Günlükçüm merhaba,
Şimdi ben Pazar günü evdeydim ya. Koca da yok, gezelim tozalım. Biraz TV seyredeyim bari dedim kendi kendime. Kanal kanal geziyorum. Her yerde magazin programları. Hadi biraz müzik dinleyeyim bari dedim. Hem yeni çıkan kliplere filan bakarım, hem de belki sevdiğim şarkılar çıkar.
Şu Kral TV var hani musiki kanalı. Açtım seyrediyorum. Klipler ayrı da.. bir de VJ adı verilen arkadaşlar var burada sunum yapıyorlar hani. Ben bunlardan birine takıldım kaldım. Kızcağız 20 li yaşları çoktan aşmış velakin böyle bebeler gibi konuşarak şirin olduğunu da zannederek klip sunmakta. Saçları da böyle iki taraftan bağlamış. Pippi diye bi TV dizisi vardı. Yaşı yaşıma uygun arkadaşlarım hatırlarlar.. aynen onun gibi yapmış kafayı. Kız konuşuyor hem de çok konuşuyor.
Bir insan toplamda 30 bilemedin 40 kelime kullanarak iki saat boyunca konuşabilir mi diye şaşırtıyor insanı. Bir de iki heceden sonra mutlaka ihi ihi şeklinde bir kıkırdama efekti yaparak bir insan nasıl çileden çıkarılır dersi veriyor.
Bütün tüylerimi ayağa kaldıran bu şirinlik muskasının Türkçe’yi kıyım kıyım kıymasını, kelime ve cümle katliamını seyretmekten de kendimi alamıyorum. Mazoşistim büyük ihtimalle.
Sınırlarımı bayağı zorlayarak seyrettiğim bu abladan sonra bir de yiğit!!! çıkıyor meydane, amanın da pek bir merdane… Sürekli bir ileri geri kırıta kırıta adım atma halinde konuşmaya çalışıyor. Muhtemelen de zor oluyordur. Sağ el aşağıya doğru bükük, sol el cepte.. dudaklarda mercan rengi bir ruj. Tamam artık bu kadarı da fazla. Bünye kaldırmıyor ne yapalım.
Bak dekorasyon programı başlamış. Seyredelim de fikir edinelim. Evimizin sağını solunu süsler püsleriz. Bahar geldi değişiklik gerek. İyi de niye zıplayıp duruyor ki bu adam. Hayır bu eskiden cansız manken idi. Bir canlandı pir canlandı maşallah. Hatta böyle zıplarken cam sehpaya mı girmiş, sehpa mı buna girmiş bir şeyler olmuştu ya yazık. Bi uslan, bi dur durak bil di mi? Aynı tas aynı hamam.
Neyse zıplaya zıplaya seçiyor alıyor eşyaları. Yanında bulunan, bulunmak zorunda olan, ya da hasbelkader oradan geçmekte olan zavallı insancıklar da kimi onunla birlikte sıçrıyor, kimi öyle bön bön bakıyor. Sonunda işlem tamamlanıyor. Şanslı!!! şahsiyetin evi dayanıp döşeniyor. Alıyorlar bu kişiyi, yazık bağlıyorlar gözlerini. Hele bir yaşlı teyze vardı ki içim acımıştı haline. 60 yaşında var kadıncağız, bağlamış bu süper zekalı gözlerini zavallının. Gözler açılınca bi afalladı teyzem. Sevinç ve şaşkınlığı bir arada yaşamıştı. Sonra bu yaşlı kadını da zıplatmaya kalktı, güya sempatik sunucu. Bunu da geç.. sinirlerimi harap edecek şimdi.
Amanda ne güzel kurbağalarla ilgili belgesel buldum valla. Onlar da zıplıyor. Hem de daha sevimliler. Seyrettim bir güzel onu. Kurbağaların avlanmasını, oradan fabrikalarda işlenip ihraç edilme aşamalarını anlatıyorlar.
Hani ben bazen şikayet ediyorum ya günlükçüm. İşim şöyle zor, böyle zahmetli. Valla biz çalışmıyoruz bile. Bu insancıklar gece sabaha kadar kurbağa avlıyorlar. Sonra fabrikalarda kadın işçiler bunları tek tek elleriyle alıp torbalara koyuyorlar, tartmak için. Daha sonra da canlı canlı derisini yüzüyorlar. Sonra bu temizlenmiş kurbağalar Avrupa'da lüks restaurantların mutfaklarında yerlerini alıyorlar.
