememiş tabii. Sarılmış sıkıca, bıyıkları yeni terlemeye başlayan Hamza'ya, Kırmızı Elbiseli Kadın. Bir tek sen kaldın bana canım kardeşim demiş.

Kaçsalar, kurtarabilseler kendilerini. Beraber abla kardeş mutlu yaşasalar ne güzel olurmuş.

Ama Kudret'le Kültigin bırakmazmış ki peşlerini. Onlar güçlü, onların saray eşrafından bir sürü tanıdıkları var.

Sonra ayrılmışlar. Herkes kendi yoluna gitmiş.

Masal da burada bitmiş.

Ne bekliyorsun günlük? Bitti işte. Her masalın sonu iyi bitecek diye bi kaide mi var? Bu masalda kötüler kazanıyor. Dediğim gibi bu masal bizim hiç bilmediğimiz bir ülkede geçen hiç bilmediğimiz bir masal. Demek ki her masalda iyiler kazanmıyormuş.

Gökten elma falan da düşmemiş günlük boşuna bekleme...

Hadi günlük hepimize iyi uykular!!!

Yorumlar

parkeolog dedi ki…
Merhaba..
Masal çok hoş olmuş:) Gerçekten çok yaratıcı..:)
Siteniz de çok güzel..
Sanem dedi ki…
Uyumadan once bir bakayim dedim sayfama, sonra senin sayfaya dustu yolum, tam isabet dedim uyumadan once okudum masali. Sonra dusundum bu incegul boyleyse cocuklarinin hayal dunyasi nicedir. Neyse ben uykuya gidiyorum, aklimda kultiginle karsilasip kirmiziliyi kurtarmak..
sevgili parkeolog, merhaba. Teşekkür ederim güzel düşüncelerin için. Görüşmek üzere.:)

Sanemcim, iyi uykular, tatlı rüyalar canım. umarım kırmızılıyı kurtarmanın bir yolunu bulursun.:)
olursa eğer paylaşır mısın?:)
PERİLİ KÖŞK dedi ki…
artık çocuklarımıza gerçek hansel gretel masalları yerine,günümüz versiyonu masallar anlatacağız galiba, biraz Türk filmi gibi ama ne çok oluyur bunlar çevremizde değil mi?..kırmızılıyı nasıl kurtaracağız?çok zor bi soru sordun fikrimce ,...
CaDı dedi ki…
Üfff, bu masal gerçek olmuş! Gretel kurtulmuş ama diğerlerini kurtarmak için neler verirdim..
periliköşkçüm, yavrular bu masallarla büyüyorlar artık. o kadar alışmışlar ki, sıradan geliyor hepsi.

cadıcım, bu kadar çok abuk olayı insan masalda bile kaldıramıyor. gerçek hayatta olmaz bunlar galiba, sanırım, kanımca.
ciceklibahce dedi ki…
Etrafımızdaki gerçekler malesef:(
Gördüğüm her mendilci çocuğa içim sızlayarak bakıyorum. Para verip alsam o para onunmu olucak bilemiyorum. Keşke yapabileceğimiz şeyler olsa...
ANDY dedi ki…
Sen bence yeni bir blog ac ve "büyüklere masallar" koy adını :)Sende potansiyel fazlasıyla var :)
çiçeklibahçecim, ben para vermek yerine, onların kullanabileceği bir şey vermeyi tercih ediyorum. Soğuk bir kış akşamı, üşümüş ellerine bir çift eldiven gibi.:)

andycim, blog aleminin adile teyzesi geliyor. kuzucuklarım hadi bakiim yataklara.:)
Ocean dedi ki…
tamam da fikrimin incegülü içim daraldı bütün kötülükleri bir arada okumaktan ama bukadar da güzel ifade edilebilirdi yani:(((( kesinlikle bu masal büyüklere masal olarak yayınlanmalı:(((
Deniz dedi ki…
hayatın gerçekleri... ben de görüyorum çıplak ayaklı, pislikten kapkara olmuş, belki de hiç yıkanmamış çocuklar... süt varsa süt, meyve, büsküvi yanımda ne varsa veriyorum. bazıları çok mutlu oluyor, bazıları para da ver diyorlar. çünkü akşama hesap sorandan korkuyorlar. herşeyi devlete yüklemek yanlış olsa da, bir devlet çocuklarını koruyabilmeli.. isterse gidip toplar, çalıştırtmaz, sömürtmez. benim güvenim yok, keşke sonsuz güvenim olabilseydi... bunun için gerçekten çok üzgünüm.
CeRkeS KıZı dedi ki…
aglanacak halimize gülmek bu olsa gerek :))
gmemuzin dedi ki…
MERHABALAR BACIIM

OKUYAMADIM BUTÜN YAZDIKLARINI EMME GÜZELDİR BİLİRİM.HERKESE BURDAN TEŞEKKÜRLER ÖNCELİKLE ..GAYET İYİYİM BUGÜN EVDE TEMBELLİK YAPIYOM...
BAZEN FİZİKSEL OLARAK YANINDA OLAMASANDA SEVDİĞİNİN ASLINDA HEP YANINDASINDIR MERAK ETMEEE CANIM BENİMM.
oceancım, valla yazarken benim de içime daral geldi ama... o dediğin büyükler masal okur mu ki acep?...

dnzcim, ne diyim yerden göğe haklısın velakin deveye sormuşlar boynun neden eğri diye, nerem doğru ki demiş bizim deve...

öznurcum, tam da dediğin gibi...

gmemuzincim, evde misin kız. yerim ben seni. iyi yat dinlen. oku beni boya beni...
kurunane dedi ki…
doğru söze ne denir? herşey tam da böyle olmuyormu maalesef?
amaniiin tüylerim ürperdi.:( kültügini bildim de,kudret kim onu çıkaramadım.:(
bugün benim doğum günümbugün benim doğum günümbugün benim doğum günümbugün benim doğum günümbugün benim doğum günüm
onun için yeni ve neşeli bir masal rica edeyim lütfen.:)
kurunanecim, malesef. elden birşey de gelmiyor malesef.:(

yağmurum damlam, doğum günün kutlu, mutlu olsun canım. Nice nice yıllara hep beraber inşallah.:)
sen bu kültigin'i nereden tanıyosun bakem hııı?:)
uykucu dedi ki…
fikrimin ince gülü bence blog köşelerinde harcanma bu masallardan muhteşem kitaplar çıkar ben bayıldım.günümüz yaşanılan gerçek masallar keşke orjinalleri gibi masum olsa..
figencim, teşekkür ederim canım. ama burada mutluyum yaaa. kalıcam ben.:)bu arada, umarım rota tamamen gitmiştir. iyisinizdir hepiniz.:)

Bu blogdaki popüler yayınlar

BİR ÇİFT KUŞ KANADIDIR MUTLULUK

SİGARASI YALDIZLI GELİYOR NAZLI NAZLI

AYA BAKTIM SENİ GÖRDÜM SANA BAKTIM AYI GÖRDÜM