Asıl beni etkileyen ise, avcılardan birinin evinde yapılan çekimdi. 70 yaşlarındaki annesi kurbağayı önce una sonra yumurtaya ve nihayetinde galeta ununa bulayarak, tereyağında nar gibi kızarttı. Sonra oturup bir güzel afiyetle yediler. Evin küçük çocuğu da nasıl iştahlı yiyordu. Evlerinin ekmeği, sofralarına da ekmek olmuştu.
Pazar günü TV maceram Buzda Dans'la sona erdi. Ben buz dansını çok severim ezelinden beri. Avrupa Şampiyonasını da hiç kaçırmadan seyrettim. Şimdi Dünya Şampiyonasını bekliyorum. Çocukken hayaller kurardım, o buzun üstünde olmakla ilgili. Tabi benim gibi sakar bir kadın bi tarafını kırmadan ne kadar kalabilirdi onu da bilmiyorum. Düz yolda takılıp düşüyorsun işte. Ne işin var senin buzla muzla. Tuğba Ekinci misin sen? Allah Allah.. yine sinirlendirdin kendini durup dururken.
Hadi günlük hayırlı geceler.
Yorumlar
fatma zehracım merhabalar, ismin o kadar güzel ki ilk etapta kısaltmak istemedim. Bak zıplamak her zaman kötü olmuyomuş. Sen hep zıpla ben beklerim seni. Ben de senin oraya zıplıycam şu işlerim bitsin.
Öpüyorum canlarım
boriporicim merhabalar, ne iyi etmişsin gelmişsin. Teşekkür ederim. Şarkı da pek güzel evet. En kısa zamanda sıçrıyorum senin bloga.
öpüyorum sizi.
Çok sayın Vahe bey cam sehpaya geçtimi bir gün hakikaten? tüh nasıl kaçırdım ben onu?:(
Paticiklere yeni doğan yavruları koydum.:) Mini kaç yaşında?Umarım kendi okumuyordur,sen sansürlü okursun.:)
Aşağıdaki yazına dün şu Hadis'i ekliyecektim,fırsat olmadı.sen demişsin ya kapıma geleni boş çevirmem diye.
İşte "kapıya geleni boş çevirmeyin" diye de Hadis var.:) Bende o yüzden bu zamane dilencilerinde bir tek onlara bir şey veririm. Ama devamını getirip,onun giysisi filan işi uzattıkları zaman "tamam ben vereceğimi verdim" derim.
Biz de depremden bir kaç gün önce uzun zamandır aynı duran mobilyaların yerini değiştik.Eğer eski yerlerinde duraydı,oğlum da ben de ölmüştük.
Adam yanlız kalmıştı.:(
Acaba daha sevinirmiydi,hahah.
Şaka,şaka.:)
sağolasın Allah hepimizi güldürsün. Sehpa olayı doğru. O kadar zıplarsan olacağı bu.
Mini 7 yaşında okumayı bu sene öğrendi. Kendi okuyor, kendi yazıyor yorumlarını da. Gülüm bizden daha iyi biliyorlar her şeyi merak etme.
Hadis için teşekkür ederim. Annem derdi bana sakın kapına geleni boş çevirme diye.
Allah korusun. Allah evladına da sana da uzun ömür versin. Telefon olayını okudum. Bir gün bu olayları toparlayıp bir anlatıversen diyorum.
Öpüldünüz.
Ben de "Belgesel ciddi bir iştir" diye Maydanozun evden kaçıp evlenmesini(daha doğrusu evlenebil dimi acaba diye) yazcaktım orada. Ne yani belgesellerde de hayvancıklar evleniyor diyerek.:)
netsek :)) :))
Gerçekten kalp kalbe karşı olmuşuz.:)
Bişey olmaz biz gerekli sansürleri uygularız. Beraber bakıyoruz zaten.
kukumu ayni anda bu kadar cok kisiye gosterme fikri cok ürkütüyor beni
bkz. zynp tkş kukusu
Şesuye geldi şimdi bizim çaycı..noldu, niye böyle gülüyosun diye. Nolcek senin ne eksiğin var ki. Millet alıştı zati k.k görmeye. Erkekler bakmıyo bile.
Öptüm.
Öptüm canım.
pazar günlerinden nefret ederim..hep aynı telaşlar..bunu 2 yıldır değiştirmeye cabalıyorum..tv bizim evde gereksiz birşey..ogluş için baby tv ve belgeseller, arada radyo, haberler ve bir kaçta dizi için acılır...seyredecek başka ne var ki zaten..
belgesel konusunda uzman oldum artık..yalnız kurbağa hala yiyemem..okadar da olmadım :P
Öpüyorum canım.